Etiket: Acısını

  • Yıllar Özgecan’ın acısını unutturmadı

    Mersin’in Tarsus ilçesinde 11 Şubat 2015 tarihinde bindiği bir midibüste vahşice katledilen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın ailesinin acısı, geçen 2 yıla rağmen dinmedi. Özgecan’ın babası Mehmet Aslan, “İki yıl geçmiş olmasına rağmen onu hissetmediğim, düşünmediğim bir an bile yok” diyerek yaşadığı acıyı dile getirdi.

    Tarsus’ta 11 Şubat 2105 akşamı Mersin’deki evine dönmek için bindiği midibüsün sürücüsü Suphi Altındöken tarafından cinsel tacize uğrayan, daha sonra Suphi Altındöken’in babası Necmettin Altındöken ve arkadaşı Fatih Gökçe’nin de yardımıyla vahşice öldürülerek yakılan 20 yaşındaki Özgecan’ın katledilmesinin üzerinden iki yıl geçti. Aslan ailesinin kızları eve dönmeyince kayıp başvurusunda bulunduğu Özgecan’ın yanmış bedeni, 13 Şubat tarihinde Tarsus’un Çamalan mevkii Cin Deresi’nde bulunmuş, 14 Şubat tarihinde de toprağa verilmişti. Özgecan’ın katil zanlıları Suphi Altındöken, Necmettin Altındöken ve Fatih Gökçe ise ağırlaştırılmış müebbet hapis cezana çarptırılmış, Suphi Altındöken 12 Nisan 2016’da kaldığı Adana F Tipi Kapalı Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda aynı cezaevinde kalan Gültekin Alan tarafından silahla vurularak öldürülmüştü.

    Tüm Türkiye’yi ayağa kaldıran bu vahşetle Özgecan, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinin sembol ismi oldu. Tepkiler çığı gibi büyürken, adına ülkenin dört bir yanında tesisler açılan, çok sayıda etkinlik düzenlenen ve halen kadın şiddetinde sembol isim olmaya devam eden Özgecan, Türkiye’deki herkesi derinden yaraladı ancak acısı en çok Aslan ailesini vurdu.

    “İki yıl geçmiş olmasına rağmen Özgecan’ı hissetmediğim bir an bile yok”

    Özgecan’ın babası Mehmet Aslan, kızlarının ölüm yıl dönümü öncesinde duygularını ve bu süreçte yaşadıklarını İHA’ya anlattı. Kadına yönelik şiddetin önüne geçebilmek amacıyla kurdukları Özgecanlar Derneğinde konuşan baba Aslan, “İki yıl geçmiş olmasına rağmen dün gibi hala varlığı taptaze. Onu hissetmediğim, düşünmediğim bir gün, bir saat, bir an bile yok. Şehrin her tarafında onunla karşılaştığımız, birlikte oturduğumuz, konuştuğumuz her yer anılarla dolu” dedi.

    Geçen iki yıllık süreçte yaşadıkları acının ve ıstırabın vermiş olduğu duygularla bu yangınla başa çıkabilmek için bir misyon üstlenmesi gerektiğine inandığını dile getiren Aslan, televizyonlarda sürekli şehitler, çocuklar ve kadınlar için ‘Bizim başımıza geldi, başkalarının başına gelmesin’, ‘Bizim canımız yandı, başkalarının canı yanmasın’ sözlerini duyduklarını söyledi. Türkiye’de herkesin artık mutlu olmak, sevgiyi iliklerine kadar hissetmek, yaşamak istediğini, acılar, ıstıraplar, yangınlar, savaşlar olmasın istediğini vurgulayan Aslan, “Maalesef bunları temin edebilecek, ortaya koyabilecek, savaşacak gücü olmayan insanlar fazla. Ben bunlara karanlık diyorum. Ya bu karanlıklar aydınlığı her geçen gün daha fazla kaplıyor ya da vakti gelmiş bir doğum var ki, onun için karanlığa ihtiyaç duyuyor. Dünyadaki barışı, güzelliği, mutluluğu şimdiye kadar temin etmiş olanlar sadece bir kişinin hayalinden, kalbinden, inancından çıkan bir kavram oluyor. Ben bunu yapmak istiyorum” diye konuştu.

    Geçen süreçte bu misyonu yapabilmek, insanların istediği o güzelliği verebilmek adına Özgecanlar Derneğini faal hale getirmeye çalıştığını anlatan Aslan, “Bu hayali, insanların istediği beklediği barışı, sevgiyi, mutluluğu, o bilinç düzeyine toplumu getirmek adına çevremde güzel insanlar oldu. Bu insanlardan biri de Özgecanlar Derneğinin yönetim kurulunda olan Hediye Dalğıç, Kunter Kurt ve diğer yönetimdeki arkadaşlarla, katkılarla bu ışık çoğaldı ve çığ gibi de büyüyecek” ifadelerini kullandı.

    “Ağırlaştırılmış bir yasa gelmesi gerekiyor”

    Özgecan’dan sonra da kadına yönelik şiddetin durmamasını eğitimsizliğe bağlayan baba Aslan, o süreçte idamın gelmesiyle ilgili tartışmalar, ağırlaştırılmış yasalar, ’Özgecan yasası’nın gündeme geldiğini anımsattı. İnsanların düşünce ve inanç boyutunda gelecekte bir şeyleri elde etmek için bir araya gelmediklerinden yakınan Aslan, “Birlik ve beraberlik sıkıntısı var. En ağır yasanın gelmesi gerektiğine inanıyorum. Ağırlaştırılmış bir yasa gelmesi gerekiyor. Şiddetin bitmemesinin nedeni ise eğitim, iyilik yapmak, birbirini sevmek gibi kavramların ya içi boş ya da o kavramlarla muhatap olan kişinin kendisi boş. Kavramın, bu değerlerin kendisi, sevgi, barış, mutluluk, huzur, çalışmak, eğitim bunlar evrensel değerler olduğuna göre muhatap olanın kendisi boş. Eğitim diyorum, eğitim diyorum, eğitim diyorum. Hazreti Muhammet Efendimizin bir hadisi şerifi var; ‘Emanet ehil ellere verilmedikçe toplumsal kıyamete hazır olun’ diyor. Emanet sahipsiz. Emanet sahipsiz olduğu için kimse kendine bir pay çıkartmıyor. ‘Ben tek başıma dünyayı değiştirebilecek güçte değilim ki’ diyor. Ben dünyayı değiştirebilecek güçteyim, çünkü dünya benim. Kendimi değiştirebilirsem bu acıların, kötülüklerin, şiddetin hepsi bitecek. Buna inanıyorum. Bunun kaynağı da evrensel değerler, İslam kültürü, rehberimiz, liderimizdir. Ya o yolda yürüyen insanlar yollarını yitirmişler, onun için savaş, acılar, ıstıraplar, şiddet bitmiyor veyahut da bir yerde bir yanlışlık var, onu da memleketimizin çok güzide yöneticileri, devlet adamları, bilim adamları, filozoflarımız buluversin” şeklinde konuştu.

  • Aynı gün hem evlat hem de anne acısını yaşadı

    Giresun’un Eynesil ilçesinde yaşayan Yılmaz Berber, aynı gün hem 17 yaşındaki evladını hem de annesini kaybetti.

    Eynesil ilçesinde yaşayan Yılmaz Berber, yaklaşık 13 ay önce amansız bir hastalığa yakalanan ve 3 hafta önce tedavi için 17 yaşındaki oğlu Halil İbrahim Berber’i İstanbul-Gaziosmanpaşa ilçesinde özel bir hastaneye götürdü. Berber, oğlunun hastalığıyla ilgilendiği sırada annesi Emine Berber’in (80) vefat haberini aldı. annesini toprağa vermek üzere Eynesil ilçesine hareket eden Berber, yaklaşık 1 hafta sonra ilik nakli ameliyatı olacak olan oğlu Halil İbrahim’in vefat haberini ise yolda aldı. Henüz hayatının baharında amansız hastalığa yenik düşen 17 yaşındaki İbrahim Berber’in cenazesi Eynesil İlçesi Derekök Köyü’ne getirilerek babaannesi Emine Berber’le aynı gün gözyaşları arasında toprağa verildi.

    Hem evlat olarak hem de bir baba olarak cenaze sırasında ayakta durmakta zorluk çekerken Yılmaz Berber’i akrabaları teskin etmeye çalıştı.

  • Mustafa Akif Ekşi: “Almanya Kendi Kuyruk Acısını Türkiye Üzerinden Tatmin Etmeye Çalışıyor”

    Sivil Toplum Hareketi Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Akif Ekşi, Almanya Parlamentosu’nun 1915 Ermeni olaylarını “soykırım” olarak kabul etmesiyle ilgili yaptığı açıklamada, “Almanya kendi kuyruk acısını Türkiye üzerinden tatmin etmeye çalışıyor” dedi.

    Sivil Toplum Hareketi Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Akif Ekşi, yaptığı basın açıklamasında şunları kaydetti:

    “Öncelikle belirtmek isteriz ki 100 yıldır bize söylenenleri koyun gibi dinleme zamanı çoktan geçmiştir. Bunu gerek Avrupa gerekse dünyaya kendini lider olarak dikte edenlerin bilmesi ise elzemdir. Bugün Almanya Parlamentosu’nda kabul edilen soykırım iddialarını Türk milletinin fertleri ve Sivil Toplum Hareketi’ndeki tüm bireyler olarak bin nefrin ile kınıyoruz. Almanya Başbakanı Sayın Merkel’in bu oylamaya katılmamasının sebebini önce iyi niyet göstergesi olarak algıladık. Lakin görüyoruz ki ortada iyi niyet yoktur. Tarihçilerin bile uzlaşamadığı bir yerde Almanya Parlamentosu’nun kararı Türkiye’nin kabul edebileceği bir şey değildir. Kaldı ki bu Almanya’yı ilgilendiren bir konu da değildir. Almanya önce kendi yakasındaki kirler için kendini yargılayarak karar alabilme yetisini göstermelidir. 1941-45’li yıllarda 2. Dünya Savaşı sırasında 6 milyona yakın Yahudi öldürüldü. Almanya gibi bir devlet böyle bir katliamın altına imza attı. Lakin ne hikmettir ki dünya devletlerinden kimse çıkıp bu konuyu meclisine taşıyarak bir devleti şahsı manevisinde yargılamadı. Neden? Şimdi Almanya sergilediği bu fütursuz tavırla kendi kuyruk acısını Türkiye üzerinden tatmin etmeye mi çalışıyor? Bu durum Almanya ve Türkiye ilişkileri açısından olumlu bir yöne gitmemektedir. Almanya’nın ekonomisi ve kültürüne Türk milletinin yaptığı katkılar ortadadır. Yıllardır iki devletin evlatları birbirleriyle iç içe yaşamıştır. Türk milleti ve Avrupa’da yaşayan kardeşlerimizin buna karşı net bir tavır alması gerektiğini biliyor ve söylüyoruz. Yapabildikleri her ne ise yapmaları gerektiği kanaatindeyiz. Kimseye zarar vermeden en insanca tavırla bunu yapacaklarından da eminiz. Almanya’da kabul edilen sözde soykırım meselesinde Türk milletinin ve devletinin tavrı bellidir. Türkiye kendi benliğine saldırmayan hiçbir milleti katletmemiştir. Köklü tarihi boyunca 72 milleti bir arada barındırarak onlara Teba-i Sadıka diyen ve devletin en üst kademelerinde bile görev veren bir anlayışı bize dil uzatanların anlamasını da elbette bekleyemeyiz. 3 milyondan fazla Suriyeli misafiri bulunan bir millet olarak bugün dahi bunu delil olarak gösterebiliriz. Malum Suriyeli vatandaşlara kapı aralayabilmek için bin dereden su getiren şartnameler döken Almanya’nın bunu anlayıp kavrayabilmesini elbette beklemiyoruz. Son sözümüz şudur ki; Türk milletine aba altından sopa göstermek kimsenin haddi değildir. Sivil Toplum Hareketi olarak Türkiye’ye karşı yapılmış bu saygısızca tavrı bütün benliğimizle kınıyoruz.”

  • Şehit Ailesinin Acısını Paylaştılar

    Vali İbrahim Şahin ve Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, Şehit Uzman Onbaşı Muhammet Yılmaz’ın ailesine taziye ziyaretinde bulundu.

    Samsun Valisi İbrahim Şahin ve Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, Mardin’in Nusaybin ilçesinde devam eden operasyonlar esnasında, bölücü terör örgütü PKK’lı teröristler tarafından önceden tuzaklanan el yapımı patlayıcının patlatılması sonucu şehit olan Uzman Onbaşı Muhammet Yılmaz’ın ailesine taziye ziyaretinde bulundu.

    Cuma namazı öncesinde şehidin baba evinin bulunduğu Havza Aslançayır Mahallesi’nde gerçekleşen ziyarette Şahin ve Yılmaz’a; Havza Kaymakamı Alper Tanrısever, Havza Belediye Başkanı Murat İkiz, ilçe emniyet müdürü ve ilçe komutanı eşlik etti.

    YILMAZ: “ONLAR KANLARIYLA CANLARIYLA FEDAKARLIK ETTİLER”

    Şehidin babası Mecit Yılmaz’ın elini tutarak acısını paylaşan Başkan Yılmaz, “Allah tüm şehitlerimize rahmet eylesin. Onlar toprağımızdan bir karış vermemek adına kanlarıyla canlarıyla fedakarlık ettiler. Allah mekanlarını cennet eylesin. Sizlere de dayanma gücü versin, başka acılar yaşatmasın” dedi.

    ŞEHİT BABASI:”TEK TESELLİMİZ VATAN UĞRUNA ŞEHİT OLMASI”

    Şehit babası Mecit Yılmaz da tek tesellilerinin, oğlunun vatan uğrunda şehit düştüğünü görmek olduğunu belirtti.

    Vali Şahin ve Başkan Yılmaz daha sonra başsağlığı dileğini sunduğu Şehit Uzman Onbaşı Muhammet Yılmaz’ın aile bireyleri ile bir süre görüşerek sohbet etti.

  • AK Parti’li Öz, Şehit Ailesinin Acısını Paylaştı

    AK Parti Aydın Milletvekili Abdurrahman Öz, Sökeli şehit Jandarma Er Oğuz Arslan’ın kabrini ziyaret ederek, ailesinin acısını paylaştı. Partilileriyle bir araya gelen Öz, 2019 hedeflerine ulaşmak için birlik ve beraberlik çağrısı yaptı.

    Diyarbakır-Bingöl karayolunun Lice ilçesi Mermer Mahallesi yakınlarında meydana gelen ve 6 askerin şehit olduğu terör saldırısında yaralanan Sökeli Jandarma Er Oğuz Arslan, 21 Şubat 2016 tarihinde kaldırıldığı GATA’da şehit düşmüştü.

    Şehit Er Oğuz Arslan için baba ocağı Söke’nin Bağarası Mahallesi’nde mevlit okutuldu ve lokma hayrı yapıldı. Mevlide katılarak şehit yakınlarının acısını paylaşan AK Parti Aydın Milletvekili Abdurrahman Öz, daha sonra AK Parti Söke İlçe Başkanı Fatih Gürer, ilçe protokolü ve askeri erkanla birlikte Er Oğuz Arslan’ın kabri başına giderek dua etti.

    “2019 HEDEFİMİZ İÇİN BİRLİK OLMALIYIZ”

    Her hafta sonu Aydın’ın dört bir yanında hemşerileriyle bir araya gelen Abdurrahman Öz, bu hafta sonunda ise Kuyucak, Nazilli ve Köşk ilçelerinin ardından AK Parti Söke İlçe Teşkilatını ziyaret etti. İlçe Başkanı Fatih Gürer ve partililerle buluşan Öz, sorunları bizzat yerinde dinleyerek, çözüm yolları konusunda görüş alışverişinde bulundu.

    AK Parti teşkilatlarının yoğun geçen 7 Haziran ve 1 Kasım seçim süreçlerini geride bıraktığını belirten Abdurrahman Öz, 2019 yerel seçimleri hazırlıklarına yoğun bir şekilde başlandığını belirterek, “Önümüzde 3,5 yılık bir süreç var. Bu süreçte teşkilat eğitimleri büyük önem taşıyor. Eğitim çalışmalarımızda teşkilatlarımızın siyasi görgü, bilgi ve birikimlerinin artırılmasını amaçlıyoruz. Biz nasıl Aydın’ın üç milletvekili olarak birlik ve beraberlik içerisinde hareket ediyorsak; teşkilatlarımızın da aynı birlik ve beraberlik içerisinde olmasını arzuluyoruz. AK Parti’nin 2019 için Aydın’da büyük hedefleri var. Kişisel olayları bir tarafa bırakarak el ele omuz omuza vererek Aydın Büyükşehir Belediyesinde AK Parti bayrağını dalgalandırmalıyız” diye konuştu.

    “ZAMAN BİRLİK VE BERABERLİK ZAMANI”

    Geçmiş dönemde AK Parti’nin farklı kademelerinde görev almış ve oy vermiş herkesi 2019 hedefine sahip çıkmaya davet eden Öz, şöyle konuştu: “AK Parti, 1 Kasım seçimlerinde Aydın’da önemli bir ivme yakaladı. Türkiye ve Aydın’ın 2023, 2053 ve 2071 hedeflerini yakalayabilmesi için bu ivmeyi artırarak sürdürmek zorundayız. Hedeflerimize ulaşmak istiyorsak, hata yapma lüksümüz yok. Mahalle sorumlusundan sandık başkanına, ilçe başkanından milletvekiline bugüne kadar partinin her kademesinde görev yapmış arkadaşlarımız ile bugüne kadar AK Parti’ye oy vermiş gönüllü kardeşlerimizden partimize verdikleri desteği sürdürmelerini istiyorum. Kendilerini partinin birer sahibi olarak görmeleri gerekir. Ben bütün teşkilatlarımız ve partililerimizin bu bilinç ve siyasi sorumluluk içerisinde olduklarını biliyorum”

    AK Parti Söke İlçe Teşkilatı ziyaretinin ardından Söke’ye bağlı Burunköy Mahallesinde vatandaşlarla bir araya gelen Abdurrahman Öz, köylülerle çay içip sohbet etti. Öz, sorun ve taleplerini dinlediği köylü vatandaşlarla yakından ilgilendi.