Etiket: açtık”

  • “Güney Afrika’da 5 bin 500 metrekare üzerine kurulu fabrikamızı açtık’’

    “Güney Afrika’da 5 bin 500 metrekare üzerine kurulu fabrikamızı açtık’’

    Elcab Kablo Yönetim Kurulu Başkanı Nejdet Tıskaoğlu, “Güney Afrika’ya Türkiye’den yapılacak ithalatlarda bitmiş ürünlere/mamullere yönelik varış gümrüğünde uygulanan yüzde 15’lik ithalat vergi uygulamasına nedeniyle 2018 yılının Nisan ayında Güney Afrika’daki 5 bin 500 metrekare kapalı alan üzerine kurulu fabrikamızı faaliyete geçirip Türkiye’deki fabrikamızda ürettiğimiz bütün ürünleri orda da üretmeye başladık’’ dedi.

    Beyaz eşyaların üretiminde kullanılan kabloları üreten sanayi kuruluşu Elcab Kablo yatırımlarına devam ediyor. İstanbul ve Güney Afrika’da üretim tesisleri bulunan şirket bu tesislerin sayısını artırarak ihracata ve istihdama katkı sağlamayı hedefliyor. Şirket aynı zamanda Eskişehir ve Zonguldak’ta 2 milyon dolarlık yatırımla iki üretim tesisi daha açmayı planlıyor. Yaptıkları ve yapacakları yatırımlar hakkında Elcab Kablo Yönetim Kurulu Başkanı Nejdet Tıskaoğlu bilgiler paylaştı.

    Türkiye ekonomisine ve istihdama katkı sağlama amacıyla yatırımlarına devam ettiklerini söyleyen Nejdet Tıskaoğlu, “Üretim tesis alanlarını artırarak yıllık 7 milyon dolar olan ihracat rakamını 10 milyon dolara çıkartmayı hedefliyoruz” dedi.

    Şirketin faaliyetlerinden bahseden Tıskaoğlu, “Ürettiğimiz kablolar beyaz eşyaların yapımında kullanılıyor. Türkiye beyaz eşya konusunda çok iyi durumda. Türkiye’nin beyaz eşyada önemli lokomotif firmaları var. Bizde çalışmalarımızla bu üretilen beyaz eşyaların yapılmasına katkı sağlıyoruz” diye konuştu.

    “Ülkemiz için katma değer oluşturup döviz girdisi sağlıyoruz”

    İhracata önem verdiklerini dile getiren Tıskaoğlu, “İstanbul’da 6 bin metrekare alanda üretim tesisimiz var. Bunun yanında Güney Afrika’da da üretim tesisimiz var. Toplam 500 kişiye bu tesislerimizde istihdam sağlıyoruz. Türkiye’de ürettiğimiz ürünlerin yüzde 45’ini ihracat yapıyoruz. 53 farklı ülkeye ihracat yapıyoruz. Ülkemiz için katmadeğer oluşturup, döviz girdisi sağlamaya çalışıyoruz. İhracata önem veriyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Güney Afrika’da 5 bin 500 metrekare üzerine kurulu fabrika açtık’’

    Güney Afrika’ya yapılan yatırımın önemine vurgu yapan Tıskaoğlu, ’’Güney Afrika’ya Türkiye’den yapılacak ithalatlarda bitmiş ürünlere/mamullere yönelik varış gümrüğünde uygulanan yüzde 15’lik ithalat vergi uygulamasına karşılık hammadde ithalatında bu oranın uygulanmaması, ithalat vergisi alınmadan gümrük işlemlerinin tamamlanması doğrultusunda yapılan istişareler neticesinde tedarikçi olduğumuz şirket bizlere, kendilerinin söz konusu ülkede gerçekleştirecekleri üretimleri esnasında oluşacak kablo gruplama ve fırın kapı contası ihtiyaçlarını zamanında ve düşük maliyetlerle karşılayabilmemiz adına Güney Afrika’da bir üretim tesisi kurmamızı önermiştir. Bu doğrultuda taraflar arasında gerçekleşen görüşmeler neticesinde gerekli protokoller hazırlanmış, izlenecek olan zaman çizelgesi hazırlanarak satış, alım ve gizlilik detaylarını içeren resmi sözleşme imzalanmak suretiyle ilk adım atılmış ve ardından 23.11.2017 tarihinde Elcab Cable And Profıle (PTY) LTD. adı altında firma tescili alınarak 2018 yılının Nisan ayında Güney Afrika’daki 5 bin 500 metrekare kapalı alan üzerine kurulu fabrikamızı faaliyete geçirip Türkiye’deki fabrikamızda ürettiğimiz bütün ürünleri orda da üretmeye başladık’’ açıklamasında bulundu.

    “2 milyon dolar yatırımla iki üretim tesisi daha açacağız”

    Önümüzdeki dönemde yatırımlarına devam edeceklerini de söyleyen Tıskaoğlu, “Şuan 2 lokasyonda üretim yapıyoruz. Yakında Eskişehir’de bir tesis daha kuracağız, orada 250-300 kişiye istihdam sağlayacağız. Bir de Zonguldak’ta hayata geçireceğimiz tesisimizde üretime başlayacağız, burada da 200 kişilik bir ekiple üretim yapmayı planlıyoruz. Bu iki ilimizde yapacağımız yatırım 2 milyon dolar değerinde. Mevcut durumda yıllık 7 milyon dolar civarı ihracat yapıyoruz. Üretim kapasitemizi artırıp yıllık ihracat rakamımızı ilk etapta 10 milyon dolara sonraki aşamada ise 15 milyon dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Pandemi sürecini kısa sürede atlatıp farklı ülkelere ihracat yapmayı istiyoruz. İhracat ülke ekonomisine ciddi katkı sağlıyor, işsizliğin azaltılmasına fayda sağlıyor. Bu bilinçle çalışmalarımızı sürdürüyoruz” şeklinde konuştu.

  • Bakan Pakdemirli: “18 milyon dekar araziyi sulamaya açtık”

    Bakan Pakdemirli: “18 milyon dekar araziyi sulamaya açtık”

    Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, 18 milyon dekar araziyi sulamaya açtıklarını belirterek, KOS’un (Konya Ovası Sulama Projesi) GAP’tan sonraki Türkiye’nin en büyük 2. entegre sulama yatırımı olduğunu ifade etti.

    Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Türkiye’nin ikinci büyük entegre sulama projesi Konya Ovası Projesi (KOP) kapsamında yer alan Konya-Çumra Projesinin 3. Merhalesi KOS 1,2,3’ün açılış törenine katıldı. Törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da İstanbul’dan canlı bağlantı ile katıldı. Bakan Bekir Pakdemirli, son 18 yılda yakaladıkları büyük ivmeyle 18 milyon dekar araziyi sulamaya açtıklarını söyledi.

    “Şu anda ülkemizde 66 milyon dekara ulaşan sulama alanımız var”

    Tarımsal üretimde, yaklaşık 50 milyar liralık bir hasıla artışının altyapısını oluşturduklarını anlatan Bakan Pakdemirli, “Şu anda ülkemizde 66 milyon dekara ulaşan sulama alanımız var. İnşallah 2023 yılına kadar bunu 85 milyon dekara ulaştıracağız. Su zengini bir ülke olmadığımızdan, bir damla suyu bile israf etmemek adına; tarımsal sulamada modernizasyon çalışmalarına hız verdik. 2000’li yılların başında yüzde 6 olan modern sistemleri, bugün yüzde 28’e çıkardık. İnşaatı devam eden projelerimizle birlikte, hedefimiz modern sistemleri yüzde 94 seviyesine çıkarmaktır” dedi.

    “GAP’tan sonra Türkiye’nin en büyük 2. entegre sulama yatırımıdır”

    Konya Ovası Projesinin (KOP) tarihinin 1800’lü yıllara kadar uzandığını kaydeden Bekir Pakdemirli, “2. Abdülhamid Han’ın da rüyası olan bu proje; sulamadan, tarımsal üretim artışına, enerjiden, ağaçlandırmaya kadar birçok yatırımı içine alan büyük bir kalkınma projesidir. Konya Ovası Sulama Projesi; GAP’tan sonra Türkiye’nin en büyük 2. entegre sulama yatırımıdır. Son 18 yılda büyük bir hız verdiğimiz bu proje, bütün üniteleriyle tamamlandığında, başta Konya olmak üzere, 7 ilimizde toplam 15,5 milyon dekar arazi sulanacak ve ülkemiz ekonomisine yıllık 21 milyar lira katkı sağlanacaktır” ifadelerini kullandı.

    “Ekonomiye yıllık 2,5 milyar liralık katkı sağlandı”

    KOP projesinde tamamlanan yatırımlara değinen Bakan Pakdemirli, “Şu ana kadar yaptığımız 43 milyar liralık harcama ile, 8,3 milyon dekarı Konya’da olmak üzere, toplam 10,7 milyon dekar alanı sulamaya açtık. Böylece planlamalarımızın yüzde 70’ini tamamladık. KOP’un en büyük ve geniş sulama projesi Konya-Çumra projesidir. 3 aşamadan oluşan proje ile, Yukarı Göksu Havzasından Akdeniz’e boşalan suları, üç baraj ve Mavi Tünel vasıtasıyla Konya Kapalı Havzasına aktarıyoruz. Bağbaşı Barajı ve Mavi Tünel, 2015 yılında işletmeye açıldı. Böylece, Konya Ovasında 1,5 milyon dekar alan sulamaya açılarak, ekonomiye yıllık 2,5 milyar liralık katkı sağlandı. Ayrıca, 160 milyon metreküp içmesuyu Konya ilimize verildi. 3. aşamadaki diğer yatırımlar bittiğinde, Konya Ovasında sulanan alan 1,83 milyon dekara çıkacaktır” diye konuştu.

    “Toplam 15 adet yatırım da devam etmektedir”

    Devam eden sulama yatırımlarına değinen Pakdemirli, “Göksu nehri üzerinde yapımı devam eden, Afşar Hadimi ve Bozkır Barajları da, yüzde 99 oranında tamamlandı, yılsonunda su tutmaya başlayacaktır. Ayrıca, Mavi Tünel ve HES’ten oluşan Göksu Derivasyonu kapsamında, Apa – Hotamış İletim Kanalı ve Hotamış Depolaması tamamlanmış olup, Afşar-Bağbaşı Hadimi Tüneli ile birlikte, toplam 15 adet yatırım da devam etmektedir” ifadelerini kullandı.

    Sulamaya açılacak olan yatırımlara değinen Bakan Pakdemirli, bugün 510 milyon liralık yatırımla, Konya Kapalı Havzası içerisinde; Çumra, İçeri Çumra, Doğanlı, Dineksaray, Alibeyhüyüğü bölgelerindeki 72 bin 650 dekarlık alanı modern sistemlerle sulamaya açtıklarını belirtti. 230 kilometre uzunluğunda sulama şebekesi, muhtelif tipte 983 adet sanat yapısı ve 10 kilometre uzunluğunda tahliye kanalı inşa edildiğini aktaran Pakdemirli, “Sulamayla birlikte bu bölgedeki çiftçimizin geliri, dekar başına yaklaşık 900 lira artacak, böylece ülke ekonomisine yıllık 65 milyon lira katkı sağlanacaktır. İlaveten 7 bin kişiye de istihdam imkânı oluşacaktır. Ayrıca, bütçe dışı kaynaklarla, Konya’da; 17 yeni sulama projesi başlattık. 2.9 Milyar lira tutarındaki bu projelerle; 425 bin dekar araziye sulama suyu, 360 bin dekar araziye de sulama modernizasyonu imkânı sağlayacağız” şeklinde konuştu.

    Konuşmaların ardından Bakan Pakdemirli ve protokol mensupları birlikte butona basarak açılışı gerçekleştirdi.

  • Taşçı: “Betonlaşmaya karşı savaş açtık”

    Hayata geçirdikleri ‘Yeşil Adım’ projesiyle ilçede artan yapılaşmaya karşı yeşil alan oranını da artırdıklarını belirten Atakum Belediye Başkanı İshak Taşçı, Atakum’un betonlaşmasına izin vermeyeceklerini söyledi.

    Karadeniz Bölgesi’nin en hızlı nüfus artışına sahip ilçesi olan Atakum’da artan yapılaşmanın, ilçenin doğal dokusunu bozmaması için büyük bir gayret içerisinde olduklarını ifade eden Atakum Belediye Başkanı İshak Taşçı, “Atakum, deniziyle, doğal güzellikleriyle, insanıyla bir bütün olarak güzel. İlçemizin betonlaşmasına müsaade etmeyeceğiz” dedi.

    Yeşil alan sayısını artırıyoruz

    Atakum nüfusunda, 4,5 yıllık görev süreçlerinde 60 bini aşkın bir artış yaşandığını kaydeden Atakum Belediye Başkanı İshak Taşçı, “Atakum, resmi verilere göre Karadeniz Bölgesinin en hızlı nüfus artışına sahip ilçesi. 200 bini geçen nüfusumuz, aynı oranda artan yapılaşmayı da beraberinde getiriyor. Atakum Belediyesi olarak Atakum’un betonlaşmasına karşı ‘Yeşil Adım’ projesini başlattık. Ardından da ‘Her Eve Bir Ağaç’ projemiz ile betonlaşmaya karşı adeta savaş açtık. Her eve bir ağaç projemizle, yapımı tamamlanan binalarda bulunan daire ve iş yeri sayısı kadar fidan dikmeyi zorunlu hale getirdik. Bağımsız bölüm başına en az bir fidan dikmeyenlere kesinlikle ruhsat vermiyoruz. Bu sayede, artan yapılaşmayla aynı oranda yeşil alan sayısını da artırarak, ilçemizin doğallıktan uzaklaşmasını engelledik” diye konuştu.

    Çocuklar daha yeşil bir Atakum’da büyüsün

    İlçedeki ilkokul ve ortaokul öğrencilerini de ‘Ağaç yaş iken eğilir’ mantığıyla, sürece dahil ettiklerini kaydeden Atakum Belediye Başkanı İshak Taşçı, “Atakum Belediyesi olarak Milli Eğitim Müdürlüğüyle ortaklaşa gerçekleştirdiğimiz projelerle, ilçemizdeki ilkokul ve ortaokul öğrencileriyle birlikte, her yıl binlerce fidanı toprakla buluşturuyoruz. Çocuklarımıza yeşilin önemini anlatıyor, bu kapsamda sosyal sorumluluk projeleri yürütüyoruz. Atakumlu çocukların daha yeşil bir Atakum’da büyümesini istiyoruz. Bu anlamda ilçemizde bulunan çocuk parklarına da meyve ağaçları dikiyor ve çocuklarımızın oyunlar oynarken, dalından kopardıkları meyveleri tatmalarını hedefliyoruz. İlçemizde bulunan çocuk parkları ve spor tesislerine kiraz, armut, ayva, elma, deveci armut ve karayemiş olmak üzere, meyve ağaçları diktik. Atakum’daki tüm parkları meyve fidanlarıyla buluşturacağız. Atakum’un daha yeşil, daha doğal bir kent olarak gelişimini destekliyoruz” şeklinde konuştu.

  • “Trimbox ile cari açığa savaş açtık”

    Yurttaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Evren Yurttaş,“Yüzde 95 yerlilik oranına sahip ‘Trimbox’ ürünümüz ile yılda 2 milyar dolarlık elektronik kart hasarını engellemek için yol çıktık. Halihazırda kullanılan yaklaşık 200 bin ürünümüzle milyonlarca dolar kaybı engelliyoruz” dedi.

    Cari açığın daha aşağılara çekilebilmesi için son dönemde yüksek sesle ‘yerli üretim’ konuşulmaya başlandı. Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Yurttaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Evren Yurttaş, “20 milyar dolarlık dış ticaret açığı veren makine sektöründe söz konusu makinelerin zarar görmesi ya da arızalanması yeni bir cari açık kaleminin oluşmasına sebep oluyor. Çünkü bu makinelerin kullanılan yedek parçalar, kontrol mekanizmalarını sağlayan elektronik kartlar, yine yurt dışından getiriliyor. Her tamirat, hem yedek parça değişiminin cari açığa faturası ise bu nedenle her yıl 2 milyar doları aşıyor” dedi.

    “Mikrosaniyelik hareketle milyon dolarlık zarar”

    Bu noktada sanayicilerin fabrika ve makinelerinde elektronik kartların en büyük yanma sebebi olan voltaj dalgalanmalarına karşı aşırı gerilim sönümleyici cihaz kullanmalarını tavsiye ederek bu masraftan kurtulabilecekleri, bu sayede de elektronik kart sebebiyle ortaya çıkan cari açığın da ortadan kalkacağını belirten Evren Yurttaş, “Sadece makineyi ithal edip fabrikanıza üretime başladığınızda konu bitmiyor. Bu konu yerli üreticinin en çok dile getirilen şikayetidir. Elektrikte şebeke kaynaklı bir dalgalanma, bir olumsuzluk yaşandığında fabrikadaki makinelerde elektronik kartlar yanıyor. Elektronik kartlar mikrosaniyelik elektrik darbelerinden zarar görebiliyor. Makinelerin en pahalı parçalarını yine elektronik kartlar oluşturuyor. Sanayici kullandığı makinesinin elektronik kartını sürekli olarak tamir edilebiliyorsa tamir ettiriyor bazen de ithal etmek zorunda kalıyor. Tamir edilen kart, eski verimliliği ile maalesef çalışamıyor. Bu hem üreticiye üretim kaybı ve ekstra maliyet getiriyor hem de elektronik kart ithal ederse cari açığı artırıyor” diye konuştu.

    “Trimbox ile cari açığa set”

    Son dönemde kurda yaşanan hareketlilik ve faizlerdeki artışa dikkat çeken Yurttaş, böyle dönemleri hasarsız atlatmanın en önemli yollarından birinin ekonomi yönetiminin de yüksek sesle dile getirdiği gibi yerli üretim olduğunu belirtti. Yurttaş, kendilerinin de bu kapsamda ürün geliştirdiklerini belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’nin ilk TSE Belgeli icadı (TSE-BDS-0001-1), yüzde 95 yerlilik oranına sahip ‘Trimbox’ ürünümüz ile yılda 2 milyar dolarlık elektronik kart hasarını engellemek için yola çıktık. Hali hazırda kullanılan yaklaşık 200 bin ürünümüzle milyonlarca dolar kaybı engelliyoruz.”

    “22 ülkeye ihracat yapıyoruz”

    Yurttaş son olarak şunları kaydetti: “Sanayide kullanılan makinalarda bulunan elektronik kartların elektrik dalgalanmalarından hasar görmeden üretime devam etmesini sağlayan Trimbox, çoğunlukla yurt dışından ithal edilen elektronik kartların hasar görmesini engellemek suretiyle hem döviz tasarrufu sağlıyor, hem de elektronik kart değişimi nedeniyle ortaya çıkan iş kayıpları da engellenmiş oluyor. Üretilen ürünler şu anda dünyanın 22 ülkesinde fabrikaları korurken üretimlerin sorunsuz şekilde devam etmesini sağlıyor. Holding olarak hedefimiz ihracatımızı artırarak markamızın tescil edildiği dünyanın yüzde 70’inde var olmak, ülkeye daha fazla döviz girdisi sağlamak ve iç piyasada da döviz kaybının önüne geçmek.”

  • Başkan Can: “46 projeyi hizmete açtık”

    Tarsus Belediye Başkanı Şevket Can, bütün kamu kurumlarıyla uyumlu bir şekilde çalıştıklarını belirterek, “Çünkü ortak hedefimiz Tarsus’tur” dedi.

    Başkan Can, eşi Öznur Kara Can’ın da eşlik ettiği basın mensuplarıyla bir araya geldiği toplantıda, göreve seçildiği günden bugüne 46 projeyi hizmete açtıklarını söyledi.

    Büyükşehir Yasasından en çok etkilenen ilçelerin başında Tarsus’un geldiğini ifade eden Başkan Can, “Hem nüfusumuzun fazla olması hem de gelirimizin yüzde 60’ının büyükşehire gitmesine rağmen belediyemiz mesai arkadaşlarımızla birlikte 46 açılış gerçekleştirdik. Biz Tarsus’umuzda ayrım yapmadan, ayırmadan vatandaşlarımıza hizmet ediyoruz” dedi.

    Kültürel ve sosyal belediyecilik anlayışıyla çalıştıklarını söyleyen Başkan Can, “Geçen sene 608 çocuğumuzun sünnet merasimini gerçekleştirmiştik. Bu sene 1750 çocuğumuzun sünnet merasimini gerçekleştirdik ve bende kirveleri oldum. Bu sosyal bir projedir. Birlik ve beraberlik projesidir. Tarsusumuzda 45 mahalle var. 13 mahallemizde kentsel dönüşüm işaretledik. Bu sürece 2.5 yılımız gitti. Kentsel dönüşüm süreci uzun bir süreç. Ayrıca Tarsus’umuzda sivil toplum kuruluşlarımızla, oda ve derneklerimizle, muhtarlarımızla, vatandaşlarımızla projelerimizi birlikte gerçekleştiriyoruz. Odalar birliği binası ile Tarsus’umuzdaki 18 odamızı eski maliye binamızı odalar birliği binası olarak ihalesine çıktık. İnşallah ocak ayında odalar birliği binamızın açılışını yapacağız. Eski belediye binamızı restore ederek Kredi Yurtlar Kurumuna 10 yıllığına ücretsiz olarak tahsis ettik. Böylelikle şehrimize hem canlılık hem de öğrenci kardeşlerimize yurt oldu. Örtü bedeli ödenemediği için 2 okul inşaatımız yapılamıyordu. Milli Eğitim Müdürlüğümüze 500 bin TL para aktararak bu sorunu çözdük ve çok şükür şu anda iki okulumuz yapılıyor. Göçmen Sağlık Merkezi konusunda devletimize Girne Mahallesi’nde yer tahsis ettik. Uzay Bilimleri Fakültesi için Okyay Plaza içinde bir kat kiraladık ve iç teşrifatını alarak teslim ettik. Gıda İhtisas Sanayi Bölgesi için ÇED raporlarının yapılabilmesi için 300 bin TL. para gerekiyordu. Bu sorunu da belediye meclisimizde çözerek, bu işin ilk başlangıcını biz yaptık. Bu sanayi bölgesi gerek maddi, manevi gerekse istihdam olarak şehrimize çok büyük katkı sağlayacak. Tarsus Üniversitesi daha önceden 300 dönüm alandı. Şu anda mesai arkadaşlarım 700 dönüm için çalışıyorlar. Yeni gelen rektörümüze şunu söyledim. Tarsus Belediyesi resmi kurumlarla her zaman işbirliği halindedir ve elinden gelenin fazlasını yapar. Bütün kamu kurumlarımızla uyumlu bir şekilde çalışıyoruz. Çünkü ortak hedefimiz Tarsus’tur” diye konuştu.