Etiket: “AB

  • Dalya Ofer: “AB Bitti, Türkiye Enerjisini Üye Olmaya Harcamamalı”

    Siyasi Bilimler ve Uluslararası İlişkiler uzmanı olan Ofer Group Yönetim Kurulu Başkan’ı Dalya Ofer, Türkiye’nin çok büyük bir devlet olduğunu belirterek, “Türkiye’de ülkenin büyümesini istemeyen hainler var fakat buna rağmen Türkiye bu karışıklığın içinden çıkacaktır. Yeni bir anayasa ve düzenlemeler ile ülkenin önü açılacaktır. Türkiye’nin zaten tam ve doğru kurulamamış bir Avrupa Birliği’ne üye olma çabasıyla da enerji kaybetmemeli” dedi.

    18 milyar dolarlık mirasını reddetmesi, geçirdiği helikopter kazasından kurtulması ve Müslüman olduğunu açıklamasıyla dikkatleri üzerine çeken, dünyanın en zengin işadamlarından İsrailli Sami Ofer’in küçük oğlu Dalya Ofer, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Siyasi Bilimler ve Uluslararası İlişkiler uzmanı olan Ofer Group Yönetim Kurulu Başkan’ı Dalya Ofer, terör yüzünden 4 milyar dolarlık yatırımın Türkiye’den kaçtığını belirterek, “Türkiye bizim için çok özel bir ülke ve Ofer Group olarak Türkiye’de faaliyete başladığımız günden bu yana Türk ekonomisine nasıl bir katkıda bulunabiliriz diye çalışma yapıyorduk. Fakat son günlerde artan terör olayları yüzünden bünyemizdeki bulunan yatırımcılarımız tedirgin oldu. Biz, Türkiye’nin güçlü bir ülke olduğunu ve bu durumun geçici olduğu her seferinde yatırımcılarımızla paylaştık” dedi.

    “YENİLENMEYE İHTİYAÇ VAR BUNA ANAYASA İLE BAŞLANMALI”

    Türkiye’de bir yenilenmeye ihtiyaç olduğunu vurgulayan Ofer bunun için yapılması gereken ilk işin yeni bir anaya olduğunu belirterek, “Mevcut anayasanın kesinlikle miladı dolmuştur, Türkiye, yeni anayasa yapmak zorundadır çünkü yeni bir anayasa demek yenilenen bir Türkiye demektir. Bence Meclis’te bir uzlaşma sağlanamazsa bir halk oylamasına giderek yeni anayasa için yetki istemelidir. Ayrıca 4 yılda bir Milletvekili, belediye seçimleri ve 5 yılda bir cumhurbaşkanı seçimi de ülkeyi zorlayan bir durum. Sürekli bir seçim atmosferi yatırımcıları tedirgin ediyor” dedi.

    “AB BİTTİ, TÜRKİYE ENERJİSİNİ ÜYE OLMAYA HARCAMAMALI”

    Avrupa Birliği ve Türkiye ilişkileri ilgili de açıklamalarda bulunan Dalya Ofer, “Avrupa Birliği, kurulduğu zaman tam kurulamamıştır. Avrupa Birliği diye bir kavram kalmamıştır çünkü dünya ekonomik krize girdiğinde kuruluşunda ’Ekonomik İşbirliği Topluluğu’ olan bir birliğin ülkelerinin ne hale geldiğini hep beraber gördük. Bir birlikte her şeyi ben bilirim, ben yaparım diyen bir ülke olmamalı fakat Almanya’nın baskın tavrı herkesin malumu. Bu durum sanki AB, Almanya’nın çıkarları için biraradaymış izlenimi veriyor. Avrupa Birliği’nden çıkması gereken bir ülke varsa o da Almanya’dır. Türkiye ise bahsi geçen krizde ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha gösterdi ve sınavı başarıyla verdi. Ekonominin ötesinde insani değerler ve terör konusundaki tutumları ile de AB ülkeleri sınıfta kalırken Türkiye yine dünyaya ders verdi. AB’nin mültecileri almamak için Türkiye’ye yalvarmadığı günün kalmadığını tüm insanlık canlı olarak izliyor. Doğal olarak insan hakları ve değerleri üzerine kurulu olduğunu iddia eden bir birliğin düştüğü acizliği de görüyoruz. Adalet hissi olan herkesin aklına gelen bir soruyu da tekrarlamak istiyorum; Avrupa da bir terör olayı olduğu zaman tüm Avrupa liderleri birlik beraberlik mesajı veriyor ve kol kola yürüş yapıyor ama aynı şey Türkiye’de olduğunda o liderler neden Ankara’da veya İstanbul’da yürüyüş yapmıyor? Tüm bunlar sonucunda Avrupa Birliği diye bir kavramın kalmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Avrupa Birliği ülkeleri bence beş veya yedi yıl sonunda yol ayrımına gelecek. Türkiye ne yük almaya gitsin ne de Avrupa’ya girmek için yıllarca beklesin. Türkiye, samimi, gerçekçi ve gerçek olmayan bir birliğe üye olmak için enerjisini harcamamalı” ifadelerini kullandı.

    “TERÖR VE KARANLIK ODAKLARIN OPERASYONLARI AŞILMALI”

    Dalya Ofer, son olarak Türkiye’de ülkenin büyümesini istemeyen hainler olduğunu belirterek şunları söyledi: “Türkiye Cumhuriyet tarihinin en büyük zorlu sınavı vermektedir, bunlar ise başta terör olayları ve bazı karanlık güçler tarafından yapılan operasyonlardır. Türkiye milleti bu oyunlara gelmemeli kendi coğrafyasında tek güç olduğunu en kısa sürede hatırlamalı ve hatırlatmalı. Türkiye her zorluğu aştığı vakit daha güçlü bir ülke haline geliyor”.

  • AB Bakanı Bozkır: “AB Vize Uygulaması Haziran’da Kaldırılabilir”

    Gaziantep’te sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile bir araya gelen AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, bu hafta sonunda tamamlanacak müzakerelerin olumlu seyir ettiğini belirterek, vizelerin Haziran ayında kaldırılabileceğini söyledi.

    Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır AK Parti Gaziantep İl Başkanlığı binasında kentteki sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile bir araya geldi. Toplantıya, Bakan Bozkır ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin yanı sıra Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Avrupa Birliği Bakan Yardımcısı Ali Şahin, AK Parti Gaziantep Milletvekili Nejat Koçer, AK Parti Gaziantep Milletvekili Mehmet Erdoğan, AK Parti Gaziantep Milletvekili Abdulkadir Yüksel, AK Parti Gaziantep İl Başkanı Mehmet Eyup Özkeçeci ve partililer de katıldı.

    Başmüzakereci Bozkır, vize uygulamasının askeri darbelerin mirası olduğunu söyledi. Vizelerin en büyük engelinin iş adamlarına olduğunu vurgulayan Bakan Bozkır, vizelerinin kalkmasından sonraki süreçte ise Türkiye’nin büyük ekonomik hedeflerine kolaylıkla ulaşabileceğini anlattı. Hedeflenen ihracat ve milli gelir rakamlarına ulaşıldığında hiç bir ülkenin Türkiye’yi geçemeyeceğini savunan Bakan Bozkır, ihracatın 500 milyon dolar olacağını, milli gelirinde 2 trilyon dolar, kişi başına düşen milli gelirin ise 25 bin dolar olacağını kaydetti. Bakan Bozkır, “Böyle bir Türkiye’yi dünyada hiçbir ülke geçemeyecek. Herkes bu durumu kıskançlıkla izleyecek” dedi. Türkiye dünyada sözü geçen bir ülke olacak. Vize uygulaması Türkiye Cumhuriyetinin 36 yıldır kabul etmediği bir uygulama. 36 yıldır bununla yaşıyoruz. Askeri darbelerin bize bıraktığı en kötü miraslardan bir tanesi de vizedir. O dönemde uygulanan otoriter uygulamalar, insanlarımıza işkenceler baskılar, birçok insanımızın yurt dışına kaçıp siyasi ilticada bulunmasını zorunlu kıldı ve çok sayıda göç başlayınca bu vize konuldu. 36 yıldır da bununla beraber yaşamak zorunda kaldık” dedi.

    “VİZE UYGULAMASI HAZİRAN’DA KALDIRILABİLİR”

    AB’nin Türkiye’ye vize uygulamasının kaldırılması için yürütülen müzakerelerde belli bir noktaya geldiğini belirten Bozkır, vize uygulamasının Haziran ayında kaldırılabileceğini ifade etti. Müzakerelerin hafta sonunda tamamlanacağını anlatan Bozkır, “AB ile müzakerelerimiz belli bir noktaya geldi. Bu hafta sonu müzakereler tamamlanıyor. Eğer bizim verdiğimiz öneri paketi kabul olursa, Haziran ayında vizeler kalkacak” dedi.

    “YENİ KİMLİKLE PASAPORT İHTİYACI DA KALMAYACAK”

    Bozkır, yeni dağıtımına başlanan kimlik uygulaması ile önümüzdeki dönemlerde pasaporta da ihtiyaç kalmayacağını vurguladı. Avrupa Birliği’nin bazı beklentileri olduğunu da hatırlatan Bozkır, “Geceli gündüzlü çalışarak, bu beklentileri yerine getirmek için çabalayacaklarını ifade ederek, “İleri ki yıllarda da yeni dağıtımına başladığımız, biyometrik verili kimlik kartlarıyla pasaporta da ihtiyaç olmadan, yurt dışına gidebileceğiz. İnşallah, Haziran ayında bu gerçekleşir. Tabi bizimde yerine getirmemiz gereken bazı beklentiler var. 72 beklenti, tabir edilen. Bunları da 1 Mayıs’a kadar tamamlamamız lazım. Bunlar da 6 kanun, 10 uluslararası sözleşme, yönetmelikler ve operasyonal işlemler. Geceli, gündüzlü çalışarak, inşallah eksiklerimizi tamamlayacağız” diye konuştu.

    “GENERALLERLE PAZARLIĞI YAPAN BENDİM”

    Bozkır, AB müktesebatının dünyadaki en iyi standartları saptadığını vurgulayarak, bu müktesebatın devamlı kendini yenileyen bir standart olduğunu kaydetti. Buna rağmen süreci çok zor koşullarda yürüttüklerini anlatan Bozkır, Avrupa Birliği standartlarına sağlanan uyumla Türkiye’nin daha demokratik, daha insan haklarına saygılı bir ülke haline dönüştüğünü ifade etti. Süreçte 2 bin yasa değiştirildiğini vurgulayan Bozkır, değişimin ise AB süreci ile mümkün olduğunu kaydetti. İlk dönemlerde kanun değişikliği tartışmalarını Genelkurmay’da yaptıklarını hatırlatan Bozkır,”Biz, Avrupa Birliği standartları içinden bize yararlı olduğunu düşündüklerimizi, oturup yeni baştan, sıfırdan düşünmeye gerek kalmadan alıyoruz, ülkemize uyguluyoruz. Türkiye de 2 bin yasa değiştirdik, Avrupa Birliği süreci olmasa değiştiremezdik. Çok açık söylüyorum. Ben 15 yıldır bu işin içindeyim herhangi bir kanun değişikliğini gidip genelkurmayla tartışıyorduk ve generallerle pazarlığı yapan bendim. Ve nerelerden geliyoruz. Türkiye çok daha demokratik, çok daha insan haklarına saygılı bir ülke haline geldi. Bütün bunlar Türkiye’nin kazanımlarıdır. Burada AB sürecinin çok önemi vardır. O günlerde ’üyeliği önleyen kurum olmayı kabul ediyor musun’, sorusunun karşısında durmayı hiç kimse göze alamadı. Çünkü çocuklarına, torunlarına bunun cevabını veremeyecekti. AB üyeliği için hiçbir ülke bu kadar uzun süre dayanamazdı. Bu bizim sabırlı, kararlı olduğumuzun göstergesidir” ifadelerini kullandı.

    SÜRECİN UZAMASINDAN CHP’Yİ SORUMLU TUTTU

    AB sürecinin uzun sürmesini de uzun uzun açıklayan Bozkır, Türkiye’nin milli değerlerinden taviz vermeden süreci yürüttüğünü ifade etti. 1970 yılında başlayan ve günümüze kadar devam eden süreci anlatan Bozkır, sürecin başladığı 1970 yılında Türkiye’nin Yunanistan ile birlikte Avrupa Birliği’ne müracaat ettiğini hatırlattı. Yakalanabilecek bir AB üyeliğinin dönemin iktidarı CHP ve Başbakanı Bülent Ecevit’in yüzünden kaçırıldığını savunan Bozkır, “O dönemlerde istenen koşullar, belliydi. O dönem bir fırsattı. Siyasette bir fırsatı kaçırdığınız zaman o fırsat tekrar önünüze geldiğinde başka şartlarla gelir. Biz 70’li yılların sonunda Yunanistan ile aynı sepette Avrupa Birliğine üye olma noktasındayken, o dönemin iktidarı CHP ve rahmetli Ecevit, birden bire, ’biz Avrupa Birliğinden vazgeçiyoruz’ dedi. Vazgeçince Yunanistan üye oldu, biz olamadık. Halbuki biz o sepette kalsaydık ya ikimizde olamayacaktık ya da ikimizde olurduk. Ve Yunanistan bunu gayet güzel değerlendirdi, ve üye oldu” ifadelerine yer verdi.

    “KIBRIS’I VERSEYDİK AB’YE GİRERDİK”

    Türkiye’nin AB’ye girmek için yeniden girişimde bulunduğunu belirten Bozkır, bu süreçte ise 12 komünist blok ülkesinin bir yılda alınmasına rağmen Türkiye’nin halen birliğe üye yapılmamasını anlattı. Türkiye’nin Kıbrıs’ı Rum kesimine vermesi halinde bu ülkeler gibi kısa sürede AB’ye alınabileceğini ifade eden Bozkır, Türkiye’nin uzun süre devam eden süreçte Milli değerlerinden taviz vermeden AB’ye çok yaklaştığını ifade etti. Bozkır, “O dönemdeki fırsatı kaçırınca Türkiye, bu sefer başka bir sepette yıllar sonra AB için bu müzakerelere başlama mecburiyetinde kaldı. O sepette de 12 ülke eski komünist blok ülkeler vardı. Bunlar 45 sene komünizmin mezalimi altında yaşamak zorunda kalan ülkeler. Dolayısıyla, bunlar tekrar bu duruma düşmemek için, AB’nin her şartını kabul etti. Türkiye bunlar gibi değil, AB’nin her dediğini yapmıyor. Türkiye’nin de kendi doğruları var. Bunlardan geri adım atmıyor. Mesela biz Kıbrıs’ı versek bizde girerdik ama bu mümkün değil, çünkü Türkiye milli değerlerinden asla taviz vermez” dedi.

    “ŞEHİTLERİN KANI YERDE KALMAYACAK”

    Bozkır, son dönemlerde artan terör olaylarına da değinerek, terörün hedefinin, ülkedeki istikrar ve huzur ortamı olduğunu ifade etti. Bazı kesimlerin bu ortamın işine gelmediğini belirten Bozkır, şehitlerin kanı yerde kalmayacağını belirtti. Bozkır, “Bu huzur ve istikrar ortamının işlerine gelmediğini gören bu hıyanet içerisindeki kesimler, Türkiye’de huzur ortamını bozmak için, Türkiye’de insanları rahat yaşatmamak için, çeşitli operasyonlara girdiler. Bir süredir de bunları yürütüyorlar. Ama unuttukları bir şey var. Burası Muz Cumhuriyeti değil, burası Türkiye Cumhuriyetidir. Burada Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları var. En güzel cevabı da bu kavramlar veriyor. Çok sayıda şehit verdik. Allah hepsine gani gani rahmet eylesin. Şehitlerimizden akıttıkları kanlar yerde kalmayacak. O kanlar sayesinde Türkiye Cumhuriyeti bu noktalara geldi” dedi.

    “TERÖRÜN SON ÇIRPINIŞLARIDIR”

    Bozkır, terörün son çırpnışlarını yaptığını belirterek, son olaylarla birlikte terör olaylarının çığırından çıktığını kaydetti. Ankara’daki bombalı saldırıda hedef alınan sivillerin de bu yöndeki düşünceleri doğruladığını savunan Bozkır, “Türkiye Cumhuriyeti, şehitlerin bize emanet ettiği bu armağanla yüz yılar boyunca ayakta kalacaktır. Terör olayları artık son çırpınışlarında, çığırından çıkmış vaziyette. Sivillere yönelik katliamlar yapmaya başladılar. Bu tamamen son çırpınışlarıdır” diye konuştu.

    BAKAN BOZKIR’A GÜLDÜREN İKAZ

    Ak Parti Gaziantep İl Başkanı Eyüp Özkeçeci, salonda basın mensuplarının da bulunduğunu hatırlatan bir not kağıdını Başmüzakereci Volkan Bozkır’a verdi. Gündemdeki konular hakkında çarpıcı açıklamalar yapan Bozkır, bir taraftan konuşmasını sürdürürken diğer taraftan kendisine verilen notu baktı. Notta ne yazdığını söyleyen Bozkır, “Beni ikaz ediyorlar,’salonda basın mensupları var’ diye. Gizlimiz yok Basın da bizim canımız” diyerek güldü. Salondakileri de güldüren Bozkır, konuşmasını sürdürdü.

  • Enerji Bakanı Albayrak: “AB İle Enerji Faslı’nın Açılması İçin Tekrardan Süreci Başlattık”

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Avrupa Birliği ile Enerji Faslı’nın açılması için 8 Ocak’ta yapılan güncellemelerle tekrardan sürecin başlatıldığını belirtti.

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ile Avrupa Birliği Enerji ve İklim Komiseri Miguel Arias Canete, Başbakanlık Dolmabahçe ofisinde “Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Enerji Diyaloğu İkinci Toplantısı” sonrasında ortak basın toplantısı düzenledi.

    Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Enerji Diyaloğu toplantısının enerji arz güvenliği, Güney Gaz Koridoru, bölgesel enerji projeleri ve yeni gelişmeler ışığında verimli bir şekilde tamamlandığını dile getiren Bakan Albayrak, enerji ve iş dünyasının projelerinin siyasetin olumlu bir ivme kazanması açısından önem arz ettiğini vurguladı.

    “Türkiye’nin güvenilir bir oyuncu olması, 1 Kasım seçimlerinden sonra ortaya çıkan resim, Türkiye’nin AB’nin enerji arz güvenliğine yapacağı katkıları gündeme getirdi” diyen Bakan Albayrak, “Türkiye olarak biz AB ile ilişkilerimiz noktasında birçok farklı konuyu da gündeme getirdik. Paris İklim Konferansı sonrasında, belirsiz konu olarak gördüğümüz üye ülkelerin sınıflandırılması konusunu gündeme getirdik. Bu konuda bir imza sürecine bağlı olarak hangi ülkenin nasıl sınıflandırılacağı ile ilgili görüşmelerimizi en verimli şekilde neticelendirilmesi noktasında fikirlerimizi paylaştık” şeklinde konuştu.

    “AB ÜYELİK MÜZAKERELERİ ÇERÇEVESİNDE ESKİSİ GİBİ İVMEYİ YAKALAMAYI UMUT EDİYORUZ”

    Türkiye’nin büyüyen ekonomisi ile ciddi enerji yatırımına ihtiyaç duyulduğuna işaret eden Bakan Albayrak, AB ile Türkiye’nin 15. fasıl olan Enerji Faslı’nı açma sürecinin 2007 başladığını ancak Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin tavrı sebebiyle gerçekleşmediğini hatırlattı.

    Avrupa Birliği ile Enerji Faslı’nın açılması için 8 Ocak’ta yapılan güncellemelerle tekrardan süreci başlattıklarını aktaran Bakan Albayrak, “Önümüzdeki birkaç ay içerisinde bu faslın açılması konusunun Avrupa Komisyonu’ndan Avrupa Konseyi’ne nakledileceğini düşünüyoruz. Konsey’den geçtikten sonra 15. Enerji Faslı’nın açılmasıyla AB üyelik müzakereleri çerçevesinde eskisi gibi ivmeyi yakalamayı umut ediyoruz” dedi.

    “TÜRKİYE, AB’NİN ENERJİ ARZ GÜVENLİĞİNDE KİLİT BİR ROL OYNUYOR”

    AB Enerji ve İklim Komiseri Miguel Arias Canete ise, Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Enerji Diyaloğu’nun iki taraf adına da önemli bir fırsat olduğunu belirtti. Bakan Albayrak ile enerji arz güvenliği başta olmak üzere birçok konuda fikir alışverişinde bulunduklarını aktaran Canete, AB’nin sadece 4 ülkeyle bu tür diyalog toplantıları düzenlediğine dikkat çekti. Canete, “Türkiye ve AB güçlü partnerler. Türkiye, AB’nin enerji arz güvenliğinde kilit bir rol oynuyor. Gelecekte enerji sektöründe büyük değişimler olacak ve Türkiye bu bölgede önemini sürdürmeye devam edecek. Güney Gaz Koridoru’nun tamamlanması ve genişletilmesi ile de görüşmelerimiz oldu. İran da burada önemli bir role sahip olacaktır” diye konuştu.

  • Bakan Bozkır: “AB Bakımından Türkiye Vazgeçilmez”

    Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, “AB bakımından Türkiye’nin vazgeçilmez, onsuz olmaz ve geleceğe bakarken de Türkiye ile birlikte yürüme kararlılığına tekrar kavuşmuş bir tablo içindeyiz” dedi.

    Avrupa Birliği Bakanlığı Samsun’da “Türkiye’nin AB’ye Üyelik Süreci” konulu sivil toplumla diyalog toplantısı düzenledi. Sheraton Otel’de düzenlenen toplantıya AB Bakanı ve Başmüzakereci Büyükelçi Volkan Bozkır, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Samsun Valisi İbrahim Şahin, Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, ilçe kaymakamları, ilçe belediye başkanları ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.

    Toplantıda açılış konuşmasını yapan Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, “AB yetkilileriyle, kurumlarıyla ve oradaki bürokrasi ile müzakere etmekte gerçekten mahir insanlara ihtiyacımız var. Tabi bu anlamda bürokratik çalışmalar içinde bulunan bürokrat arkadaşlarımıza da kolaylıklar diliyorum. Çünkü uzun yıllar yurt dışında yaşamış birisi olarak, gerçekten o müzakere süreçlerinin ne kadar zor olabileceğini de aşağı yukarı tahmin edebiliyoruz. 2004 yılında 17 Aralık’ta Brüksel’de yapılan müzakere toplantıları içerisinde, ben o zaman Cumhurbaşkanımızın yanında özel kalemi olarak görevli iken Bakanımız da Dışişleri’nde bu konunun en üst takipçisi olarak görevliydi. Gerçekten orada ülkemizin, milletimizin, bayrağımızın en üst seviyedeki temsilinin en onurlu şekilde ve dik duruşu şekilde yapılması çok büyük önem arz ediyordu. Cumhurbaşkanımız, Başbakan olarak o gün müzakere tarihini alıp Türkiye’ye öyle geldi. Bu süreçleri çok kısa hatırlamakta fayda var. Çünkü 40 yılı aşkın bir süredir, belki de kapıda beklemek durumunda kalan, tabiri caizse kapıda bekletilen bir durum vardı ve bu aşıldı çok şükür. Bu aşıldıktan sonra müzakere sürecine başladıktan sonra bizim bu anlamda ortaya koymuş olduğumuz performansın da gerçekten çok farklı bir noktada olduğunu düşünüyorum. Çünkü biz hep ne dedik, Avrupa Birliği’nin üyelik kurallarıyla ilgili bu yolda biz dersimizi iyi çalışıyoruz ve bu noktada gece gündüz demeden hazırlıklarımızı yapıyoruz. Avrupalı dostlarımızdan beklediğimiz tek bir şey var o da herkese nasıl bir süreç işletildiyse aynı sürecin bize işletilmesi. İşte bu noktada bakanlık olarak kurulduktan sonra Avrupa Birliği Başmüzakerecilik görevini üstlenmiş olan daha önce Egemen Bağış Bakan olarak, ondan önce Ali Babacan Başmüzakereci olarak ve şimdi de Volkan Bozkır’ın başkanlığında çok hızlı bir yol aldığımıza ben inanıyorum. Zaman zaman kamuoyunda, Avrupa Birliği’yle alakalı müzakereler, Avrupa Birliği’yle ilgili süreçler eleştirilir. Bu doğaldır. Ama önemli olan bu irade üzerine, bu duruş üzerine bu yolda sabırla ilerlemek ve sabırla giderken de kazanımlarımızı en iyi şekilde değerlendirmektir. İşte burada bugün sizlerle yapılacak toplantı, Avrupa Birliği’nden sadece üye olarak değil, üyelik sürecinin devam ederken de alınabilecek kazanımların ne olduğu noktasında çok ciddi bir diyalog ortamı oluşturacak. Çünkü eğitimden tutun da alt yapı çalışmalarına kadar çok farklı noktalara da ülkemizin de geleceğe yürüyüşünde katkı sağladığı katkı alabildiği bir takım maddi fonların da kullanımı söz konusu” dedi.

    Konuşmasında mülteci konusuna da değinen Bakan Kılıç, “Ülkemiz gerçekten çok farklı bir konumda, coğrafi olarak olsun geçmişiyle olsun, medeniyetiyle olsun. Bakın biz yanı başında çok ciddi sıkıntılar yaşayan bir milletin 2.5 milyon insanına kucak açmış, sınırlarını açmış bir ülkeyiz. Biz bunu hiçbir şekilde bir karşılık beklemek üzere yapmadık. İnsani görevimiz olduğu için yapıyoruz. Bunu yapmaya devam edeceğiz. Bu bizim hem kültürümüzden gelen hem milletimizin millet olmasından gelen gücünden kaynaklanan bir güç. İnanıyorum ki Başbakanımızın Avrupalı liderlerle yaptığı toplantılarda, Bakanımızın Avrupa’da yaptığı toplantılarda muhataplarıyla yaptığı toplantılarda ülkemizin göstermiş olduğu bu duruş, kuvvetli bir argümandır. Çünkü çok daha az sayıdaki mülteciyle ilgili konular söz konusu olduğunda çok daha zor yollardan geçen komşularımız var. Çok daha zor şartlar altında kurallar içinde kabul noktasında sıkıntı yaşayan ülkeler var. Ama biz bunu asla yaşamadık, bu bizim milletimizin büyüklüğünden kaynaklanan bir şey” diye konuştu.

    BAKAN BOZKIR: “AB BAKIMINDAN TÜRKİYE VAZGEÇİLMEZ”

    AB süreci bakımından son dönemlerde çok önemli gelişmelerin meydana geldiğini belirten AB Bakanı ve Başmüzakereci Büyükelçi Volkan Bozkır, “Tabiri caizse paradigma değiştiği için kartlar yeniden dağıtıldı. Bir süredir istediğimiz hızda cereyan etmeyen bu ilişkiler şimdi bundan sonra çok önemli bir hız kazanacak. Bunlar içinde en önemli unsurların başlıkları, birincisi Türk insanın beklide en çok kendini rahatsız hissettiği en çok üzüntü duyduğu alanlardan bir tanesi vizedir. 1980 askeri darbesinin o yıllarda insanlarımıza uygulanan çeşitli baskılar ve o dönemin psikoloji atmosferi içinde çok sayıda vatandaşımızın yurt dışına gitmesi nedeniyle vize aslında o yıllarda konulmuştur. Ondan önce vize yoktu. Şimdi bu vizenin kaldırılması için mutabakat sağlandı. İnşallah bu yılın Ekim ayında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları Şengen bölgesine vizesiz olarak girebilecekler ve çok önemli bir sorunumuz çok önemli bir beklentimiz bu şekilde karşılanmış olacak” şeklinde konuştu.

    Müzakere süreçlerinin hızlandığını ifade eden Bakan Bozkır şöyle devam etti: “Uzun zamandır bir fasıl açamamıştık. Geçtiğimiz hafta yeniden bir fasıl açtık ve bu hükümetler arası konferans olması nedeniyle 28 ülkenin oy birliği ile mutabakatının Türkiye’nin üyeliği ile ilgili devam ettiğinin bir göstergesi. Çok önemli karalardan bir tanesi zirve toplantıları yapılacak. 11 yıldır yapılmayan zirve toplantıları ilk defa tekrar yapılıyor ve yılda iki kez yapılacak. Üst düzey ekonomik iş birliği, üst düzel enerji iş birliği, siyasi platformlar ve onun yanında da gümrük birliğinin güncellemesi çok önemli adımlar arasında yer alacak. Gümrük birliğinin güncellenmesi bugün 150 milyar dolar olan ticaretimizin 300 milyar dolara çıkmasını sağlayacak. Tarım hizmetler ve kamu alımları alanlarının dahil edileceği çok önemli bir proje inşallah bundan hem Türkiye’nin çok büyük kazançları olacak, hem de bütün dünya bakımından gıpta ile bakılan ülkemizin konumu gerçekten çok daha fazla güçlenecek. Belki de AB’nin en büyük kazancı bugün karşı karşıya olduğu ırkçılık ve İslam karşıtlığı gibi akımların yeşerdiği bir ortamda eğer Avrupa öteki kavramının ortadan kaldırılmasını mümkün hale getirmek istiyorsa bunu sağlayabilecek tek ülke Türkiye’dir. Kültürüyle tarihiyle, renkleriyle ve kendi içindeki öteki kavramını halletme yolunda büyük mesafe kat etmiş gücüyle de AB inşallah ileride ilk kurulduğu gibi sadece dar bir alana sıkışmış bir yapı olmaktan çıkıp, gönlünü çok daha güzel renklere, çok daha fazla dinlere çok daha fazla etnik yapıya açmış bir duruma kavuşacaktır. Bu nedenlerle de Türkiye için AB bugün belki gerçekten en fazla önem arz eden bir noktadadır. Ama AB bakımından da Türkiye vazgeçilmez, onsuz olmaz ve geleceğe bakarken de Türkiye ile birlikte yürüme kararlılığına tekrar kavuşmuş bir tablo içindeyiz.”

    Konuşmaların ardından AB Müsteşarı Büyükelçi Rauf Engin Soysal’ın başkanlığında bazı sivil toplum kuruluşu temsilcisi kürsüye çıkarak söz verildi.

  • Tatvan’da “AB Projeleri Hazırlama Teknikleri” Kursu

    Bitlis’in Tatvan İlçe Kaymakamlığı bünyesinde faaliyet gösteren Proje Koordinasyon Merkezi (PKM) tarafından ilçede görev yapan eğitimcilere yönelik “AB Projeleri Hazırlama Teknikleri” kursu açıldı.

    Okulların AB projelerinden daha çok faydalanması amacıyla Selahattin Eyyubi Ortaokulu konferans salonunda verilmeye başlanan kurs kapsamında, projenin nasıl hazırlanacağı konusunda teorik ve uygulamalı bilgiler veriliyor. İlçe Milli Eğitim Müdürü Abdullah Yüzer ile birlikte düzenlenen kursu ziyaret eden Tatvan Kaymakamı Murat Erkan, açılan kursun önemine vurgu yaptı. Kursun, okulların AB projelerinden daha çok faydalanabilmesi amacıyla açıldığını belirten Kaymakam Murat Erkan, ücretsiz olarak açılan kursun önemli bir avantaj olduğunu ifade ederek, “Proje Koordinasyon Merkezimiz tarafından açılan bu kurs son derece önemli bir kurstur. Bu kursu açmamızdaki amacımız, ilçemizdeki okulların AB projelerinden daha çok faydalanmasını sağlamaktır. Normalde bu tür kurslar ücretli olarak açılır, ancak biz bunu tamamen ücretsiz ve gönüllülük esasına dayalı olarak açtık. Bu anlamada bu kurstan en iyi şekilde istifade edilmesi gerekiyor. Zaten kurs sayesinde de eğitimcilerimizin kurs sonunda iyi bir projeci olacağına ve bir birinden güzel projelere imza atacaklarına olan inancımız tamdır. Bu anlamda da kurstan sonra her okulumuzun en az bir proje hazırlamasını bekliyoruz. Ben bu vesile ile tüm kursiyerlerimize ve eğitimcilerimize başarılar diliyor ve açtığımız kursun ilçemiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum” diye konuştu.

    Öte yandan, toplam 80 gönüllü öğretmenin katılım gösterdiği kursun 40’ar kişilik iki grup şeklinde iki hafta boyunca devam edeceği ve kurs sonunda yapılacak olan sınavda başarılı olan eğitimcilere başarı belgesi verileceği belirtildi.