Etiket: açıklama

  • CHP Grup Başkan Vekili Levent Gök’ten Rusya Kriziyle İlgili Açıklama:

    CHP Grup Başkan Vekili Levent Gök, Rusya ile Türkiye arasında yaşanan sorunun devasa boyutlara geleceğinin görüldüğünü söyledi.

    CHP Grup Başkan Vekili Levent Gök, CHP İzmir İl Başkanı Bedri Serter’i makamında ziyaret ederek basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, CHP TBMM Başkanlık Divanı Katip Üyesi ve İzmir Milletvekili Özcan Purçu da hazır bulundu. Toplantıda, ekonomi ve dış politikada kriz yaşandığını öne süren Gök, “Dış politika ve Suriye politikasında yaşanan kötü yönetimin yol açtığı bugünkü tabloda cumhuriyet tarihinin en kritik dış soruların içinden geçiyoruz. Komşusu kalmayan Türkiye’nin tek komşusu Rusya ile yaşadığı sorunun devasa boyuta geleceği görülüyor. Bu iktidarın bu sorunu çözme şansının olmadığı günlerden geçiyoruz. Türkiye’yi ateş çemberine atıyorlar. CHP parlamentoda tüm yurttaşlarımızın sesi, kulağı olarak tarihi görevler yapacaktır. Cumhuriyet tarihinin en ağır bunalımdan geçtiği bu dönemde herkes mutsuz. Esnaf kepenk ötesinde dükkan kapatıyor. Böyle bir ortamda işsizler artıyor. Bir yandan da atanamayan öğretmenler sorunu ortada duruyor. Çiftçisi, dar gelirlisi ile tüm yurttaşları ekonomik bunalım sarsıyor. Bu böyle devam edemez. Böyle devam etmesine izin vermeyeceğiz. CHP özgürlükçü bir anlayışla tek parti ve başkan olma iddialarının ötesinde tüm yurttaşların özgürlük anlayışını genişleten bir bakışla Türkiye’de herkesin güler yüzü olmaya devam edecektir. CHP, AK Parti iktidarının Türkiye’de oluşturduğu nefret tohumundan kurtarmak için ortaya çıkmıştır” diye konuştu.

    Gök, kurultay öncesi parti içinde yaşanan genel başkanlık yarışının da ayrışma değil zenginlik olduğunu söyledi. Gök, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:

    “Parti içi yarışların olmasına, seçimlere alışkınız ve bizim doğamızda var. Biz de yarışmacı demokratik bir anlayış mevcut. Ayrışma değil zenginliktir, olması gerekendir ve demokrasinin ta kendisidir. Adayların çokluğu demokrasinin ve olgunluğun göstergesi olarak değerlendirilmelidir. Ben Grup Başkan Vekili sıfatımla Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanındayım.”

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Düşürülen Rus Savaş Uçağıyla İlgili Açıklama

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bugün sabah saatlerinde tüm uyarılara rağmen hava sahamızı ihlal eden bir aidiyeti belli olmayan savaş uçağına angajman kuralları gereği müdahale edilmiştir. Aidiyeti bilinmeyen bir uçağın 5 dakika içinde 10 defa uyarılmasına rağmen maalesef ihlalini devam ettirmekte ısrarını sürdürmüştür. Bunun üzerine F-16’larımız tarafından yapılan müdahale sonrası bu uçak düşürülmüştür, iki uçaktan bir tanesi düşürülmüştür” dedi.

    24 Kasım Öğretmenler Günü kapsamında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde öğretmenleri ağırlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Türk hava sahasını ihlal eden Rus uçağının düşürülmesiyle ilgili açıklamalarda bulundu.

    Suriye meselesine adil ve sürdürülebilir bir çözüm bulunmadan ne mülteci ne de terör sorununun önüne geçilmeyeceğini artık herkesin görmesi gerektiğini belirten Erdoğan, Viyana görüşmelerinde bu doğrultuda ümit verici gelişmelerin yaşandığını söyledi.

    “SOYDAŞLARIMIZ TANKLARLA TOPLARLA SÜREKLİ BOMBALANIYOR”

    “Esed rejimi ve onu destekleyen ülkeler bu görüşmelerde varılan mutabakatın ruhuyla uyuşmayan yeni saldırılara giriştiler” diyen Erdoğan “Bakınız, Hatay’ın hemen yanı başındaki Bayırbucak Türkmenleri’nin yaşadığı bölgeye yoğunlaşan saldırıları şiddetle kınıyoruz. Orada bizim soydaşlarımız var, orada bizim akrabalarımız var. Ve bu akrabalarımız, bu soydaşlarımız sürekli uçaklarla bombalanıyor, tanklarla toplarla sürekli olarak bombalanıyor. Şu anda oralardan bu soydaşlarımız sınıra doğru göç etmeye, kaçmaya başladılar. Bunların bir kısmı Türkiye’deki kamplara yerleştirilmiş vaziyette ama bir kısmı da Suriye tarafındaki kamplarda, onlarda iskan ediliyor. Peki bütün bunlara destek nereden? Türkiye’den. Kızılayımızla sivil toplum örgütlerimizle onlara her türlü yardımı götürüyoruz” ifadelerini kullandı.

    “NE OLUYOR, GELİŞMELER NE DURUMDA, BUNA GÖRE NE GİBİ ADIMLAR ATACAĞIZ?”

    Cuma gününden beri gelişmeleri yakından takip ettiğini vurgulayan Erdoğan, “Başbakanımızdan, Genelkurmay Başkanımızdan, Dışişleri Bakanımızdan, MİT Müsteşarımızdan ve diğer ilgili arkadaşlarımızdan sürekli bilgi alıyorum. Nitekim az önce daha kapsamlı bir güvenlik toplantısını yaptık. Gerek Sayın Başbakanımız gerek Genelkurmay Başkanımız, ilgili bakan arkadaşlarım ve ilgili bürokratlarımızla beraber bir toplantı yaptık. Ne oluyor, gelişmeler ne durumda, buna göre ne gibi adımlar atacağız?” diye konuştu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk hava sahasını ihlal eden savaş uçağının düşürülmesi konusunda, “Bilindiği gibi bugün sabah saatlerinde tüm uyarılara rağmen hava sahamızı ihlal eden bir aidiyeti belli olmayan savaş uçağına angajman kuralları gereği müdahale edilmiştir. Aidiyeti bilinmeyen bir uçağın 5 dakika içinde 10 defa uyarılmasına rağmen -hava sahamıza girmeden önce çünkü sınırlarımıza doğru geliyor- maalesef ihlalini devam ettirmekte ısrarını sürdürmüştür. Bunun üzerine F-16’larımız tarafından yapılan müdahale sonrası bu uçak düşürülmüştür, iki uçaktan bir tanesi düşürülmüştür” dedi.

    “BÖYLE BİR DURUMLA KARŞI KARŞIYA BIRAKILMANIN NE YAZIK Kİ IZDIRABINI YAŞIYORUZ”

    Bu sözleri üzerine resepsiyona katılanlardan yoğun alkış alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

    “Kardeşlerim yani mesele aslında bir alkış meselesi değil yani biz buna şahit olmak istemeyiz ama böyle bir durumla karşı karşıya bırakılmanın ne yazık ki ızdırabını yaşıyoruz. Bu hadise tamamen Türkiye’nin önceden ilan ettiği angajman kuralları çerçevesinde gerçekleşmiştir. Türkiye’nin komşularıyla başka herhangi bir ülkeye karşı düşmanlığı asla söz konusu değildir. Suriye’de bugüne kadar çok daha vahim olaylar yaşanmamasının sebebi Türkiye’nin soğukkanlı tutumudur. Bu son hadisenin önüne geçmek için de elimizden gelen gayreti gösterdiğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Türkiye’nin kendi sınırlarını koruma hakkında da herkes saygı göstermelidir.”

    “KİMSE KİMSEYİ KANDIRMASIN”

    “Türkiye, Suriye’de zalim rejime karşı kendi kurtuluş savaşlarını veren muhalif grupları samimiyetle destekliyor” ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle devam etti:

    “Burada yalnız bir şeyin altını çizmem lazım, Bayırbucak Türkmenleri’nin olduğu bölge DAİŞ terör örgütünün olduğu bölge değildir. Kimse kimseyi kandırmasın. Orada sadece Bayırbucak Türkmenleri vardır, soydaşlarımız vardır, akrabalarımız vardır. ’DAİŞ terör örgütünü vuruyoruz’ diyerek orada Bayırbucak Türkmenleri vurulmaktadır. Ve bunlar topraklarını savunmanın gayreti içerisindedir, ailelerini kamplara göndermişlerdir ve orada sadece o direnişçiler kalmıştır. Bunlar içinde Bayırbucak Türkmenleri, ülkemizle olan yakın akrabalık ilişkileri sebebiyle tıpkı Halep’teki, Humus’taki, Şam’daki, Golan’daki Türkmenler gibi bizim için ayrı bir öneme sahiptir. Esed rejimi ve onu destekleyen ülkelerin Bayırbucak Türkmenleri’ni hedef alan saldırılarının gerisindeki amacını gayet iyi biliyoruz. DAİŞ’in hemen hiçbir varlığının olmadığı bu bölgedeki saldırılar doğrudan Esed rejimini ayakta tutma amacına yöneliktir. Türkiye, Cerablus’tan başlayıp Akdeniz’e kadar uzanan hattı tüm terör örgütlerinden arındırma kararındadır. Türkiye olarak bu bölgede yaşayan kardeşlerimize eskinden beri her türlü desteği veriyoruz, vereceğiz.”

    “VARSA NE OLACAK YOKSA NE OLACAK”

    “17-25 Aralık darbe girişiminden hemen sonra yaşanan o meşhur MİT tırları ihanetini biliyorsunuz değil mi?” diye soran Erdoğan, şunları kaydetti:

    “Halen utanmadan, sıkılmadan bunları gazetelerine başlık yapanlar var. İşte o tırlar bu bizim Bayırbucak Türkmenleri’ne yardım götüren tırlardı. Şimdi bazıları diyor ki ’Başbakan Erdoğan diyordu ki onların içinde silah yok.’ Yahu varsa ne olacak yoksa ne olacak. Ne diyoruz biz oraya insani yardım götürüyoruz. Kim onlar? Mağdur, mazlum, bizim Bayırbucak Türkmen kardeşlerimiz. Biz bunu yaptık. Ülkemizin, hükümetimizin ve şahsımın aleyhine bir algı oluşturabilmek adına bu yardımları sabote edenleri milletimizin asla affetmeyeceğine inanıyorum. Bugün de bölgede gerçekten çok zor şartlar altına mücadele veren kardeşlerimize destek olmak için hem ülkemiz tarafında hem de sınırın diğer tarafında her türlü imkanı seferber ediyoruz. İnşallah çok yakında Cerablus-Akdeniz hattındaki insani güvenlik bölgesi uygulamasını müttefik ülkelerle birlikte hayata geçireceğiz. Bu uygulamayla bir yandan bölgede yeni insani dramlar ortaya çıkmasına engel olurken diğer yandan da kendi vatanlarında hayatlarını sürdürmek isteyen o muhacirlere imkan sağlamayı hedefliyoruz. Türkiye’nin bu çabasına destek vermeyen veya engel çıkarmaya çalışan herkes Suriye’de hayatını kaybeden 380 bin masuma eklenecek her yeni canın sorumluluğuna ortak olacaktır. Bizim Suriye halkının güvenli ve istikrarlı bir geleceğe kavuşmasından başka bir gayemiz yoktur. Kendi güvenliğimizin de bundan geçtiğini biliyoruz. Aynı şekilde Avrupa’nın mülteci ve terörizm kıskacından kurtulabilmesinin yolu da Suriye’nin istikrara kavuşmasından geçiyor. İnşallah Suriyeli kardeşlerimiz için aydınlık günler yakındır. Türkmen kardeşlerimize mücadelelerinde başarılar diliyorum. Duamız ve desteğimiz sonuna kadar onların yanında olacaktır.”

  • CHP’li Tanal: “Başbakan Yargıyı Etkilemeye Yönelik Açıklama Yapıyor”

    CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Suriye’deki Türkmenlere yönelik yapılan katliamın sorumlularının MİT TIR’larına operasyon yapanlar olduğu yönündeki ifadelerini eleştirerek, Başbakan Davutoğlu’nun devam eden yargı sürecini etkileme suçu işlediğini söyledi.

    Parlamentoda düzenlediği basın toplantısında Suriye’de Türkmenlere yapılan katliama yönelik Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “Türkmenlere yönelik katliamdan sorumlu olanlar, o gün o MİT TIR’larına operasyon yapanlardır” şeklindeki ifadelerinin hatırlatılması üzerine Mahmut Tanal, Başbakan Davutoğlu’nun gerçek bilgi vermediğini söyledi. “Türkmenlere yönelik katliamın asıl sebebi AKP iktidarıdır” diyen Tanal, Başbakan Davutoğlu’nun bu beyanıyla yargıyı etkileme suçu işlediğini savundu. Tanal, “MİT TIR’ları ile ilgili devam eden dava var. 17 kişi şuanda tutuklu. Diyorlar ki, IŞİD Türkiye’ye nasıl giriyor. Siz istihbarat örgütlerini cezaevine atarsanız istihbarat örgütünüz olmaz. Davutoğlu kamuoyuna gerçek bilgi vermiyor. Mevcut olan yargılamayı etkilemeye yönelik açıklamalarda bulunmaktadır” dedi.

    Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’in MİT TIR’ları ile ilgili daha önceki söylemlerini hatırlatan Tanal, “Sayın Türkeş, o dönem yemin ediyordunuz. Bu silahların Türkmenlere gitmediğini söylüyordunuz. Aynı söylemleri Sayın Türkeş’ten bekliyorum” diye konuştu.

    “BU UYGULAMALAR HUKUK DIŞI”

    Doğu ve Güneydoğu’da yaşanan sokağa çıkma yasakları ve HDP’li milletvekillerine yapıldığı iddia edilen saldırıları değerlendiren Tanal, “Dünyada en fazla biber gazı ithal eden ülkeyiz. TOMA imalatçısı bir AKP milletvekili köşeyi döndü. Siz temel hak ve özgürlükleri bir valinin işlemi ile ortadan kaldıramazsınız. Temel hak ve özgürlükler ile güvenliği aynı dengede tutmalıyız. Güvenlik uğruna temel hak ve özgürlükler ayaklar altında paspas edilmiş durumda. Bu uygulamalar hukuk dışı, insanlık onuru ile bağdaşmıyor” diye konuştu.

    Aracının arka camında bulunan iz nedeniyle suikasta uğrağı iddia edilen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a geçmiş olsun dileğinde bulunan Tanal, “Böyle bir hadise varsa bu özgürlüklere atılan bir kurşundur. Siyasi partilerin hiçbirisine bu şekilde yapılan bir eylem kabul edilemez” şeklinde konuştu.

    Seçim sonuçlarındaki başarısızlığı sadece genel başkanın yüklenemeyeceğini ifade eden Tanal, “Benim derdim bu siyasi iktidarla, iç çekişmelerle uğraşmıyorum. Aile içindeki sorunları aile içinde konuşuruz” açıklamasında bulundu.

  • Nusaybin’de Sokağa Çıkma Yasağıyla İlgili Açıklama

    Mardin merkezine bağlı Artuklu ilçesindeki Karayolu Parkında bir araya gelen Mezopotamya Eczacı Hareketi üyeleri, Nusaybin’de uygulanan sokağa çıkma yasağıyla ilgili açıklama yaptı. Gurup adına açıklama yapan Mezopotamya Eczacı Hareketi Sözcüsü Tevfik Aydın, Temmuz ayından bu yana bölgede yaşanan çatışma ortamı ve sokağa çıkma yasaklarından dolayı halkın en temel insani haklardan mahrum kaldığını söyledi. Sokağa çıkma yasağı boyunca can güvenliği endişesi ile eczacılar ve eczane çalışanlarının iş yerlerine ulaşamayıp eczanelerini açık bırakamadığını ifade eden Aydın, “Nusaybin Kaymakamlığının aldığı kararla 13 Kasım Cuma günü saat 21.00’den beri Nusaybin’de uygulanan sokağa çıkma yasağı bugün itibari ile 10. gününe girmiştir. Nusaybin’de yasağın başladığı saatlerden şimdiye kadar halkın sağlık hizmetine ve ilaca ulaşması olağanüstü koşullarda yürütülmektedir. Uygulanan sokağa çıkma yasağının sebep olduğu can güvenliğinden dolayı nöbetçi eczaneler dahil Nusaybin’deki hiç bir eczane ilaç sunum hizmeti verememektedir. Nusaybin Devlet Hastanesi yönetiminin talebi ve desteği ile hastane içinde, bir odada geçen pazar gününden beri Nusaybinli eczacı meslektaşlarımız halka gönüllü olarak seyyar eczane hizmeti vermektedir. Sürdürülebilir ve sağlıklı olmayan bu yöntemle halkın ilaca ulaşmasının sağlanması mümkün değildir” dedi.

    Aydın, Nusaybin’deki durumun bir an önce düzelmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

  • Akhisar Belediyespor’da Bruno Mezenga’dan Açıklama

    Akhisar Belediyespor’da Bursaspor maçında takımının 3. golünü atan Bruno Mezenga, gol sonrası sevincindeki aşırı hareketlerinin tepki çekmesi sonrası yazılı bir açıklama yaptı.

    4 sezondur yeşil-siyahlıların formasını giyen golcü oyuncu Burno Mezenga, yazılı bir açıklama yaptı. Mezenga, “Bugünkü Akhisarspor-Bursaspor maçından sonra basında çıkan bazı haberlerden dolayı bu açıklamayı yapmak gereği duydum. Bugünkü attığım golden sonra gol sevincimi bazı kesimler Cihat hocamıza karşı bir tepki olarak algılamışlardır. Şunu belirtmek isterim ki böyle bir durum söz konusu bile olamaz. Akhisarspor’u takip edenler bu sezon bazı şansızlıklar ve sakatlıklar yaşadığımı ve bugünkü maça kadar gol atamadığımı iyi bilirler. Bu sebeplerden dolayı bir forvet oyucusu olarak üzerimde büyük bir baskı ve stres oluşmuştur. Bursaspor karşısında süper ligdeki ilk golümü attığım için gol sevincim bazı kesimler tarafından yanlış algılanmış olabilir ama bu abartının sebebi üzerimdeki baskı ve stresin sonucudur. Bugüne kadar başarımızın en büyük sebeplerinden biri bizim aile olmamızdır ve bu ailenin bir parçası olarak Cihat hocamıza karşı hiçbir saygısızlığım olmamıştır ve olmayacaktır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur” dedi.

    Karşılaşmanın ardından basın toplantısında teknik direktör Cihat Arslan ise, “Ben, bana yaptığını sanmıyorum. Eğer bana yaptıysa cezasını veririz. Şu an pozisyonu bilmiyorum. Gol atmış olması önemli değil. Sizin söylediğinize karşılık olarak söylüyorum bunları. Çünkü ben öyle bir pozisyon görmedim. Biz büyük bir aileyiz. Herkes birbirini seviyor, sayıyor. Şu ana kadar ben arkadaşlarıma ’Senin kaşının altında gözün var’ demedim. Onlar da bana demez ve diyemez de. Derse de gerekli hamleyi yaparım. İsterse 7 tane gol atsın. Çünkü ben teknik direktör olarak saygınlığımı korumak zorundayım. Yine söylüyorum bu açıklamalar sizin söylemlerinize yanıttır. Ben pozisyonu tekrar izleyeceğim. Çok şükür biz bir aile olarak çok büyük işler başarıyoruz” demişti.

    Bruno Mezenga yeşil-siyahlı forma ile süper lig 2015-2016 Hasan Doğan Sezonu’nda ilk golünü kaydederken, yine yeşil-siyahlı forma ile süper ligde bugüne kadar 20 gol kaydetti.