Etiket: Acılı

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan acılı aileyi teselli etti

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tortum’da yaşanan kazada çocuklarını kaybeden Güler ailesini telefonla arayarak taziyede bulundu.

    Geçtiğimiz Cumartesi günü Erzurum’un Tortum ilçesinde kontrolden çıkan tır yol kenarında bekleyen yayaların arasına dalmış yaşanan kazada Burcu ve Sedanur Güler kardeşler hayatını kaybetmiş, anneanne Binnaz Güler ise ağır yaralanmıştı.

    Kazanın hemen ardından anne Gülay Güler ve baba Murat Güler’e ziyarette bulunan AK Parti Erzurum Milletvekili Mustafa Ilıcalı acılı anneyi teselli ederek kendisinin de birçok yakınını trafik kazasında kaybettiğini ve aynı acıları yaşadığını söyledi. Milletvekili Ilıcalı yaşanan acı olayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile paylaşarak anne Güler’in telefonunu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a iletti. Acılıyı aileyi telefonla arayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür eden anne Gülay Güler, “Sayın Cumhurbaşkanım ile görüştüm başsağlığı dileklerinde bulunarak bizlere sabırlar diledi. Annemin durumunu sordu bende annemin durumuyla ilgi bilgi alamadığımı söyleyince çok ilgilendi sağolsun, hastaneden bilgi alıp beni tekrar arayarak annemin iyi olduğunu söyledi. Allah Cumhurbaşkanımızdan razı olsun. Cumhurbaşkanımızdan önce Bakanımız Berat Bey’le de görüştüm. Bakanımız da sağolsun çok ilgilendi. Cumhurbaşkanımız, Bakanımız, Milletvekillerimiz Allah hepsinden razı olsun, bizi bir an olsun yalnız bırakmadılar” dedi.

  • Acılı babadan Türkiye’ye birlik ve beraberlik çağrısı

    Bölücü terör örgütü PKK tarafından kaçırıldıktan sonra şehit edilen 4 çocuklu Yılmaz ailesinin en büyük oğlu olan 23 yaşındaki öğretmen Necmettin Yılmaz’ın babası Hamit Yılmaz, şehit oğlunun mezarı başından tüm Türkiye’ye birlik beraberlik çağrısında bulundu.

    İnşaatlarda çalışarak güçlükle okutup, büyüttüğü ve Şanlıurfa’da bir köy okulunda öğretmen olarak gönderdiği oğlunun Gümüşhane’ye gelirken Tunceli’de başına gelenlerin kendisi gibi herkesi de derinden yaraladığını belirten baba Hamit Yılmaz, bir daha hiç kimsenin yüreğinin yanmaması için bu olayların son bulmasını istedi.

    Geçtiğimiz Pazartesi günü düzenlenen törenin ardından babaocağı Gümüşhane’nin Torul ilçesine bağlı Demirkapı köyündeki aile kabristanına defnedilen Necmettin öğretmenin mezarından ziyaretçi eksik olmuyor.

    Oğlunun mezarını sık sık ziyaret ederek dualar eden acılı baba Hamit Yılmaz, oğlunu şehit eden teröristlerin öldürülmesiyle birlikte kanlarının yerde kalmadığını belirterek “Rabbime hamd ediyorum. Devletimize, milletimize güveniyorum. Devletim olayın bilincinde. Olay olduğu ilk günden beri takipte. Vatanımız, milletimiz var olsun. Bir kurban verdik. İnşallah bu acılar diner. Kimsenin yüreği yanmaz. Hiçbir anne babanın yüreği yanmaz. Vatanımıza birlik, beraberlik, herkese huzur ve saadet diliyorum” diye konuştu.

    Uzaktan yakından gelip acılarını paylaşan herkese teşekkür eden baba Yılmaz, “Benim evladım bütün Türkiye’nin evladı oldu. Bütün şehitler bizim. Bu bizim millet olarak kanayan yaramız. İnşallah oğlumun başına gelenler sebep olur da bundan sonra hiçbir ana babanın gözyaşları akmaz” dedi.

    “Onlar bizim çocuğumuz olduğundan ben çocuğumu oraya yolladım”

    Necmettin öğretmenin görev yaptığı ilkokuldaki şahsi eşyalarının gönderilmesinin ardından henüz ellerine ulaşmadığını ifade eden Aydın, Vali Okay Memiş’in Necmettin’in öğretmenin öğrencilerini Gümüşhane’ye, öğretmenlerinin doğduğu topraklara getirme fikrini “Valimizin fikirlerini saygıyla karşılıyorum. Süreçte başından beri bizimle bizzat ilgilendi. Çocuklar bizim çocuklarımız. Onlar bizim çocuğumuz olduğundan ben çocuğumu oraya yolladım. Onlar da bizim çocuğumuz, bizim çocuğumuz da onların çocuğu. Biz aynı vatanda aynı nefesi alan milletiz” diyerek değerlendirdi.

    Ağabeyinin gitarını yanından ayırmıyor

    Şehit öğretmenin kardeşi Yahya Yılmaz ise abisinin elektro gitarıyla şarkılar mırıldanarak, abisinin kangal cinsi 10 yaşındaki köpeği “Kral”dan bahsetti. Abisinin çaldığı gitarı dinleme fırsatı bulduğunu ifade eden kardeş Yılmaz, “Oldukça iyi çalıyordu. Rap müzik de çalardı” dedi.

    “Necmettin, çok iyi bir arkadaş ve dosttu”

    Şehit öğretmen Necmettin Yılmaz’la 8 yıl aynı sınıfta aynı sıraları paylaşan arkadaşı Murat Öktem ise Necmettin öğretmenin her zaman iyiliğini, arkadaşlığını, dostluğunu en iyi seviyede gördüklerini söyledi.

    Arkadaşı Öktem, Necmettin öğretmeni şu sözlerle anlattı: “Necmettin’le 8. sınıfa kadar beraber okuduk. 4.sınıfa kadar köyümüzde okuduk ondan sonra yatılı bölge okuluna gittik. Gümüşhane’de lisede ayrı okullardaydık. Küçüklüğüm onunla geçti. Necmettin’in arkadaşlığı, dostluğu çok iyiydi. Yanında geçirdiğim zamanın nasıl geçtiğini anlamazdım. Hiçbir zaman kötülüğünü görmedim. Her zaman iyiliğini, arkadaşlığını, dostluğunu en iyi seviyede gördük. Müziğe o zamandan ilgisi vardı. Yanına geldiğimizde köydeki gitarını çalardı. Evin altındaki kahvehanede. Öğretmen olduğu zaman sevinmiştik. Böyle kötü bir haber almak istemezdik. Büyük bir dostumu ve arkadaşımı kaybettim.”

  • Acılı anne, gözyaşları içinde evladının tedavisi için yardım istedi

    Adana’da, beyinin 3 farklı yerinde tümör olan 20 yaşındaki İbrahim Işıkhan’ın annesi, Ayfer Işıkhan ‘Para yardımı istemiyorum. Sokaktaki ekmeği toplayıp yerim. Ama gerçekten oğluma yardım istiyorum’ dedi.

    7 yıl önce Diyarbakır’da evlerinde oğlunun rahatsızlanması üzerine, Diyarbakır Devlet Hastanesine kaldırdıklarını anlatan 45 yaşındaki acılı anne Ayfer Işıkhan hastalık sürecini anlattı. Anne Işıkhan,”7 yıl öncesinde oğlum rahatsızlandı, Diyarbakır Devlet Hastanesine götürdük. Muayene edilirken, beyinde tümör olduğu anlaşıldı. Emar’ını çektiler, daha sonra Gaziantep Üniversitene gittik. Burada ameliyat oldu, 4 ay süren tedavisi bitti, derken daha fazla tedavi alamayacağını söyledi hocalarımız. Temiz bir yer bulursanız güzel bir yer bulursanız çocuğunu orada tedavi ettirin dediler. Bende maddi imkanlar el vermediği için oğlumu Diyarbakır’da tedavi olsun istedim. Dicle Üniversitesine götürdüm, hayati riski var dediler. Biz yapamayız deyip, Adana’ya Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesine geldik. Bir ay içinde 6 defa hastaneye tedaviye geldim, 6 ay geçtikten sonra biz bir şey yapamıyoruz çocuğunu götür dediler bana. Nereye götüreyim ben? Çaresiz böyle boş kadım. Hastaneden çıkmam dedim, bana bir hastane önerin dedim, ve şuan kaldığımız özel hastaneyi önerdiler. Oğlumu şuan ki getirdiğim hastaneye şuuru kapalı bura getirdim” dedi.

    ‘Soğuk almış diye nane limon kaynattım, beyin tümörü olduğu öğrendim’

    7 yıl önce, evde bir anda rahatsızlandığını anlatan anne Işıkhan,” Oğlumda dengesizlik oluştu, mide bulantıları falan, ben soğuk almış diye nane limon kaynattım. Baktım ki olacağı yok, hastaneye götürmek zorunda kaldım. Hastanede beyin tümörü olduğunu öğrendim. Ben 7 yıldır, sağ sol eş dost yardımıyla oğlumu tedavilerini tamamladım” şeklinde konuştu.

    ‘7 yıldan sonra hastalık tekrarladı’

    Oğlunun emar kontrolleri sırasında, 7 yıldan sonra hastalığın tekrarından korktuklarını anlatan anne Işıkhan,” Hastalığın tekrarlanıp tekrarlanmadığı öğrenmek için patoloji sonucu gitti, patolojide hastalığının tekrarlandığını söylediler. Şuan tekrar çocuğum tedavi altına alındı. Beyinin de 3 yerde dağınık şekilde tümör tespit edildi. Ameliyat olamıyor. Beyinden idrar yoluna inen bir şantımız var. Ameliyattan sonra göz ve ağız kısmı felç geçirdi. Gözüne altın platin takıldı. Gözü kapanmıyordu, 3 yıl önce onun ameliyatı yaptırarak altın platin takıldı. Öyle kapanmaya başladı” dedi.

    ‘Oğlum 2 yaşındayken babası öldü, ondan kalan 550 TL maaş ile geçiniyoruz’

    Oğlunun 2 yaşındayken, babası Cemal Işıkhan’nın 35 yaşında öldüğünü ve ondan kalan para ile geçindikleri belirten anne Işıkhan,” Eşimden kalma maaşım ar. Aldığım maaş şuan yetersiz 500 lira para elime geçiyor. Paranın 200 lirası çocuğum için çektiğim krediye gidiyor. Bana da sadece 300’ü kalıyor. Gerçekten çaresizim bütün gerekli resmi işlemlere başvurdum, ağlayan bir anneyi duyun, eşim yok hiç kimsem yok. Yardım edenim yok, Allah rızası için sesleniyorum. Yeter ki benim çocuğum tedavisine bir çare bulunsun, ben para yardım istemiyorum. Ben çocuğumla tek kalıyorum, 15 gün kulağı duymadı ben duvarlarla konuşuyordum” diye konuştu.

    ‘Oğlum benim sana bakmam lazımken, sen bana bakıyorsun diye üzülüyor’

    20 yaşındaki oğlu İbrahim Işıkhan’ın, hastalığına üzüldüğünü belirten anne Işıkhan,” Anne diyor, 7 yıldan sonra bu nasıl oldu diye soruyor. Anne bu parayla nasıl yapacaksın diyor. Ben seni üzüyorum 20 yaşında benim çalışıp sana bakmam gerekirken, ben sana borç çıkarıyorum diye oğlum isyan ediyor. Çocuğumun fiziksel durumunda hiçbir değişiklik olmadı belirtide olmadı bu hastalığı taşıdığına dair, bizde bunun şokundayız. Çocuğum benim bir şeyim yok diyor” dedi.

    Son olarak ağlayarak yardım isteyen acılı anne Işıkhan,” Para istemiyorum, yardım istemiyorum. Sokakta ekmeği toplayıp yerim. Ama gerçek oğluma yardım istiyorum. Çocuğuma yardım eli uzatılsın istiyorum. 7 yıldır tek başıma mücadele ediyorum yoruldum. Çocuğum bunun farkında, göğüsüm de kitle var, fıtığım var, gözlerim seçmiyor. Ayakta duramıyorum diz kapaklarımda kits var, kemiklerim eziliyor. Çocuğum için ayakta duruyorum. Valiliğe gittim, valilik bana iş teklif ediyor ben bu çocuğu bırakıp nasıl işe gideyim” dedi.

  • Acılı anne oğlunu son kez koklayarak son yolculuğuna uğurladı

    Sakarya’da on binde bir görülen SMA hastalığına yakalanan 6,5 aylık Eymen Çapkın son yolculuğuna uğurlandı. Acılı anne, oğlunu gözyaşları içinde koklayarak son yolculuğuna uğurladı.

    Sakarya’nın Adapazarı ilçesi Tepekum Mahallesi’nde ikamet eden Metin ve Neziha Çapkın çiftinin 6,5 aylık bebekleri Eymen, on binde bir görülen Spinal Musküler Atrofi (Gevşek Bebek Sendromu) hastalığına yakalanmış, 2,5 ay Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Yoğun Bakım Bölümünde yattıktan sonra evine götürülmüştü. Sabah saatlerinde rahatsızlanan Eymen bebek, kaldırıldığı Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesinde yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Ailesi tarafından hastaneden alınan Eymen bebeğin cenazesi, Karasu ilçesi Adatepe Mahallesi’ndeki dede evine getirildi. Burada acılı anne oğluna son kez dokunarak kokladı. Kılınan cenaze namazına bebeğin yakınları, tribün liderleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Ev önünde kılınan cenaze namazı sonrasında Eymen bebeğin cenazesi mahalle mezarlığına defnedildi.

  • Arnavutköy Devlet Hastanesi Acili sevisi bastılar görevlilere baltayla saldırdılar

    Arnavutköy Devlet Hastanesi’ne gelen bir grup, durumu acil olmadığı halde hastalanan yakınlarına öncelik sağlanmadığını iddia ederek hastane görevlilerine baltayla saldırdı. İki güvenlik görevlisinin yaralandığı baltalı saldırı güvenlik kameralarına saniye saniye yansıdı.

    Olay Arnavuktöy Devlet Hastanesi’nin acil servisinde yaşandı. Hastaneye gelen bir grup, durumu acil olmadığı halde rahatsızlanan yakınlarına öncelik sağlanmasını istedi. Fakat görevliler daha acil hastalar olduğunu söyleyince grup ile hastane çalışanları arasında tartışma çıktı. Tartışma sonrası şahıslar hastaneden ayrıldı. Bir süre sonra aynı şahıslar ellerinde, balta bıçak ve sopalarla hastaneye geldi. Görevlileri baltalarla saldıran şahıslar, ortalığı savaş alanına çevirdi. Görevliler canlarını zor kurtarırken,iki güvenlik görevlisini de yaraladı. Tüm bu yaşananlar ise güvenlik kameralarına yansıdı. Görüntülerde şahıslar ilk önce görevlilerle tartışıyor. Daha sonra şahıslar baltayla hastaneye geliyor. Görevlilere baltayı savuran saldırganlara güvenlik görevlileri müdahale ediyor. Ancak onlar da şahıslarla baş edemeyince kaçmaya başlıyor. Saldırgan güvenlik görevlisini baltayla kovalıyor ardından baltayı kapıya saplıyor. Daha sonra şehir magandaları hastaneden ayrılıyor. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.