Etiket: Açıp

  • Erik ağacı çiçek açıp, meyve verdi

    Sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi, erik ağaçlarının erken meyve vermesine neden oldu.

    Alaplı Bektaş Köyündeki Ayhan Akman’ın (48) evinin bahçesindeki erik ağacı, bu yıl ikinci kez çiçek açarak görenleri şaşkına çevirdi. Hava sıcaklıklarının yüksek seyretmesi nedeniyle yalancı bahar yaşandığını dile getiren Akman, “Bu mevsimde ağacın erik vermesi, alışık olunmayan bir durum Tabii ki biz şaşırdık, bu mevsimde böyle bir şey olmaz dedik. Normalde bu ağaçlar meyvesini Mayıs aylarında veriyordu ve daha sonra bu dönemine geçmesi gerekiyordu. Erikler gayet lezzetliydi” diye konuştu. Çocuklar ise eriklerin lezzetli olduğunu ve Ekim ayında erik yemenin keyfini çıkarttıklarını kaydetti.

  • Deniz yerine mazgal kapağını açıp balık avladılar

    Yağmur sularını kanalizasyon şebekesine çekmek için kullanılan üzeri parmaklıklı demirle kapatılmış ve yollarda bulunan mazgal kapağını açarak balık avlayan amatör balıkçılar görenleri hayrete düşürüyor.

    Çeşme’de akıllara durgunluk veren olay, görenleri şaşkına çeviriyor. Dere yatağını Çeşme Marina’ya bağlayan kanalın mazgal kapağını açan amatör balıkçıların balık avlaması, Çeşme’nin en işlek kavşaklarından birisi olan Marina Kavşağı’ndan geçenleri şaşkınlığa uğratıyor.

    Yağmur kanalının mazgal kapağını yerinden çıkaran amatör balıkçılar, attıkları ekmek parçaları ile balıkların kanala toplanmasını sağlıyor. Ucuna ekmek parçası taktıkları oltalarını kanala atan amatör balıkçıların bekleyişi uzun sürmezken, avladıkları kefal balıkları kısa zamanda kovalarını dolduruyor.

    Amatör balıkçıların deniz yerine, işlek bir kavşaktaki yağmur kanalında balık avlamaları ise yoldan geçenlerin şaşkın bakışlarına neden oluyor.

  • Bursa’da minareden, pompalı tüfekle ateş açıp tehdit savuran şüpheli serbest bırakıldı

    Bursa’da dün elinde pompalı tüfekle çıktığı caminin minaresinde dört saat boyunca rastgele ateş edip tehditler yağdıran şüpheli Murat T. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

    Olay Merkez Nilüfer ilçesi Beşevler Mahallesi’nde bulunan Kuba Camisi’nin minaresine dün akşam saatlerinde çıkan Murat T. ruhsatsız pompalı tüfek ile çevreye rastgele ateş etmeye başladı.

    Borcu olan ve taahhüdü ihlal iddiasıyla hakkında mahkeme tarafından 5 ay hapis cezası verildiği öğrenilen Murat T., intihar edeceğini söyledi. Çevrede geniş güvenlik önlemleri alan ve özel harekât ekibinin de destek verdiği operasyon için olay yerine müzakereci polisler gelmişti. 4 süren ikna gayretleri sonunda Murat T. minareden indirildi. Olay yerine gelen ambulansta sakinleştirici iğne yapılan Murat T. hakkında, Nilüfer İlçe Emniyet Müdürlüğü’nce, ’genel güvenliği kasten tehlikeye düşürmek’, ’ruhsatsız silah bulundurmak’ ve ’intihara teşebbüs etmek’ suçlarından işlem yapıldı.

    Borcu nedeniyle verilen hapis cezasına itiraz edeceğini söyleyen Murat T. daha sonra Cumhuriyet Savcısı’nın talimatı ile tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

  • Bakan, basına kapalı toplantıyı açıp açıkladı

    Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Dr. Ahmet Eşref Fakıbaba, 2018 yılını hayvan hastalıklarıyla mücadele ve buzağı ölümlerini düşürme yılı ilan ettiklerini açıkladı, buzağı ölüm oranında ise hedefi yüzde 15’ten yüzde 5’e düşürmek olarak belirledi. Hedefin et ithalatının önüne geçeceğini kaydeden Fakıbaba, “Oraya gidiyoruz bizden et alın buraya gidiyoruz bizden alın deyip duruyorlar. Ayıptır. Yakışmıyor bize, şu koca ülkeye yakışmıyor. Biz eğer 750 binden 500 bini kurtaramıyorsak yazıklar olsun bize” dedi.

    Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından Antalya’da düzenlenen Hayvan Hastalıkları ile Mücadele ve Hayvan Hareketleri Kontrolü Programı 2017 Değerlendirme Toplantısı’na katılan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Dr. Ahmet Eşref Fakıbaba, ilk olarak 10 dakikası basına açık olan toplantıyı, ‘bizim gizleyeceğimiz bir şey yok’ diyerek basına açık hale getirdi. Basın mensuplarının yerini almasıyla birlikte konuşmaya başlayan Fakıbaba, hayvan hastalıklarıyla mücadele ve buzağı ölümlerinin önüne geçebilmek için buzağı ölümlerini azaltmaya yönelik çalışma içerisine girdiklerini söyledi. 2018 yılında buzağı ölüm oranını yüzde 15’ten 5’e düşürmeyi hedeflediklerini açıklayan Fakıbaba, elde edilecek 500 bin buzağı kazancıyla Türkiye’nin et ithalinin önüne geçeceklerini kaydetti.

    “Hayvanların dükkanlarda satılmasını vallahi doğru bulmuyorum”

    Hayvanların dükkanlarda satılmasını doğru bulmadığını söyleyen Bakan Fakıbaba, “Bugün bana soruyorlar, hayvanların dükkanlarda satılması doğru mu? Vallahi değil. Biz yaratılanı yaratandan dolayı seven bir mantalitenin değerleriyiz. Bir köle gibi hayvanı al sat, bunlar doğru bir olay değil ama bunları kapattığınız zaman da merdiven altında neler olacak o da doğru değil. Bunları oturup konuşmamız lazım. Yerel yönetimler bu konuda nasıl yardımcı olabilirler, acaba çiftlik hayvanlarını veteriner arkadaşların sağlığını yaptırtıp, aşılarını yaparak ailelere ücretsiz vermesi sunmak kaydıyla doğru olmaz mı” diye konuştu.

    “Bir çocuk ölümü neyse, buzağı da öyle”

    Bakan olarak yapılan tüm çalışmaları yakından takip edeceğini belirten Fakıbaba, tüm şehirlerde bakanlığa bağlı görevlilerin hayvan sağlığı ve ölümlerinin oranını düşürme konusunda yarışması gerektiğini vurguladı. Fakıbaba, “Hamile bir annenin bakımı neyse, düvenin bakımı da o, bir buzağının bakımı neyse, yeni doğan çocuğun bakımı da o. Bir çocuk ölümü neyse, buzağı ölüm oranı o. Esasında bir annenin takibi nasılsa bir gebe düvenin takibi de böyle. Farklı bir şey mi? Aynı, hiç değişen bir şey yok. Biz tek tek gebe düveleri takip edeceğiz, zimmetleyeceğiz” dedi.

    “ABD yapmışsa biz de yaparız”

    Hayvan hastalıklarıyla mücadeleyi arttırıp, buzağı kaybını önlemek istediklerini kaydeden Fakıbaba, “Bunu Amerika yapmışsa, yüzde 2’lerdeyse, benim arkadaşlarım yapar, başarır bunu. Başarmaması için bir neden var mı? Yok. Biz ortada kalıyoruz, acaba yapsak mı, yapmasak mı diye. Küpeleri parasız veriyoruz, aşılar bedava ve veteriner arkadaşların alın teri olan parayı da artık biz kendimiz ödeyeceğiz. 2018 1 Ocak’tan itibaren başlıyor. En kutsal mesleklerden birisi olan veteriner hekim arkadaşlarım kimseyle muhatap olmadan hayvana bakacaklar, muayene edecekler, hastalıkları belirleyecekler, aşıları yapacaklar, çantalarını kapıp arabalarına binip evlerine gidecekler” diye konuştu.

    Buzağı ölüm oranında hedef yüzde 5

    Türkiye’de hayvancılığın problemlerini aşmak ve tedbirleri yüksek önem düzey uygulayacaklarını kaydeden Bakan Fakıbaba, bu konuda da 2018 hedefini açıklayarak, “Bu konuda ilk önceliğimiz etkili çalışmalar yaparak, buzağı ölümlerini sonlandırmak olacaktır. Sonlanmaz ama yüzde 5’e düşürür müyüz? Düşürürüz. 2018’de hedefi söylüyorum. Büyük işletmelerde değil, onlarda yüzde 1 veya 0 olabilir. ABD’den iyiler ama küçük ve orta ölçekli işletmelerde bu oran yüzde 5 kabul edilebilir bir orandır. Şu anda bu oran Türkiye geneli yüzde 15 civarında. Bunu öncelikle yüzde 5’e indirmek, daha sonra da daha aşağıya çekmek olacaktır. Hayvan sayıları çalışmalarında, buzağı kaybını önlemede bir seferberlik başlatıyoruz. Tek başına ben bir şey yapamam hep birlikte bunu yapacağız” dedi.

    “Sağlık Bakanlığı gibi olmalıyız”

    Hayvan hastalıklarıyla mücadelede ve buzağı ölümleri konusunda Sağlık Bakanlığı gibi olunması gerektiğini vurgulayan Bakan Fakıbaba, “Esasında Sağlık Bakanlığı gibi olmamız gerekiyor. Sağlık Bakanlığı ne yapıyor? Buradan kutluyorum hem şimdiki Sağlık Bakanımızı hem de ondan önceki bakanımızı. Bir tek çocuk ölüm oranı olduğunda anında kaydediliyor. Bakan cep telefonundan nerede çocuk kaybı var, niye bu çocuk kaybı oldu, nasıl oldu, neden oldu onların araştırmasını yapıyor. Arkadaşlar ben de, sizler de bunu yapacağız. Çocuk ölüm oranları nasıl düştüyse, buzağı ölüm oranları ve anne ölüm oranları da düşecek” ifadelerini kaydetti.

    “500 bin buzağı et ithalatının önüne geçer”

    Buzağı ölümünün yüzde 5’e düşürülmesi durumunda 500 bin buzağı kar edeceklerini ve et ithalatının önüne geçilebileceğini ifade eden Fakıbaba, “Vatandaş diyor ki; ‘et ithalatı ne zaman duracak? Bu ölümler durduğu zaman duracak. Dışarıdan almış olduğumuz hayvan sayısı 500 bin. Bunu biz yapacağız. Bu kabahat bizim. 500 bin yavru kayboluyor, bırakın et ithalatını bu yavru ya. Biz bu 500 bini kurtarabiliriz. Oraya gidiyoruz bizden et alın buraya gidiyoruz bizden alın deyip duruyorlar. Ayıptır. Yakışmıyor bize, şu koca ülkeye yakışmıyor. Biz eğer 750 binden 500 bini kurtaramıyorsak yazıklar olsun bize” şeklinde konuştu.

    Dişi ineklerin kesilmemesiyle ilgili gerekli talimatları verdiğini aktaran Fakıbaba, şunları söyledi:

    “Arkadaşlarıma ineklerin kesilmemesiyle talimatı verdim, eğer insanlar mecburiyetten dolayı kesmek zorunda kalıyorsa ilk uçağa atlayıp bize geleceksiniz. Burada esasında her ilin sağlık bakanı sizsiniz. Damızlık değeri olan dişi hayvan kesiminin önlenmesi için, kesimhanelerin sık sık denetlenmesi ve kesimhanelerde görev yapan veterinerlerin bu konudaki hassasiyetlerinin takip edilmesi gerekmektedir. Eğer gerçekten altına deforme olmuş inek deyip gerçekten bir annenin ölümüne bir veteriner hekim imza atıyorsa o veteriner değildir. İtirazı olan var mı? Deforme olmamış, herhangi bir hastalığı falan yoksa sadece ve sadece hayvanı kesimhanede buna bir ad uydurayım diyerek imza atıyorsa o veteriner hekim değildir, onun diplomasından şüphe, onun hayvana olan sevgisinden, milli duygularından şüphe duyarım. Çünkü o hayvan benim için önemlidir, çünkü o hayvan bana 10 tane yavru getirecek, en az 7 hayvan getirecektir. Ben o hayvanı nasıl kestiririm?”

    Son olarak Bakan Fakıbaba, “31 Aralık 2017’ye kadar benim hayvan mevcudiyetim elimde olacak ve aslanlar gibi çıkacağım TÜİK’e senin rakamların yanlıştır diyeceğim. Tarım bakanlığı bir malvarlığını bilemiyorsa, iş yapıyorsunuz ama sermayenizi bilmiyorsunuz. Ne kadar üreteceğim, ne kadar ithal edeceğim, fiyat nasıl olmalı. 3 sene sonraki projeksiyon nedir, bunları bilmeden hayvan sayısını, buzağı, koçu tekeyi bilmeden nasıl yapacaksınız. Ortada sayı yok. TÜİK başka bir şey söylüyor, ben başka bir şey söylüyorum” diyerek, işletmelerin 31 Aralık 2017’ye kadar kayıt yaptırmaları gerektiğini söyledi.

  • Polise ateş açıp kaçan şüpheliler aranıyor

    Karaman’da polisin dur ihtarına uymayarak polise ateş açıp kaçan şüphelilerin içinde bulunduğu öne sürülen araç, Emniyet ve Jandarma’nın ortaklaşa operasyonu ile Konya’nın Ereğli ilçesinde terk edilmiş halde bulundu. Polis ve jandarma ekipleri şüphelileri arıyor.

    Edinilen bilgiye göre, bir istihbaratı değerlendiren Karaman Emniyet Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığı, birimleri akşam saatlerinden itibaren teyakkuz haline geçti. Jandarma ekipleri tarafından Sertavul mevkisinde ’Dur’ ihtarına uymayarak kaçan şüpheli aracın Karaman’a giriş yaptığı bilgisi üzerine harekete geçen ekipler, TOKİ’ler mevkisinde aracı takibe aldı. Zaman zaman kıstırılmaya çalışılan aracın içindekiler ekiplerin üstüne araba sürdü. Şehir merkezindeki kovalamacanın ardından Karaman-Ayrancı yoluna çıkan 70 BH 347 plakalı araç içindeki şüpheliler Organize Sanayi Bölgesi’nden itibaren peşindeki ekiplere ateş etmeye başladı. Polis ve Jandarma ekiplerine merkezden yapılan anonsta uzun namlulu silah kullanma ve ateşe ateşle karşılık yapma emri verilmesinin yanında çelik yelek giymeleri emredildi.

    Araçta fişek bulundu

    Öte yandan Ayrancı ilçesindeki birimleri atlatmayı başaran araç, Ereğli istikametinde kaçmaya devam etti. İlçe girişinde otomobili sıkıştıran ekipler lastiklerine ateş açtı. Ancak hızlı bir şekilde devam eden otomobil içindeki şüpheliler ilçede harabe bölge olan taş evler mevkisinde araçlarını bırakarak kaçtı. Yanına aldıkları silahlar ile ara sokaklardan polise ateş eden şahıslar gece karanlığından faydalanarak izlerini kaybettirdi. Öte yandan terk edilen aracın arka kısmında kullanıma hazır fişekler ele geçirildi. Karaman’dan gelen polis ekipleri de Ereğli polisine destek vererek ilçede kaçan zanlıları aramayı sürdürüyor.