Etiket: ‘Acele

  • Dr. Anthony Fauci’den aşı çalışmalarında “acele etmeyin” uyarısı

    Dr. Anthony Fauci’den aşı çalışmalarında “acele etmeyin” uyarısı

    ABD’de Ulusal Alerji ve Enfeksiyon Hastalıkları Enstitüsü Direktörü Dr. Anthony Fauci, yeni tip korona virüse (Covid-19) karşı yürütülen aşı çalışmalarında acele edilmemesi önerisinde bulunarak aşının güvenli ve etkili olması konusunda uyardı.

    Dünya çapında çok sayıda ülkede yeni tip korona virüse (Covid-19) karşı aşı çalışmaları hız kazanırken, ABD’de Ulusal Alerji ve Enfeksiyon Hastalıkları Enstitüsü Direktörü Dr. Anthony Fauci’den uyarı geldi. Fauci, aşının güvenliği ve etkililiğinin doğrulanmadan çalışmalarda aceleci davranmanın olumsuz etki oluşturabileceğini ifade etti. Aynı zamanda Beyaz Saray Korona Virüs Görev Gücü’nde yer alan Dr. Fauci, “Tehlikeli potansiyellerden biri de eğer aşı zamanından önce kullanıma sunulursa, imkansız olmasa bile diğer test aşamasındaki aşıların görevini yerine getirmesini zorlaştıracak” dedi. Fauci, “Görmek istemediğimiz en önemli olay, denenmemiş ve etkili olma ihtimal bile olmayan bir aşının acil kullanım izni almasıdır” şeklinde konuştu.

    ABD’de 10 bin kişi, aşının test edilmesi için gönüllü olurken, İdari Komisyonun aşılama yapma hakkına sahip olması için bu sayının 30 bine ulaşması gerekiyor.

    The Financial Times ise ABD’deki aşı çalışmalarına yönelik yaptığı haberinde, “Trump yönetimi Oxford Üniversitesi ve AstraZeneca ilaç firmasının araştırma sürecindeki aşıyı piyasaya sürülebilmesi için Acil Kullanım İzni (EUA) çıkarmayı planlıyordu” ifadelerine yer verdi.

    ABD Başkanı Donald Trump ise söz konusu açıklamalara rağmen aşıyı tam anlamıyla test edilmeden piyasaya sürmeyi göze alıyor. Bu yönde alınacak kararın Trump’ın Kasım ayındaki başkanlık seçimlerinde şansını arttırabileceği düşünülürken, Demokratlar ise Trump’ı politik kazançları için Amerikan halkının canını tehlikeye atmakla suçluyor.

  • Gaziantep’teki hızlı tren projesi için “acele etmeyin” çağrısı

    Türk Ulaşım Sendikası Gaziantep Şubesi Başkanı Baler Fidan, Ankara’da yaşanan tren kazasının sinyalizasyon sisteminin bulunmamasından kaynaklandığını söyleyerek, “Gazi Ray projesi seçim vaadi için aceleye getirilmemeli. Kazalardan ders çıkarılarak alt yapı çalışmaları ona göre yapılmalıdır” dedi.

    Türk Ulaşım Sendikası Gaziantep İl Başkanı Baler Fidan, sendika binasında yaptığı açıklamada Ankara’da yaşanan tren kazası nedeniyle üzüntüsünü dile getirerek, kazada ölen 3’ü makinist olmak üzere 9 kişinin ailesine baş sağlığı diledi. Yaralılara da geçmiş olsun temennisinde bulunan Baler Fidan, kazanın ise beklenmedik bir anda gerçekleştiğini ifade etti. Kazanın bölgede sinyalizasyon sisteminin bulunmaması nedeniyle olduğunu savunan Fidan, “Belki önlenebilir bir kazaydı. Fakat sinyalizasyon sisteminin bulunmaması, makinistler ile merkezin iletişimi telsiz ve telefon ile yapılması nedeniyle oluşan irtibat kopukluğundan kaza meydana gelmiştir. Kaza, gözaltına alınan Devlet Demir Yolları görevlilerine mal edilemez. Bizim dileğimiz Ankara’da yaşanan bu kazadan ders çıkarılması ve ileride yaşanacak kazaların önüne geçilmesidir. İnşallah bir daha bu tür kazalar ile karşı karşıya gelmeyiz” şeklinde konuştu.

    “Gaziray projesi aceleye getirilmemeli”

    Gaziantep’te yapılan hızlı tren, tramvay hattının yapımını kapsayan Gaziray Projesinin aceleye getirilmemesi konusunda çağrıda bulunan Fidan, “Gaziantep’te bildiğiniz üzere Gaziray Projesi ile bir bağlantı yolu düşünülmekte. Bu proje 31 Mart tarihinde tamamlanması hedeflenmekte yani yerel seçimlere kadar bitirilmesi planlanıyor. Bu proje seçim vaadi için aceleye getirilmemeli. Kazalardan ders çıkarılarak alt yapı çalışmaları ona göre yapılmalıdır” diye konuştu.

  • Çay Üreticileri Derneği Başkanı Mavi: “Acele etmeyin, Ramazan’da çay toplamak günah değil”

    Ramazan ayında çay toplamak istemediği için çay bahçelerine girerek hızlıca çayını bitirmek isteyen çay müstahsiline seslenen Çay Üreticileri Derneği Başkanı Mustafa Mavi “Üreticilerimiz acele etmesin. Ramazan ayında çay toplamak günah değil, sevaptır” dedi.

    Üreticilerin bir anda çay bahçelerine girerek hızlı bir şekilde çayı toplaması ÇAYKUR’un fabrikalarında izdihama yol açtı. Bunun üzerine ÇAYKUR kontenjan uygulamasına geçiş yapmak zorunda kaldı. Bu durum ise bazı özel sektör firmaları ise krizi ranta çevirerek açıklanan çay taban fiyatının altında çay almaya başladı. Çay fiyatının 1 lira 80 kuruşlara düştüğü Rize’de ÇAYÜDAD Başkanı Mustafa Mavi, üreticilere çağrıda bulunarak çaylarını toplamak için acele etmemelerini istedi.

    Çay üreticilerinin 2 gün boyunca çay toplamaya ara vermesi durumunda özel sektör ve ÇAYKUR’un fabrikalarının ellerindeki çayın biteceğini dile getiren Mavi “2018 yaş çay sezonu güzel bir havada açılmıştı. ÇAYKUR’un 570 kilogram kotasıyla, çay taban fiyatının da üreticiyi memnun edecek şekilde açıklanması bizi sevindirmişti. Ramazan ayının yaklaşması sebebiyle üreticilerimiz biraz fazla çay topladı. ÇAYKUR 11 bin 500 ton gibi bir rekor çay alımı gerçekleştirdi. Otomatik men hem hem kontenjana hem randevulu sisteme geçiş yaptı. Bu duyan özel sektörde 2 lira 35 kuruştan çay alırken, bugün bize attığı mesaja göre fiyatı 1 lira 8 kuruşa indirdi. Yani bir hafta önce cebimizde olan 500 lirayı adeta kapkaç yöntemiyle özel sektör cebimizden almış durumda. Biz üreticilere şunu söylemek istiyoruz, acele etmeyin. Özel sektöre 1 lira 80 kuruşa çay vermeyelim. Biz eğer iki gün çay toplamazsak onların elinde çay kalmaz” ifadelerini kullandı.

  • Acele eden çay üreticisi, aracıların kurbanı oldu

    Rize’de çay üreticileri erkenden çayını bitirmek isteyince özel sektöre gün doğdu.

    Rize’de çay üreticileri geçtiğimiz hafta kampanyanın açılması ile çay tarlalarına girip çay toplamaya başladı. Ramazan ayının da yaklaşmasıyla çayını erkenden bitirmek isteyen üretici özel sektör aracılarının eline düştü. Kilogram başına 2 lira 37 kuruş açıklanan taban fiyatı özel sektör aracıları tarafından 1 lira 90 kuruşa kadar düşürüldü. Çayını erkenden toplayan vatandaşlar ÇAYKUR’un fabrikalarındaki yığılma ve kontenjanı 15 kilograma düşürmesinden dolayı topladığı çayı satamadı. Elde kalan toplanmış çay bu kez bekletilemeyeceği için özel sektöre götürüldü. Fakat krizi ranta çeviren bazı özel sektör aracıları kamyonlarla geldikleri mahallelerden 2 lira ve 1 lira 90 kuruş arasında kilogram başına çay almaya başladı.

    Vatandaşların yaptığı panikten dolayı bazı özel sektör fabrikalarının krizi ranta çevirdiğini dile getiren çay müstahsili Yusuf Günay, “Ramazan ayı da büyük faktör tabi ama Ramazan olmasaydı da biz yine bu şekilde hızlıca çayı toplayıp bitirmek isterdik. Fabrikalarda yığılan çaylar nedeniyle de ÇAYKUR kontenjan uygulamasına geçmek zorunda kaldı. Sonuç olarak da özel sektör de böyle düşürdü fiyatı. Bakıldığında ton başına çok zararımız var. Ben satmıyorum. ÇAYKUR uyarı yaptı, ’satmayın biz alacağız çayınızı’ dedi. Ben bekliyorum tüm çay müstahsili de beklesin” ifadelerini kullandı.

  • MHP’li Mustafa Kalaycı: “Şeker fabrikalarının özelleştirilmesinde acele edilmemeli”

    Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Sekreter Yardımcısı ve Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, şeker fabrikalarının özelleştirilmesinde acele edilmemesini, özelleştirilecekse de halka arz yönteminin esas olmasını savunduklarını söyledi.

    MHP’li Mustafa Kalaycı şeker fabrikalarının özelleştirilmesi ile ilgili yaptığı açıklamada, 14 şeker fabrikasının özelleştirilmesi için ihaleye çıkıldığını, bunlar arasında 8 ilçe ekonomisinin can damarı olan Ilgın Şeker Fabrikasının da bulunduğunu hatırlattı. Satılmak istenen fabrikasının 2017-2018 pancar alım ve işletme kampanyası döneminde 33 milyon lira kâr elde ettiğini kaydeden Kalaycı, “O nedenle, zararı olduğu gerekçesiyle satılacağı bilgisi gerçek değildir. Tam aksine, Ilgın Şeker Fabrikası 2016 yılında en fazla kâr elde eden işletmedir. Konuya ‘Fabrika kârlı mı zararlı mı?’ gözüyle bakılmamalıdır. Şeker fabrikalarının, bölgesel gelişme ve bölgeler arası gelişmişlik farklarının giderilmesi açısından büyük öneme sahip olduğu unutulmamalıdır” dedi.

    “Şeker fabrikaları tüm bölge insanının önemli bir geçim kaynağıdır”

    Şeker fabrikalarının bölge ekonomisine hayat verdiğini, ülke ekonomisine de yüksek katkı sunduğunu bildiren Kalaycı, “Şeker fabrikaları, bulundukları yerlerde, pancar çiftçimizin, esnafımızın, fabrika çalışanlarının, kamyoncuların, servisçilerin, hayvancılıkla uğraşanların, velhasıl tüm bölge insanının başlıca geçim kapısı ve önemli bir geçim kaynağıdır. Bu bölgelerdeki vatandaşlarımız günlerdir ayaktadır ve gelişmeleri endişeyle takip etmektedir. Ülkemizde bugüne kadar gıda sektöründe yapılan özelleştirmeler sonrasında bazı fabrikaların ve iş yerlerinin kapanmış olması ve buralarda üretilen birçok üründe ithalat yapar konuma gelinmesi gerçekleri karşısında şeker fabrikalarının da kapanması, şeker pancarı tarımının bitmesi ve pancar şekeri üretiminin sonlanması korkusu ve endişesi yaşanmaktadır. Böylesi bir durum nişasta bazlı şeker üreticilerinin önünü açması, pazar alanını genişletmesi, insanımızın sağlıksız şeker üretimi ve ithaline mahkûm olması sonucunu da doğurmaktadır. Nişasta bazlı şekerin cıva zehirlenmesine yol açtığına ve kadar birçok hastalığa neden olduğuna dair bilimsel araştırmalar tüm dünya kamuoyunca hassasiyetle takip edilmektedir. Pancar şekeri üreten AB ülkelerinde nişasta bazlı şeker kotası genelde yüzde 2 ila 3 düzeyindedir. Fransa ve İngiltere’de bu kota yüzde 0, Almanya’da ise yüzde 1,9’dur. Buna karşın Türkiye’de nişasta bazlı şekerin kotası yüzde 10 olup Bakanlar Kurulu her yıl bu kotayı yüzde 50’ye varan oranlarda artırmaktadır. Ayrıca piyasada etkin bir denetim de yoktur” diye konuştu.

    “Şeker fabrikalarının özelleştirilmesinde acele edilmemeli”

    Mustafa Kalaycı, MHP’nin özelleştirmede halka arz yönteminin esas olmasını savunduğunu dile getirerek, “Sayın Maliye Bakanımız ‘40 bin kere düşündük’ demiş ve sosyal özelleştirme yaklaşımıyla sözleşmelere hem çalışanların hem üreticilerin hakkını güvence altına alan, asgari beş yıl boyunca üretimi garanti edecek hükümler koyduklarını açıklamıştır. Sadece 5 yıl için düşünmek yetmez, 5 yıl sonra ne olacak? Sayın Bakanın açıklamasından şeker fabrikaları özelleştirildikten beş yıl sonra kapatılabilir anlamı da çıkmaktadır. MHP, özelleştirmede halka arz yönteminin esas olmasını, stratejik kuruluşların özelleştirilmesinde seçici olunmasını savunmaktadır. Şeker fabrikalarına yönelik özelleştirme uygulamalarında acele edilmemesini ve tüm fabrikaların ayrı ayrı değerlendirileceği teknik çalışmalar yapılmasını öneriyoruz” şeklinde konuştu.