Etiket: Açıklamalar

  • Başbakan Yardımcısı Bozdağ’dan önemli açıklamalar

    ÇORUM (İHA) – Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, CHP’li Bülent Tezcan’ın ’Adil Öksüz’ ile ilgili açıklamalarına ilişkin, “FETÖ’nün ve darbe girişiminde önemli yer oynayan Adil Öksüz ile Bingöl’ün Genç ilçesi nüfusuna kayıtlı ismi aynı olan başka bir Adil Öksüz’ü karıştırıyor. Gözlerini karartmışlar. Ne söylesek ’AK Parti bundan zarar görür ve hükümet bundan zarar görür’. Hiç araştırmadan balıklama atlıyorlar. Buda fos çıkan bir haber” dedi.

    Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Çorum’un Bayat ilçesinde katıldığı partisinin ilçe kongresinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan’ın “Adil Öksüz’ ile ilgili açıklamaları hakkında değerlendirmelerde bulunan Bozdağ, “Ben bizim muhalefet uçur mu desem, dökülüyor mu desem şaşırdım” dedi.

    Muhalefetin eline ve önüne ne geliyorsa hemen alıp kullandığını belirten Bozdağ, “Bir sorma gereği bile duymuyorlar. ’Bir araştıralım. Bir soralım. Belki birisi bizimle dalga geçiyor. Bizi faka bastıracak’ diye biraz düşünür. Ama öyle gözüküyor ki CHP’li siyasetçiler kim eline neyi tutuşturursa onu konuşuyor. Kim eline bir bilgi koyuyorsa onu hakikat gibi söylüyor. Bu sadece CHP Genel Başkan Yardımcısı sayın Tezcan’ın işi değil aynı zaman da sayın Kılıçdaroğlu da aynısını yapıyor. Defalarca elimde belge var, açıklayacağım’ dedi. Bizde, ’elinde ne belge varsa, lütfen açıkla da bizde öğrenelim’. Senin yanında senin için dediklerini yayınlayan bir candaş medyan var. Açıkla bu medya çarşaf çarşaf manşet yapsın. Türkiye’nin Cumhuriyet savcıları var. Açıklamıyorsan dosyaları götür. Amaç ney? Ellerinde bir bilgi ve belge yok. Kuru bir iftira var. Böyle ’açıklarım’ diyerek milletimizin aklını karıştırmayı, ortadaki kirli bilgilerin partili troller tarafından yayılmasını ve benzeri hedefleri içeriyor. Bunu yapıyorlar” dedi.

    “CHP, Adil öksüzleri karıştırmış”

    CHP’nin Adil Öksüz iddiasıyla ilgili de değerlendirmede bulunan Bozdağ, “Sayın Tezcan daha önce dedi ki ’İçişleri Bakanlığında özel bir güvenlik birimi kuruldu. Milleti fişliyor’ diye açıklama yaptı. Daha sonra bu açıklaması da günün ilk saatlerinde hemen yalanlandı. Çünkü dediği yalan. Öyle özel bir şey yok. Olan şeyde resmi gazetede yayımlanmış, açıklanmış ve ilan edilmiş. Sanki daha önce böyle bir birim yokmuş da hükümet halktan gizliyormuş gibi bir algı oluşturmaya dönük. Bunu kullandı. Arkasından oda fos çıktı. Şimdi Adil Öksüz ile ilgili de konu aynı. Yakalama kararı çıkmış arkasından bütün Türkiye’de aranıyor. Ama ne hikmetse Adil Öksüz kendi kimliğiyle uçaklara biniyor. İller arası geziyor. Türkiye’nin polisi ve güvenlik güçleri bu Adil Öksüz alçağını yakalamıyor, iddia bu. Bunu da bir gazete manşete taşıyor. Saygın bir gazeteciyle beraber yapıyor. Ben tabi Bülent Tezcan’ın hamlığını anlıyorum ama usta bir gazeteci nasıl tufaya geldi onu anlamadım. Onun bu tür yalan haberlere şerbetli olması lazım. Belli ki onu da ikna etmişler ya da kandırmışlar. Adam bir sormaz mı? Bu Adil Öksüz kim? nüfus bilgilerine bir bakalım. Annesi kim, babası kim? Gerçekten FETÖ’cü Adil Öksüz müdür diye’ insan bir zahmete katlanır ve araştırma yapar. Böyle bir araştırma yapmıyor. FETÖ’nün ve darbe girişiminde önemli yer oynayan Adil Öksüz ile Bingöl’ün Genç ilçesi nüfusuna kayıtlı ismi aynı olan başka bir Adil Öksüz’ü karıştırıyor. Gözlerini karartmışlar. Ne söylesek ’AK Parti bundan zarar görür ve hükümet bundan zarar görür’. Hiç araştırmadan balıklama atlıyorlar. Buda fos çıkan bir haber. Derler ya ’yalancının mumu yatsıya kadar yanar’, ama bu CHP’nin yalan mumları kuşluk vaktine kadar yanmıyor” ifadelerini kullandı.

    MİT ve milletvekilleri ile ilgili düzenleme

    Son yayınlanana KHK ile MİT düzenlemeyi de değerlendiren Bozdağ, MİT’in Başbakana bağlı iken yeni düzenlemeden sonra doğrudan Cumhurbaşkanına bağlı ve sorumlu olacağını açıklayarak, “MİT’in ve müsteşarlığın görevlerinde bir değişiklik yapılmamıştır. Zaten MİT’in çalışmaları kanunda detaylı şekilde anlatılıyor. Bu görevler ve yetkilerde bir değişiklik olmamıştır. Esasında 2017’nin Nisan ayında yaptığımız anayasal reformun 2019’da yürürlüğe girecek bir kısmı anayasal düzeyde tabi. Bu ayrı ama bu çerçevede bir uyum da söz konusu. Tabi öne alınmış bir durum söz konusu. Öte yandan MİT Koordinasyon Kurulu diye bir kurul var. Basın ve yayın organları sanki yeni kuruluyormuş gibi bir değerlendirme yapılıyor. Bu da doğru değil çünkü bu kurul zaten kanunda var. Bu kurulun başkanı değişiyor. Daha önce müsteşar başkanlık yaparken bundan sonra bu kurul Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanacak ve görevlerini yapacaktır. Yeni görev içerisinde esasında var ama var olan bir görevi açtık. Kışla içerisinde MİT’in askerlerle ilgili istihbarat toplama görevinin altı birkez daha kalın çizgilerle çizilmiştir” şeklinde konuştu,

    Milletvekillerinin soruşturulması ve kovuşturulmasıyla ilgili yapılan düzenleme ile ilgili de konuşan Bozdağ, “Düzenleme esasında demokratik hukuk devletinin ruhuna uygun olan bir düzenlemedir. Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren milletvekilleri hakkında suç istinadına dönük soruşturmalar ve kovuşturmalar Ankara Adliyesi’nde yapılır. Soruşturmalar Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, kovuşturmaşları da Ankara Ağır Ceza Mahkemesi yapacaktır. Bu yasama dokunulmazlığını esasında güçlendiren bir şeydir. Kaldıran bir şey değil. Türkiye’nin her yerinde bunlar yapıldığı zaman farklı uygulamalar oluyor. Milletvekilleri hakkında ki soruşturma ve kovuşturma da bir uygulama birliği sağlama bakımından son derece önemli, kaldı ki bu güne kadar devam eden soruşturma ve kovuşturmaların hepsi nerede başladıysa orada devam edecektir. Maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra istinat edilecek suçlarla ilgilidir” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

  • Orman’dan zehir zemberek açıklamalar

    Akdeniz Beşiktaşlılar Derneği’nin düzenlediği Şampiyonluk Galası’na katılan Beşiktaş Kulüp Başkanı Fikret Orman, “Yani biz ceza alacağız Beşiktaş da alsın diye bir şeyler yapmanın manası yok. Ortadaki olan görüntüler her şey kamuoyunun önünde olan şeyler. Bende onu ifade ediyorum. Bizi kenar süsü yapmasınlar. Beşiktaş kenar süsü olacak bir kulüp değildir” dedi.

    Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’na(PFDK) sevk edilmesiyle ilgili Beşiktaş Kulüp Başkanı Fikret Orman, ilk defa PFDK’ya sevk edildiğini söyledi. Orman, “Her şeyin bir ilki varmış hayırlısı olsun. Söylediklerimde PFDK’ya sevk edilecek bir durum yoktu. Tabii ki bir bildikleri var. Sevk etsinler biz de gerekli savunmayı yaparız” diye konuştu.

    “Birisi eline numaratör almışta onları mı saymış”

    Konyaspor maçından sonra Lens’in imza töreninde Beşiktaş’ın ceza alması halinde ’dünyayı ayağa kaldırırım’ sözünün hatırlatılması üzerine Başkan Orman, “Hele bir onlar olsun da ondan sonra düşünürüz. Şu an bir şey söylemenin bir anlamı yok. Konyaspor maçıyla alakalı olayı çarpıtmanın bir manası yok. Konyaspor ile yapılan maçın görüntüsünün çirkin olduğunu, sahada olan görüntünün sporsever olarak hoş olmadığını söyledim. Hatta ileri gittim. Kupa Konyaspor’a yakıştı mı? Yakıştı ama sahada olanlar ve yapılanlar hiç yakışmadı. Oradaki Konyaspor taraftarına da yakışmadı dedim. Şimdi Beşiktaş’tan 50 kişi sahaya girmiş diyorlar. Kim saymış, kim nerede yapmış. Orada sahaya inen 2-5 bin kişi sayılmamış da, orada birisi eline numaratör almış da onları mı saymış. Beşiktaş’ın ceza alması bir başkasının ceza alması için bir sebep değil ama alacak kulüp içinde bizde yanında malzeme olmayalım. Ben Konyaspor ceza alsın demedim zaten. Bize Konyaspor’dan dolayı ceza verirlerse ortalığı ayağa kaldırırım dedim. Bu lafımın da arkasındayım” diye konuştu.

    “Beşiktaş kenar süsü olacak bir kulüp değildir”

    Konyaspor’un da suç duyurusunda bulunmasıyla alakalı Fikret Orman şunları söyledi:

    “Konyaspor ile bizim bir duygusal ilişkimiz var. Bizim stadyumumuz yoktu orada maçlarımızı oynadık. Konyaspor Başkanı çok sevdiğim dostumdur. Onun için de hem camiayı hem de oradaki insanları kırmak istemiyorum. 50 tane laf söyledim ama şu anda yaptıkları siyaset doğru değil. Yani biz ceza alacağız Beşiktaş da alsın diye bir şeyler yapmanın manası yok. Ortadaki olan görüntüler her şey kamuoyunun önünde olan şeyler. Bende onu ifade ediyorum. Bizi kenar süsü yapmasınlar. Beşiktaş kenar süsü olacak bir kulüp değildir.”

    “Beşiktaş Başkanı’nın adaylığını açıklayacağı tek yer Beşiktaş genel kuruldur”

    Kulüpler Birliği Başkanlığı’na adaylığıyla ilgili Beşiktaş Kulüp Başkanı Orman, “Beşiktaş Kulübü Başkanı, Kulüpler Birliği’ne aday olmaz. Çıkıp adaylığını açıklamaz. Burası zaten 18 tane takımın olduğu bir yer. Burada kulüpler var, kulüplerin çoğunluğunun bir fikri varsa gelirle benimle konuşurlar. Ben de böyle bir çoğunluk oluşursa düşünürüm dedim ama çıkıp da Beşiktaş Başkanı, bir adaylık açıklamaz. Beşiktaş Başkanı’nın adaylığını açıklayacağı tek yer Beşiktaş Genel Kurulu’dur. Onun için de öyle bir adaylığımı açıklamam durumu söz konusu bile olmaz. Dursun Özbek başkan açıklamış. Hayırlı olsun. Galiba Osmanlıspor Başkanı da açıklamış ona da hayırlısı olsun. Perşembe günü netleşir” dedi.

    “Talisca konusunda FİFA’ya gittik”

    Talisca’nın durumuyla da ilgili açıklamalarda bulunan Orman, “Talisca konusunda FİFA’ya gittik. Bu hafta içerisinde netleşmesini bekliyoruz. Bir sıkıntı olacağını sanmıyorum Talisca ile ilgili. Transferlerle alakalı çalışmalarımız devam ediyor. Yaklaşık önümüzde 1 ay kadar süre var. Daha çok vakit var ona göre hareket edeceğiz” şeklinde konuştu.

    “Bizim işimiz Beşiktaşlılar’ı mutlu etmek”

    Akdeniz Beşiktaşlılar Derneği’nin düzenlediği geceyle ilgili de açıklamalarda bulunan Fikret Orman, “Antalya ahalisinde çok taraftarımız var. Sıcak ve güzel bir gün olacak inşallah. Ben hep söylüyorum bizim işimiz Beşiktaşlılar’ı mutlu etmek. Buradaki Beşiktaşlılar’la beraber onlarla mutlu bir gece geçireceğiz. İnşallah onları mutlu ederiz” ifadelerini kullandı.

    “Antalyaspor da sevdiğimiz bir camia”

    Antalyaspor yönetimiyle ile geçen sezon yaşanan sıkıntıyla ilgili soru üzerine Beşiktaş Kulüp Başkanı Fikret Orman, şunları söyledi:

    “Bizim kişilerle sıkıntımız olur ama camialarla olmaz. Antalyaspor da çok nezih bir kulüp. Onları temsil eden bugün Ahmetler, yarın Hüseyinler, bugün Beşiktaş’ı temsil edenler bizler, yarın Mehmetler olur. Yani kişiler gelir geçer. Biz kişilere göre özgü durumumuz olmaz. Camiaları da her zaman kucaklarız. Antalyaspor da sevdiğimiz bir camia. Bundan sonra da aynen devam edecek. Antalyaspor yönetimi de gelecektir. Maçını seyredecek onları en iyi şekilde ağırlamaya çalışacağız. Onların bize yaptığını biz onlara yapmayız.”

    “Sahada futbolcular kararını verecek”

    Antalyaspor ile ligde ilk maçta karşılaşacaklarını ve kırmızı-beyazlıların galibiyet için Vodafone Park’a geleceğini söyleyen Orman, “İlk maç sahamızda oynanacak. Çok iyi bir hocaları var. Onlar da gelecekler. Kazanmak için oynayacaklar. Biz de kazanmak için oynayacağız. Sahada futbolcular kararını verecek” dedi.

    “Burada olduğuma göre bir görüşme yok”

    İnter’de oynayan Şilili Gary Medel hakkındaki soruyu da cevaplayan Fikret Orman, “Çok iyi bir futbolcu. Şili Milli Takımı’nda oynuyor. Burada olduğuma göre bir görüşme yok” dedi.

  • Albaraka Türk GMY Hazıroğlu’ndan önemli açıklamalar

    Albaraka Türk Genel Müdür Yardımcısı Temel Hazıroğlu, “Katılım bankacılığı sektörünün bankacılık sektöründeki payının yüzde 15’e çıkarılması hedeflendi. Katılım bankalarının büyümesi Türk bankacılık sektörünün risklere karşı daha dayanıklı olmasını sağlar” dedi.

    Albaraka Türk Genel Müdür Yardımcısı Temel Hazıroğlu, bankacılık sektörü, katılım bankaları ve İslam dünyası ekonomik modeli ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Hazıroğlu, , “Katılım bankacılığı sektörünün bankacılık sektöründeki payının yüzde 15’e çıkarılması hedeflendi. Katılım bankalarının büyümesi Türk bankacılık sektörünün risklere karşı daha dayanıklı olmasını sağlar” açıklamasında bulundu.

    Katılım bankacılığının diğer bankalardan farklı olarak faiz hassasiyeti olan insanların ellerindeki, yastık altındaki fonları, altınları, madenleri ekonomiye kazandırarak bir anlamda ekonominin ateşleyici gücü olduğunu belirten Hazıroğlu, “Ancak tabi yılların getirdiği birikimle beraber faiz hassasiyeti çok yüksek olmakla birlikte diğer bankalara alışmış kesimin bu tarafa geçmesi biraz zaman alıyor. Bizim tahminimiz özellikle devletinde desteğiyle birlikte Kalkınma Bakanlığının öncülüğünde yeni bir katılım bankacılığı strateji planı oluşturuldu. Bu planda 2025 yılında katılım bankacılığı sektörünün bankacılık sektöründeki payının yüzde 15’e çıkarılması hedeflendi. Bu stratejik plan çerçevesinde çalışmalar sürüyor” dedi.

    “Klasik bankacılığın krizlere dayanma şekli genelde zayıftır”

    Klasik bankacılığın krizlere karşı dayanma şeklinin zayıf olduğunu belirten Hazıroğlu, katılım bankalarının büyümesiyle bankacılık sektörünün risklere karşı daha dayanıklı olacağını dile getirdi. Hazıroğlu, “Klasik bankacılığın krizlere dayanma şekli genelde zayıftır. Çünkü faize dayalı olduğu için hem toplarken hem kullanırken kullandırdığımız fonların reel ekonomiye gidip gitmediğini kontrol etmemiz güçtür. Ancak katılım bankacılığı sistemi gereği krizlere dayanıklı bir yapısı vardır. Çünkü bir taraftan fonu toplarken ortaklık yapıyorsunuz bu sizi güçlendirmiş oluyor, kullanırken de nakit bir kredi vermiyorsunuz. Bir malın peşin alıp vadeli satılmasına vesile olduğunuz veya kar-zarar ortaklığı yaptığınız için aslında reel sektörü, KOBİ sektörünü desteklemiş oluyorsunuz. Bu da ekonomide bir dayanıklılık oluşturmuş oluyor. Bu açıdan devletin, kamu sektörünün özellikle katılım bankalarını özellikle desteklemesi gerekir. Bunun ikinci bir boyutu yani reel sektörü desteklemenin ötesinde bir mal alım-satımı finanse edildiği için kayıtlı ekonomiye de destek sağlamış oluyoruz. Resmi faturaların kesilmesine vesile olmuş oluyoruz. Bu da özel bir ekonomiye katkı anlamına gelir diye düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

    “Katılım bankacılığının pastadaki payının artması gerçek ekonominin büyümesi, desteklenmesi anlamına gelir”

    Temel Hazıroğlu, katılım bankacılığının pastadaki payının artmasının reel sektörün, gerçek ekonominin büyümesi ve desteklenmesi anlamına geldiğini söyledi.

    “İslam dünyasının kendine has bir ekonomik modeli olabilmesi için aslında kendine has bir zihin yapısı olması gerekir bizce” diyen Hazıroğlu, “İslam dünyası maalesef 200 senedir özellikle Osmanlı’nın gerilemesiyle beraber büyük bir moralsizlik ve eziklik yaşıyor. Kendine güvenini de sarstığı için bu çağa ilişkin bir söz söyleme ve insanlığın bir anlamda gelişimine katkı sağlama zayıf kaldığını kabul etmemiz gerekiyor. İslam dünyasının yeni bir ekonomik model oluşturabilmesi önce düşünce sistematiğini yenilemesi gerektiğini düşünüyorum. Bunun içinde 2-3 senedir kaybettiği en büyük hazine olan düşünceyle akılla buluşması gerekir. Güvenini tazelemesi gerekir. Özellikle dünyanın ve insanlığın gidişatına baktığımızda kapitalizmin bir anlamda mülkiyet anlayışını bir tür felakete sürüklediğini söyleyebiliriz” diye konuştu.

    “Borsada artışın olması iyiye işarettir”

    Borsadaki artışları da değerlendiren Hazıroğlu, bunun iyiye işaret olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti: “Son dönemde borsadaki artışın olması bir açıdan iyiye işarettir. Referandumdan sonra toplumdaki bu gerilim nispi olarak azalmış ve geleceğe dönük umutları yeşermiştir. Bu da uzun vadeli olarak borsaya yatırım yapan insanları çoğaltmış, ekonomiye olan güveni tazelemiştir. Borsa önümüzdeki dönemde ileri geri gidebilir ama uzun vadede olumlu devam edeceğini düşünüyorum. Ancak beklenmedik bir siyasi, toplumsal gelişme olursa doğal olarak borsalar ilk tepki veren yerlerdir. Bu durumu saymıyoruz ama normal şartlarda baktığımızda güçlü bir hükümet var halk oyunda önemli bir desteği almış iktidar var. 15 yıllık istikrarlı yönetim var. Bu açıdan baktığımızda borsanın bu tarzda kendini yukarı çekmesi aslında toplumun yatırımcının hem iktidara hem ekonomiye olan güvenleri sayılır”.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Belçika ziyareti öncesi önemli açıklamalar

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Parlamentodaki haftalık toplantılarımızı yaptığımız Salı günkü toplantılar dışında tabi ki parlamentoya gideriz. Grup odamızda bulunuruz ama Meclis salonuna girmek gibi bir durumumuz olmaz. Şu anda öyle bir konumum yok. Ama diğer boyutlarıyla grup toplantıları olsun, grup salonu olsun buralardaki çalışmalara katılıp, hatta oralarda haftalık konuşmalarımızı da yaparız. Ona mani bir hal yok” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Brüksel ziyareti öncesinde Esenboğa Havalimanı’nda açıklamalarda bulundu. Belçika’da NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Toplantısı’na katılacak olan Erdoğan, ziyarete ilişkin şu açıklamada bulundu:

    “Devlet ve hükümet başkanlarının da katılacağı bir liderler zirvesi olacak. Brüksel toplantısı özellikle küresel belirsizliklerin arttığı bir döneme rastlıyor. Uluslararası güvenliğin kırılgan hale geldiği döneme isabet ediyor. Klasik tehditlerin yanı sıra bir tarafta malum mülteci krizi, göç hareketleri, siber saldırılar, salgın hastalıklar gibi sorunların bütün dünyayı kasıp kavurduğu bir döneme rastlıyoruz. Tüm bu asimetrik tehditler gerek ulusal gerek uluslararası düzlemde bizim de güvenliğimizi ciddi şekilde tehdit ediyor. Terör bu tehditler arasında en öncelikli olanı. Bütün bu sorunların üstesinden gelebilmek için kararlı, ilkeli ve tutarlı bir duruş sergilenmesi şart. NATO müttefiklerinin tam bir dayanışma ve iş birliği içerisinde olması zorunludur. Son zamanlarda gerek St. Petersburg, Stockholm ve Manchester’da yaşanan terör saldırıları bize terörün bölgesel bir mesele olmadığını göstermiştir. 22 Mayıs tarihinde İngiltere’de gerçekleştirilen saldırı başta olmak üzere terör eylemlerinde hayatını kaybedenlere taziyelerimi sunuyorum. İngiltere’nin terörle mücadelesine verdiğimiz desteği sürdüreceğimizi bildirdik. Terörizm bugün tek bir ülkenin değil tüm dünyanın sorunudur. Küresel meseleler ancak küresel boyutta bir iş birliği ile çözüme kavuşturulmalıdır. Hala benim teröristim senin teröristin ayrılığının yapılması bazı yerlerde devam ediyor. Bunlardan sıyrılmamız şart. Küresel meseleler küresel boyutta ele alındığı takdirde çözüme kavuşabilir. Terörün panzehri ise kesinlikle dayanışmadır. Anlık paylaşım istihbaratta şarttır. Bu ortamda NATO’nun daha faal olması, terörle mücadelede müttefiklere daha fazla destek vermesi gerekiyor. Avrupa Atlantik bölgesinde istikrarın ve güç dengesinin devamı için NATO’nun dayanışmasını devam ettirmesi, caydırıcılığını da terörle mücadele dahil güçlendirmesi gerekiyor. Bunun içinde müttefiklerin 2014 Galler Zirvesi’nde kabul edildiği üzere gayri safi milli hasılalarının asgari yüzde 2’sini savunma harcamalarına ayırmaları gerekmekte. 2024 tarihine kadar bu taahhütleri yerine getirme konusunda kararlıyız. Brüksel zirvesinde temelde 2 konuyu ele alacağız. Zirve kapsamında bazı devlet ve hükümet başkanları ile ikili görüşmeler yaparak hem NATO konularını hem de ikili gündemimizdeki meseleleri istişare edeceğiz. Zirveden önce AB Konseyi Başkanı ve Komisyon Başkanı ile ortak bir görüşme yapacağım. Bu görüşmede Türkiye-AB ilişkilerindeki son durumu ve ileriye dönük atılacak adımları ele almayı öngörüyoruz. Bu ziyaretim vesilesiyle Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımız ile bir araya gelip hasret gidereceğiz. Ziyaretimin hayırlara vesile olmasını Allah’tan temenni ediyorum.”

    “Bizim A takımımız B takımımız yok. Bu seçilenlerin hepsi A takımıdır”

    Ziyarete ilişkin yaptığı açıklamanın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir basın mensubunun, “Sizi sevdam dediğiniz partinizde ilk ne zaman göreceğiz? A takımı ne zaman belirlenecek? Kabine değişikliği olacak mı?” sorularına şu yanıtı verdi:

    “Bizim A takımımız B takımımız yok. Bu seçilenlerin hepsi A takımıdır. Hiçbir ayrım yok. Bu seyahatimden sonra değerlendirmelerimizi yapıp Merkez Yürütme Kurulumuzu belirlemiş olacağız ve daha sonra geleceğe yönelik ne gibi adımlar atılacak ve bununla ilgili kongre kapanışındaki teşekkür konuşmamda da ifade ettiğim gibi bütün bakan arkadaşlarımızdan 6 aylık yıl sonuna kadar devam edecek bir yol haritası isteyeceğim. Tüm bakanlıklar yıl sonuna kadar neler yapacaklar. Bir yol haritasını bizim önümüze koymalı. Bu yol haritası 2019 yılına kadar devam edecek bir yol haritası olacak. Her bakan ve bakanlık önümüzde ne var, ne yapacağız bunları altındaki tüm çalışma arkadaşları ile paylaşacak. Bu konuyu 2 yönlü olarak takibi planlıyorum. Cumhurbaşkanlığındaki oluşturacağım bir ekip ve partimizdeki oluşturacağımız bir ekiple bütün bakanlıklardaki bu yol haritamızı yakın takibe alacağız. Hazırlanan takvim çalışıyor mu çalışmıyor mu? Bütün bakanlıklar bu görevleri yürütüyor mu yürütmüyor mu? Bunları yakın takiple sürdüreceğiz. Önümüzde 2019 süreci ülkemiz için çok önemli bir süreç. Diğer konu zaten Genel Başkan Vekili olarak Binali Bey ile bunların değerlendirmesini yapacağız. Olması gereken bir şey varsa onları kararlaştırır ve adımlarını atarız.”

    “AB Türkiye’yi kendi kapısında adeta bir dilenci mesafesinde göremez”

    “Belçika’da gerçekleşecek olan toplantıda Türkiye’nin AB’den beklentileri nelerdir ve beklentilerin karşılanmaması durumunda Türkiye ne gibi adımlar atacak?” sorusuna Erdoğan, “Bir defa özellikle AB’nin bu süreç içerisinde Dışişleri ve AB’den sorumlu bakanımız olmak üzere 2 ayağımız var. İki arkadaşımız da burayı takip ediyor. Biz elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Ne gerekiyorsa müktesebat içerisinde bunları yerine getirmeye çalışıyoruz. Bunların karşılığını da bekliyoruz. Bizim AB’den kopmak gibi bir derdimiz yok. Ama AB üzerine düşeni yerine getirmesi gerekir. AB Türkiye’yi kendi kapısında adeta bir dilenci mesafesinde göremez. Bizim onlara anlatacağımız bu. Siz Türkiye’den ne bekliyorsunuz? 54 yıl oldu ve hala neyi bekliyorsunuz. AB Türkiye kendisi çekilsin bekliyor havasında. Bizde böyle bir şey varsa kararı siz verin diyoruz. Kararı siz verirseniz biz işinizi zorlaştırmayız. Bizim olmazsa olmazımız da değil” cevabını verdi.

    “Meclis salonuna girmek gibi bir durumumuz olmaz”

    AK Parti Genel Başkanı olmasının ardından partisinin TBMM’de yapılan grup toplantılarına katılıp katılmayacağına yönelik sorulan bir soruyu yanıtlayan Erdoğan, “Parlamentodaki haftalık toplantılarımızı yaptığımız Salı günkü toplantılar dışında tabi ki parlamentoya gideriz, grup odamızda bulunuruz ama Meclis salonuna girmek gibi bir durumumuz olmaz. Şu anda öyle bir konumum yok. Ama diğer boyutlarıyla grup toplantıları olsun, grup salonu olsun buralardaki çalışmalara katılıp, hatta oralarda haftalık konuşmalarımızı da yaparız. Ona mani bir hal yok” dedi.

    “Bloke eden bloke olur”

    “Avusturya’nın NATO’nun ortak eğitim programına katılmaması yönünde bir iddia yer alıyor. Bu iddiaları nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna Erdoğan, “Bloke eden bloke olur. Olay bu kadar basit” cevabını verdi.

    “AK Parti’ye fatura kesmeye kalkmak kimsenin haddi değil”

    Muhalefetin siyasette FETÖ temizliği yapılmadığı iddialarına ilişkin de değerlendirmede bulunan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

    “Siyasette bu temizliğin yapılmadığını iddia eden bunu somut olarak ortaya koyması lazım. Hukukta bir kaide var. Müddei iddiasını ispatla mükelleftir. Kimse bu söyle. Kalkıp İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının damadını söylüyorsan tamam bu konu yargıyla alakalı bir konu. Yargı şu anda denetimli serbestlik kararı vermiş. Bunun beraatına karar vermemiş. Yargılama süreci devam ediyor. Denetimli bir serbestlikle bırakılmış vaziyette. Bu yargı ile alakalı bir sorun. Bunu kalkıp da şu anda siyasi partinin içerisinde herhangi bir konumu, görevi olmadığı halde bu şekilde AK Partiye fatura kesmeye kalkmak kimsenin haddi değil. Önce bunlar kendi içindeki işleri ile uğraşsınlar, onları temizlesinler.”

    FETÖ’cü 10 subayın Almanya’dan sığınma talebinde bulunmasına yönelik Erdoğan, “FETÖ’cu subaylar konusu Almanya’nın sorunu. Almanya bu tür şeyleri yapmaya devam ederse zaten teröristleri kabule alışmışlar. 10 tane terörist daha kabul etmiş olur biz de kovalamaya devam ederiz” ifadelerini kullandı.

  • Muharrem Usta’dan önemli açıklamalar

    Trabzonspor Başkanı Muharrem Usta Kocaeli’nin Gebze ilçesinde önemli açıklamalarda bulundu. Usta, “Sabah avukat arkadaşlarla birlikte şike süreci ile ilgili İsviçre’ye gidiyoruz. Gelinen süreçte iki yol kalmış gibi gözüküyor. Birisi direk FIFA’ya başvurmak, diğeri İsviçre Federal Mahkemesi ardından FIFA’ya başvurmak. Onu değerlendireceğiz” dedi.

    Trabzonspor Başkanı Muharrem Usta, Kocaeli’nin Gebze ilçesinde 2. düzenlenen Trabzonlular Festivali’ne katıldı. Program öncesinde bir kafede Gebze Fırtına Trabzonspor Taraflar Derneği Başkanı Gökhan Altuntaş ile bir araya geldi. Burada önemli açıklamalarda bulunan Usta, “Sabah avukat arkadaşlarla birlikte şike süreci ile ilgili İsviçre’ye gidiyoruz. Gelinen süreçte iki yol kalmış gibi gözüküyor. Birisi direk FIFA’ya başvurmak, diğeri İsviçre Federal Mahkemesi ardından FIFA’ya başvurmak. Onu değerlendireceğiz” dedi.

    “Bence Başakşehir Trabzon maçına motive çıkar”

    Hafta sonu Trabzon’da oynanacak olan Trabzonspor – Başakşehir maçı öncesinde, Başakşehir’in Türkiye Kupası maçından dolayı yorgun olması ile ilgili bir soruya cevap veren Trabzonspor Başkanı Muharrem Usta, “Bence Başakşehir, Trabzon maçına motive çıkar. Finale kaldığı için yorgunluğu atmıştır onlar. Artık senenin sonuna yaklaştık. Başakşehir, arkasından Fenerbahçe maçımız var. Güzel bir maç olacaktır. Başakşehir için de bizim için de ne olursa olsun hedeflerin olduğu bir maç. Onlar bir taraftan şampiyonluğa oynuyorlar. Biz ikinci devre iyi bir durumdayız ve ikinci devreyi lider bitirebilme şansımız olabilir. Ya da ikinci devre başladığında söylediğimiz 35 puan barajını aşma diye bir konumuz var. Bizim de o hedefi aşmamıza destek olacak bir maç. Haliyle Trabzonspor için önemli bir maç. Umarım her şey iyi olur, güzel olur” şeklinde konuştu.

    “Seyir zevkinin de güzel olacağını düşünüyorum”

    Ligin 32. Haftasında oynanacak olan Fenerbahçe-Trabzonspor maçı ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Usta, “Fenerbahçe-Trabzonspor maçları her zaman önemli maçlar olmuştur her iki takım açısından da. Bizim çok zor süreçlerden sonra takımın epeyce derlenip toparlanığı bir sistemin oturmaya başladığı bir süreçteyiz. Kadıköy’deki maç o açıdan bence güzel bir maç olacak. Seyir zevkinin de güzel olacağını düşünüyorum. Her ne kadar Fenerbahçe’de istediği sonuçlara ulaşamamış olsa bile Fenerbahçe-Trabzonspor maçları her zaman ciddi maçlardır. Her iki takım da olabildiğince konsantre olacaktır. Bizim açımızdan da senenin son 3 maçı ve son viraj. Buraları da mümkün olduğu kadar iyi geçmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Şike olayında taraftarların karşı karşıya gelmesi bizim tasvir edeceğimiz bir şey değil”

    Şike süreci ile ilgili konuşan Usta, “Bu yaklaşık 5 senelik bir süreç. Görünen o ki bir miktar daha devam edecek ama benim her zaman söylediğim bir şey var. Şike olayında taraftarların karşı karşıya gelmesi bizim tasvir edeceğimiz bir şey değil. Çünkü taraftarlar her rengin arkasından koşuyor olabilirler. Yönetimlerin ortaya çıkarmış olduğu sorunların bedelini taraftarların ödememesi lazım ama her zaman taraftarlar içerisinde marjinal diyebileceğimiz gruplar vardır. Yapılan yanlışların arkasından da koşarlar. Biz sapla samanı ayırmak istiyoruz. Bu süreçle ilgili de hem UEFA nezdinde ilerleyen bir yapı var. Zannediyorum kısa süre içerisinde de FIFA’ya taşınacak bir yolculuk içerisindeyiz. Orada Trabzonspor açısından olması gereken sonuç ne ise her zaman söylüyoruz. Trabzonspor 2010-2011 sezonu için tüm Trabzonluların gözünde, kalbinde, hislerinde her türlü o yılın şampiyonu olan takımdır. Onun için orada yürüyen mücadele başka bir kulvar. Ama futbol bambaşka bir kulvar. Futbol açısından bakacak olursak o tablodan buraya geçtiğimizde dediğim gibi Fenerbahçe-Trabzonspor’un İstanbul’daki maçı büyük bir seyirci potansiyeli içerisinde cereyan eden önemli maçlardır ama onlarda da gördüğüm kadarıyla taraftarlarıyla barışık olmadıkları ya da çok fazla destek görmedikleri maç. Ama herhalde Trabzonspor maçı farklı olacaktır” dedi.

    “Son 3 haftaya girildiğinde de Beşiktaş bir adım önde gibi görünüyor”

    2016-2017 sezonu şampiyonu kim olur sorusuna cevap veren Usta, “Biz olamayınca kim olursa olsun çok fark etmiyor. Haliyle son 3 haftaya girildiğinde de Beşiktaş bir adım önde gibi görünüyor ama futbolda 2 puan hem çok önemli hem de bazen çok önemsiz olabilir. Ama dediğim gibi bizim açımızdan Trabzonspor şampiyon olamadığında kimin olduğunun gerçekten çokta fazla önemi yok. Kim daha çok hak ediyorsa elbette o şampiyon olsun. Onu da birlikte göreceğiz” şeklinde konuştu.

    Trabzonspor’un ile açıklamalarda bulunan Muharrem Usta, “Trabzonspor’un son 20 yılında çok önemli üç tane virajı var. Birisi 1995-1996 sezonu gerçekten olağanüstü bir takım Trabzonspor ve Faruk Özak yönetiminde son 1-2 hafta kala şampiyonluğu kaçırmış bir takım. Şampiyonluğu son anda kaçırmasına rağmen elde müthiş bir kadrosu olan Trabzonspor’da yönetim hemen o senenin sonunda görevi bırakıyor ve yeni bir yönetim geliyor ama Trabzonspor 95-96’dan 2004’e kadar bir çöküş yaşıyor ve o sene zirveye varıp şampiyon olamamanın bedelini yaklaşık 9 sene ödüyor. 2004 yılında Atay Aktuğ döneminde Trabzonspor çok iyi işler başarıyor ama şampiyon olabilmeyi çok büyük bir oranda yakalayabilecek bir takım iken çeşitli nedenlerle şampiyon olamıyor. Yine aynı tablo ile karşı karşıya kaldığımızı görüyoruz. Yine yönetim görevden ayrılıyor, yeni bir yönetim de geliyor ama o takım da dağılıyor. Ve 2010-2011 şike sezonunun olduğu yıl. Trabzonspor 82 puanla averajla şampiyonluğu kaybediyor. En azından görünen tablo öyle ama orada ki büyük başarı da arkasından gelen yıllara taşınamadığı için Trabzonspor yeniden dağılıyor” ifadelerini kullandı.

    “Ümit ederim ki gelecek sene Trabzonspor iyi bir takım olacak”

    Açıklamalarına devam eden Usta, “Şimdi biz 2017’deyiz. Trabzonspor bu 20 yılda üç defa zirveye geldiği halde son anda şampiyonluğu şu ya da bu yolla kaçırmanın bedelini çok ağır ödedi. Her ne kadar önümüzde ki yıl bizim 50. Yılımız olsa da buradan çıkaracağımız çok net bir ders var. Trabzonspor zirveyi yakalayan bir takım kurduğunda şampiyon olur ya da olamaz zirveye oturduğunda bir daha o takımın dağılmasına o yönetimin dağılmasına asla ve asla müsaade etmemeli. Her dağılma yedi yıla mal oldu. Haliyle Trabzonspor yeniden zirveye doğru yaklaşıyor. İkinci devre biz bunun emarelerini gördük. Önümüzde ki sene çok daha iyi olacak. Ümit ederim ki gelecek sene Trabzonspor iyi bir takım olacak. Bütün hedefimiz en yukarılarda yer almak. Zirvenin takımı olabilmek. İşte onu yakaladığınızda yönetim olarak taraftarla onu bir krize dönüştürmeden ya şampiyonluk ya dağılma gibi bir hatayı bir daha yapmamak üzere o virajı bir dönerse artık Trabzonspor hep zirvede kalır. O nedenle gelecek yılla birlikte camia olarak yeni bir sorumlulukta almış olacağız” dedi.

    “Gelinen süreçte iki yol kalmış gibi gözüküyor”

    Şike davalarında yol haritasını belirlemek için yarın sabah İsviçre’ye gideceklerini söyleyen Usta, “İsviçre’de şike ile ilgili bizim bir hukuk büromuz var. Onlarla FIFA süreci ile ilgili son bir değerlendirme yapacağız. Başvuru ile ilgili durumumuzu şekillendirmiş olacağız. Sabah avukat arkadaşlarla birlikte İsviçre’ye gidiyoruz. Gelinen süreçte iki yol kalmış gibi gözüküyor. Birisi direk FIFA’ya başvurmak. Diğeri ise İsviçre Federal Mahkemesi ardından FIFA’ya başvurmak. Onu değerlendireceğiz. Hangi yol olması gerekiyor. Hukuki bir süreç bu. Orada da bir hata olsun istemiyoruz. Yarın onun kararını vereceğiz. CAS’ın resmi kararı geçen hafta bize ulaştı. Karardan sonra belli bir başvurma süreci var. Haliyle takvim başlayalı bir hafta on gün oldu. Önümüzde ki bir hafta on gün içerisinde de yarın ki görüşmemize göre başvurumuzu gerçekleştirmiş olacağız. Orada ki görüşmeden sonra da Trabzon’a geçip Başakşehir maçına yetişmiş olacağız” şeklinde konuştu.