Etiket: Açılışında

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adana Stadyumu’nun açılışında konuştu

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adana Stadyumu’nun açılışında konuştu

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Marjinal örgütlerin kadrolu militanlarının başını çektiği bu eylemlerin amacı ne demokrasidir ne hukuktur ne de özgürlüktür. Bu provokasyonların gayesi ülkemizin dikkatini dağıtarak özellikle Türkiye’yi hedeflerinden uzaklaştırmaktır” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, canlı bağlantı ile Adana Stadyumu açılışına katıldı. Adana Stadı’nın 78 bin metrekare açık, 60 bin metrekare kapalı olmak üzere 138 bin metrekare büyüklüğe sahip olduğunu, alttan ısıtma ve soğutma sisteminin bulunduğu stadın toplam seyirci kapasitesinin 33 bin olduğunu açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Adanaspor ve Adana Demirspor maçlarını artık burada oynayabilecekler. Her iki spor kulübümüze oynayacakları maçlarda başarılar diliyorum. Yeni stadyumun da motivasyonu ile Adanaspor ve Adana Demirspor’un başarı grafiklerini daha da yükselteceklerine inanıyorum” diye konuştu.

    Türkiye’de uzun yıllar boyunca belli başlı dallar dışında spora gereken önem verilmediğini, spora ilgisi olan gençlerin hem ailelerinden hem de resmi kurumlardan yeterince destek görmedikleri için bir müddet sonra başka arayışlara girdiğini söyleyen Erdoğan, bu sebeple Türkiye’nin genç nüfusa sahip olmasına rağmen sporda arzulanan başarıları uzun yıllar yakalayamadığının altını çizdi.

    Uluslararası alanda isim yapan, kupa kaldıran, madalya kazanan sporcuların, takımların, spor kulüplerinin de olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ancak bunun Türkiye’nin potansiyelini gerçek anlamda yansıtacak düzeye hiçbir zaman ulaşmadığını kaydetti.

    “Son 18 yılda ülkemizin spor alt yapısını baştan aşağı yeniledik”

    Gençlik yıllarında spora, özellikle futbola gönül vermiş birisi olarak yaşanan sıkıntıların hep farkında olduğunu ifade eden Erdoğan, “İstanbul’a Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiğimde şehrin kronik sorunlarını çözerken spor altyapısındaki eksiklikleri gidermeye çalıştık. Görev yaptığım 4,5 sene içinde önemli işlere imza attık. Bu anlayışı 2002’den itibaren 81 vilayetimizin tamamına yaydık. Son 18 yılda ülkemizin spor alt yapısını baştan aşağı yeniledik. İllerimizin ihtiyaçlarına göre yeni spor tesislerini hizmete açtık. Türkiye’nin her köşesine stadyumlar, yüzme havuzları, futbol sahaları, gençlik merkezleri, spor alanları, atletizm pistleri inşa ettik” açıklamasında bulundu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002 yılından bu yana yapılan spor tesisleri hakkında bilgi verirken, Adana özelinde yapılan spor tesislerini hatırlattı.

    “Sporcularımızın başarılarının daha da artacağına inanıyorum”

    Şimdiye kadar ülke genelinde 32 stadyumu tamamladıklarını, 10 stadyumun yapımı, 4 tanesinin de proje ve ihale sürecinin devam ettiğini söyleyen Erdoğan, sporcuların bu tesislerde 7 gün 24 saat çalışabilmesi için dört dörtlük bir spor merkezi olarak tasarladıklarını kaydetti.

    Spor alt yapısına yapılan yatırımların meyvelerinin son yıllarda fazlasıyla toplanmaya başlandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sporcularımız 2002 yılında sadece bin 481 madalya kazanabilmişken, 2019 yılında elde ettikleri 8 bin 800’ün üzerinde madalya ile verilen emeklerin boşa gitmediğini tüm dünyaya gösterdiler. Faal sporcu sayımız son 18 yılda 206 binden 3 milyon 623 bini geçti. Adana’da da sporcu sayısında rekor artışlar yakaladık. İlimizde 2002 yılında 7 bin 762 lisanslı sporcu varken, biz bu rakamı 189 bin 541’e ulaştırdık. Verilen destek ve yatırımlarla önü açılan spor kulüplerimizin sayısında da ciddi artışlar oldu. Adana’da 2002 yılında 113 olan spor kulübü sayısı 2021 yılında 486’ya çıktı. Önümüzdeki yıllarda sporcularımızın başarılarının daha da artacağına inanıyorum” dedi.

    Son 18 yılda her alanda yakalanan başarının formülünün ülkenin enerjisini fuzuli tartışmalarla harcamaması olduğunu ifade eden Erdoğan, “Her kurum kendi alanına odaklanmış, herkes işin bir ucundan tutarak görev ve sorumluluklarını yerine getirmeye çalışmıştır. Siyasetçi ülkeye en iyi şekilde hizmet etmeye, öğretmen çocuklarımıza en iyi güzel şekilde yetiştirmeye odaklandı. Polisimiz asayişi ve huzuru sağlamaya, askerimiz vatanımızı korumaya, çiftçimiz üretmeye, işçimiz çalışmaya, ihracatçımız yeni pazarlar bulmaya kendini adadı. Sporcularımız ise branşlarında en iyi olmak için ter döktü, emek verdi, mücadele etti. Böylece ortaya tarımda, ihracatta, savunmada, terörle mücadele, sporda destan yazan bir ülke çıktı. Eski Türkiye’de gençlerimizin enerjileri çatışmalarla, gerilimlerle, ülkemize hiçbir yararı olmayan tartışmalarla harcanıyordu. Hatırlayınız, gençlerini 1960 darbesine giden süreçte figüran olarak kullanıldı. Aynı şekilde 1970’lerde heba olan yine bu ülkenin gençleriydi. PKK’dan FETÖ’ye, DHKP-C’den, DEAŞ’a kadar birçok karanlık yapı farklı değerlerimizi istismar ederek hep gençlerimizi ağına düşürmenin peşine koştu. Milletimize benzer acılar yaşatma kimsenin hakkı yoktur. Gençlerimizi sonu gözyaşı ve pişmanlık olan mecralara sürüklemeye kimsenin hakkı yoktur” ifadelerini kullandı.

    “Gençlerin kanı üzerinden kendilerine ikbal devşirmeye çalışanlara son 18 yıldır fırsat vermedik”

    Son dönemde üniversiteler üzerinde oynanan oyunları yakından takip etiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Marjinal örgütlerin kadrolu militanlarının başını çektiği bu eylemlerin amacı ne demokrasidir ne hukuktur ne de özgürlüktür. Bu provokasyonların gayesi ülkemizin dikkatini dağıtarak özellikle Türkiye’yi hedeflerinden uzaklaştırmaktır. Gençlerin kanı üzerinden kendilerine ikbal devşirmeye çalışanlara son 18 yıldır fırsat vermedik. İnşallah bundan sonra da vermeyeceğiz. Gençlerimizin arasına nefret ve nifak tohumu ekilmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Bu konuda devletimizin kurumlarıyla beraber elbette ailelerimize de çok önemli görevler düşüyor. Ailelerimizden evlatlarına sahip çıkmalarını, her biri ülkemiz için bir cevher olan bu gençlerimizi profesyonel provokatörlerin ellerine terk etmemelerini istirham ediyorum. Biz de devlet olarak gerekeni yapacak, gençlerimize sunduğumuz imkanların hem sayısını hem de kalitesini yükseltmeye devam edeceğiz” dedi.

  • Diyetisyen ofisinin açılışında davetlilere sirke ve organik yiyecekler ikram etti

    Diyetisyen ofisinin açılışında davetlilere sirke ve organik yiyecekler ikram etti

    Erzurum’un genç diyetisyenlerinden Elif Hilal Özden’in ofisinin açılışı görkemli bir şekilde yapıldı. Özden, açılışa katılanlara kendi elleri ile hazırladığı sirke ve organik yiyecekleri ikram etti. Özden, danışmanları ile buluşacağı için heyecanlı olduğunu söyledi.

    Merkez Yakutiye ilçesi Terminal Caddesinde ofisin açılışına Elif Hilal Özden’in yakınları, danışanları ve çok sayıda davetli katıldı. Fazla kilolarla mücadelenin yanı sıra diyet yapılmasını gerektiren rahatsızlıklar konusunda da uzman olan Özden, “Çağımızda artan hastalıkların ve özellikle obezitenin sebebi şüphesiz yanlış beslenmedir. Artık çok küçük yaşlarda başlayan obezite ve beraberinde getirdiği hastalıklardan korunmak için yapılması gereken şey sağlıklı ve dengeli beslenmedir. Yıllardır eğitimini almış olduğum beslenme alanındaki bilgi birikimimi ve tecrübelerimi paylaşabilmek adına Diyetisyen Elif Hilal Özden Beslenme ve Diyet Danışmanlık Merkezi’ni açıyorum ve Terminal Caddesinde Erzurum halkı için hizmet vermeye başlıyorum. Sağlıklı beslenmeyi öğrenmek isteyen herkesi buraya bekliyorum” diye konuştu.

    Açılışta konuklara kendi elleri ile hazırladığı üzüm ve elma sirkeleri ile birbirinden lezzetli yiyecekleri ikram eden Özden, “Her gıdanın organik olanını karşılayabiliyorsanız harika, ama bu birçok insan için pek mümkün olmuyor. Eğer organik gıdaların hepsini alamıyorsanız, almanız gereken en önemli organik gruplar, bence, günlük olarak tükettiğiniz ve en yüksek pestisit kalıntılarına sahip olan şeylerdir” dedi.

  • Şehit ağabeyinin adının verildiği kütüphanenin açılışında Bakan Varank duygusal anlar yaşadı

    Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) İstiklal Yerleşkesi’nde yapımı tamamlanan MAKÜ BAKA Teknokent ve Prof. Dr. İlhan Varank Kütüphanesi düzenlenen törenle açıldı. 15 Temmuz darbe girişimi gecesi şehit olan ağabeyinin adının verildiği kütüphanenin açılışında gözyaşlarına hakim olamayan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Merhum ağabeyim İlhan Varank isminin bu esere verilmesi beni oldukça duygulandırdı” dedi.

    MAKÜ’deki açılış törenine Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Burdur Valisi Hasan Şıldak, Antalya Valisi Münir Karaloğlu, AK Parti Milletvekilleri Bayram Özçelik ve Yasin Uğur, MAKÜ ve SDÜ rektörleri, daire müdürleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, siyasiler, öğrenci ve akademisyenler katıldı. MAKÜ ile Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı’nın da (BAKA) desteklediği, Burdur İl Özel İdaresi, Burdur Ticaret ve Sanayi Odası (BUTSO) ile Bucak Organize Sanayi Bölgesi ortaklığında yapımı tamamlanan MAKÜ BAKA Teknokenti ile Prof. Dr. İlhan Varank Kütüphanesi’nin açılış kurdelelerini Bakan Varank, Bakan Kasapoğlu, valiler, milletvekilleri, rektörler birlikte kesti. Bakan Varank, kütüphanenin girişinde bulunan 15 Temmuz darbe girişiminde şehit olan Prof. Dr. İlhan Varank’ın öz geçmişinin yazılı olduğu tabloyu okudu.

    Rektör Korkmaz: “MAKÜ, bölgesel gelişmeye odaklamış, bölgesel kalkınma üniversitesi olarak bütün stratejik program ve planlarını buna göre odaklamış bir üniversite olarak çalışmalarını sürdürüyor“

    Açılış konuşmasını yapan MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Adem Korkmaz, “Bugün çok güzel iki eserin açılış programları, açılışı için buradayız. Üniversitenin topluma dönük hizmetler üretmesi de günümüzün temel misyonları arasında yer alıyor. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi bu bağlamda kendisini bölgesel gelişmeye odaklamış, bölgesel kalkınma üniversitesi olarak bütün stratejik program ve planlarını buna göre odaklamış bir üniversite olarak çalışmalarını sürdürüyor. Bu bağlamda Burdur Gelişim Merkezimiz şehrimizin bütün ekonomik potansiyellerini masaya yatırmış, neler yapılabileceği konusunda önemli çalışmalar yapmış ve bu bağlamda kendisine üç temel sektörü hedef seçmiştir. Bu sektörler tarım ve hayvancılık, turizm ve doğaltaş ve mermercilik sektörüdür. Üniversitemiz 2016 yılında hayvancılık alanında Türkiye’de pilot üniversite seçilmiştir. 40 ayrı uygulama projesi ile 4 farklı boyutta çalışmalarını sürdürmektedir. Bugün Teknokent ve kütüphanemizi açıyoruz. İsmine de 15 Temmuz şehidimiz İlhan Varank’ın ismini verdik. Bu bağlamda senatomuza teşekkür ederim” dedi.

    Vali Şıldak açılışların hayırlı olmasını diledi

    Burdur Valisi Hasan Şıldak, MAKÜ’de açılışı gerçekleştirilen iki önemli tesisin Burdur ve üniversite camiasına hayırlı olmasını diledi. Vali Şıldak, “Teknokent, üniversitemizin araştırma kurumlarının ve sanayi kuruluşlarının aynı ortam içinde araştırma, geliştirme ve inovasyon çalışmalarını sürdürmeye, katma değerli ürünler ortaya koymaya, bu ürünler arasında bilgi ve teknoloji transferi yapabilmeye elverişli bir zemin hazırlayacaktır. Açılışını gerçekleştirdiğimiz, içinde bulunduğumuz kütüphane ise ismiyle çok anlamlı bir dünyaya kavuşuyor” diye konuştu.

    Bakan Kasapoğlu: “Herhalde anmanın en güzel vesilelerinden biri bu kütüphaneyi açmak”

    Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu da, MAKÜ’de Prof. Dr. İlhan Varank adının verildiği bir kütüphanenin açılmasının çok anlamlı olduğunu ifade etti. Bakan Kasapoğlu, “Herhalde anmanın en güzel vesilelerinden biri bu kütüphaneyi açmak. Prof. Dr. İlhan Varank kitaba, ilme değer veren, örnek bir şahsiyetti. Ruhu şad olsun” şeklinde konuştu.

    Prof. Dr. Varank’ın 15 Temmuz hain ve kanlı darbe girişimi gecesinde ilk karşı koyan ve direnenlerden biri olduğunu dile getiren Bakan Kasapoğlu, kütüphanede çalışan gençlerin de onun yolunda ilerlemeleri tavsiyesinde bulundu. “Gençler bizim en önemli sermayemiz” diyerek Türkiye’nin Avrupa’daki en genç nüfusa sahip ülke olduğuna dikkat çeken Bakan Kasapoğlu, “Gençliğimizi çok önemsiyoruz, seviyoruz. Gençlerimiz, bizim en büyük sermayemiz. Her biri ayrı bir umudumuz, yarınlar adına ümidimiz. İnanıyorum ki bugün yaptığımız açılışlar, gelecek adına gerek ülkemizin gerek dünyanın yarınları adına çok güzel başlangıçların, başarıların önünü açacaktır” dedi.

    “Teknolojik anlamda takip edilen bir ülke olmamız gerekiyor”

    Bakan Kasapoğlu, her alanda hayatı kolaylaştırmanın, geleceğin ihtiyaçlarını bugünden gidermenin en öncelikli görevlerden biri olduğuna dikkat çekerek, “Ülkemizi güçlü kılmak, geleceği bugünden inşa etmek için teknolojiyi takip eden değil, teknolojiyi üreten, teknolojik anlamda takip edilen bir ülke olmamız gerekiyor. Bu noktada gençlerimizi, öğrencilerimizi, bilimsel manada donanımlı hale getirmek gerekiyor” ifadelerini kullandı.

    Açılışı gerçekleştirilen MAKÜ BAKA Teknokenti’nin yeni buluşların önünü açacağını kaydeden Bakan Kasapoğlu, teknolojinin doğru kullanılması gerektiğini, bu noktada bağımlılık oluşturan değil, teknolojiyi üreten bir gençlik yetişmesi için bakanlık olarak gereken hassasiyeti gösterdiklerini söyledi.

    “Önemli bir hazine”

    Bakan Kasapoğlu, kitabın hem kişilik olarak gelişimde hem bilgi ve tecrübeler edinmede çok büyük rolü olduğunun altını çizdi. Türkiye’de okumanın yaygınlaştırılıp geliştirilmesi gerektiğine işaret eden Kasapoğlu, kütüphaneler açısından yeni konseptleri önemsediklerini belirterek, millet kütüphanelerini buna örnek olarak gösterdi. Prof. Dr. İlhan Varank Kütüphanesi’ni ‘hazine’ olarak nitelendiren Kasapoğlu, “Her kitap bir dünya, bir ufuk, bir dost demektir. Bu kütüphanede okuyan gençlerimiz, başta kendi gelecekleri olmak üzere ülkemizin geleceği inşasında ciddi rol üstlenecekler” dedi.

    Kasapoğlu, konuşmasının sonunda öğrencilerin tesislere değer katacağını ifade ederek, buralardaki imkanları sonuna kadar kullanmalarını istedi.

    Bakan Varank’ın duygu dolu anları

    Törende, 15 Temmuz darbe girişiminin anlatıldığı görüntüler ve Prof. Dr. İlhan Varank’ın öğrencilerinin röportajları da izlendi. Şehit ağabeyinin görüntülerini izleyen Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, duygu dolu anlar yaşadı. Filmin ardından konuşma yapmak için kürsüye çıkan Varank, “Burdur, tarihiyle müsemma, bir ilim ve irfan şehri. Piri Baba, Divan Baba, Hecin Dede, Hacı Rahmi Sultan, Hafız Osman Nuri Efendi gibi nice büyük isimler, sadece bu şehrin değil, tüm Anadolu’nun mayasını yoğurdu. İstiklal Şairimiz Mehmet Akif Ersoy, Burdur’u temsilen ilk meclisimizde mebusluk yaptı. Burdur, ilmin, irfanın ve milli mücadelenin bir şehridir” dedi.

    Şehrin şanına, tarihine, ilim geleneğine yakışır bir şekilde uzun yıllar hasretle beklenen Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinin 2006 yılında Burdur’a kazandırıldığını anımsatan Bakan Varank, “Maşallah, üniversitemiz kurulduğu günden bu yana hızla büyüyor. Şimdi de üniversitemize ve Burdurumuza yakışır şekilde çok güzel bir kütüphaneyi açıyoruz. Merhum ağabeyim İlhan Varank isminin bu esere verilmesi beni oldukça duygulandırdı” ifadelerini kullandı.

    Bakan Varank, ağabeyinin adını zikrettiği sırada gözyaşlarına hakim olamadı. Açılışa katılanlar Bakan Varank’ın duygu dolu anlarına alkışlarla eşlik ettiler. Bakan Varank daha sonra, “Muhtemelen konuşmamı da bitiremeyeceğim. Bu eserler şehrimize, ülkemize hayırlı olsun diyorum. Tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum” diyerek kürsüden indi. Bakan Kasapoğlu, daha sonra Bakan Varank’a sarılarak teselli etti. Bakan Varank ve Bakan Kasapoğlu, törenin ardından kütüphanenin içerisinde yer alan Mehmet Akif Ersoy Müzesi’ni gezdi.

  • Cami açılışında Başkan Tuna’ya yoğun ilgi

    Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Özel Kalem Müdürü Büyükelçi Hasan Doğan ile birlikte Kızılcahamam Yukarıçanlı Mahallesi’nde yeni yaptırılan caminin açılışına katıldı.

    Cami açılışına Başkan Tuna ve Doğan’ın yanı sıra AK Parti Ankara Milletvekili Emrullah İşler, Kızılcahamam Kaymakamı Mehmet Yıldız, Kızılcahamam Belediye Başkanı Muhittin Güney ve AK Parti Kızılcahamam İlçe Başkanı Süleyman Acar katıldı.

    Mevlidin okunduğu cami açılışında vatandaşlar, Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna’ya yoğun ilgi gösterdi.

    Başkan Tuna, açılıştan sonra da Köy Konağı’nda vatandaşlarla bir araya geldi.

  • Milli Eğitim Bakanı Yılmaz, okul açılışında duygu dolu anlar yaşadı

    Burdur’un Bucak ilçesinde Afrin’deki Zeytin Dalı Harekatı şehidinin adı verilen Şehit Muhittin Talha Çalışkan Anadolu İmam Hatip Lisesi’nin açılışını yapan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, konuşma yaptığı sırada duygu dolu anlar yaşadı.

    Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Bucak Eğitimde Kaliteyi Artırma Projesi (BEKAP) kapsamında kitap fuarı ve bir dizi programlara katılmak üzere Burdur’un Bucak ilçesinde, Afrin’de yürütülen Zeytin Dalı Harekatı kapsamında şehit olan Sözleşmeli Piyade Er Muhittin Talha Çalışkan’ın adı verilen Anadolu İmam Hatip Lisesi’nin açılışını yaptı. Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Bucak’taki okul açılışı sırasında yaptığı konuşma sırasında duygu dolu anlar yaşadı.

    Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından Afrin’de devam eden Zeytin Dalı Harekatı kapsamında terörist gruplarla girdiği çatışma sonucu geçen Mart ayında şehit olan Muhittin Talha Çalışkan’ın ismi, mezun olduğu Bucak Anadolu İmam Hatip Lisesi’ne verildi. Bir süre önce yeni binası için temel atılan ve bu yıl tamamlandıktan sonra hizmete açılan Şehit Muhittin Talha Çalışkan Anadolu İmam Hatip Lisesi’nin resmi açılışı için okul bahçesinde tören düzenlendi. Töreni Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, AK Parti Burdur Milletvekilleri Reşat Petek ve Bayram Özçelik, Vali Şerif Yılmaz, Kaymakam Yalçın Sezgin, diğer protokol üyeleri, şehit ailesi ve vatandaşlar katıldı.

    Açılış töreninde konuşan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, “Okulumuz Burdur’a, Bucak’a hayırlı olsun. Okulumuza Zeytin Dalı Harekatı’nda şehit düşen Muhittin Talha Çalışkan kardeşimizin ismini verdik. Bu vatanın sahipleri olan kardeşlerimize olan borcumuzu ancak ve ancak onların uğranı can verdikleri değerleri daha güçlendirerek ödeyebiliriz. Allah onlardan razı olsun, mekanları cennet olsun” dedi.

    “Bundan daha güzel bir değerler eğitimi olabilir mi?”

    Türk milletinin tarih boyunca vatanı uğruna can verdiğini ve Muhittin Talha Çalışkan gibi nice isimlerin vatan uğruna can verdiğine dikkat çeken Milli Eğitim Bakanı Yılmaz, “İnanıyoruz ki Türkiye’nin eğitimi dünden daha iyi, bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bazen kardeşlerimiz, maddi değerleri anlattıktan sonra şunu soruyorlar; ‘Bu maddi değerler iyi de değerler eğitiminde bir eksik var mı?’ 15 Temmuz’u gören hiç kimsenin, bu ülkede değerler eğitimi verildiğinden şüphesi olmaz değil mi? Bir insanın en değerli varlığı canıdır, onu kaybettiğinizde her şeyinizi kaybediyorsunuz. Ama bir Cumhurbaşkanı, bir devlet başkanı milletine seslendi, hakkına – hukukuna, evlatlarının geleceğine bu ülkeyi seçtikleri aracığıyla yönetilme hakkına sahip çıkın denildiğinde, 7’den 70’e herkes sokağa çıktı. Hakkını – hukukunu korudu. Söyler misiniz, bundan daha güzel bir değerler eğitimi olabilir mi?” diye konuştu.

    “500 bin nüfuslu yerlerde 5-6 bin kişi cenazeye katılıyor”

    Şehit cenazelerine sıklıkla katıldığını ifade ederek, 500 veya bin nüfuslu yerlerde katıldığı cenazelerin 5 bin – 6 bin kişi tarafından son yolculuğuna uğurlanmasının kalabalık vatandaş toplulukları tarafından ebediyete uğurlandığını anlatan Milli Eğitim Bakanı Yılmaz, “Bir şehit cenazesine katıldı. Hem yağmur yağıyor, hem yol çamurlu. Gittiğim şehit cenazelerinden birinde şehit babasına sordum; cenazeye katılanları tanıyor musunuz dedim. Hiçbirini tanımaz. Bir insan, hiç tanımadığı, bilmediği bir insanın cenazesine yağmurda -çamurda niçin katılır? İnanıyor ve biliyorum ki; bizler bu ülkede başı dik, ay yıldızlı bayrağın altında özgürce yaşayalım diye en değerli varlığını veren insanlar için bir teşekkür gerekir diyor ve yağmur – çamur dinlemeden, tanıyıp tanımadığına bakmaksızın, bu milletin vatandaşı olmayı yeterli görerekten ‘Vatandaşım, hemşehrim, kardeşim’ diyerek, cenazesine katılıyorum. Bundan daha büyük değerler eğitimi olabilir mi?” şeklinde konuştu.

    Bakan Yılmaz’dan, yağmurda okul kapısında bekleyen öğrenci örneği

    Değerler eğitimi konusundaki örneklemelerine devam eden Bakan Yılmaz, konuşmasının devamında İstiklal Marşı okunduğu için yağmurun altında bekleyen öğrenci örneğini anlattı. Bakan Yılmaz, “Bana eğitimle ilgili haberlerin hepsi çok gelir. Bir haberde, yağmur yağıyor, bir öğrenci okulun kapısına geliyor. Yağmur yağarken, öğrenci 2 adım daha atsa okula girecek, içeri girse yağmurdan korunacak. Ama kapının önünde bekliyor, İstiklal Marşı’nı duyunca orada çakılıyor. Bu çocuğu yağmurun altında tutan hangi güçtür. Okul müdürü ‘Niçin okula girmiyorsun?’ diye soruyor. ‘Eğer okula girseydim, bayrağıma – ülkeme – şehitlerime saygısızlık yapmıştım’ diyor. Bundan daha güzel bir değerler eğitimi olabilir mi? Hiç şüpheniz olmasın, bu ülkenin değerler eğitimi de, diğer çağın gerektirdiği bilgi – teknoloji neyse, evlatlarımıza veriliyor. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın” ifadelerini kullandı.

    Milli Eğitim Bakanı Yılmaz, konuşmaları esnasında duygu dolu anlar yaşayarak, zaman zaman durakladı.

    “Bu vatanı bölmeye, vatandaşlar arasında ayrı – gayrı çıkarmaya çalışıyorlar”

    Bakan Yılmaz konuşmasına şöyle devam etti:

    “Bundan dolayıdır ki, 100 yıl önce bu ülkenin üzerine plan kurmuş dışarıdaki insanlar, planlarını 100 yıl sonra gerçekleştiremeyince bu vatanı bölmeye, vatandaşlar arasında ayrı – gayrı çıkarmaya çalışıyorlar. Adeta bir çağdaş mandacılığı kabul ettirmeye çalışıyorlar. Ama biz 100 yıl önce ne söylediysek ‘Bu vatan bölünemez, parçalanamaz’ bu gün de aynısını söylüyoruz. 100 yıl önce manda kabul etmiyoruz, tam bağımsız Türkiye’yi kurduk dedik. Bu ülkenin Kuvayı Milliye güçleri olarak, bağımsız yaşamaya devam edeceğiz diyoruz. Yapmış olduğunuz planları Fırat Kalkanı’nda boşa çıkardık, Zeytin Dalı’nda boşa çıkardık, çünkü bizim şehitlerimiz var. Hiç şüpheniz olmasın, boşa çıkarmaya bu aziz millet muktedirdir. Cenab-ı Allah’a hamdolsun ki; öyle bir milletin mensubuyuz. Tekrar 1071 Malazgirt’ten bu yana kadar, bizlerin bu ülkede başı dik, alnı açık dolaşabilmemizi sağlayan tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Onların tüm yakınlarına, kalplerine Cenab-ı Allah’ın sekinet vermesini diliyorum. Ve inşallah diyorum ki; biz şehitlerimizle birlikte daha güçlüyüz. Allah birliğimizi ve dirliğimizi daim eylesin diyorum.”

    Sıraya oturup İngilizce dersine katıldılar

    Konuşmaların ardından daha sonra Bakan Yılmaz ve beraberindekiler okulun giriş katında bulunan Zeytin Dalı Harekatı Şehidi Muhittin Talha Çalışkan’ın fotoğrafı ve özgeçmişinin bulunduğu alanda şehit ailesiyle sohbet ederek, hatıra fotoğrafı çektirdi.

    Bakan Yılmaz ve beraberindekiler daha sonra okulda devam eden derslerde öğrencileri ziyaret etti. Kız öğrencilerin eğitim gördüğü bir sınıfa giren Bakan Yılmaz ve protokol üyeleri, burada öğrencilerle beraber sıralara oturarak, akıllı tahtada anlatılan İngilizce dersini dinledi.

    Öğrencilere, okulla ilgili bir eksiklik, sorun veya sıkıntılarının bulunup, bulunmadığını soran Bakan Yılmaz, öğrencilerden ‘Proje okulu olmak istiyoruz’ yanıtını aldı.

    Bakan Yılmaz aldığı cevap sonrasında yetkililere talimat vererek, okulun Fen alanında proje okulu yapılması için çalışmaların başlatılmasını söyledi.

    Bakan Yılmaz, sınıf ziyaretleri sırasında okula adı verilen Şehit Çalışkan’ın aile bireylerini öğrencilerle bir araya getirerek, daha sonra onlara teşekkür etmelerini ve şehit için Fatiha göndermelerini istedi.

    Yılmaz, okul açılışı sonrasında İş Adamı Mehmet Cadıl’ın yaptırdığı Mehmet Cadıl Anadolu Lisesi’ni de ziyaret ederek, incelemelerde bulundu.