Etiket: açıklama

  • TFF’den O Hakem Hakkında Açıklama

    Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), eşcinsel olduğunu açıkladığı için hakemlikten atılan Halil İbrahim Dinçdağ hakkında açıklamada bulundu.

    Eşcinsel olduğu için hakemlikten atılan Halil İbrahim Dinçdağ, TFF’ye maddi ve manevi tazminat davası açmış, mahkeme TFF’yi Dinçdağ’a 3 bin TL manevi, 20 bin TL maddi tazminat ödemeye mahkum etmişti. TFF’nin resmi internet sitesinden yapılan açıklamada, konuyla ilgili şu ifadeler kullanıldı:

    “Türkiye Futbol Federasyonu’nun önceki yönetim dönemlerinde hakemlikten el çektirilen Halil İbrahim Dinçdağ, Türkiye Futbol Federasyonu’na açtığı davayı kazanmıştır. TFF olarak hukuksal süreç sonlandığında mahkeme kararında belirtilen tüm hükümlerin eksiksiz şekilde uygulanacağını belirtiriz.”

  • Açıklama Yapan HDP’li Gruba Vatandaşlardan Tepki

    Niğde’de Şırnak’ın Uludere ilçesinde 34 kişinin hayatını kaybettiği olayı protesto eden HDP’li gruba vatandaşlar tepki gösterdi. Çıkan olaylarda 1 polis yaralandı.

    HDP Niğde İl Başkanı Göksel Rıza Özkan ve HDP’li grup Uludere olaylarının 4. yıldönümü nedeniyle Hükümet Meydanı’nda basın açıklaması yapmak istedi. Basın açıklaması yapıldığı sırada bir grup vatandaş tepki gösterdi.

    Vatandaşlar bir süre sonra taşlarla HDP’li grubu kovaladı. Olay yerine gelen çevik kuvvet ekibi her iki gruba da müdahale ederek vatandaşları sakinleştirdi. Kovalamaca sırasında HDP’li grup çevre sokaklara dağılırken, kovalayan grup HDP’lilerden kalan pankart ve bayrakları yaktı. Kovalamaca esnasında olayları kayda alan 1 polis memurunun kafasına gelen taşla yaralandığı, durumunun iyi olduğu öğrenildi. Öte yandan, çevik kuvvet ekipleri her ihtimale karşı HDP il binasında güvenlik önlemi aldı.

  • MHP İl Başkanı Yazıcı’dan Açıklama

    Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Erzurum İl Başkanı Bülent Yazıcı, yazılı bir açıklama yaparak eleştiride bulundu.

    Yazıcı, şu açıklamayı yaptı:

    “Meşruiyeti milli irade olan, insan odaklı, seviyeli, ilkeli, dürüst bir siyaset anlayışı ile adaleti ve hakkaniyeti esas alan bir yönetim anlayışını tesis ederek; toplumsal barış ve huzuru hâkim kılmak, ve Devletin, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü, hak ve menfaatlerini koruyarak, İnançlı, yüksek ahlaklı ve çağın gerektirdiği niteliklere sahip nesiller yetiştirmeyi kendisine amaç edinen partimizi, içeriden bölüp parçalamak için büyük bir çaba sarf eden, sözde teşkilat mensuplarının bu tavırlarını son derece hayretle izlemekteyiz. Ülkemiz içinde bulunduğu bu zor dönemde cayır cayır yanarken, partimizin ülke sorunlarına yönelmesini engellemek istercesine olağanüstü kongre çalışmaları başlatanların amaç ve hedeflerinin çok daha farklı olduğunu anlamaktayız. MHP’siz Meclis ya da Bahçeli’siz MHP isteyenlerin ekmeğine yağ sürercesine, böyle bir oluşumu başlatanların heveslerinin kursaklarında kalacağı, bu emellerinin sadece hayallerinde kalacağı aşikârdır. İçine düştüğü en zor durumlardan bile çıkmayı başaran Milliyetçi Hareket Partimiz bu süreci de kesinlikle atlatacaktır. Teşkilat mensupları Liderine yapılan hakaretleri ve hadsiz eleştirileri iyi değerlendirip, Lideri ve teşkilatının etrafında birleşmelidir. Durumun daha da netleşmesini bekleyip ibrenin yönüne göre tavırlarını sergilemeyi bekleyenler en kısa sürede tavırlarını net bir şekilde ortaya koymalıdırlar. Öte taraftan halen teşkilatlarda görevde olup, bu yapıyı beğenmeyip, değişim rüzgârına kapılan yöneticilerin öncelikle istifa etmeleri en doğru ve etik bir davranış şekli değilmidir. Resmi olarak açıklanmış olan 2018 yılındaki kongreye aday olmak herkesin hakkıdır. Resmi süreyi beklemek yerine olağanüstü kongre söylemleriyle teşkilatçıları birbirine küstürmek hatta hakaret ettirmekteki amaç ne olabilir? Ülkücü hareketin bilge liderine sanal ortamda hakaret etmek hangi değerlerle bağdaşmaktadır? Olağanüstü kongre söylemleri adı altında ülkücü hareketi ayrışma noktasına getirmek hangi fikre hizmet etmektedir? Ülkücü hareket titreyip en kısa zamanda kendine ve özüne dönmelidir. Liderimize nüfus edemeyip onu saf dışı bırakmaya çalışanların bu oyunlarını sağduyulu bir şekilde değerlendirmeli ve liderimize sahip çıkmalıyız. Hiçbir zaman değerlerinden uzaklaşmayan partimiz, çizgisini bozmadan hedef belirlediği yolda ilerlemeye devam edecektir.”

  • CHP’li Çam’dan Açıklama

    Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Fatsa İlçe Başkanı Onur Çam, “CHP halkın partisidir ve halkla birlikte hareket ederek çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Önümüzde yerel seçimler var ve bu seçimlerde başarılı olma adına çalışmalarımıza hemen başladık” dedi.

    Göreve yeni seçilen Onur Çam yaptığı açıklamada, “Aşı grubu olarak adlandırdığımız grupla genel kurulumuz öncesinde nitelikli çalışmalar yaptık, uyum içinde düzenli olarak dirsek teması halinde çalışmalarımızı sürdürdük. Partiye gönül veren gençler olarak bizlerin bir şeyler yapması gerektiğini düşünerek CHP’nin Fatsa’da gençlerinin kadrolarda aktif olması gerektiğinin kararlaştırdık ve yapılan genel kurulda ben ve yönetim kurulu arkadaşlarım yönetime aday olduk. Bu anlamda bir araya gelerek genç arkadaşlarımızla bir ekip oluşturduk ve bu düşünce ile yola çıktık. Herkes tarafından iyi ve olumlu tepkiler almak bizleri çok mutlu etti. Genç arkadaşlarımızdan çoğunluğu oluşan bir yönetim oluşturduk ve seçime girdik. Başarıyla sonuçlandırdığımız bu seçimin ardından ben ve ekibim yeni dönemde partimize en iyi hizmeti vereceğiz. Ben ve arkadaşlarım göreve gönülden talip olduğumuz için aday olduk. İlçe başkanlığı makamını görev kabul ederek çalışmalarımızı yaptık. Kişisel ikbal ve kişisel istikbal peşinde değiliz. Partinin ikbali ve başarısı peşindeyiz. Bizim mücadelemiz kişisel iktidar kavgası değildir. Mücadelemiz Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidar kavgasıdır. Bu davada ve hizmette başarılı olmayı, daha önceki emek ve gayretlerin ördüğü duvara bir tuğla da bizim koymamız gerektiğinin bilincindeyiz. Genel siyasete yönelik olduğumuz kadar yerel yönetim siyasetine de özellikle öncelik ve önem vereceğiz. İnsanların dert ortağı ve dava arkadaşı olacağız” diye konuştu.

  • Uzmanlardan Ekosistemle İlgili Açıklama

    Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Öğretim Üyesi Biyolog Prof. Dr. Barbaros Çetin, dünyanın biyoritminin hızla bozulduğunu ifade ederek, “Şu an korkunç bir dönemden geçiyoruz. Yılda 30 bin tür yok oluyor. Ekolojik değişim, dünyanın ekolojik dengesini altüst ediyor” dedi.

    Dünya Meteoroloji Örgütü, dünyadaki ortalama yüzey sıcaklık değerlerinin 2015 yılında sanayi öncesi döneminde üstüne çıkarak 1 santigrat arttığını ve bir dönüm noktasına gelindiğine işaret etmişti.

    Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Öğretim Üyesi Biyolog Prof. Dr. Barbaros Çetin de, uzmanların bu uyarılarını yorumladı. Çetin, 35 yıldır yaptığı ekolojik araştırma ve incelemelerde elde ettiği sonuçların bunun bir göstergesi olduğunu ifade etti. 2011-2015 yıllarını en sıcak beş yıllık dönem olarak değerlendiren Çetin, şöyle konuştu: “Dünya Meteoroloji Örgütüne göre (WMO), 2011-2015 yıllarını ortalama 0.57 santigratla kaydedilen en sıcak beş yıllık döneme işaret ediyor. Ölçümlere göre, Ocak’tan Ekim’e kadar 2015’teki küresel ortalama yüzey sıcaklığı, 1961-1990 yılları arasındaki 14 santigratı da aşarak 0.73 santigrat daha yüksek olarak kaydedildi. Bunun yanında, ölçümler 1880-1899 yılları arasındaki sanayi öncesi döneme göre 1 santigrat artış olduğunu gösterdi.”

    “YILDA 30 BİN TÜR YOK OLUYOR”

    Biyolog Prof. Dr. Barbaros Çetin, şuan korkunç bir dönemden geçildiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Paneli (IPCC) 2013 raporuna göre, küresel iklim değişimden yüzde 95 insanoğlunun sorumlu olduğu konusunda bilim insanları hemfikir. Son yok oluş süreci 65 milyon yıl önce dinozorların yok oluşuyla sona erdi. Hiç şüphe yok ki şu an 6. Kitlesel yok oluşu yaşıyoruz. Ortada büyük bir jeolojik olay yok, sadece dünyadaki türlerden işgalci olan biri doğal ortamı bir daha onarılması güç bir şekilde zarar veriyor. Gerçekten, insanoğlu sadece kendisi için değil gezegen için kıyameti başlattı. Yılda 30 bin tür yok oluyor; yani saat başı üç tür. Doğal yaşam ve yabani hayvanlar, dünyanın çevresel ekolojik değişimlerine milyonlarca yıl içerisinde, başarılı bir biçimde adaptasyon sağlayarak bugüne kadar yaşamlarını başarılı bir biçimde sürdürdü. Şu an korkunç bir dönemden geçiyoruz. Son 20 yılda yok olan canlı türleri önceki son 100 yılda yok olan tür sayısına eşit. Ekolojik değişim, dünyanın ekolojik dengesini altüst ediyor.”

    OZON TABAKASI VURGUSU

    Dünya yaşam sisteminin en önemli parçalarından birinin de Ozon tabakası olduğunu ifade eden Prof. Dr. Barbaros Çetin, “Ozon tabakasındaki delik bir dönem gündemi meşgul etmesine rağmen her nedense son yıllarda uluslararası arenada pek gündeme getirilmiyor. Oysa ki şu an doğada yaşanan garipliklerin en önemli sebeplerinden biri de ozon tabakasındaki bu delik. Ozon tabakası güneşten gelen zararlı mor ötesi ışınların çoğunu emerek dünyaya ulaşmalarını önler olmasaydı dünyada bildiğimiz anlamda bir yaşam olmazdı. Bitkilerin biyolojik saatlerinin düzenlenmesi uzaydan gelen ultraviyole miktarları ile doğrudan ilişkilidir” şeklinde konuştu.

    “AĞAÇLAR BİLE NE YAPACAĞINI ŞAŞIRDI”

    Ozon tabakasının delinmesi ya da kısmi olarak incelmesiyle doğadaki etkilerini anlatan Prof. Dr. Çetin, şunları söyledi:

    “Çiçeklenme gibi mevsimsel fizyolojik olaylar bu mekanizma ile kontrol edilir. Bitkilerin hormonel yapıları da bu mekanizmalarda ikincil rol üstlenir. Hormonlar doğrudan çevresel sıcaklık ve bitkinin genetik yapısı ile kontrol edilmektedir. Bu çevresel etkilerin neticesinde bitkilerin biyolojik saati hızla bozulmaktadır. Korkum şu ki kültüre alıp beslenmemizi sağladığımız meyve ağaçlarından ürün almamız bile yakın zamanda hayal olacak. Diğer korkum yabani bitkilerin de aynı şekilde etkilenmesi, çiçek ve meyve oluşturamaması nedeniyle üreyememesi sonucunda besin zincirinde kırılma meydana gelecek. Besin zinciri içerisinde bitkilerle beslenen yabani hayvanlar ve ardından zincirin diğer tüm halkaları birer birer yok olacak. Bunun anlamı dünya ekosisteminin tamamen çökmesi yani insanlar dahil tüm canlıların yok olmasıdır. Neticede insanoğlu büyük bir açlık tehlikesiyle karşı karşıya. Maya takvimine gerek yok.”

    İnsanlığın 20. yüzyıldan itibaren yaptıklarıyla zaten kıyameti başlattığını anlatan Çetin, sözlerini şöyle tamamladı:

    “Örneğin at kestanesi ağacı yaklaşık 65 milyon yıldır gezegenimizin yaşayan bir üyesidir. Normal bir yıllık yaşam periyodunda baharda önce yaprak, bahar sonu çiçek, yazın meyve açar ve sonbaharda da yaprak ve meyvelerini dökerek kışı çıplak bir vaziyette geçirir. Oysa 2010 Ekim ayında Ankara’da çekmiş olduğum bu fotoğraf bugün yaşamakta olduğumuz ekolojik kıyametin inanılmaz bir ispatıdır. Bu fotoğraftaki anormallik aynı dal üzerinde dökülmeye yüz tutmuş yaprak, olgunlaşmış meyve olmaması gereken yeni yaprak ve çiçeklerin bulunmasıdır. Dünya ekosistemini öyle bir tahrip ettik ki, artık ağaçlar bile ne yapacağını şaşırdı.”