Etiket: AB’nin

  • Almanya seçimleri ve AB’nin geleceği

    Almanya 24 Eylül’de sandığa giderek ülkenin yeni idarecilerini seçecek. Avrupa’nın en güçlü ekonomisine sahip olan Almanya’nın yıllık ihracatı 1 trilyon 207 milyar 500 milyon Euro. İhracatının 707 milyar Euro’sunu AB ülkelerine gerçekleştiriyor. Bu nedenle AB ve Euro, Almanya için çok büyük önem arz ediyor. AB, Almanya’nın en büyük pazarı konumunda olması nedeniyle Almanya, birliğin dağılmaması için elinden geleni yapıyor. Birliğin dağılması durumunda Almanya’nın bu rakamlara ulaşması mümkün değil. Bu nedenle de AB karşıtlığı, Euro düşmanlığı Almanya düşmanlığı ile eş değerde değerlendiriliyor. Diğer yandan, AB kılıfı altında her türlü oyun tezgahlanarak ‘birliğin kararı’ denilerek Almanya işin içinden sıyrılıyor. Fakat var olan bir gerçek ise Almanya’da da AB karşıtlığı politik söylemleri bulunanlar gittikçe oylarını yükseltiyor ve federal mecliste söz hakkına kavuşuyor.

    Anketler, Almanya için iki ihtimalli koalisyonu işaret ediyor

    AB karşıtlığını dillendirenler genellik aşırı sağ kesimin oylarını alıyor. Merkez partiler, Hıristiyan Demokratlarından Sosyal Demokratlarına kadar aşırı sağa veya aşırı sola kayan oyları toparlamanın peşine düşünce seçimde alacakları bir kaç puan uğruna onlar da kendi değerlerini hiçe sayarak yabancı, İslam ve Türkiye düşmanlığı için birbirleriyle yarışmaya başladılar. 24 Eylül’de gerçekleşecek olan genel seçimler için araştırma kuruluşlarının yaptığı anketler, Almanya için iki ihtimalli koalisyonu işaret ediyor. Hıristiyan Birlik Partileri CDU/CSU ile Sosyal Demokrat Parti SPD’nin birlikte kuracağı büyük koalisyon ihtimali ki bu durumda hükümeti, seçimden birinci çıkan partinin önderliğinde kurulması gerekiyor. Bu durumda bir iki puan büyük önem arz ediyor. Çünkü, 2013 genel seçimlerinde yüzde 41 oyla CDU/CSU birinci parti olarak seçimin galibi olurken, Sosyal Demokrat Parti SPD yüzde 25.7 oranında oyda kalmıştı. İlk iki sırayı paylaşan zıt görüşlü partiler hükümeti kurarak Almanya’yı dört yıl boyunca sorunsuz idare ettiler. 2017 seçimleri için Sosyal Demokratlar Başbakan adayı olarak Avrupa Parlamentosu eski Genel Başkanı Martin Schulz’u aday yapınca SPD 7 puan artışla Hıristiyan Birlik Partilerinin önüne geçti. Bugün yapılan kamuoyu araştırmalarının sandığı yansıması durumunda, Almanya’da kurulacak koalisyon hükümetinin Başbakanı Martin Schulz olacak.

    Almanya için Alternatif Parti, seçim çalışmalarını üç ana konu üzerinden yürütüyor

    Merkel’in Başbakan adayı olduğu birlik partileri, bir iki puana acil ihtiyaç duyuyorlar. Oy alabilecekleri tek parti ise halen federal mecliste olmayıp eyaletler meclisine girmeyi başaran aşını sağcı Almanya için Alternatif Parti (AfD) olarak öne çıkıyor. Parti, AfD’nin alacağı tepkiyle oyları kendilerine çevirmenin gayreti içerisinde. Diğer yanda ise SPD bir iki puan daha yükselebilmek için ise aşı sol oylar için çapa harcıyor.

    Yukarıda iktidar mücadelesi olurken, ezilenlerin başında ülkedeki yabancılar ve Müslümanlar geliyor. Almanya için Alternatif Parti (AfD), seçim çalışmalarını üç ana konu üzerinden yürütüyor. “Almanya’da radikal Müslümanlar istemiyoruz”, “Almanya’da mültecileri istemiyoruz”, “Sınırlama getirilsin”, “Almanya, Euro’da ayrılsın”. Bazı araştırmalara göre, bu söylemlerle partinin şu andaki oy oranları yüzde 12 seviyesinde bulunuyor. Bu netice sandığı yansırsa İslam karşıtı ve yabancı düşmanı söylemleri bulunan bir parti, federal mecliste söz sahibi olacak.

    Hıristiyan Demokrat parti AfD’nin ilk iki söylemini kullanarak radikal oyları kendi partisine çekerek sosyal demokratların önüne geçmeyi ve bir dört yıl daha Merkel’in başbakanlığında ülkeyi idare etmeyi hedefliyor.

    2013 yılında tepki oyları ile önce bir eylem hareketi olan AfD, şimdi ise ülkenin siyasetine belirleyici rol oynamaya başladı. Türk bakanlarının Almanya’da Türk vatandaşlarıyla bir araya gelmelerini engelleyen zihniyetin kime ve neye hizmet ettiğini şimdi daha açıkça görebiliyoruz. Her gün Türkiye ile alakalı yüzlerce haber Alman gazete ve televizyonlarında yer alırken Cumhurbaşkanı Erdoğan üzerinden yapılan düşmanlık diğer yandan İslam’la terörü bir araya getirerek yapılan İslam düşmanlığı bir kaç puan oy alabilmek için radikalliğe prim veriliyor.

    2013 genel seçimlerinde 44 milyon sandığa gitti

    26 Mart Saatrland eyaletinde, 7 Mayıs’ta Schleswig Halstein ve 14 Mayıs’ta ise Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde eyalet seçimleri yapılacak. Bu seçimler 24 Eylül’de yapılacak genel seçimlerin ön seçimi olacak.

    80 milyon 520 bin nüfusa sahip olan Almanya’da oy kullanabileceklerin sayısı 61 milyon 950 bin. 2013 genel seçimlerinde sandığı gidenlerin yüzde 71.5 oranında. Bu, 44 milyon seçmenin sandığa giderek iradesini yansıtmış olduğu anlamına geliyor. Oy kullanma hakkı olup sandığı gitmeyenlerin oran yüzde 28.5. 17 milyon 640 bin kişinin sandığa gitmediği görülüyor.

    Almanya’da 1 milyonun üzerinde Türk kökenli genel seçimlerde oy kullanma hakkı bulunuyor. Eğer Türk kökenliler sandığı gider ve oylarını kullanırlarsa sandığa gidenlerin yüzde 2.3’lük bölümü Türk kökenli oylar olacak. Bu rakam ise bir partiye yöneltildiğinde ise o parti hiç şüphesiz bir kaç puan öne geçecek.

  • AB’nin “kapıda vize” yasağı turizmi vurdu

    Yunan adalarına girişte “kapıda vize” uygulamasının kaldırılması, Türk turizm acentelerine büyük darbe vurdu.

    AB’nin Yunanistan’a bağlı adalar için uyguladığı ’kapıda vize’ uygulamasını kaldırması Türk seyahat acentelerini zor durumda bıraktı. Seyahat acenteleri kapı vizesinin kaldırılmasıyla yüzde 50 oranında yolcu düşüşü yaşayacaklarını vurgulayarak, Yunanistan makamlarının bunu ortadan kaldırabilmeleri için konsolosluklarındaki teknik ekip ve ekipmanlarının sayısını arttırarak, Shengen vizesi işlemlerini çabuklaştırmasını istedi. Ayvalık’tan Yunanistan adalarına yolcu bileti kesen Vızz Turizm’in sahibi Hasari Kaplan, “Bazı Shengen vizelerinin kriterleri birçok formaliteyi beraberinde getiriyordu. Oysa kapı vizeleri kimlik, pasaport ve birer fotoğrafla Yunan adalarının hudut kapılarında kısa sürede hazırlanıyordu. Bu durum bizim turlarımızda yüzde 80 oranında bir artışa vesile olmuştu. 2012 yılından 2016 yılına kadar bu yükseliş sürdü ve bize olumlu ekonomik katkılar kazandırdı” dedi.

    AB tarafından Yunanistan’ın adalarına yönelik kapıda vize uygulamasının kaldırılmasıyla sektör olarak müşteri oranında yüzde 50 ile 60 civarında bir düşüş olacağını kaydeden Kaplan, “Bu durum hem bizim, hem de bu sektörden ekmek yiyenler için çok büyük bir kayıp. Zaten Yunan adalarında göçmenler sebebiyle ciddi bir darbe yemiştik. Üzerine bir de bu gelince iyice kaybımız olacak. Bu yüzden de sınır kapısının bulunduğu bölgelerde Yunanistan makamları tarafından Shengen vizeleri işlemleri için vize ofisleri kurularak, en azından vize işlemlerinin daha çabuk olması sağlanmalıdır” dedi.

    Ayvalık’tan Yunanistan’ın Midilli Adası’na feribotlarla seferler düzenleyen Jale Turizm’in sahibi Ahmet Jale ise, kapıda vizeye 2012 yılından bu yana özellikle Türk vatandaşların rağbet ettiğini hatırlatarak, “4 yıldan bu yana bu kolay vize ile binlerce Türk vatandaşı Yunanistan’ın Ege’deki adalarını gezip görme şansını yakalamıştı. Ama bu yıl AB Parlamentosu bu uygulamayı yasakladı. Oysa kapıda vize uygulaması halkımızın bu adalara gidebilmesinin önünü açıyordu” dedi.

  • MÜSİAD Genel Başkanı Olpak’tan AB’nin Talebine Tepki

    Müstakil Sanayici İş Adamları (MÜSİAD) Genel Başkanı Nail Olpak, Avrupa Birliği’nin ‘vize muafiyeti’ konusunda Türkiye’nin terörle mücadele yasasında değişiklik yapmasını istemesine sert tepki gösterdi.

    MÜSİAD Başkanlar Kurulu toplantısı Adıyaman’da gerçekleştirildi. 81 ilin şube başkanlarının katıldığı toplantı sonrasında gerçekleştirilen yemekli toplantıda konuşan MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak, devletin terörle mücadelesine tam destek verdiklerini vurgulayarak, Avrupa Birliği’nin talebine tepki gösterdi.

    2016 yılının ekonomik verilerini değerlendiren Nail Olpak, ekonomik verilerin olumlu olduğuna dikkat çekti.

    “SAMİMİ VE TUTARLI BİR İSTEK DEĞİLDİR”

    Avrupa Birliği’nin ‘vize muafiyeti’ konusunda Türkiye’den Terörle Mücadele yasasında değişiklik yapmasını istemesini değerlendiren MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak, “Gür bir sesle tekrar ifade etmek isterim ki, Türkiye teröre boyun eğmeyecek, terör inşallah Türkiye’ye boyun eğecek. Bu bakımdan devletimizin kararlılıkla sürdürdüğü terörle mücadeleyi MÜSİAD olarak sonuna kadar destekliyoruz. Ülkemiz bu kadar kararlı ve hassas bir süreçten geçerken maalesef görüyoruz ki, Avrupa Birliği’nin vize muafiyetini konuştuğumuz bir süre içerisinde bizden terörle mücadele yasası gibi çok önemli bir konuda değişiklik yapmasını istemesi, onların tutarlılığı, kararlılığı ve samimiyetiyle hiçbir şekilde bağdaştıramıyoruz. Avrupa Birliği’nin en büyük 5. ticaret ortağıyız. İhracatımızın yaklaşık yüzde 50’sini Avrupa Birliği’ne yapıyoruz. Aramızdaki ekonomik ilişkileri son derece önemsiyoruz. Fakat Avrupa Birliği’nin bu diplomatlarının taleplerini, yada siyasilerinin taleplerini bu noktadaki zorlaştırıcı engellerini de gerçekten anlamakta zorluk çekiyoruz. Bir ülkede alçakça terör saldırıları düzenlenir iken, masum insanları hedef alan canlı bomba eylemleri yapılır iken, halkın huzurunu sağlamaya çalışan güvenlik görevlileri şehit edilirken o ülkeden terörle mücadele yasasında bir vize muafiyetiyle ilgili görüşme içerisinde değişiklik talep etmek ne samimi nede tutarlı bir istektir” dedi.

    Ekonomik verileri de değerlendiren Olpak, “2016 yılının neredeyse ortasını yakaladığımız bu günlerde ekonomik açıdan bakıldığında aşağıda bir takım problemleri yaşamakla birlikte makro planda ekonomik verilerin olumlu olduğunu ifade etmek isterim. Özellikle büyümenin motoru olan sanayi sektöründe bir önceki çeyreğe göre yaklaşık 1 buçukluk bir artış, geçen yıla göre yüzde 4.7’lik bir artışla karşı karşıyayız. Cari açığımızda bir iyileşme var. Nisan enflasyonu son üç yılın en dip noktasına geriledi. Bizimde MÜSİAD olarak bir Samiks (Satın Alma Müdürleri Endeksimiz) var. Geçtiğimiz ay Elazığ’da açıkladık. Orada da bir önceki aya göre endeksimiz 4.4 puanlık bir artış gösterdi. Bunlar olumlu yanlar. Elbette olumsuz gördüğümüz yanları da ifade ediyoruz. Fakat biz bunları yeterli görmüyoruz. Bu noktada durmamamız gerektiği kanaatindeyiz. Çünkü aşmamız gereken daha büyük mesafeler, gerçekleştirmemiz gereken yeni atılımlarımız var” diye konuştu.

    Yemekli toplantının açılış konuşmasını yapan MÜSİAD Adıyaman Şube Başkanı Şerif Yıldırım, Adıyaman’ın son 12 yılda önemli yatırımlar aldığını ancak eksiklerin çok olduğunu, teşvik konusunda Adıyaman’ın mağdur edildiğini dile getirdi.

    Adıyaman Belediye Başkanvekili Hasan Demir ise konuşmasında, Adıyaman’ın ‘huzur şehri’ olduğunu ve bunun diyetini beklediklerini belirterek, Adıyaman’ın terör belasıyla özleştirmek isteyenlerin olduğunu fakat amaçlarına ulaşılamadığını ifade etti.

    Adıyaman Valisi Mahmut Demirtaş, “Adıyaman gerek tarih ve kültürel yapısı, gerek ekonomi ve sanayi alanındaki yatırımlar, gerekse de sosyal alanda yaptığı atılımlar ile Anadolu’nun gelişen ve değişen yüzü olmuştur. Adıyaman artık yeni yatırımlar ve sanayi tesisleriyle anılmaktadır. Bizlerde sanayicilerimiz için daha iyi bir yatırım ortamı hazırlanması konusunda Valilik olarak her türlü gayreti gösteriyoruz” şeklinde konuştu.

    Toplantı sonrasında Adıyaman Valisi Mahmut Demirtaş tarafından Nail Olpak’a Adıyaman’da dokunan el dokuması halı hediye edildi.

  • Bakan Kılıç: “AB’nin Hiçbir Dayatmasını Kabul Etmeyiz”

    Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Türkiye’nin güvenliğiyle ilgili hiçbir konuda taviz vermeyeceklerini ve AB’nin hiçbir dayatmasını kabul etmeyeceklerini söyledi.

    Kılıç, Samsun’da, Avrupa Birliği(AB) hibe destekli bir programın tanıtımına katıldı. Samsun Lokantacılar, Pastacılar Tatlıcılar, Pideciler, Balıkçılar Odası tarafından yürütülen İlkadım Belediyesi ve Samsun Esnaf ve Sanatkarlar Odasının proje ortağı olduğu; AB hibe kapsamında dört ayrı dalda, aşçı yardımcılığı, pastacı yardımcılığı, pide ustası ve servis elemanından oluşan 15-29 yaş arası 75 gencin eğitileceği Mesleki Eğitim Mutfağımdan Geçiyor kursunun tanıtımı İlkadım Duruşehir’de bir restoranda düzenlenen kokteyl ile yapıldı. Kursun tanıtım toplantısına, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, AK Parti Samsun Milletvekili Fuat Köktaş, Samsun Valisi İbrahim Şahin, Samsun Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Turan Çakır, İlkadım Belediye Başkanı Erdoğan Tok, Canik Belediye Başkanı Osman Genç, Tekkeköy Belediye Başkanı Hasan Togar, AK Parti İl Başkanı Muharrem Göksel, İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Kadir Güven, İl Emniyet Müdürü Vedat Yavuz, Samsun Lokantacılar Pastacılar Tatlıcılar, Pideciler, Balıkçılar Odası Başkanı İsmail Balcı, oda başkanları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.

    BAKAN KILIÇ: “MİSAFİRLERİMİZE LEZZETLERİ DE HİZMET SEKTÖRÜNÜ DE EN İYİ ŞEKİLDE GÖSTERMELİYİZ”

    Programda konuşma yapan Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, “Samsun’un ve Türkiye’nin gelişmesi için taş üstüne taş koyan herkesin başımızın üstünde yeri var bunu bir kez daha dile getiriyoruz” diye konuştu. Başlatılan bu projenin kendisini geliştiren ve sunduğu hizmeti geliştirmek için çaba harcayacak herkese güzel bir destek olacağını belirten Kılıç, şunları söyledi.

    “Samsun’da bu tip projelerin alınmasının ne kadar önemli olduğunu; gelişmekte olan turizm sektörünün ve hizmet sektörünün de buna ayak uydurması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü önümüzdeki yıllarda Samsun’a yatırımla beraber büyük ziyaretler olacak. İşitme Engelliler Olimpiyatları için Samsun’a gelecek 8 bine yakın misafirimiz olacak. Konukları burada ağırlarken lezzetleri de hizmet sektörünü en iyi şekilde göstermemiz gerekiyor. Samsun’un tanıtımı noktasında herkesin üstünde bir sorumluluk var. Bu yapılan çalışmanın bir çok çalışmaya ön ayak olacağı ve vizyon kazandıracağı açıktır.”

    BAKAN KILIÇ: “VERDİĞİMİZ DESTEK KADAR KULLANABİLECEĞİMİZ DESTEKLER VARDIR”

    AB projeleri içerisinde önemli çalışmaların olduğunu söyleyen Kılıç, şunları söyledi: “Bunları bizim iyi kullanmamız lazım. Tabi Cumhurbaşkanımızın da dile getirdiği gibi hiçbir şekilde AB’nin hiçbir dayatmasını biz kabul etmeyiz. Biz neysek oyuz. Çalışmalarımızı yaparız. Bazı makul talepler olur onları yerine getiririz. Ama ülkemizin yapısıyla, ülkemizin karakteriyle ve ülkemizin güvenliğiyle ilgili hiçbir konuda hiçbir taviz vermeyiz. Asla bunu yapmayız. Bu anlamda AB ile olan ilişkimizi işbirliği içerisinde eşitler arasındaki ilişki olarak görüyoruz. Dolayısıyla verdiğimiz destek kadar kullanabileceğimiz destek vardır. Bu da onlardan birisidir.”

    BALCI: “KENDİ ALANINDA TÜRKİYE’DE EN BÜYÜK PROJE”

    Yaklaşık iki yıl önce projeye başladıklarını söyleyen Samsun Lokantacılar, Pastacılar, Tatlıcılar Pideciler, Balıkçılar Odası Başkanı İsmail Balcı, “Bu projenin binlerce proje arasında onaylanan 59 projenin hayata geçirilen 57’si olduğunu söyledi. Projenin kendi alanında Türkiye’de en büyük proje olduğunu anlatan Balcı, sözlerini şöyle tamamladı:

    “Samsun İl Müftülüğünün yanında Türkiye Diyanet Vakfına ait binada kurs demeyelim aslında bir okul açıyoruz. İlkadım Belediyesi ve Esnaf ve Sanatkarlar Odası ortağımız. Kursumuz Türkiye’deki örnek kurslardan biri olacak. Fuat Köktaş projeyi sahiplendi, katkılarından ötürü kendilerine ve İlkadım Belediyesine teşekkür ediyorum.”

  • Bakan Bozkır: “Sabırla AB’nin Bizi Net Olarak Bu İlişki Olmadan Olmayacağını Anlayacağı Tarihi Bekliyoruz’’

    AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Avrupa Birliği’nin (AB) bu ilişki olmadan olmayacağını anlayaceı tarihi sabırla beklediklerini söyledi.

    AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, temaslarda bulunmak üzere geldiği Viyana’da, Avusturya Türk İşadamları ve Sanayiciler Derneğinin (ATIS) 20.kuruluş yıl dönümü etkinliğine katıldı. Bakan Bozkır, Türkiye’nin Viyana Büyükelçiliği Rezidansında yapılan etkinlikte gerçekleştirdiği konuşmada, ATIS’in 20. kuruluş yıl dönümü etkinliğine katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “20 yıl gerçekten çok uzun bir zaman. Bugünkü buluşmamda belirttiğim bir Japon atasözünün dediği gibi ’İşadamları atlar gibidir, atı nehir kenarına götürebilirsin ama su içmeye zorlayamazsın’ yani devletler, iş adamları için ortamı yaratır ve destekler. İşi yapma kısmı, iş ağı oluşturma kısmı da iş adamlarındadır. İşte ATIS de tam olarak bunu yapıyor. Biz sizi destekliyoruz, siz de gereken iş ortamını yaratıyorsunuz. Bu çerçeve bence çok başarılı” ifadelerini kullandı.

    İki ülkenin modada Atıl Kutoğlu gibi önemli bir isme ya da Atilla Doğudan gibi Türk yemek firması Do&co gibi başarılı ortak ürünlere sahip olduğundan söz eden Bakan Bozkır, “Diğer başka pek çok ortak yeteneklerimiz hem ülke ekonomilerimize, ilişkilerimize hem de dünyaya katkıda bulunuyorlar. Bunun doğru yolda ilerleme olduğunu düşünüyorum. Biz böylesine daha çok iş ortamları yaratmalı, böyle gurur duyacağımız daha çok kişiler çıkarmalıyız. Biz, Türkiye’nin bu ilişkiden çıkarı olduğunu düşünüyoruz. Ancak belki de AB tarafı bu ilişkiden daha fazla çıkarı olduğunu bilmiyor. Ama biz yine de sabırlıyız. Biz halen sabırla AB’nin bizi net olarak bu ilişki olmadan olmayacağını anlayacağı tarihi bekliyoruz” dedi.

    YALÇIN: “İŞBİRLİĞİNİ DAHA DA GELİŞTİRMEYE İSTEKLİYİZ”

    ATIS Başkanı Döne Yalçın yaptığı konuşmada, derneğin 20 sene önce Avusturya ve Türkiye arasındaki ekonomik ilişkileri güçlendirmek, iki ülke iş adamlarını, şirketlerini bir araya getirmek, işbirliklerini sağlamak için kurulduğunu belirterek, “Bu işbirliğini daha da geliştirmeye, bunun üzerinde çalışmaya istekliyiz” dedi.

    BÜYÜKELÇİ GÖĞÜŞ: “AVUSTURYALI İŞ ADAMLARININ TÜRKİYE’DE 9 MİLYAR EUROLUK YATIRIMLARI VAR”

    Türkiye’nin Viyana Büyükelçisi Hasan Göğüş de Türkiye ile Avusturya arasındaki ticaret hacminin 3 milyar Euro olduğu belirterek, “Avusturyalı iş adamlarının Türkiye’de 9 milyar Euroluk yatırımları var. İki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerde ve ticaret hacminin daha da geliştirilmesinde ATIS çok önemli bir rol oynuyor” dedi.

    LİNHART: “VİYANA’DAKİ GİRİŞİMCİLERİN YÜZDE 11’i TÜRK”

    Avusturya Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Michael Linhart ise etkinliğe katılmaktan dolayı son derece mutlu olduğunu belirtti. Linhart, “Avusturya’da yaşayan Türklerin ülke ekonomisine katkıları çok büyük. Türk vatandaşları Avusturya iş yaşamında, ekonomisinde çok ciddi rol oynadılar. Şu anda sadece Viyana’daki girişimcilerin yüzde 11’ini Türk kökenli girişimciler oluşturuyor” dedi. Avusturya ve Türkiye’nin hep yakın ilişkiler içinde olduğunu ifade ederek, “Son dönemde Suriye kaynaklı sığınmacı krizinin iki ülke üzerinde büyük baskı oluşturdu. Avusturya’nın göçmenlere yönelik izlediği politikayı savunuyorum. Hiçbir ülke bu krizle tek başına mücadele edemez. Türkiye çok fazla sığınmacıya ev sahipliği yapıyor. Türkiye, anahtar oyuncu. Bu krizin çözümünde çok önemli rol oynuyor” dedi.

    Konuşmaların ardından etkinlik kapsamında Borusan Quartet müzik topluluğu tarafından klasik müzik dinletisi sunuldu. Borusan Quartet’in mini konseri izleyenlerin büyük beğenisini topladı.