Etiket: Ağbal

  • Bakan Ağbal Bayburt’ta vatandaşlarla bayramlaştı

    BAYBURT (İHA) – Maliye Bakanı Naci Ağbal, memleketi Bayburt’ta vatandaşlarla bayramlaştı.

    Maliye Bakanı Naci Ağbal, memleketi Bayburt’ta Zahit Mahallesi’ndeki mahalle odasında organize edilen programda vatandaşlarla bayramlaştı. Ağbal yaptığı konuşmada, “Birçok sıkıntıyla karşı karşıya kaldık ama milletçe birlik ve beraberlik içinde bunların hepsinin üstesinden geldik. Bu açıdan sıkıntılar yaşamış olmakla birlikte bu şerden hep beraber hayır çıkarttık. Sağduyuyu, birlik ve beraberliği aramızda kalıcı bir şekilde tesis ettik. Gerek içerideki terör örgütleri, gerek dışarıdaki şer odakları bu sıkıntıları bize yaşatırken, bu millete diz çöktüreceklerini düşündüler, umdular ama yine Allah’a şükrediyoruz ki Çanakkale ruhu bu topraklarda hiç ölmemiş. Bu da bizi burada dipdiri tutan adeta birliğimizin çimentosu” dedi.

    Terörle mücadelede ve 15 Temmuz’da şehit olanlara Allah’tan rahmet dileyen Ağbal, “Şunu herkes bilsin ki bu millet çok güçlü. Bu milleti yedi düveli gelse Allah’ın izniyle kahramanlarımız olduğu sürece hiçbir şekilde sırtını yere getiremez” diye konuştu.

    Programa Vali Ali Hamza Pehlivan, AK Parti Bayburt Milletvekili Şahap Kavcıoğlu, eski bakanlardan Ülkü Gökalp Güney, Belediye Başkanı Mete Memiş, Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Selçuk Coşkun, Zahit Mahallesi Muhtarı Mahmut Orun ve vatandaşlar katıldı.

  • Bakan Ağbal ve Özhaseki Bayburt’ta

    Maliye Bakanı Naci Ağbal ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, çeşitli ziyaret ve incelemelerde bulunmak üzere Bayburt’a geldi.

    Maliye Bakanı Naci Ağbal ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, kent merkezinde devam eden belediye çalışmalarını inceleyip ilgililerden bilgi aldı. Esnafla sohbet eden Bakanlar, ardından Bayburt Valiliği’ne gelerek burada şeref defterini imzalayıp gazetecilere açıklamalarda bulundu.

    Bayburt’u tarihi, kadim kültürüne kavuşturabilmek amacıyla ziyaret gerçekleştirdiklerini anımsatan Bakan Özhaseki, şunları söyledi:

    “Bugün burada bir çalışma alanı oluşturabilmek amacıyla gelmiş bulunuyoruz. Belediye başkanımızın ev sahipliğinde yaptığı toplantılarla hangi mahallelerde dönüşüm yapacağımızı buralarda nasıl bir yol izleyeceğimizi kararlaştırdık. Sonrada çarşı içerisinde özellikle esnaf arkadaşlarımızın bulunduğu yerlerde sokak sağlıklaştırma projesini yerinde gördük. O bölgede yapılacak binaların cephe çalışması hususunda da fikir tahsisinde bulunduk. Değerli başkanımızı da tebrik ediyorum. Büyük bir gayret içerisinde çalışıyor. Bizde yardımcı olacağız.”

    “İnsan eliyle yapılanlar etrafa baktığımızda yürek kaldırıyor”

    Bayburt’ta gerçekleştirilmesi planlanan kentsel dönüşüm için bakanlık olarak ellerinden geldiği kadar destekleyeceklerini anlayan Bakan Özehaseki şöyle konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Aslında bulunduğu coğrafya itibariyle Bayburt’umuz bir tarafıyla evet butik bir şehir, küçük bir şehir gibi gözükse de coğrafi ve tabi güzellikler açısından hiçbir ilin kola kolay sahip olamayacağı bir nimete sahip. İçerisinden güzel bir nehir akıyor, etrafta yamaçlar var. Ve bu güzelliği de bizim aslında insanoğlu olarak daha da hoş hale getirmemiz lazım. Zamanında Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığım sırasında Erciyes’te yaptığım projeleri batıdan bir takım inşalara gezdirdiğim sırada şöyle söylediler; ‘Burada Cenabı Allah dağda ne verdiyse mükemmel vermiş ama insan eliyle ne yapılmışsa hepsi de çirkin olmuş.’ Doğrusu biraz insan eliyle yapılanlar etrafa baktığımızda yürek kaldırıyor. Doğru bir yapılaşma değil, doğru bir planlama değil. Belediye başkanımızın işi zor epeyce uğraşması lazım. Ama doğru yerlerden başlamış, iyi işler yapmış. Bize gösterdiği bölgelerdeki kentsel dönüşümleri bizde bakanlık olarak elimizden geldiğince destekleyip yapacağız. Ortaya çok güzel projeler çıkacak.”

    Vatandaşlardan belediyenin yaptığı çalışmalar konusunda destek isteyen Özhaseki konuşmasını şöyle tamamladı:

    “Bu arada benim Bayburtlu hemşehrilerimden ricam başkanımızın ortaya koyacağı bu projelerde Bayburtlu hemşehrilerimiz yardımcı olsunlar. Destek versinler güvensinler çünkü arkasında hükümet olarak biz varız. En başta Bayburt’umuzun bakanı var. Bayburt için elinden geleni yapıyor. Doğrusu burada çıkacak projelerle Bayburt’umuz herhalde bir turizm destinasyon merkezi olacak diye düşünüyorum. Yeter ki doğru projelendirelim.”

    Maliye Bakanı Naci Ağbal ise, Bakan Özhaseki’ye Bayburt’ta gerçekleştirecekleri çalışmalardan ötürü teşekkür etti. Konuşmaların ardından görüşme, basına kapalı devam etti.

  • Bakan Ağbal, Ahlat’ın tarihi mekanları gezdi

    Maliye Bakanı Naci Ağbal, Bitlis’in Ahlat ilçesindeki tarihi Selçuklu Mezarlığının ihtişamı karşısında oldukça etkilendiğini belirterek, “Tüylerim diken diken oldu” dedi.

    Çeşitli gezi ve incelemelerde bulunmak üzere Bitlis’e gelen Bakan Ağbal, Ahlat ilçesindeki tarihi mekanları da gezdi. İlk olarak Ahlat Müzesi’ni ziyaret eden Bakan Ağbal, daha sonra Anadolu’nun Orhun Abideleri olarak da nitelendirilen Selçuklu Mezarlığına geçti. Ahlat’ın tarihi hakkında Bakan Ağbal’a bilgi aktaran Ahlat Belediye Başkanı A. Mümtaz Çoban, daha sonra Tarihi Selçuklu Mezarlığı ve abidevi mezar taşları hakkında da bilgi verdi. Ahlat’a ilk kez gelen Bakan Ağbal, ilçenin tarihi hakkında duydukları ve gördükleri şaheserler karşısında ise oldukça etkilenince, “Tüylerim diken diken oldu” dedi.

    Daha sonra dünyadaki iki örnekten biri olan Emir Bayındır Kümbeti önünde gazetecilere açıklama yapan Bakan Ağbal, bu mekanda öncelikle Malazgirt muhaberesinin muzaffer komutanı Alparslan’ı rahmetle andığını vurgulayarak, “Buranın önemini anlatan kanaatimce çok özenilerek yapılan bir müze olmuş. Öncelikle emeği geçen arkadaşlara teşekkür ediyorum. Çok güzel, modern ama tüm buradaki tarihsel gelişimi, bu bölgenin önemini ortaya koyan bir eser olmuş. Dış ve iç mimarisi çok güzel. Ardından Ahlat Selçuklu Mezarlığımızı gezdik. Yapılan çalışmaları yerinde gördük. Üniversitemizin çalışmalarını burada tespit etme imkânına kavuştuk. Şunu ifade edeyim, tüylerim diken diken oldu. Yani uzun zaman önce Ankara’da Selçuklu Mezarlığını konuştuklarında, fotoğraflarını gösterdiklerinde bir an önce buraya gelmek için can atıyordum. Gerçekten Sayın Genel Başkan Yardımcımıza ve değerli başkanımıza da teşekkür ediyorum. Allah nasip etti. Bugün burayı ziyaret etme imkânına kavuştuk. Hep söylüyoruz, Türkler olarak bin yıldan fazladır bu topraklardayız. Bu toprakları Orta Asya’dan sonra kendimize vatan belledik, vatan eyledik ve bugün bu Anadolu coğrafyası bizim öz vatanımızdır. Bin yıl boyunca buranın Türkleştirilmesinde, İslamlaştırılmasında, Müslümanlaştırılmasında, Türk-İslam medeniyetinin bu coğrafyada kurulmasında Ahlat’ın son derece önemli bir konumu var. Burası çok önemli bir merkezdir. Bu açıdan bu mekânda öncelikle Malazgirt muhaberesinin muzaffer komutanı Alparslan’ı öncelikle rahmetle anıyoruz. Ruhu şad olsun. Allah mekanını cennet eylesin” ifadelerini kullandı.

    “Gezilmesi, mutlaka görülmesi gereken bir yer”

    Burada 8 binin üzerinde Türk evladının mezarı olduğunu dile getiren Ağbal, “Alparslan burada sadece bir savaşı kazanmadı, aslında çağları açan çağları kapatan bir milletin tarihini tarihe dönüştüren bir milletin ilk taşını da burada dizdi. Yani Orta Çağı kapatan Yeni Çağı başlatan Bizans’ın yıkılışını yapan Fatih Sultan Mehmet’in ataları ilk olarak Ahlat’ta, Malazgirt’te bu medeniyetteki dönüşümü, bu coğrafyadaki dönüşümü başlattı. Burada 8 binin üzerinde Türk evladının mezarı var. Her birisi çok özenle yapılmış birer sanat eseridir. Burada bu mezarları yapan atalarımızdan, dedelerimizden ve Türk ustalardan Allah razı olsun. Gezilmesi, mutlaka görülmesi gereken bir yer; Ahlat ve Selçuklu Mezarlığı. Bugün burada kendi aramızda da konuşurken ifade ettik. Hepimizin, yaşımız ne olursa olsun mutlaka buraya gelmemiz lazım. Anadolu coğrafyasındaki İslamlaşma, buranın Türk İslam medeniyetinin beşiği haline gelmesinde şu bulunduğumuz noktanın çok büyük bir önemi var. Ama bunu yerinde görmek lazım. Eserlerden okuyabiliriz, benim gibi dinleyebiliriz ama bugün dinlemekten öte burada bulunmaktan dolayı da özel olarak bir memnuniyet içerisindeyim. Onun için herkesin buraya gelip Selçuklu Mezarlığını, atalarımızın burada bin yıldır olduklarını gösteren mezarlığı gezmeleri ve bulunmaları lazım. Bana göre de hepimize birer borçtur. Bir daha bunu söylemek gerekiyor. Burada gerek valiliğimizin, gerek belediye başkanlığımızın, gerek üniversitemizin yoğun ve gayretli çalışmaları var” diye konuştu.

    “Allah mekânlarını cennet eylesin”

    “Bizde Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları, onun ortaya koyduğu vizyon çerçevesinde buranın daha da açığa çıkması, burada yürütülen kazı faaliyetlerinin daha da hızlanması ve bizden sonra ki kuşaklara bu eserlerin aktarılması için gece gündüz çalışacağız” diyen Bakan Ağbal, şöyle devam etti:

    “Bakanlık olarak, hani Maliye Bakanları kolay kolay para vermezler ama burada bu iş başka bir şey. Bu bizim tarihimiz, kültürümüz, medeniyetimiz, bu bizim borcumuz. Bugüne kadar böyle kalması bile hakikaten hepimizin düşünmesi gereken bir durumdur. Bu nedenle Allah Cumhurbaşkanımızdan razı olsun. Buradaki tüm çalışmalara çığır açan bir perspektif ve talimat ortaya koymuş. Kültür ve Turizm Bakanımızın da bu konulara ne kadar ehemmiyet verdiğini bilen bir insanım. İnşallah hep beraber sizlerin burada ortaya koyacağı plana göre bizde gerekli desteği ve emeği veririz. Tekrar ben burada herkesten şunu rica ediyorum, normalde belki yapılmaz ama içimden geldiği için yapıyorum. Bütün burada defnedilen atalarımız, dedelerimiz için bir Fatiha okunmasını diliyorum. Allah mekânlarını cennet eylesin.”

    Daha sonra ilçenin tarihi Kale Mahallesi’ne giden Bakan Ağbal, tarihi Kadı Mahmut ve tarihi İskender Paşa camilerini ziyaret etti. Kale Mahallesi sakinleri, Bakan Ağbal ve beraberindekilere karadut ikram ettiler.

    Bakan Ağbal’a Ahlat ziyaretinde Bitlis Valisi İsmail Ustaoğlu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Vedat Demiröz, Adilcevaz Kaymakamı Arif Karaman, Ahlat Belediye Başkanı A. Mümtaz Çoban, Tatvan Belediye Başkanı Fettah Aksoy, AK Parti Bitlis İl Başkanı Nesrullah Tanglay, İlçe Başkanı Oğuz Atılgan da eşlik ettiler.

  • Maliye Bakanı Ağbal: “Yüzde 5 civarında bir büyümeyi rahatlıkla sağlayacağız”

    Maliye Bakanı Naci Ağbal, “Özellikle enflasyona sebep olabilecek herhangi bir vergi artışını önümüzdeki dönemde yapmayacağız.”dedi.

    Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) düzenlediği ’Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantısı’nda konuşan Maliye Bakanı Naci Ağbal, vergi reformu; büyüme hedefleri, inovasyon ve enflasyonun tek haneye indirilmesi ile alakalı önemli açıklamalarda bulundu.

    Katma Değer Vergisi (KDV) kanunundan herkesin şikayetçi olduğunu ve bu sorun ile ilgili reformlar yaptıklarını dile getiren Bakan Naci Ağbal, “Katma değer vergisi (KDV) ile Türkiye 1985 yılında tanıştı. Dolayısıyla yaklaşık 32 yıllık uygulaması olan bir kanun birçok ülkenin özellikle dolaylı vergiler alanında modern bir vergileme sistemine geçmek amacıyla uygulamaya geldiği bir vergi. Dolayısıyla KDV, Türk Vergi Sistemi açısından doğru bir tercih. Bugüne kadarda hem vergi hasılası bakımından hem de oluşturduğu değer bakımından hem ekonomimize yön verdi hem de kamu maliyesine önemli bir gelir kaynağı oldu. Göreve başladıktan sonra Türk vergi sistemiyle ilgili genel sorunları sizlerden dinlemek amacıyla birçok yerde toplantılar yaptık. Herkes KDV’den şikayetçiydi. Sanayi odası başkanlarımız var burada, sanayi odalarına gittik herkes KDV’den şikayetçi. Ticaret odalarına gittim aynısı. Türkiye’nin dört bir tarafında KDV kanunundan büyük şikayetler var. Mevcut sistem büyük bir bürokrasiyi içeriyor. Karmaşık bir sistem aslında KDV tüketimi vergilendiren bir vergi olması gerekir ama uygulandığı şekliyle kanunun yapısı itibariyle bakıldığında tüketimi değil üretimi, yatırımı, işletmeleri ve ihracatı vergilendiren bir vergiye dönüşmüş. Ciddi anlamda işletmelerimizin mevcut sistem dolayısıyla devlette birikmiş ciddi alacakları var. Yani biz size bayağı da borçluyuz çalışmalar sırasında onu da gördük. 140 milyar lirayı aşan bir KDV alacağı reel sektörün devletten var. Sistem zaman içerisinde gittikçe karmaşıklaşmış, oran yapıları farklı farklı oranlar ve bu oranların meydana getirdiği kayıt dışılık, piyasadaki rekabeti bozucu etkileri. Yani KDV’den memnunum diyen bir Allah’ın kulu görmedim, herkes şikayetçi, biz de şikayetçiyiz. Bizde kendi açımızdan baktığımız zaman para da toplayamıyoruz. Az sayıda firmadan KDV topluyoruz. Milyonun üzerindeki işletme hemen hemen neredeyse hiç KDV ödemiyor. Demek ki sistemde ciddi yapısal sorunlar var. Sistem bu haliyle sürdürülebilir değil sistem bu haliyle yatırımın, üretimin hatta istihdamın ve ihracatın önünde engel oluşturuyor. Özellikle de mevcut KDV sistemi yerli üretimin aleyhine çalışıyor. Yani ithalat yapmak daha cazip. Bir ihracatçı ihraç yapacağı malın bir kısmını içeriden mi alsın dışarıdan mı getirsin? Dışarıdan getirmek mevcut KDV sistemine göre daha karlı. Dolayısıyla bütün bunları gördüğümüz noktada dedik ki 32 yıllık bir kanunun artık reforma tabi tutulma zamanı gelmiş. Bunu nasıl yapacağız? bunu biz mi yapacağız? kim dertliyse derdi üzerinde taşıyana bunu sormamız gerekir dedik ve burada bütün Sivil Toplum Örgütlerine çağrıda bulunduk. Dedik ki; evet bu ifade edilen görüşlere hak veriyoruz, bir KDV reformu yapmak çok önemli ve ivedi ama bu konuda bakanlık olarak tek başımıza bu işin üstesinden gelemeyiz. Eğer iyi iş yapacaksak, doğru iş yapacaksak sizlerle istişare ederek bunları yaparız dedik ve birçok Sivil Toplum Örgütünden de bu konuda son derece olumlu geri dönüşler aldık” diye konuştu.

    “Türkiye yüzde 5 civarında bir büyümeyi rahatlıkla sağlayacak”

    Son bir buçuk yılda çok zorlu bir dönem geçirdiklerini fakat bunun üstesinden gelerek göstergelerin Ocak ayından itibaren olumlu bir seviyeye ulaştığını belirten Bakan Ağbal, “Son bir buçuk yılı gözümüzün önünden geçirdiğimiz zaman çok zorlu bir dönem geçirdik. 2016 yılı herkes için olağanüstü olayların meydana geldiği; bir taraftan ekonomide sıkıntıların olduğu bir taraftan jeopolitik etrafımızdaki ülkelerde ciddi sıkıntılar oldu. Terör belaları geldi. İçeride alçak 15 Temmuz Darbe Girişiminin olağanüstü etkileri oldu. Gerçekten Türkiye çok olağanüstü bir dönemden geçti ve Türkiye’yi ileriye taşıyacak bir anayasal reform da bu süreçte 16 Nisan’da yapıldı. Ama son bir buçuk yıl her bakımdan zorlu bir yıl oldu. Ben hatırlıyorum Kasım-Aralık aylarında moraller o kadar iyi değildi. Yani biraz olumsuz bir beklenti vardı. Sıkıntılar vardı. Açıkçası hükümet olarak bir bunlarla ilgili neler yapabiliriz diye gece gündüz çalıştık. Burada bütün politika araçlarını kullanarak ekonomide canlanmayı gündeme getirecek bütün tedbirleri alabiliriz diye çok önemli çalışmalar yaptık ve kararlar aldık. Ve bugün görüyorum ki Allah’a şükürler olsun 2017 yılının Ocak ayından itibaren ekonomide birçok gösterge arka arkaya olumlu gelmeye başladı. Moraller düzeldi. Ben morallerde bir bozukluk görmüyorum. Herkesin morali iyiyse sorun yok demektir. İhracatçımızın morali iyi mi? Daha da iyi olacak çünkü bu sene Allah’ın izniyle sizlere güveniyoruz. Rakamlar onu gösteriyor. Bu sene 2017 yılında yüzde 5 civarında bir büyüme yakalayacağımızı öngörüyoruz. Yani ortaya çıkan rakamlar ileriye dönük beklentilerde Türkiye yüzde 5 civarında bir büyümeyi rahatlıkla sağlayacak. Ama bu büyümeye bu sene ihracattan çok önemli bir katkı gelecek. Bu bizi sevindiriyor çünkü bir büyüme hikâyesinde büyümenin sadece oranı tek başına yeterli değil iki şey daha önemli; bir büyümenin kalitesi, iki büyümenin sürdürülebilirliği yani bir oran yakalarsınız bir yıl yüzde 8, ertesi yıl onu sürdüremezsiniz. Olmadı, bir başka şey yüzde 7 büyürsünüz ama tamamen tüketime dayalı bir büyüme olur. Onu da kaliteli bir büyüme olarak addedemeyiz. Onun için hükümet olarak Türkiye’nin yüksek büyüme oranlarına ihtiyacı var. Artan iş gücü yine ekonominin ihtiyaçlarına göre yüzde 5 ile 6 civarında en asgari büyümemiz lazım. Bu büyümeyi de daha çok yatırım üretim ve ihracata dayandırmamız lazım ve burada da bunun sürdürülebilir olması lazım. Bunu belirleyen birçok faktör var ama şuanda 2017 yılına baktığımız zaman ihracat çok ciddi anlamda buna katkı verecek bu da bizi sevindiriyor. O açıdan ilk çeyrekte ortaya çıkan verilere göre ihracat gayet güzel gidiyor. Önümüzdeki aylar için beklentilerimiz son derece önemli. Orta vadeli programda öngördüğümüz ihracat hedefini yakalayabileceğimizi görüyoruz. Onu aşabileceğimizi de görüyoruz bu açıdan bizim için sevindirici” ifadelerini kullandı.

    “Enflasyona sebep olabilecek herhangi bir vergi artışını önümüzdeki dönemde yapmayacağız”

    Hedeflerinin enflasyonu tek haneli ve sürdürülebilir bir seviyeye çekmek olduğunu ifade eden Bakan Naci Ağbal, “Bu sene bizim küresel dış konjonktür finansal piyasalar kanalı lehimize çalışıyor. Bizim bu sene mutlaka ve mutlaka küresel konjonktürdeki bu iyileşmeyi sonuna kadar kullanıp yapacağımız çalışmalarda bu imkanı kullanmamız lazım. Yani 2018’de finansal piyasalardaki koşullar nasıl olur belki ileriye doğru gittikçe belirsizlik artıyor ama yakın vadede yılsonuna kadar olan bir vadede finansal piyasalar ilişkin özellikle ABD Merkez Bankası olsun, Avrupa Merkez Bankası’nın kararları olsun burada beklentiler gelişmekte olan piyasaların lehine. Dolayısıyla bu koşulları da kendi açımızdan mutlaka iyi bir şekilde kullanmamız gerekiyor. Benim gördüğüm şuanda birkaç tane önemli konu var; enflasyon. Bizim ne yapıp edip enflasyonu tek haneli düşük seviyelere getirmemiz lazım. Enflasyonun büyüme üzerinde, ekonomik öngörüler üzerinde ve birçok bakımdan yatırım üretim üzerinde ne kadar olumsuz etkisi olduğunu doksanlı yıllardan biliyoruz. Şu anda Merkez Bankamız çok kararlı bir şekilde enflasyonun tek haneli sürdürülebilir seviyelere gelene kadar sıkı para politikasına devam etme kararı içerisinde. Burada bir kararlılık görüyoruz. Maliye politikası kanalından biz para politikasına destek vermeye devam edeceğiz. Özellikle enflasyona sebep olabilecek herhangi bir vergi artışını önümüzdeki dönemde yapmayacağız. Yani dolaylı vergiler üzerinden fiyat ayarlamalarına neden olacak ve bu yolla enflasyonu yukarıya çekecek bir verisel düzenlememiz olmayacak. Bunu son derece önemsiyoruz” dedi.

    “Artık rekabet emekte değil, esas rekabet inovasyonda ve Ar-Ge’de”

    Ucuz iş gücü ile büyümeyi öngören ülkelerin uzun vadede kazanamayacağını, asıl kurtuluşun inovasyon ve Ar-Ge ile elde edileceğini vurgulayan Ağbal, “Türkiye’nin kurtuluşu inovasyonda, Ar-Ge’de. Bu konuda ciddi düzenlemeler yaptık ama hala yapmamız gereken işler var. Artık rekabet emekte değil. Ucuz iş gücüyle rekabet eden ülke uzun vadede kazanamaz. Bir süre o ülkede de emek arzı kısıtlanır ve fiyatlar yukarı gider. Esas rekabet inovasyonda. Geçen gün bir yerde güzel bir yazı okudum; çok güzel bir şey söylüyor. Bir ülkede teknolojik devrim geçmiş trendlere bakıldığında en az 50 yıl sürüyor. Şu anda 20’inci yüzyılın son on yılında başlayan yeni teknolojik devrim dönemi var. Şu anda biz onun yaklaşık 10-15’inci yıllar içerisindeyiz. 50 yıldan bahsediyorlar ve şunu söylüyorlar; önümüzdeki dönemde teknolojide şu son 10-15 yılda gördüğümüz devrimlerin veya değişikliklerin çok daha ilerisi, çok daha farklısı çok daha farklı boyutlarda teknolojik devrimler bizi bekliyor. Hangi ülke teknolojide çığır açıp bu buluşları bu adımları atarsa o ülke küresel rekabet liginde üst sıralara çıkacak. Türkiye olarak sahip olduğumuz genç nüfusla, bu enerjimizle yapmamız gereken şey inovasyon ve Ar-Ge’ye önem vermek olacak” diye konuştu.

  • Maliye Bakanı Naci Ağbal: “Her günümüz 15 Temmuz ruhu gibi olsun inşallah”

    Ramazan Bayramı’nı memleketi Bayburt’ta geçiren Maliye Bakanı Naci Ağbal, Karasakal Mahalle Odasında düzenlenen bayramlaşma törenine katıldı.

    Bakan Ağbal, kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri ile siyasi partilerin temsilcileri ve halka bayramlaştı. Burada bir konuşma yapan Ağbal, Ramazan Bayramı’nın tüm İslam alemine huzur, bereket getirmesini temenni etti.

    Bakan Ağbal “Ramazan Bayramı’nın öncelikle şehrimize, milletimize, ülkemize ve tüm İslam alemine huzur, bereket getirmesini, musibetleri def etmesini birliğimize beraberliğimize, kardeşliğimize vesile olmasını, bunun bir miladı olmasını yüce Rabbim’den niyaz ediyorum. Bu ortamda oluşturduğumuz birlik, beraberlik ve kardeşlik havasının daim olmasını Allah’tan niyaz ediyorum” dedi.

    Farklı farklı noktalarda memlekete hizmet etme yarışı içerisinde olduklarını belirten Bakan Ağbal, “Zor günlerde, zor durumlarda, 15 Temmuz’da sokaklara çıktığımızda hiçbir ayrı gayrımız yoktu. Her günümüz 15 Temmuz ruhu gibi olsun inşallah. Bu milletin 15 Temmuz’da köklerinden yeniden dirilen o kurtuluş ruhunu Rabbim daim eylesin. Hep beraber Bayburt’a hizmet etmeye çalışıyoruz gayret ediyoruz. Rabbim inşallah gayretlerimizi artırsın, bizleri utandırmasın” ifadelerini kaydetti.