Etiket: açıklama

  • Sağlık Bakanı Koca’dan Bilim Kurulu sonrası açıklama

    Sağlık Bakanı Koca’dan Bilim Kurulu sonrası açıklama

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Türkiye, yaygın filyasyon yapılması, vakaların hızlı tespiti, ülke genelinde standart tedavi protokollerinin uygulanması, erkenden tedaviye başlanması, evde izole edilen hastalara ilaç teslimi ve tüm bu hizmetlerin ücretsiz gerçekleştirilmesi yönünden dünyada fark yaratan bir ülke oldu” dedi.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Bilim Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Bakan Koca, 2019 yılı Aralık ayından itibaren dünyayı etkisi altına alan bir pandemiyle mücadele ettikleri ve dünyada ilk defa pandemi ile karşılamadığını bildirdi. Koca, “Bu pandeminin önceki pandemilerden bir farkı var. Grip ve veba gibi pandemiler bilinen hastalıklardı, etkenleri de biliniyordu. COVID pandemisine yol açan virüs insanlığın ilk defa karşılaştığı bir virüs. Her gün yeni bir durumla karşılaşıyor ve yaptığı hastalık tablosunu süreci, sonuçlarını mücadele ederken öğreniyoruz. Tanıdıkça mücadele stratejimiz ve tedavi algoritmalarımız da değişebiliyor. Yeni test yöntemleri, yeni tedavi önerileri ortaya çıkabiliyor. Teşhis kriterlerimiz değişiyor, tedavi yöntemlerimiz değişiyor, olgunlaşıyor. Bu sadece ülkemiz için böyle değil, dünyada da bu şekilde seyrediyor. Bu çok hızlı seyir içinde geçmiş süreçler unutulabiliyor. Bir ülkenin çok yarar gördüğünü ileri sürdüğü tedaviyi bir başka ülke etkisiz ilan edebiliyor. Devlet başkanının överek kendisinin kullandığını söylediği bir ilacı uluslararası otoriteler etkisiz ilan edebiliyor. Bilinmezliklerin yanında, firmaların, tanıtımların, piyasa dinamiklerinin de bu durumda rol aldığını görmezden gelemeyiz. Ülkeler sosyoekonomik düzeyleri, geçmiş tecrübeleri ve mevcut imkanları ölçüsünde virüsle mücadele ediyor. Bu yüzden tanı için uyguladıkları politikalar, bulaşmaya karşı aldıkları tedbirler, hastaların takibi, temaslı bulunması toplum içinde risk yönetimi gibi hususlarda farklı uygulamalara şahit oluyoruz. Birçok ülkenin aksine Türkiye sağlık sistemi pandemiyi sürpriz olarak karşılamadı. Daha önce uygulamaya koyduğumuz ‘Pandemik İnfluenza Ulusal Hazırlık Planı’ çerçevesinde proaktif davranmaya gayret ettik” diye konuştu.

    “Kendi aşımızı üretmek için bilim adamlarımıza her türlü desteği sağladık”

    Bakan Koca, hastalık görülmesinden itibaren Türkiye’nin yoğun bir mücadele dönemine girdiğini ifade ederek, “Hastanelerde elektif vakaların ertelenmesi, pandemi hastanelerinin ilanı, acil durum hastaneleri yapıp devreye alınması, pozitif vakaların izolasyonu, temaslı takibi, karantina ve sınırlandırma önlemleri, yaşlı ve genç nüfusun sokağa çıkışının sınırlandırılması, seyahat yasakları ve kısıtlamaları, okulların ve üniversitelerin uzaktan eğitime geçmesi, halka açık mekanların ve etkinliklerin iptali başta olmak üzere hayatın hemen her yönüne yönelik çok çeşitli tedbirler hayata geçirdik. Tüm hastaları ve şüpheli vakaları Halk Sağlığı Yönetim Sistemiyle merkezi olarak takip ve kontrol ettik. Hayat Eve Sığar Mobil Uygulamasını geliştirilerek riskli bölge ve riskli kişilerin takibini yapmaya başladık. Bu veri tabanımızı HES kodu uygulamasıyla kurumlarımızın entegrayonuna açarak kendi tedbirlerini almalarını sağladık. Tanı kiti, koruyucu malzeme, ilaç ve solunum cihazı temini ve üretim kapasitesinin artırılması için bütün ülke kaynaklarını seferber ettik. İhtiyaç duyan ülkelere hibe yardımda bulunduk, teknolojik ürün ihraç ettik. Bir yandan dünyadaki aşı çalışmalarını yakından takip ederken, klinik çalışmalara ev sahipliği yaptık. Kendi aşımızı üretmek için bilim adamlarımıza her türlü desteği sağladık. Eksik görülen alt yapıları hızla tamamladık. Tespit edilen vakaların temaslılarının da bulunarak izolasyona alınmasını sağlamak üzere yaygın bir temaslı taraması (filyasyon) ağı oluşturduk. Sağlık personelimizin yanında öğretmenlerimiz, din görevlilerimiz ve diğer kamu görevlilerimizle ekiplerimizi güçlendirdik. Bu konuda valilerimizin ve belediyelerimizin desteğiyle oluşturulan motorize ekipler salgın kontrolünde önemli rol üstlendi. Aile hekimleri ve çağrı merkezlerimiz vasıtasıyla izolasyondaki kişilerin düzenli takibi yapıldı yapılmaya devam ediyor. Türkiye, yaygın filyasyon yapılması, vakaların hızlı tespiti, Ülke genelinde standart tedavi protokollerinin uygulanması, erkenden tedaviye başlanması, evde izole edilen hastalara ilaç teslimi ve tüm bu hizmetlerin ücretsiz gerçekleştirilmesi yönünden dünyada fark yaratan bir ülke oldu” diye konuştu.

    “Mahalli sıkıntılara verilen ulusal desteklerle sorunların üstesinden birlikte geldik”

    Tatil nedeniyle memleketine dönüşlerin olduğunu ve ulaşımın arttığı Kurban Bayramı sonrası Anadolu’da hızlı bir artış yaşandığının altını çizen Bakan Koca, “Konya, Gaziantep, Şanlıurfa, Van, Diyarbakır başta olmak üzere birçok ilimizde hızlı artışlar gözledik. Konya, Kayseri, Gaziantep, Diyarbakır, Batman, Van, Muş, Hakkari ve Ankara’da yüzde 100’e varan artışlarımız oldu. Bölgelere bizzat giderek, yerel yöneticilerimizle illeri ayrı ayrı değerlendirmeye tabi tuttuk. Eksiklerimizi, hatalarımızı, ihmal ettiklerimizi en detayına kadar tespit etmeye çalıştık. Bunları giderici tedbirler için hem merkezi yönetim, hem de yerel idarecilerimiz üzerine düşeni yaptı. Yerinde yaptığımız değerlendirmelerle yaz döneminin bitmesine bağlı artan seyahatlerin getirdiği ve öngördüğümüz artışların, alınan tedbirler sayesinde kısa zamanda kontrol altına alındığını gördük. Semptomlulardan hızla numune alınması, test sonuçlarının hızlandırılması, tedaviye erken başlama, filyasyon ekiplerinin artırılıp filyasyon süresinin kısaltılması, etkili temaslı takibi ve izolasyon gibi bilinen tedbirlerimizin yanında, hastanelerimizde yoğun bakım kapasitelerini artırdık, ilave yataklar açtık. Çağrı sistemi kurarak haneleri arayıp sorguladık, mobil doktor ekipleriyle evlere giderek hasta takibi yaptık. Mahallinde yaptığımız müdahalelerle hasta sayılarında dramatik düşüler sağlandığını, hastanelerimizin yükünün hafiflediğini gördük. Mahalli sıkıntılara verilen ulusal desteklerle sorunların üstesinden birlikte geldik. Bu tedbirlerle hayatı kısıtlamadan, sokağa çıkma kısıtlılığı gibi yasaklayıcı önlemler almadan olumlu neticeler alabildik” ifadelerine yer verdi.

    “Artık açık test politikasına geçtiğimiz kabul edilebilir”

    Açık test politikasına geçtiklerini duyuran Koca şu ifadeleri kullandı:

    “Temmuzdan sonra, test yaptığımız grubun özelliği nedeniyle sadece semptomlu hastaları bildirdiğimizi ifade etmek için veri tablomuzda verdiğimiz sayının gerçek mahiyetinin anlaşılması adına “hasta” kavramını kullanmayı tercih ettik. Bu konuda birçok eleştiri ve ithamlara maruz kaldık. İleri sürülen iddiaların aksine, verdiğimiz verinin doğru anlaşılmasını sağlamayı amaçladık. Bu arada dünyadaki hasta karşılaştırmalarında uyum sağlamak ve sistemi riske eden durumu yansıtmak amacıyla hayati risk taşıyan ağır vakalarımızın sayısını da paylaşmayı tercih ettik. Bildiğiniz gibi, hastanelerimizde yük oluşturan, sağlık personelimizin insanüstü gayretle çalışmasına yol açan, yer yer hastanelerimizdeki yoğunlukla bizi zor duruma düşüren hastaneye yatma durumunda kalan hastalardır. En kritik olan ise ağır hastaların önemli bir kısmının takip edildiği yoğun bakım servisleridir. Bu yüzden hasta sayılarımızı ve ağır hasta sayılarımızı her gün eksiksiz kamuoyuyla paylaştık. Sağlık sistemimize esas yükü bunlar oluşturuyor, bütün ülkelerde sağlık sistemlerini tehdit eden bu tür vakalardır. Ancak görüyorum ki, vatandaşımız pozitif çıkan, evinde takip edilen, izolasyonda tutulan vakaların hepsinden haberdar olmak istiyor. Bu vakalarla ilgili her türlü bilgi, sistemimizde kayıtlı. Sadece bunlar değil, filyasyon ekiplerimizin tespit ettiği temaslılar da, bunların takibi de anlık olarak sistemimize işlenmektedir. HES kodu sorgulaması bu veri tabanından yapılarak riskli kişiler tespit edilebilmektedir. Güvenlik güçlerimiz, kamu kurumlarımız, okullarımız, belediyelerimiz dahil, toplu nüfusla muhatap olan bütün kurumlarımız bu siteme erişip sorgulama yapabilmektedir. Açık söylüyorum, hasta olsun olmasın, bütün testi pozitif olanlar ve bunların temaslılarını HES kodu üzerinden sorgulamak mümkündür. Test kapasitemizi çok hızlı artırmıştık. Bu konuda Dünya Sağlık Örgütü defalarca takdirlerini iletti. Halen kapasite artırmaya devam ediyoruz. Laboratuvar alt yapısı yeterli olan bütün sağlık kuruluşlarımızı yetkilendirdik. Taramalar, toplu iş yerleri, belli etkinlikler ve yurt dışına çıkanlardan sonra artık kendi isteğiyle vatandaşlarımız test yaptırabilmektedir. Bunu test sayılarının artışından da fark ediyorsunuz. Önümüzdeki günlerde kapasitemizi 200.000’li rakamların üzerine çıkaracağız. Test kapasitemizin geldiği nokta ve test politikamızın revizyonu konusu Bilim Kurulunda gündem oldu. Artık açık test politikasına geçtiğimiz kabul edilebilir. Daha önce de söylemiştim. Bu politikanın tamamlayıcısı olarak, vatandaşlarımızın talepleri doğrultusunda semptom göstermeyen pozitif vakaları da günlük tabloda vermeyi planlıyoruz. Bu arada hastanelerimizi dolduran, sağlık personelimizin gece gündüz büyük çabalarla mücadele etmesine neden olan yatan hasta sayılarımızdır. Pandemi seyrini daha iyi anlayabilmek, sağlık sisteminin verdiği yanıtı daha iyi kavrayabilmek, rehavete düşmemek için dikkatinizi günlük hasta sayılarına ve ağır hastalarımıza odaklamanızı tavsiye ederim. “

    “Bu yıl henüz bitmeden aşıya kavuşmanın ümidi içindeyim”

    Çin ve Almanya kaynaklı aşıların Türkiye’de faz çalışmalarının devam ettiğini ifade eden Bakan Koca, “Görünen o ki, hayatımızı bir süre daha sıkı bir disiplin altına almak zorundayız. Hastalıktan bizi koruyacağını umduğumuz aşı çalışmalarını takip ediyorsunuz. Dünyaya paralel olarak ülkemizde de 16 ayrı aşı çalışması yapılmaktadır. Dünyada tüm aşı platformlarında aşı adayları geliştirmeye çalışan ender ülkelerden biriyiz. Aşı adaylarımızdan bir tanesi klinik öncesi dönemi başarıyla tamamlamış ve gönüllüler üzerinde uygulanmaya başlamıştır. TÜSEB desteğiyle Erciyes Üniversitesi’nde geliştirilen aşının Faz-I çalışmasında 44 gönüllüye uygulama yapıldı. Şu ana kadar ciddi bir yan etki görülmedi. İkinci doz aşılama 26 Kasım-14 Aralık tarihleri arasında yapılacak. Nisan ayında ilk aşımıza kavuşmayı ümit ediyorum. Bakanlığımıza başvurarak Aşı Çalışmaları Değerlendirme Komisyonunda değerlendirilen 15 aşı daha desteklenmeye devam edilmektedir. Aşı konusunda çalışma yapan ve Aşı Değerlendirme Komisyonunun onayını alan bütün bilim adamlarımızı ayırım yapmaksızın destekliyoruz. Bu arada da Çin ve Almanya kaynaklı aşıların ülkemizde de faz çalışmaları yapıldığını, bununla ilgili gelişmeleri kamuoyu ile paylaşıyoruz. Bu yıl henüz bitmeden aşıya kavuşmanın ümidi içindeyim. Bir engel çıkmazsa, sağlık personelimizden başlayarak Bilim Kurulumuzun belirleyeceği algoritma ile risk gruplarını kademeli olarak aşılamayı planlıyoruz” dedi.

    “Virüs bulaştırıcılığından hiçbir şey kaybetmeden adeta kitlesel bulaşma dönemine geçti”

    Virüsün bulaştırıcılığından hiç bir şey kaybetmeden adeta kitlesel bulaşma dönemine geçtiği uyarısında bulunan Koca şu ifadeleri kullandı:

    “Ekimin ikinci haftasından itibaren, salgın karşısında, öncekilerden daha ciddi bir sınavdayız. Kış aylarının gelmesiyle birlikte insanların kapalı ortamlarda birlikte bulunmasının da getirdiği riskle tüm dünyada adeta patlama şeklinde hızlı bir artış başladı. Virüs bulaştırıcılığından hiç bir şey kaybetmeden adeta kitlesel bulaşma dönemine geçti. Bugün itibarıyla dünyada pozitif vaka sayısı 60 milyon oldu. Ölüm sayısı ise 1 milyon 400 bini geçti. Bu hızlı artışla, dünyada COVID ölümleri, bulaşıcı hastalıklara bağlı ölümlerin yüzde 12’sini buldu. Halihazırda 100 bini aşkın ağır vaka, hastanelerde yaşam mücadelesi veriyor. Son birkaç haftada tehdidin boyutu hızla artmıştır. Dünyada ilk zirvenin yaşandığı Nisan ayında günlük yeni vaka 80 bin civarında iken, Kasım ayında günlük vaka sayısı 8 kat aratarak 660 bini aştı. Yine Nisan ayında günde 8 bin 500 kişi bu hastalıktan hayatını kaybederken, içinde bulunduğumuz Kasım ayında günlük ortalama vefat sayısı 12 bine ulaştı. Bugün birçok ülke kapanma tedbirlerine ve hareket kısıtlamalarına yeniden başvurmak zorunda kaldı. Dünyadaki bu artışa paralel olarak ülkemizde önce İstanbul, İzmir, Bursa gibi batıdaki büyük illerimizde başlayan artış trendi neredeyse bütün ülkeye yayılmış durumdadır. Her ne kadar güçlü alt yapımız ve fedakar çalışan sağlık personelimiz sayesinde bu artışı göğüsleyebilmiş durumda isek de, gidişatı durdurmak için radikal tedbirlere başvurmamız kaçınılmaz olmuştur. Nitekim geçen hafta toplu mekanların çalışma saatlerinin kısıtlanması, hafta içinde belli yaş gruplarının, hafta sonunda genel sokağa çıkma kısıtlamaları dahil, bir dizi kısıtlayıcı kararlar uygulamaya kondu. Önümüzde milletçe teyakkuzda olmamız gereken günler var. İhmalkarlığa tahammül edebilme, rehavete kapılma lüksümüz yok. Tekrar dikkatinizi çekmek istiyorum. Önce Anadolu illerimizde ardından ağırlıklı olarak ülkemizin Batı yakasında hızlı artışlar oldu. İstanbul, Bursa, Kocaeli, İzmir üçüncü zirveyi yaşıyorlar. Bütün sağlık çalışanlarımız seferberlik halinde. Artırdığımız filyasyon ekipleri ev ev dolaşıyor, aile hekimlerimiz kendi listelerindeki kişileri takip ediyor. Valilerimiz, kaymakamlarımız, belediyelerimiz bu mücadeleyi desteklemek için ellerinden geleni yapıyor. Geçen hafta Sayın Cumhurbaşkanımızca açıklanan tedbirlerin etkisini yakından takip ediyoruz. İstanbul dahil bazı illerimizde artış hızlarında düşmeler görüldü ve kısmi bir plato çizmeye başladıysa da, erken dönem sonuçları konusunda henüz kesin bir yargıya varmak zor. Eğer tedbirlere tavizsiz bir şekilde uyarsak artışı durdurmamız mümkündür. Yeterince etkili olmazsa daha ağır kısıtlamaların yapılması kaçınılmaz olacaktır.”

    “Son hafta içinde yüzde 50’nin üzerinde vaka artışı olan 15 ilimiz var”

    Son hafta içinde yüzde 50’nin üzerinde vaka artışı olan 15 ilin olduğunu belirten Koca, “Pozitif vakalarımız artıyor, ağır hastalarımız artıyor, vefat sayılarımız artıyor. Bunu sürekli tekrarlayarak dikkatinizi çekiyorum. Hasta sayıları, ölüm sayıları üzerinden tartışmalarla, toplumda güven sarsıcı polemiklerle harcayacak vaktimizin olmadığını düşünüyorum. Dönem birbirimizle uğraşma değil birlikte mücadele etme dönemidir. Bu kadar ciddi bir durum varken, mazeret üretmeksizin sorumluluğumuzu bilmek, tedbirleri almak, üzerimize düşen görevleri hakkıyla yapmak zamanıdır. Tüm sağlık çalışanlarımızla tepeden tırnağa ter dökerek gece gündüz bütün gücümüzle uğraş verdiğimiz, test laboratuvarlarımızın tam kapasite ile ara vermeksizin çalıştığımız, vakaların temaslıları için seferber olduğumuz bir dönemdeyiz. Salgınla mücadelede ulusal seferberliğin yanında, il il dolaşarak, yerel yöneticilerimizle yerinde değerlendirmeler yaparak mahalli imkanları harekete geçirdiğimiz, yerel kaynaklarımızla çözüm çabaları güçlendirmeye çalıştığımız, elimizdeki her türlü aracı kullanmaya çalıştığımız günlerdeyiz. Son hafta içinde yüzde 50’nin üzerinde vaka artışı olan 15 ilimiz var. Hatay, Adana, Osmaniye, Mersin, Artvin, Edirne, Samsun, Kırklareli, Tokat, Trabzon, Aydın, Muğla, Zonguldak, Ordu, Çanakkale’de yüzde 50 ile yüzde 100 arasında artışlar oldu. Antalya, Düzce, İzmir, Manisa ve Tekirdağ bu sınıra yaklaştı. İstanbul, Bursa, Ankara, İzmir, Kocaeli, Gaziantep’te hasta yoğunluğu yönetebilmek için bütün sağlık kuruluşlarımız büyük çaba harcıyor. Alt yapımızın gücü yanında her kapasitenin de bir sınırı vardır. Lütfen, istirham ediyorum. Hiç kimse kendini mücadele sorumluluğu taşımaktan uzak görmesin. Hiç kimse, hasta olursam, sağlık çalışanlarımız tedavimi nasılsa yapar kolaycılığına düşmesin. Bu bir hak ihlalidir.

    Tedavilerimizi yapan sağlık personelinin, ailelerinin yanına döndüğünde yorgunluktan onlara ayıracak vakitleri kalmadığını unutmayalım. Sağlık çalışanlarımızın en büyük motivasyonu, hasta sayısının giderek azaldığını görmektir. Kimse hastalanmasın, hastalar iyileşsin diye canla başla mücadele eden sağlık ordumuz yıllık izinlerini bile kullanamamaktadır. Onların gücünün de bir sınırı olduğunu unutmayalım. Onlara destek verelim. Kalabalıklardan uzaklaşalım. Zorda kalmadıkça evde kalalım; eş dost akraba ziyaretlerini erteleyelim” şeklinde konuştu.

  • Pınar Karşıyaka’dan TBF’ye sitemli açıklama

    Pınar Karşıyaka’dan TBF’ye sitemli açıklama

    Pınar Karşıyaka, testi negatife dönen ancak sağlık durumu elverişli olmayan bazı sporcuları sebebiyle ligde oynayacağı Afyon Belediye maçı için erteleme yaptığı talebinin Türkiye Basketbol Federasyonu (TBF) tarafından reddedilmesine sitem etti. Karşıyaka açıklamasında, “Federasyonlar sorumluluktan kaçınarak, kulüpleri içine düştükleri zor durumda yalnız mı bırakmayı tercih etmelidir?” ifadelerine yer verdi.

    ING Basketbol Süper Ligi ekiplerinden Pınar Karşıyaka’da 6’sı semptom gösteren olmak üzere 7 sporcuda pozitif vakaya rastlanmıştı. Bunun sonucunda yeşil-kırmızılılar, ligde oynayacağı Büyükçekmece Basketbol maçı için yeterli kadroyu oluşturamamış ve maç talimatlar gereği ertelenmişti. Pınar Karşıyaka, bu sporcuların izole edilerek tedavi edildiğini ve bu dönemi antrenmansız geçirdiklerini açıklamıştı. Testi negatif olan sporculara kardiyak ve solunum testleri uygulayan İzmir temsilcisi, Türkiye Basketbol Fedarasyonu’nun (TBF) yayınlamış olduğu ’Basketbola Dönüş Protokolü’nde bulunan ’14 günlük karantina sürecini tamamlayan ve bunun sonucunda testleri negatif olan sporcular sahaya çıkabilir’ maddesi gereği semptomları devam eden sporcular sebebiyle ligde oynayacağı Afyon Belediyesi maçı için erteleme talebinde bulundu.

    Pınar Karşıyaka’dan TBF’ye sitem

    Erteleme talebine TBF tarafından “Test sonucu negatif olmasına rağmen takım doktorunca dönüş için hazır olmadığı tespit edilen basketbolcuların dönüşüne karar verilmesi konusunda tüm sorumluluk kulüp yönetiminize aittir” ibaresiyle reddedildiğini açıklayan Karşıyaka, resmi internet sitesinden yaptığı açıklamayla durumu kamuoyuyla paylaştı. Yeşil-kırmızılı kulüp açıklamasın şu ifadelere yer verdi:

    “Federasyonumuz zorunlu kıldığı bir konuyu kendi sorumluluğundan çıkarmıştır. Bu bağlamda yarın sahaya çıkacak olan takımımızda maçın sonucundan bağımsız, sağlık durumu elverişli olmayan sporcularımıza yer vermeyeceğimizi bildirmek isteriz. Bu son yaşananlar düşündürmüştür ki; kulüplerin varlıklarını sürdürebilmeleri adına hizmet etmesi beklenen federasyonlar, kendi varlıklarını sürdürebilmek adına sorumluluktan kaçınarak, kulüpleri içine düştükleri zor durumda yalnız mı bırakmayı tercih etmelidir?”

    1 Kasım’da oynadığı Türk Telekom maçından itibaren parkeye çıkamayan Karşıyaka, antrenmanlarını da tam kadro olarak yapamamıştı.

  • Hastanede yatak olmadığı için öldüğü iddia edilen genç için İl Sağlık Müdürlüğünden açıklama

    Hastanede yatak olmadığı için öldüğü iddia edilen genç için İl Sağlık Müdürlüğünden açıklama

    Denizli’de bir iş kazası geçiren 17 yaşındaki gencin Denizli Devlet Hastanesi’nde yatak olmaması nedeniyle kurtarılamadığı iddialarına ilişkin Denizli İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yazılı açıklama yayınladı.

    Denizli İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yapılan yazılı açıklamada, Covid-19 pandemisi nedeniyle Denizli’de yoğun bakım ünitelerinin dolduğu ve 17 yaşında iş kazası geçiren bir gencin yatak olmadığı için kurtarılamadığı iddiasını içeren haberlerin basında yer alması nedeniyle bir açıklama ihtiyacı olduğunu belirtti.

    “Yatak olmadığı için kurtarılamadığı iddiası gerçeği yansıtmamaktadır”

    Denizli İl Sağlık Müdürlüğü Hastane Başhekimliğinden yapılan açıklama ise şöyle; “Haberde söz konusu edilen 18 yaşındaki erkek hasta saat 17.46 itibarıyla 112 ambulansı tarafından Denizli Devlet Hastanesi acil servisine getirilmiştir. Kafa travması olan hastanın geldiğinde bilinç kapalı, Glasgow koma skoru 3, genel durum kötü olarak tespit edilmiştir. Yüz ve kafa kemiklerinde çok sayıda açık ve kapalı kırıkları bulunan hastanın sağ gözde pupilin dilate ve ışık refleksinin olmadığı görülmüş, sol gözü ise hematom nedeniyle değerlendirilememiştir. Acil serviste entübe edilerek kan tetkikleri alınmış ve travma açısından ilk müdahalesi yapılmıştır. Beyin tomografisinde beyin sapı etrafı ve her iki hemisferde yaygın travmatik subaraknoid kanama izlenmiş, sol frontoparietal bölgede kemiği kaldırarak cilt altına kadar uzanan subdural hematom görülmüştür. Beyin cerrahisi konsültasyonunda hastanın öncelikle stabil hale getirilerek yoğun bakım şartlarında takibi önerilmiştir. Yoğun bakımda hasta için yatak ayarlanmasına rağmen henüz acil serviste mekanik ventilatöre bağlı halde iken kardiyak arrest gelişmiş, resüssitasyona cevap vermemesi üzerine saat 20.45’de exitus olarak kabul edilmiştir. Yoğun bakım ünitelerinin dolduğu ve iş kazası geçiren bir gencin yatak olmadığı için kurtarılamadığı iddiası gerçeği yansıtmamaktadır. Ayrıca Covid-19 şüpheli ve pozitif vakalar için ayrı bir taşıma sistemi kurulmuş ve kullanılmakta olup, pozitif vakaların ayrı, şüpheli vakaların ayrı araçlarla nakli sağlanmaktadır.”

  • MİT’in müthiş operasyonunun ardından şehit ailelerinden önemli açıklama

    MİT’in müthiş operasyonunun ardından şehit ailelerinden önemli açıklama

    Kayseri’deki patlamada şehit düşen Abdulsamet Özen ve Raşit Yücel’in Kocaeli’de yaşayan aileleri, patlamanın faillerinden PKK’lı teröristin yakalanması sonrasında, sanıkların en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi. Şehit Raşit Yücel’in annesi sanıkların idam edilmesini istediklerini ifade ederek, “Bunları içeride beslemesinler” dedi.

    Kayseri eyleminin faillerinden PKK terör örgütü mensubu “Fırat/Botan” kod adlı Ferhat Tekiner, MİT ve Emniyet’in düzenlediği operasyonla Kuzey Irak’ta yakalandı. Aralık 2016’de çarşı iznine çıkan 15 askerin şehit olduğu ve 54 kişinin de yaralandığı Kayseri’deki patlamanın faili Kendal-Deniz kod adlı Kenan Çiçek’e çaldığı aracı teslim ettiği tespit edilen MİT ve Emniyet tarafından yürütülen ortak çalışmalar neticesinde Kuzey Irak’tan Türkiye’ye getirildi. Kayseri’deki saldırıda şehit düşen Abdulsamet Özen ve Raşit Yücel’in Kocaeli’nin Körfez ilçesinde yaşayan aileleri, oğullarının şehit düştüğü patlamanın faillerinden Tekiner’in yakalanması sonrasında İhlas Haber Ajansı (İHA)’ya açıklamalarda bulundu. Şehit Abdülsamet Özen’in annesi Hayriye Özen faillerin en ağır şekilde cezalandırılmasını isterken, Raşit Yücel’in annesi Şükran Yücel ise faillerin idam edilmesini istediğini ifade etti.

    “Öyle bir ceza vermeleri lazım ki yaptıklarına pişman olsunlar”

    4 yıldır Abdülsamet Özen’in acısını taşıdığını söyleyen Hayriye Özen, “Bu bize çok geç gelen bir haber. Şimdiye kadar bunların çoktan cezalarının verilmesi lazımdı. Daha cezaları tam verilmedi. Cezaları nasıl verilecek bilmiyoruz. İnşallah adalet yerini bulur. İnşallah ahirette de burada da adalet yerini bulur. Hak ettikleri cezayı alsınlar. Bizim gibi nefes alacaklar ama bizim gibi acı çekmeyecekler. Bizim gibi acı çeksinler, bizim gibi bir şeylere hasret kalsınlar ki anlasınlar. Artık annelerin canlarını yakamayacaklar ama bunlar bitmiş değil. Keşke bunların hepsi yakalansın. Bunlara idam çözüm değil, çünkü her şeyden kurtulacaklar. Ama öyle bir ceza vermeleri lazım ki yaptıklarına pişman olsunlar” dedi.

    “Bu haber başkalarına zarar veremeyecekleri için sevindirdi biraz”

    Abdülsamet Özen’in babası Hüseyin Özen ise tüm PKK’lı teröristlerin yakalanmasının kendilerini sevindirebileceğini ifade ederek, “Bizim ocaklarımıza ateş düşürdüler. Başka ocaklara ateş düşmesin istiyorum. Allah bu acıyı kimseye vermesin. Allah onların da belasını versin. Bu haber başkalarına zarar veremeyecekleri için sevindirdi biraz. Bunların hepsi yakalanırsa seviniriz. Biz adalete bıraktık. Adalet yerini bulur. İnşallah fazlasıyla cezalandırılırlar” diye konuştu.

    “Lütfen bunların başlarını bize versinler, bunları içeride beslemesinler”

    Şehit Raşit Yücel’in annesi Şükran Yücel ise sanıkların idam edilmesini istediğini dile getirerek, “Eşim bugün haberi bana gönderdi, sonra kızım gönderdi. Ben haberi görünce çok üzüldüm. Evdeydim, eve sığamadım. Kendimi dışarı atmak istedim. Herkesi telefonla aramak istedim. Kardeşlerimi aradım. Onlar da haberi görmüşler, bana söylemediler. Ben gerçekten çok üzgünüm. Bizi hiçbir şey rahatlatamaz. Bunlar sadece bir piyon, bunların başlarını istiyoruz. Bu işi kaç kişi yaptıysa onların hepsini istiyoruz. Ne istediler? O gün 15 tane masum çocuktan ne istediniz. Bir o kadar da gazimiz var. Çocuklarımızın hayatı söndü. Bu çocuklardan ne istediniz, o kadar mı korkak, o kadar mı ödleksiniz, o kadar mı korkuyordunuz küçük çocuklardan? Bunlar ana kuzusuydu. Ben onların karşısına çıkıp yüzlerine tükürmek, gırtlaklarını tutmak istiyorum. Buradan devlet büyüklerime sesleniyorum. Lütfen bunların başlarını bize versinler, bunları içeride beslemesinler. Yalvarıyorum, idam mı getiriyorlar, başka bir şey mi getiriyorsalar getirsinler ama bunları içeride beslemesinler” şeklinde konuştu.

  • Covid testi pozitif çıkan Başkan Köse, sağlık durumu ile ilgili açıklama yaptı

    Covid testi pozitif çıkan Başkan Köse, sağlık durumu ile ilgili açıklama yaptı

    Korona virüs (Covid-19) testi pozitif çıkan Yozgat Belediye Başkanı Celal Köse, sosyal medyadan yaptığı açıklamada sağlık durumunun iyi olduğunu bildirdi.

    Yozgat Belediye Başkanı Celal Köse, halsizlik şikayeti ile 1 Ekim Perşembe günü başvurduğu Yozgat Şehir Hastanesinde Covid-19 testi yaptırdı. Testi pozitif çıkan Köse, 14 gün izole olmak için ailesiyle evde karantinaya girdi. Rahatsızlığı artması üzerine tedavisine Yozgat Şehir Hastanesinde devam edilen Başkan Köse’nin dün akşam itibariyle Ankara’ya sevk edildiği öğrenildi.

    Başkan Köse sosyal medyadan yaptığı açıklamada, “Rabbime hamdolsun sağlık durumum iyiye gidiyor. Bu süreç içerisinde arayan soran, dua eden tüm kardeşlerime, değerli büyüklerime, hemşehrilerime en kalbi duygularımla teşekkür ediyorum. Rabbim, tüm hastalarımıza şifa nasip etsin. Bu salgını ciddiye almanızı temenni ediyor, maske-mesafe-temizlik kurallarına riayet etmenizi önemle istirham ediyorum. Allah’a emanet olun” dedi.