Etiket: Açıyor

  • Kirli Hava Kısırlığa Yol Açıyor

    Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Yücel Taşdemir, Bursa’daki hava kirliliğinin en önemli sebebinin trafik olduğunu söyledi.

    Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Seval Kutlu Akal Solmaz ve öğretim üyesi Prof. Dr. Yücel Taşdemir, Bursa’da çevre ve hava kirliliğinin geldiği boyutları ve alınması gereken tedbirleri anlattı. Hava kirliliği ile ilgili yayınlanan verilerin tartışmaya açık olduğunu söyleyen Taşdemir, “Hava kirliliği ölçüm istasyonlarının maliyeti çok yüksek. Bu yüzden bir bölgede ya da şehirde sadece bir ya da birkaç istasyon kurulabiliyor. Bu bütün şehrin kirlilik seviyesini göstermek için kafi değil. Ayrıca bölgede nüfus nerede kümeleşmiş? Hastaneler, okullar, ulaşım hangi bölgede yoğun? Endüstrilerin etkisini görebileceğimiz yerler neresi? Bölge rüzgar alıyor mu? Bunlar dikkate alınarak cihazların mevkii belirlenmeli” dedi.

    Havayla birlikte vücuda ağır metallerin girmesi durumunda kardiyolojik etkilerin açığa çıkabileceğini söyleyen Prof. Dr. Taşdemir, “Farklı karakterdeki hava kirleticiler solunum yolu, burun, göz, deri döküntüleri, tahrişler, kalp, kanser, sinir sisteminde bozukluklar ve karaciğerde hastalıklara sebebiyet verebilir. Tarım şehri olan Bursa’da çiftçilerin bilinçlenmesi önemli. Çiftçilerimiz pestisitler denilen tarım ilacını yoğun olarak kullanıyor. Bu tarım ilacı hava ve toprağı kirletiyor” yorumunda bulundu.

    Hava kirliliğinin doğal ve insan kaynaklı olduğunu belirten Çevre Mühendisliği öğretim üyesi Prof. Dr. Yücel Taşdemir, “Başlıca doğal kaynaklar orman yangınları, rüzgar, volkan patlamaları, polenler ve mikroorganizmalar. İnsan kaynaklılar ise ısınma, endüstriyel, zirai ilaçlar, ulaşım, arıtma tesisleri, çamur kurutma yatakları, çöp depolama sahaları gibi yapılardan emisyonlar atmosfere salınıyor. Bursa’da ise hava kirliliğinin en önemli sebepleri arasında trafik, endüstriyel faaliyetler ve ısınmayı sayabiliriz” dedi.

    ÇEVRE GÜNÜNDE BURSA VERİLERİ PAYLAŞILACAK

    Çevre Mühendisliği Bölümü hakkında bilgiler veren Bölüm Başkanı Prof. Dr. Seval Kutlu Akal Solmaz ise, lisans ve lisansüstü öğretim gören toplam 500 öğrencilerinin bulunduğunu ve donanımlı laboratuvarlara sahip olduklarını söyledi. Geçen yıl Haziran ayında Bursa Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Kontrol Daire Başkanlığı ve Uludağ Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nün işbirliği protokolü imzaladığını belirten Prof. Dr. Solmaz “Protokol çerçevesince Bursa’nın ilçelerine gönüllü öğretim üyelerimiz ikişerli gruplar olarak ziyarette bulunuyor. İlçede bulunan sıradan vatandaştan tutun muhtar, kaymakam, belediye başkan yardımcısına kadar görüşülüp o bölgede çalıştay düzenleniyor. Çalıştayda bölgenin çevre meseleleri masaya yatırılıyor. Edinilen bilgiler ışığında öğretim üyesi arkadaşlarımız raporlar düzenliyor ve o raporlar Çevre Koruma Daire Başkanlığı’na iletiliyor. Bursa’nın bütün ilçelerinde edinilen bilgiler Dünya Çevre Günü 5 Haziran’da Bursa kamuoyuna duyurulacak” şeklinde konuştu.

  • Doç. Dr. Muallaoğlu: “Sigaranın İçerisinde 50 Madde Kansere Yol Açıyor”

    Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Sadık Muallaoğlu, sigaranın içerisinde 50 maddenin kansere yol açtığını söyledi.

    Doç. Dr. Sadık Muallaoğlu, ‘9 Şubat Dünya Sigarayı Bırakma Günü’ nedeniyle yaptığı açıklamada, Türkiye’de sigara tiryaki oranlarının hızla arttığını belirterek, “Dünyada bir milyarı aşkın kişi tütün kullanmakta, Türkiye’de ise bu sayı 16 milyona yaklaşmaktadır” dedi.

    Türkiye’de ölümlerin 4’te birinin tütün ürünlerinden kaynaklandığını aktaran Muallaoğlu şunları kaydetti:

    “Dünyada, tütüne karşı yürütülen mücadele çerçevesinde gelişmiş ülkelerdeki sigara tiryakilerinin oranı hızla azalırken, Türkiye ve diğer gelişmekte olan ülkelerde özellikle genç kızlar ve kadınlar arasında sigara kullananların oranı giderek artmaktadır. Türkiye’de, her sene 100 bin insan sigara nedeniyle ölüyor, bunun 25 bin kadarı da kadınlardan oluşuyor. Her bir sigarada vücut için zehirli, tahriş edici, kanser yapıcı ya da kanserin ortaya çıkmasını kolaylaştırıcı 4 binden fazla kimyasal madde bulunmaktadır. Bu kimyasal maddelerin de 50’sinin doğrudan kansere sebep olduğunun ispatlanmıştır. Sigara içme, akciğer kanseri oluşumunda en önemli faktördür. Yapılan çok sayıdaki çalışma sigaranın ağız boşluğu, gırtlak, yemek borusu, mesane, böbrek, mide, pankreas, rahim ağzı ve kan kanserlerinin gelişmesine katkıda bulunduğunu da göstermiştir”

  • Karların Erimesi Heyelan Ve Kaya Düşmelerine Yol Açıyor

    Jeofizik Mühendisleri Odası Ordu İl Temsilcisi Gökhan Baştuğ, karların erimeye başladığı dönemlerde toprak kaymalarının arttığını, gece-gündüz arasındaki sıcaklık farklılıklarının yüksek olması sebebi ile de kayaçların parçalandığını belirterek vatandaşları dikkatli olmaları konusunda uyardı.

    Yurt genelinde geçen hafta etkisini arttıran kar yağışı Ordu’yu da etkisi altına aldı ve Ordu’da kar kalınlığı yer yer yaklaşık 2 metreye ulaştı. Yoğun kar havaların ısınması ile tehlikeleri de beraberinde getirdi. Havaların ısınması ile birlikte erimeye başlayan karlar heyelan riskini arttırdı. Ayrıca eksi derecelerde donan kaya parçaları sıcaklıkların artması ile birlikte parçalanırken bu durum birçok yerleşim yerini de tehdit etmeye başladı.

    Konuya ilişkin açıklama yapan Jeofizik Mühendisleri Ordu İl Temsilcisi Gökhan Baştuğ, eriyen karların oluşturabileceği olası heyelanlara karşı vatandaşları uyardı. Kayalık alanlarda da havaların ısınması ile kopmalar ve parçalanmalar yaşandığını ifade eden Baştuğ, engebeli araziye sahip alanlarda yaşayan vatandaşların bu konuda dikkatli olması gerektiğni söyledi.

    “SON YILLARIN EN FAZLA KARI YAĞDI, HEYELAN RİSKİ ARTTI”

    Karların erimesi ile birlikte toprağın ağırlaştığını ve bu sebeple heyelanların meydana geldiğini ifade eden Baştuğ, “Ordu’da geçtiğimiz günlerde son yılların en yoğun kar yağışı gerçekleşti. Yüksek kesimlerde 1.5 – 2.0 metre kalınlığa ulaşan bu kar havaların ısınması ile eriyerek toprağa karışıyor ve toprağın ağırlaşmasına neden oluyor. Bu durum, bölgemizin oldukça eğimli olmasından dolayı, kritik dengede duran toprağın heyelanlar nedeniyle kaymasına neden olabiliyor” dedi.

    “GECE-GÜNDÜZ SICAKLIĞININ FARKLILIK GÖSTERMESİ İLE KAYA DÜŞMESİ YAŞANIYOR”

    Kış aylarında kar sularının erimesi ile heyelanların oluştuğunu bunun yanı sıra gece-gündüz sıcaklığının da farklılık göstermesi ile kayaların parçalandığını aktaran Baştuğ, “Bölgemizde yapay veya doğal olarak oluşmuş yüksek kayalıklar bulunuyor. Bu alanlarda gece ve gündüz arasındaki sıcaklık farklarından, karların yavaş erimesi sonucu kayaların çatlaklarının devamlı su ile dolu kalması ve bu suların donması ile hacminin genişlemesi, kar yağışı sonrası karın kayalar üzerine eklediği ek yük ile yoğun kaya düşmesi olayları görülebiliyor” diye konuştu.

    “VATANDAŞLARIMIZ DİKKATLİ OLMALI”

    Heyelan oluşumu ve kaya parçalanmalarının yavaş gerçekleştiğini bu sebeple riskli bölgelerde yaşayan vatandaşların duyarlı olması gerektiğinin altını çizen Baştuğ, şunları kaydetti: “Bölgemizde oldukça fazla bulunan fosil heyelanlı bölgeler, toprak kalınlığının yüksek olduğu eğimli alanlar ve sarp kayalık alanların bulunduğu bölgeler ve bu bölgelere yakın yerlerde yaşayan vatandaşlarımızın karların tamamen eriyerek, kar sularının etkisini kaybedene kadar yaşadıkları alanlarda dikkatli olmaları gerekiyor. Bu toprak ve kaya hareketleri ani olarak değil, genellikle yavaş yavaş gerçekleşir. O nedenle erken fark edilmesi can ve mal kaybı yaşanmadan önlem alınmasını sağlar. Erken önlem alınması için vatandaşların çevrelerinde gördükleri en ufak bir toprak ve kaya hareketini yetkililere haber vermeleri gerekmektedir.”

    ORDU’DA DAĞDAN KOPAN KAYA İKİ EVE ZARAR VERMİŞTİ

    Ordu’nun Altınordu ilçesine bağlı Ortaköy Mahallesi’nde dün meydana gelen olayda karların erimesi ile ormanlık alandan kopan kaya parçası yaklaşık 500 metre yuvarlanmış ve mahallede bulunan iki eve zarar vermişti. Olay da ölen ya da yaralanan olmazken iki evde maddi hasar oluşmuştu.

  • Mayfu Kapılarını Açıyor

    Manisa’da bu yıl ilk kez düzenlenen (MAYFU) Manisa Ayakkabı Moda Fuarı 4 Şubat Perşembe günü (yarın) kapılarını açıyor. Sektörün dev temsilcilerinin katıldığı fuar 7 Şubat’a kadar ziyaret edilebilecek. 4 Şubat günü saat 11.00’da açılacak olan fuarın tanıtım çalışmalarında ünlü manken Nilay Dorsa da yer alacak.

    Manisa’da ayakkabı üretimini canlandırmak, iç piyasa dinamiklerini aktif hale getirmek ve sektörün vitrinini sergilemek amacıyla Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde, Manisa Ticaret ve Sanayi Odası, Manisa Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği, Manisa Ayakkabıcılar Odası ve Türkiye Umum Ayakkabıcılar Federasyonu ile işbirliği halinde SNS Fuarcılık tarafından organize edilen MAYFU kapılarını açıyor.

    4-7 Şubat tarihleri arasında Manisa Fuar Merkezinde yapılacak olan Fuarda sektörün dev isimleri bir araya gelecek. Fuarın tanıtım çalışmaları kapsamında Nilay Dorsa da yer alarak açılışa katılacak ve yeni modellerin tanıtımını yapacak.

    ÜCRETSİZ ULAŞIM

    Fuar döneminde Manisa Büyükşehir Belediyesi İzmir Ayakkabıcılar Çarşısından Fuar Alanına ücretsiz servis kaldıracak. Manisa dışından da birçok profesyonel ziyaretçinin fuara ilgi göstermesi bekleniyor.

    Fuara katılan üretici firmalar, alım gücü yüksek olan kendi müşterilerini ve büyük zincir mağazaların temsilcilerini bu fuar için Manisa’ya davet ettiler.

  • Yüksek Topuklu Ayakkabı Bel Fıtığına Yol Açıyor

    Özellikle çalışan kadınların tercihi olan yüksek topuklu ayakkabıların, vücutta önemli sağlık sorunlarına yol açabildiği bildirildi.

    Medical Park Tarsus Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Pınar Müge Sarıkaya, 4 santimetreden yüksek topuklu ayakkabıların bel ve dizlerde ağrıya yol açtığını, ilerleyen dönemlerde sorunun bel fıtığına kadar varabileceğini ve bunun da ameliyat gerektirebileceğini kaydetti. Dr. Sarıkaya, yüksek topuklu ayakkabılardan vazgeçemeyenlerin, en azından giydikleri gün sayısını azaltabileceğini belirtti.

    KALÇA-OMURGA DENGESİ BOZULUYOR

    Topuk boyu olarak ideal ölçünün 2 ile 4 santim arasında olduğunu belirten Dr. Pınar Müge Sarıkaya, 5 santimetreden itibaren yüksek topuklu ayakkabıların olumsuz etkilerinin görülmeye başladığını vurguladı. Dr. Sarıkaya, “Belin belirli bir kavsi vardır. Yüksek topuklu ayakkabılarda bu kavis artar. Bu da ağırlık merkezinin öne kaymasına yol açar ve kalça ile omurga arasındaki denge bozulur. Bu da bel ağrılarına yol açıyor” dedi.

    Dr. Sarıkaya, ideal ayakkabı olarak ‘topuğu kavrayan kısmı sert, önden bağcıklı ya da bandajlı, sivri burunlu olmayan ve tabanı elastik olan’ modelleri önerdi.

    HAFTADA BİRKAÇ GÜN MOLA VERİN

    Kimi zaman estetik nedenler, kimi zaman da boy kısalığı gibi sosyal nedenlerle yüksek topuklu ayakkabıların popülaritesini koruduğunu belirten Uzm. Dr. Pınar Müge Sarıkaya, yüksek topuklu ayakkabıdan vazgeçemeyenlerin en azından giydikleri gün sayısını azaltmalarını önerdi. Dr. Sarıkaya, “İş yerinde imkanı olanlar, en azından 10-15 dakika normal ayakkabı giyebilirler. Akşamları bel ağrıları için hekimin önereceği gevşeme ve güçlendirme egzersizleri yapabilirler. Ayrıca ayaklarını 15-20 dakika ılık suda bekleterek yüksek topuklu ayakkabının getirdiği sorunları azaltabilirler” diye konuştu.