Etiket: açıklama

  • Sağlık Müdürlüğünden “Van’da 300 kişinin yaşadığı sitede korona alarmı” haberine açıklama

    Sağlık Müdürlüğünden “Van’da 300 kişinin yaşadığı sitede korona alarmı” haberine açıklama

    Van İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Mahmut Sünnetçioğlu, yerel basında yer alan “Van’da 300 kişinin yaşadığı sitede korona alarmı” haberi nedeniyle bir açıklama yayımladı.

    Doç. Dr. Sünnetçioğlu, diğer tüm illerde olduğu gibi Van’da da korona virüs hastalarının tanı, tedavi ve filyasyon süreçlerinin yakından takip edildiği belirtilerek, “Şikayetleri olan tüm vatandaşlarımıza korona virüsü yönüyle gerekli incelemeler hastanelerimizde aralıksız olarak sunulmaktadır. Başvurular ya da taramalar neticesinde olası vaka tanımına uyan tüm hastalarımızın tespiti, hastane transferleri ve temaslı olan kişilerin belirlenmesi ile ilgili yönlendirmeler için müdürlüğümüz bünyesinde ve bizzat İl Sağlık Müdürü olarak şahsım koordinasyonundaki Pandemi Operasyon Merkezimiz haftanın 7 günü 24 saat salgın kontrolü ve halkımızın sağlığı için çalışmaktadır. Test sonucu ya da muayene sonucu korona virüsüyle uyumlu olduğu tespit edilen vatandaşlarımıza sunulan tedavi edici sağlık hizmetlerimizin yanı sıra hastalarımız ile aynı iş yerinde, aynı hanede ve olası bulaş ihtimali olan diğer sosyal alanlarda filyasyon çalışmaları ile koruyucu sağlık hizmetlerimiz de aralıksız sunulmaktadır. Müdürlük ekiplerimizce yürütülmekte olan filyasyon çalışmaları ile temas varlığı bulunabilecek vatandaşlarımız evlerinde ya da iş yerlerinde ziyaret edilmektedir. Toplumuzun duyarlı yaklaşımı sayesinde hastalar ve yakınları ile ilk görüşmede elde edilemeyen bilgilere de daha sonradan ulaşılarak sağlık için gerekli ek tedbirler alınmaktadır. Vaka ya da temaslı yoğunluğu gösteren alanlarda her ne kadar istenmese de toplumuzun iyilik hali için kamu kurum ve kuruluşları da dahil iş yerleri, sokak ve mahalleler karantina altına alınabilmektedir. Bununla birlikte halkımızın sağlık ve iyilik hali gözetilirken, hastalarımızın sosyal hayatı ya da iş hayatı da düşünülmekte, kimsenin kişilik haklarının incinmesine mahal vermeden gerekli iş ve işlemler mümkün mertebe gizlilik ilkeleri doğrultusunda fakat bir o kadar da şeffaf ve raporlanabilir bir şekilde yürütülmektedir. Medyada yer alan ‘Van’da 300 kişinin yaşadığı sitede korona alarmı’ başlıklı haberde belirtilen hastamız ve sosyal çevresinde sağlık için gerekli tüm önlemler Sağlık Müdürlüğümüz ve saha ekiplerimizce alınmıştır. İlgili hastamızın daha önceden de pozitif bir vaka ile temas halinde olduğu geçtiğimiz hafta içerisinde belirlenmiş olup izolasyon altına alınarak topluma olası bulaş ihtimalinin önüne geçmek için gerekli çalışmalar başlatılmıştı. İzlem ve izolasyondaki vatandaşımızın şikayetlerinin gelişmesi üzerine kendisinde örnek alınmış ve sonucunun da pozitif olduğu belirlenmiştir. Yani kişi pozitifliği tespit edilmeden önce temaslı olarak izolasyonda tutulmuştur. Test sonucu öğrenildiğinde hastamız bilgilendirilmiş ve filyasyon çalışmaları tekrar başlatılmıştır. Hali hazırda mevcut riski nedeniyle izole bir halde olan hastamızın filyasyon çalışmalarında iş yerinde ve ikamet alanında tespit edilen temaslılarına da ulaşılarak gerekli bilgilendirmeler yapılmış, kişiler izolasyon altına alınmıştır. Hasta hakları ve mahremiyeti ilkeleri doğrultusunda temaslı olduğu ya da risk altında olduğu tespit edilen kişiler dışındaki bireylere, hasta bilgileri ya da riskli olduğu tespit edilen kişilerin bilgileri paylaşılmamış, müdürlüğümüze ulaşan vatandaşlarımıza genel korunma tedbirleri ve Sağlık Bakanlığımızın hastalıktan korunmada uyulması gereken 14 kuralı hatırlatılmıştır. Bölge halkımızın iyilik halinin devamı için ilgili yaşam alanında alınması gereken tedbirler de eksiksiz olarak alınmıştır. Sağlık Müdürlüğümüz ve bağlı birimlerimizce halkımızın sağlığını yakından gözetiyor, risk altında olan tüm vatandaşlarımızı bilgilendiriyor ve risk altında olduğu tespit edilen kişiler dışındaki hastalarımızın kimlik bilgilerini ya da kendilerine yapılan iş ve işlemleri paylaşmayarak onların mahremiyetlerini, iş hayatını ve sosyal yaşantılarını korumaya devam ediyor olacağız” dedi.

  • ESOGÜ Mahmudiye Hippoterapi Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden projeler hakkında açıklama

    ESOGÜ Mahmudiye Hippoterapi Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden projeler hakkında açıklama

    Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Mahmudiye Hippoterapi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Oytun Meçik, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu tarafından Türkiye’de ‘Sağlığa Erişim’ kapsamında kabul edilen “Let’s Develop Networks and Create Opportunities for Hippotherapy” isimli proje hakkında açıklama yaptı.

    Doç. Dr. Meçik, ‘Sağlığa Erişim’ kapsamında Türkiye’de Hippoterapi ağının oluşturulması amacına ve Mahmudiye’de üretilen ve eğitilen at alt yapısı ile uygulama kliniği olarak merkezin araştırmalarına katkı sağlayan projenin; Eskişehir İl Sağlık Müdürlüğü, Eskişehir Orman Bölge Müdürlüğü, Genç Akademi Spor Kulübü Derneği, Handy Club Ostrava, Çekya Hippoterapi Federasyonu, Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Eskişehir Bilecik Veteriner Hekimler Odası, Arslan Spor Kulübü Derneği ve Gençleri Geleceğe Hazırlama ve İşsizlikle Mücadele Derneği ortaklığında yürütüldüğünü hatırlattı. 46 ay sürecek olan proje kapsamında ESOGÜ Meşelik Yerleşkesi’nde oluşturulan uygulama sahasında Merkez Müdür Yardımcısı Öğr. Gör. Dr. Cafer Yıldırım koordinatörlüğünde, Hippoterapi alanında çalışan doktorlar, veteriner hekimler, at antrenörleri ve özel eğitim öğretmenleri için uygulama kılavuz kitapları, eğitim videoları geliştirileceğini belirten Doç. Dr. Meçik, akademik araştırmalar gerçekleştirilmesi, ulusal network çalışması için 8 bölge toplantısı, 2 ulusal konferans ve yerel toplantılar planlanması ve Çekya Hippoterapi Federasyonu ve yararlanıcısı ’Handy Club Ostrava’ ile Türkiye Hippoterapi uygulamaları yasal zemini, işleyişi ve alt yapısı oluşturulmasının hedeflendiğini kaydetti.

    Doç. Dr. Meçik, ESOGÜ Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi gibi tam teşekküllü bir sağlık kurumuna yakın bir alanda Hippoterapi kliniği hizmetinin sunulmasının, özel gereksinimli bireyler başta olmak üzere tüm yararlanıcılar ve Hippoterapide görev alacak sağlık çalışanlarının erişimi bakımından güvenlik, kolaylık ve verimliliği artıracağını düşündükleri uygulama sahasının, ülkemizde rol model olarak Hippoterapi standartlarının oluşturulması ve tedavi seçeneği olarak Sağlık Bakanlığı nezdinde tanımlanmasını güçlendireceğine inandıklarını ifade etti. Doç. Dr. Meçik, yaptığı açıklamayı şu ifadelerle sonlandırdı:

    “Mahmudiye Hippoterapi Uygulama ve Araştırma Merkezi olarak, T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan 2020 yılında aldığımız ruhsat ile T.C. Kalkınma Bakanlığı SODES kapsamında başvurusunu tamamladığımız projemizle de her zaman olduğu gibi bugün de Mahmudiye’deki at yetiştiriciliğine ve dolayısıyla sektörün ekonomik gelişimine bilimsel yönden bir katkı sağlamaya çalışıyoruz. Genetik veri tabanına göre at üretimiyle Türkiye’de atçılık sektörüne Mahmudiye markası ile geleneksel ve coğrafi olarak güçlü yanları öne çıkaracak biçimde katkı sağlayacağımız önemli bir proje sunmaya çalışıyoruz.”

  • Sel sularına kapılan yaşlı kadınla ilgili hastaneden açıklama

    Sel sularına kapılan yaşlı kadınla ilgili hastaneden açıklama

    Bursa’da sel sularına kapılarak İvazpaşa’dan Tahtakale’ye kadar sürüklenen 73 yaşındaki Emriye Kahvecioğlu’nun sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi.

    Bursa’da sel sularına kapılan 73 yaşındaki Emriye Kahvecioğlu’nun tedavisi Çekirge Devlet Hastanesi’nde sürüyor. Yaşlı kadının sağlık durumu hakkında açıklama yapan Çekirge Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcısı Hanifi Kavala, hastanın 24 saat gözetim altında tutulacağını ifade ederek, “Hastamızın şuan ki durumu normal genel durumu iyi, kaburgalarında 2 tane kırık var. Hekimlerimiz tarafından takip edilmekte, hastamızı 24 saat müşahede altında tutacağız” dedi

  • Erzurum’daki STK’lardan ortak açıklama; “Üyelerimiz KGF desteklerinden daha fazla yararlansın”

    Erzurum’daki STK’lardan ortak açıklama; “Üyelerimiz KGF desteklerinden daha fazla yararlansın”

    Erzurum Ticaret Borsası (ETB), Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) ile Erzurum Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (ESOB) Başkanlığınca, Koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle sıkıntı yaşayan üyelerin, Bankalara başvuru yaparak, Kredi Garanti Fonu (KGF) destek ve kefaletinden daha fazla yararlanmalarını istediler.

    ETSO Başkanı Lütfü Yücelik, ETB Başkanı Hakan Oral ve ESOB Başkanı Rasim Fırat tarafından yapılan ortak açıklamada şu ifadelere yer verildi;

    “Dünya olarak sıkıntılı bir dönemden geçtiğimiz bu günlerde, üyelerimizi ayakta tutmak için tüm gücümüz ile çalışmaktayız. Bu noktada üyelerimizin sorunlarını, taleplerini ve yaşanan sıkıntıların çözüm yollarını, başta (TOBB) Başkanımız Rıfat Hisarcıklıoğlu ve Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Başkanı Bendevi Palandöken olmak üzere ilgili kurum, kuruluş ile Bakanlıklara hem şifahi hem de resmi olarak iletmekteyiz. Burada önemli bir konuyu bir kez daha dile getirmek istiyoruz. En başından beri ifade ettiğimiz gibi, devletimizin bu destekleri, düzenlemeleri ve sağlanan kolaylıkların hiçbir ayrım yapılmaksızın bütün sektörleri kapsamasını talep ediyoruz. Çünkü artık sıkıntı yaşamayan hiçbir sektör kalmamıştır. Bu gemide hep birlikte ilerliyoruz. Hiçbir üyemizin hiçbir işletmemizin zarar görmesini kesinlikle istemiyoruz. Bu süreci daha çabuk atlatabilme noktasında devletimizin sunduğu teşvik ve destekleri sonuna kadar destekliyoruz. Devletimiz bu dönemde ekonomik etkileri kontrol altında tutabilmek için birçok tedbir açıkladı. Bu tedbirlerin ana omurgasında da; vergi ertelemeleri, Sosyal Güvenlik Kurumu kısa çalışma ödeneği ve düşük maliyetli işletme kredileri oluşturuyor. Her dört tedbir de firmalarımızın faaliyetlerinin devam etmesi ve istihdamın korunması için çok önemli

    Özellikle kredi genişlemesinin sağlanabilmesi için Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı tedbirler kapsamında KGF’nin kefalet kapasitesi de 250 milyar lira arttırıldı. Ancak Sayın Cumhurbaşkanımızın, ‘hiçbir sebepten dolayı, hiçbir tacir, esnaf ve sanatkar mağdur edilmeyecek ve geri çevrilmeyecek’ şeklindeki açıklamalarına rağmen, üyelerimiz, bazı bankaların merkez ve şubelerinin kendilerine kredi limitiniz düşük veya kefil ve kefalet gibi sebeplerden dolayı kredi kullandırmadıklarını ifade etmektedirler. Bu da üyelerimizin ve ticaret erbablarının içinde bulunduğu durumu daha da çok içinden çıkılmaz hale getirmektedir. Bizler, tüm esnafımız gibi tarım ve hayvancılıkla uğraşan çiftçilerimizin bu zor süreçte KGF desteklerinden yararlanmaları için ilgili kurumlar ile çalışmalarımızı ve yazışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu anlamda daha çok üyelerimizin bu kefalet imkanından da yararlanmalarını istiyoruz.”

  • Erzurum ve 39 barodan ortak açıklama

    Erzurum ve 39 barodan ortak açıklama

    Türkiye’de ve dünyada can alan Korona virüs salgını nedeniyle Erzurum Barosu Başkanı Talat Göğebakan’ın da aralarında bulunduğu 40 baro ortak açıklama yaptı. Açıklamada, “Bizler, bu zorlu süreçte akılcı ve yapıcı yaklaşımlarla, çözümcü yollarla ve iletişimi sürekli açık tutarak çatı örgütümüzle birlikte olmaya devam edeceğimizi ve bu zorlu sürecin üstesinden hep birlikte gelmek üzere meslektaşlarımız için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayacağımızı beyan ederiz” denildi.

    Çin’in Vuhan kentinden çıkarak tüm dünyada büyük can kaybına neden olan Korona virüs salgını nedeniyle Erzurum Barosu’nun da aralarında bulunduğu 40 baro ortak açıklama yaptı. Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edilen Korona virüs salgın hastalığının sadece ülkemizde değil tüm dünyada sağlık, sosyal ve ekonomik olarak etki oluşturduğuna yer verilen açıklamada, “Öncelikle, ülke genelinde tanı konduğunu öğrendiğimiz avukat arkadaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, bir an önce iyileşerek aramıza ve görevlerine dönmelerini ve bundan sonraki süreçte tek bir meslektaşımızın dahi hastalanmamasını diliyoruz. Ayrıca, bu süreçte Korona virüs tanısı konan ve tedavi sürecinde olan tüm vatandaşlarımıza bir an önce iyileşmeleri yönünde acil şifalar, vefat eden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyoruz. Salgın hastalığın seyrinin bir an önce olumlu yönde yok olma yönünde değişmesini, etkilerinin bir an önce ortadan kalkmasını ve ülkemiz için en az sıkıntı ile atlatılmasını da en güçlü dilek ve temennilerimizle diliyoruz. Yine, salgın hastalığın başından bu yana her zaman olduğu gibi bu ülkenin vatandaşlarının sağlığı için canlarını hiçe sayarak çaba ve emek gösteren sağlık çalışanlarımıza, güvenlik güçlerimize ve bu doğrultuda çalışan tüm kurum ve kuruluşlara da teşekkürlerimizi sunuyoruz” denildi.

    Meslek örgütlerinin ve avukatların bu süreçten etkilenmemesinin mümkün olmadığına işaret edilen açıklamada şöyle denildi:

    “Tüm beklentimiz ve isteğimiz mesleğimizin, adalet ve yargı sistemimizin bu sancılı süreci en az hasarla atlatmasıdır. Bunu sağlayabilmek adına, ilgili kurumların, olağanüstü koşullar içinde gerekli yasal düzenlemeler için mücadele ettiği ve uygulama birliği sağlamaya çalıştığı da izlenmektedir. Tam bu noktada meslek örgütü olan baroların ve de çatı örgütü olan Türkiye Barolar Birliğinin ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Birlik ve beraberlik ruhu içerisinde hareket edildiğinde, ayrı ve dağınık taleplerin, farklılık arz eden sorunların tek bir ağızdan, doğru ve akılcı bir dille, diyaloğu önceleyen, yapıcı ve çözümcü bir yaklaşımla, doğru muhataplarına iletildiğinde karşılandığı, hemen sonuç alınamasa bile süreç içerisinde dikkate alındığı anlaşılmıştır. Bu süreç içerisinde, avukatlar, ekonomik etkilerden mücbir sebep kapsamında etkilenecek sektörler arasına alınmış, mali konularda ülke kapsamında alınan tedbirlerden faydalanmaları sağlanmıştır. Yargıda sürelerin durdurulmasını içeren 7226 sayılı kanun geçici madde 1’nci maddesi ile halk sağlığı tedbirleri kapsamında, sağlığını haklı olarak önceleyen meslektaşlarımızın ve sorumlu oldukları müvekkillerinin, hak kayıpları yaşamaması noktasında gereken tedbirler alınmıştır. Aynı kanun maddesi ile yetki tanınan HSK’ın, tüm mahkemeleri, duruşma ve tebligat süreçlerini ilgilendiren bir karar alması beklenmektedir. Stajyer avukatların, adliye stajları konusunda da gerekli tedbirler ve kararlar alınmıştır. Bu kapsamda yapılan ve tamamlanan işler olduğu kadar, halen eksik olan, uygulamada karşılaşılan sorunlar ile ilgili olarak gerekli girişimler yapılmaktadır. Türkiye Barolar Birliği 7 Temmuz 1969 tarihinde yürürlüğe giren 1136 sayılı Avukatlık Yasası’yla yasal, 9-10 Ağustos 1969 tarihlerinde yapılan ilk genel kuruluyla fiili olarak kurulmuştur. Kurulduğu günden bu yana Avukatlık Yasası’nın 110’uncu maddesinde işaret edildiği üzere, avukatlık mesleğinin, baroların, baro üyesi olan meslektaşlarımızın sorunlarını çözmek, onların mesleki yönden ilerlemelerine ve kendilerini geliştirmelerine destek vermek, ülkemiz hukukuna, evrensel hukuka katkı yapmak, yasaların ülkemizin gereksinimlerine uygun olarak yürürlüğe konulması ve uygulanması yönünde çalışmalarda bulunmak, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak, bu kavramlara işlerlik kazandırmak sorumluluğundan kaçmayan örgütümüz bu zorlu süreçte de kanunun kendisine yüklediği ödev ve görevleri yerine getirmektedir. Barolar, koordineli bir çaba ve üstün gayret ile akılcı bir çözüm yolu bulmaya çalışmakta, sorunları çatı örgütüne ileterek aktarılmasını talep etmekte, bir yandan da, kendi iç işleyişlerinde gereken tedbirleri almaya çalışmaktadır. Bu nedenle, devam edecek bu süreçte, meslek örgütümüz için olağanüstü gayret gösteren Türkiye Barolar Birliğine, başta başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu olmak üzere, yönetim kurulu ile tüm kurullarına, çalışanlarına teşekkür ediyoruz. Bizler, bu zorlu süreçte akılcı ve yapıcı yaklaşımlarla, çözümcü yollarla ve iletişimi sürekli açık tutarak çatı örgütümüzle birlikte olmaya devam edeceğimizi ve bu zorlu sürecin üstesinden hep birlikte gelmek üzere meslektaşlarımız için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayacağımızı beyan ederiz”.