Etiket: “AB

  • AB, İran ile olan 22 milyar euroluk ticaretini koruyacak

    ABD Hazine Bakanlığı, İran’a yönelik ilk yaptırım paketini bugün devreye soktu. Avrupa Birliği ve 3 ülkenin dışişleri bakanları, İran ile meşru ticaret yürüten Avrupalı firmaları koruma konusunda kararlı olduklarını bildiren ortak bir açıklama yaparken, AB, İran ile yıllık 22 milyar euro’yu aşan ticaret hacmini de korumuş oldu.

    Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump’ın, ülkesini İran ile nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak çekmesinin ardından ABD Hazine Bakanlığı da, İran’a 90 ve 180 günlük iki aşamayla yeniden yaptırım uygulanacağını duyurmuştu. 90 günlük süre bugün doldu ve ABD, İran’a yönelik yaptırımların ilk paketini devreye soktu.

    Avrupa Birliği (AB) ile 3 ülkenin dışişleri bakanları ise 16 Ocak 2016’da yürürlüğe giren Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak adlandırılan nükleer anlaşmadan çekilmesi ve İran’a uygulanacak yaptırımların ilk paketinin devreye girmesiyle ilgili dün ortak bir açıklama yaptı. AB, Fransa, İngiltere ve Almanya tarafından yapılan ortak açıklamada, AB hukuku ve Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararı uyarınca İran ile meşru ticaret yürüten Avrupalı firmaların korunması konusunda kararlı olunduğu ifade edildi.

    AB ile İran arasındaki ticaret hacmi 22 milyar euroyu aşıyor

    Söz konusu açıklamayla, AB, İran ile yıllık 22 milyar euroyu aşan ticaret hacmini de korumuş oldu. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini de Yeni Zelanda ziyareti sırasında yaptığı konuşmada, nükleer taahhütlerine sadık İran ile ticaretin artırılmasını teşvik ettiklerini söyledi. Almanya Federal İstatistik Ofisi’nin (Destatis) verilerine göre, Almanya ile İran arasında 2017 yılında dış ticaret hacmi 3 milyar 384 milyon 219 bin euro seviyesinde gerçekleşti. İran’ın Paris Büyükelçiliği’nden alınan bilgilere göre; İran ile Fransa arasındaki ticaret hacmi 2017’de yaklaşık 3,8 milyar avroya ulaştı.

    İtalya-İran arasındaki ticaret 5 milyar doları aştı

    Roma Ticaret Müşavirliği’nden alınan bilgilere bakıldığında ise İtalya ile İran arasında toplam 27 milyar euroluk yatırımlar ve ihracat potansiyeli var. İtalya’nın Tahran Büyükelçisi Mauroo Conciatori, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, iki ülke arasındaki ticaret hacminin 2017’de 5 milyar doları geçtiğini söylemişti. İran-İngiltere Ticaret Odası verilerine göre; KOEP sonrası iki ülkenin ticaret hacmi yüzde 50 oranında arttı. İki ülke arasındaki ticaret 2017 yılı sonunda 200 milyon euronun üzerine çıktı.

    ABD Başkanı Trump, selefi Barack Obama tarafından 2015 yılında İngiltere, Almanya, Fransa, Rusya ve Çin ile beraber imzalanan nükleer anlaşmadan ABD’yi 8 Mayıs’ta çekmişti. Bugün devreye giren yaptırım paketinde ise İran’ın dolara erişimini, devlet tahvili satmasını, altın ve diğer değerli madenler ile çelik, alüminyum, kömür gibi metallerle ticaret yapmasını ve yolcu uçağı ya da parçalarını ithal etmesini engelleyici maddeler yer alıyor.

  • Bakan Tüfenkci: “AB ’ye üyelik süreci iki tarafı da yoran nişanlılığa benziyor”

    Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, AB ’ye üyelik süreci iki tarafı da yoran nişanlılığa benziyor. AB artık Türkiye’yi nerede görmek istediği konusunda bir karar vermeli” dedi.

    Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Bakanlık Toplantı Salonu’nda, Avrupa Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği (EUROCHAMBRES) Başkanı Christoph Leitl ve beraberindeki heyeti kabul etti. Gümrük ve Ticaret Bakanı Tüfenkci, Avrupa Birliği (AB) ile üyelik müzakerelerine ilişkin, “Bu süreç iki tarafı da yoran uzun süreli bir nişanlılığa benziyor. AB artık Türkiye’yi nerede görmek istediği konusunda bir karar vermeli” ifadelerini kullandı.

    EUROCHAMBRES’ın, Avrupa odalarının kapasite artırımına destek olmak, üyelerine daha iyi hizmet sunmak çalışmalar yürüttüğüne değinen Bakan Tüfenkci, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin (TOBB) de Türkiye’nin refahını artırmak adına benzer çalışmalar yürüttüğünü belirtti. Türkiye’nin 2023 hedeflerine kamu ve özel sektörün güçlü iş birliğiyle ulaşılabileceğine işaret eden Bakan Tüfenkci şöyle konuştu:

    “Ülkemiz, siyasi istikrarla ekonomide de başarılı bir dönemi devam ettirmektedir. Özelleştirme ve yabancı sermaye girişlerinde ciddi artışlar kaydedilmiş, kamu borç stokunun milli gelire oranında ve bütçe açıklarının indirilmesinde olumlu gelişmeler sağlanmıştır. Bugün, Türkiye ekonomisi, dünyanın sayılı ekonomileri arasında yer alıyorsa bunun en önemli nedeni özel sektörün yatırım, üretim ve ihracattaki etkinliğidir, yaptığı açılımlardır. Reel sektörle hükümetimiz arasında iyi ilişkiler tesis edilmiştir. Bu konuda en büyük desteği reel sektörün üst kuruluşu olan TOBB sağlamaktadır.”

    “AB artık karar vermeli”

    Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecine ilişkin müzakerelerin devam ettiğini hatırlatan Bakan Tüfenkci, “Bu süreç iki tarafı da yoran uzun süreli bir nişanlılığa benziyor. AB artık Türkiye’yi nerede görmek istediği konusunda bir karar vermeli” şeklinde konuştu.

    Mevcut vize uygulamasının özellikle iş dünyasını olumsuz etkilediğine dikkat çeken Bakan Tüfenkci, malları Birlik içinde serbest dolaşımda olan Türk işadamlarının kendilerinin bu hakka sahip olmamalarının adil ticareti engellediğini ifade etti. Bu durumun, haksız rekabete yol açtığını belirten Bakan Tüfenkci, Türk iş adamlarının mevcut işlerini yürütmekte zorluk yaşadığını belirtti, ticaretin önündeki bu engelin kaldırılması gerektiğini vurguladı. Tüfenkci, Türkiye’deki yabancı yatırımlarda en büyük payı AB üyesi ülkelerin oluşturduğunu belirterek, bu noktada Gümrük Birliğinin güncellenmesi çalışmalarına vakit kaybetmeksizin başlanması ve teknik yönü ağır basan bu konunun siyasi malzeme unsuru yapılmamasının büyük önem taşıdığını ifade etti.

    “Türkiye’nin büyüme verileri etkileyici”

    EUROCHAMBRES Başkanı Leitl ise Türkiye’nin son zamanlarda kalkınmaya ilişkin verilerinin etkileyici olduğunu belirterek, şunları söyledi:

    “Son büyüme rakamlarına bakıldığında Türkiye’nin, Çin ve Hindistan’ı geride bırakarak dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi olduğunu görüyoruz. Türkiye’nin hedeflerinden birisi de dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer almak. Bu iddialı görülebilir ancak kuşkusuz gerçekleştirilebilecek bir hedef. EUROCHAMBRES Başkan Vekili Rifat Hisarcıklıoğlu’na ilişkilerin geliştirilmesine sağladığı fayda, sempati ve farkındalık yaratılmasına katkıları için özellikle teşekkür ediyorum.”

    Gümrük Birliğinin güncellenmesi konusunu kendilerinin de arzuladığını vurgulayan Leitl, “Bu iki tarafın da kazanacağı bir çözüm olacaktır. Türkiye gibi mükemmel bir ülkeyle ekonomik bağlarımızın artmasını istiyoruz.” diye konuştu. Toplantıda, TOBB Başkanı ve EUROCHAMBRES Başkan Vekili Rifat Hisarcıklıoğlu da hazır bulundu.

  • Çavuşoğlu: “AB ile 72 kriter tamamlandı. Top AB’de”

    İhlas Medya Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın programında gündemi değerlendiren Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Zeytin Dalı Harekatı planlandığı şekilde devam ediyor, mücadelemiz sonuna kadar devam edecek. Diğer yandan operasyonun insanı boyutunu da ihmal etmedik. Hiçbir sivil öldürülmedi, aksi yönde yapılan haberler PKK/YPG’nin propagandasıdır” dedi.

    Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İhlas Medya Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın Gündem Özel Programına konuk oldu. Afrin’de yürütülen Zeytin Dalı Harekatına ilişkin durum değerlendirmesi yapan Çavuşoğlu, “Harekat planlandığı gibi başarılı bir şekilde devam ediyor. Askerlerimiz şehit olmaya hazır gidiyor her göreve ancak, şehitlerimize ciğerimiz yanıyor elbette. Bir terör örgütüyle mücadele ediyoruz, bize yönelik ciddi bir tehdit var. Burada özellikle sivillere yönelik temkinli davranıyoruz. Havadan İHA’larımız, karadan askerlerimiz olsun ÖSO olsun topyekûn devam eden bir şekilde, bine yakın teröristi etkisiz hale getirdik. Rakka’da sorulmayan siviller, biz PKK’ya karşı bir operasyon gerçekleştirilince soruluyor, bu harekatı önemsiz hale getirmeye çalışıyorlar. Sivilleri canlı kalkan yapan bir terör örgütünden bahsediyoruz dolayısıyla mücadelemiz sonuna kadar devam edecek. Terör örgütü nerede tehdit oluşturursa, buna Münbiç de dahil, kararlı bir şekilde operasyonu sürdüreceğiz. Bu tehdidi buradan tamamen temizlemeden vatandaşlarımızı güvenli hissedemeyiz” şeklinde konuştu.

    “Hiçbir sivil öldürülmedi”

    Yaşar, sivillerin öldürülmesine ilişkin yürütülen algı operasyonlarına değindi. Bu kapsamda dış medyada gündeme gelen haberleri anımsattı. Konuya ilişkin açıklama yapan Çavuşoğlu, “Bunlar PKK/YPG’nin propagandasıdır. Bunları gündeme getirenlere, ’Elinizde bir delil varsa getirin’ diyoruz. Türk milleti siviller konusunda herkesten daha hassas. Bugüne kadar bize bir belge veya delil getiren olmadı. Bugüne kadar hiçbir sivil ölmedi. Rejimin daha önceden öldürdüğü sivilleri göstermeye çalıştılar, bunlar sonuç vermeyince bu şekilde başka yollara başvurdular” diye konuştu.

    “ABD ile pazarlık söz konusu değil”

    Yaşar’ın ABD ile bir temas olup olmadığını sorması üzerine Çavuşoğlu, “ABD ile bir pazarlık veya bir temasımız olmadı. Zaten ABD’nin burada bilenen bir mevcudiyeti yok, dolayısıyla ABD ile konuşacağımız bir konu da yok. Bizim beklentimiz destek vermesinler, silah vermesinler ve gölge etmesinler. Biz operasyonu başlatırken her türlü hazırlığı başlattık. Duruma göre stratejimizi değiştirebiliyoruz. İnsanı boyutu ihmal etmedik, yardım çadırlarımızı hemen gönderdik. Mehmetçik operasyonları yürütürken, bizde Cumhurbaşkanımızla diğer boyutlarını yönetiyoruz. Teröristlerin başka bir yere gitmesi sorunu çözmez, ya silahı bırakması lazım ya da yok edilmesi gerek. Aksi takdirde yine karşımıza çıkacaklar. Amerika bizim endişelerimizi anlamalı ve karşılamalı. PKK ve YPG’nin aynı terör örgütü olduğunu ABD kabul ediyor. ABD müttefiksek bizim bu endişemizi anlamalı ve iş birliği yapmalı. Suriye’de şu anda çok sayıda Kürt hapiste. Kürt partileri kapatıldı. Bunları yapan YPG terör örgütü. Nerede insan hakları savunucuları? Burada Türkiye’nin düşmanı bizim dostumuzdur anlayışı var. Biz DEAŞ ile müttefik olamayız, din ile bir alakaları olmadığını ifade ediyoruz. Terör örgütlerinin ideolojilerini öldürmek gerek. YPG’ye verilen silahların kayıtları bulunuyor, bazıları ’Biz bunu peşmerge’ye verdik’ diyor. Bize atılan roketleri kim verdi?” şeklinde yanıtladı.

    “ABD önce verdiği sözleri tutmalı”

    ABD Dışişleri Bakanı Tillerson’un güvenlik bölgesi oluşturulması için Türkiye ile anlaşma teklifini hatırlatan Yaşar, Tillerson cephesinden yapılan ikinci bir açıklamaları değerlendirdi. “Amerika’nın sınırda güvenli (tampon) bölge teklifini Paris’te Tillerson’a sordum. Bir açıklama yaptı ancak ABD’ye güvenemiyorum” diyen Çavuşoğlu konuşmasına şu şekilde devam etti:

    “Bunları bizim ABD ile görüşebilmemiz için güveni tesis etmemiz lazım. Teknik ekiplerin de konuşabilmesi için ABD’ye güvenebilmemiz lazım. Bana verilen hiçbir söz tutulmadı, önce verilen sözlerin tutulmasını beklemek lazım. YPG ile işbirliğini kesmeli, Rakka’da nasıl anlaşıldı bunlar görüldü, neden orada yok edilmedi? ABD Başkanı’nın Türkiye’yi sevdiğini, Cumhurbaşkanına saygı duyduğunu biliyorum. Kendi içlerinde çok ciddi sorunlar var, o tablo Avrupa ile ilişkileri de etkiliyor. Türkiye’ye karşı Afrin’de YPG ile omuz omuza savaşıyorlar. Bizim ABD karşıtlığımız yok ama ortada bir tablo var. Güven zedelendi, bu güvenin yeniden tesis edilmesi lazım. Aramızdaki temaslar önemli, bir çalışma grubu oluşturuldu. Artık oylama dönemi bitti, biz somut adımlar görmek istiyoruz.”

    “CIA Türkiye’den özür diledi”

    Çavuşoğlu, “Türkiye’yi kıskananlar veya karalamak isteyenler bizi DEAŞ’a destek vermekle suçluyor. John Kerry bir toplantıda DEAŞ’tan petrol aldığımızı söyledi. ’Emin misin?’ dedim, ’evet’ dedi. Ben olayın peşini bırakmam, dedim ve delil istedim. Her toplantıda kendisinden delil isteyince CIA bize Kilis Belediyesi’nin asfalt raporunu gönderdi. Resmi bir cevap verdik ve en sonunda CIA bizden yazılı olarak özür diledi” dedi.

    AB ile 72 kriteri tamamlandığını ifade eden Çavuşoğlu, “Top AB’de” dedi.

    Türkiye’nin, Suriye’nin sınır bütünlüğünü herkesten daha çok desteklediğini ifade eden Çavuşoğlu, “Biz rejime yönelik bir tehdit değiliz ama rejimin de ihlalleri bir an önce durdurması lazım. YPG konusunda da sanırım farklı düşünmüyoruz, YPG’nin bölmek istediği konusunda rejimle hem fikiriz” diye konuştu.

    Diğer yandan İran’ın tavır değiştirip değiştirmediğine dair değerlendirme yapan Çavuşoğlu, İran’da farklı görüşler olabileceğini ifade ederek, çok büyük tehditler gelmediğini aktardı. Ayrıca buradaki terör örgütünün İran için de bir tehdit oluşturduğunu kaydetti.

    “Almayan’ya haksızlık etmiş oluruz”

    Fransa ve Almanya’nın tavrına ve diplomatik görüşmelere ilişkin açıklamalarda bulunan Çavuşoğlu, “Bugüne kadar Fransa ile terörle mücadele konusunda aynı çizgide olduk. Ancak Afrin operasyonu başlayınca tavırları değişti. BM’de olayı gündeme getirmeye çalıştılar. Bazen bize karşı olan kesime karşı da sevimli görünmeye çalışıyorlar. Biz de bu sefer samimiyeti sorguluyoruz. Yüzümüze karşı söyleyemediklerini Avrupa Konseyi’nde söylüyorlar. Mesela eğitim konusu. Bize öğretmen konusunda zorluk çıkartıyorlar. Biz de aynıyla mukabele edeceğiz deyince ’aman’ diyorlar. Biz samimi davranıyoruz ancak Fransızlar ikiyüzlü davranıyor. Almanya Afrin operasyonuna karşı çıktı, dersek haksızlık etmiş oluruz. Ancak onlardan da ’insan hakları’ başlığı altında çatlak sesler çıkıyor. Alman Dışişleri Bakanı Gabriel’in çabalarını takdir ediyorum. PKK ve YPG’nin arasında bir fark olmadığını sesli olarak dile getiriyor, PKK’nın düğünlerde bile para topladığını kendisi bizzat anlattı. Tabi tüm Almanya’daki siyasetçiler böyle düşünmüyor. Rusya’yla temaslarımız sürüyor. Astana süreci de devam ediyor. Diğer taraftan sahadaki tüm aktörlerle temaslarımızı sıklaştırdık. Bir kaza olmaması için titiz davranıyor. Özellikle hava operasyonlarına dikkat ediyoruz” diye kaydetti.

    “Soçi’nin Cenevre’de bu şekilde aynı formatta devam edeceğini görebilirsiniz” diyen Çavuşoğlu, anayasa komisyonunu oluşturmak için İran ve Rusya ile birlikte listeyi kararlaştırdıklarını da anımsatarak, “Soçi’de Mihraç Ural krizi sonradan ortaya çıktı. O gün 1 saat uyuduk ancak krizi iyi yönettik. En sonunda İran ve Rusya’yla birlikte krizi çözdük. Alınan kararla bir anayasa komisyonu oluşturuldu. Suriye’de tesis edilen çatışmasızlık bölgelerinin sürdürülebilmesi için elimizden geleni yapıyoruz” dedi.

    FETÖ’cülerin iadeleri hakkında kısa bir yorumda bulunan Çavuşoğlu, “Yunanistan’ın FETÖ’cüleri iade etmemesi hayal kırıklığı. Yunanistan’ı Kardak ile ilgili de uyardık” ifadelerini kullandı.

    “CHP çok karmaşık bir parti haline geldi”

    Yaşar, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaoğlu’nun “YPG’ye 50 defa terör örgütü dedim” ve “Türkiye niye ÖSO’nun peşine takıldı” açıklamalarını gündeme getirerek iç siyasetteki CHP’nin bu tutumunu sordu. Çavuşoğlu, “CHP çok karmaşık bir parti haline geldi. Maalesef PKK/YPG’ye sempati duyan, terör örgütü bile diyemeyen kişiler de var. CHP’nin içinde DHKP-C’li kişiler de var. İstanbul İl Başkanını görüyorsunuz ibretlik. CHP rotası belli olmayan bir parti haline geldi. ÖSO, bizim Mehmetçiğimizle teröristlere karşı mücadele ediyor. DEAŞ’a karşı mücadele ederken değil de neden YPG’ye karşı mücadele ederken sorguluyorsun, demek ki bir sempati var. Daha önce Fırat Kalkanı Harekatı’nda neden sorgulamadınız? Ana muhalefet partisi normalde iktidarın alternatifidir. Ülkeyi yönetmeye taliptir. Bunlara nasıl ülkenin güvenliğini, dış politikasını teslim edeceksiniz?” yanıtını verdi.

  • AB, kendi IMF’sini kuracak

    BRÜKSEL (İHA) – Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, üye ülkelerin ekonomik kurtarma programlarını yönetecek Avrupa Para Fonu (EMF) kurulmasını teklif etti. Avrupa’da ekonomik ve parasal birliğin güçlendirilmesini amaçlayan AB Komisyonu, EMF’nin Uluslararası Para Fonu (IMF) gibi faaliyet göstereceğini açıkladı.

    Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Valdis Dombrovskis ile komisyon üyelerinden Günther Oettinger ve Pierre Moskovici, Ekonomik ve Parasal Birliğin tamamlanmasına yönelik ilave edilen adımlar konusunda önerilerini açıkladı. Brüksel’deki Avrupa Birliği’nin Berlaymont binasında düzenlenen basına açık toplantıda, 2019 yılı itibariyle, ekonomik açıdan zor duruma düşecek Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin başvurabileceği bir Avrupa Para Fonu oluşturulması önerildi.

    Basın toplantısında, Avrupa Parlamentosu ile Konseyin, kendi IMF’si olarak lanse edilen Avrupa Para Fonu konusundaki teklifin, 2019 yılının ortalarında onaylanması gerektiği belirtilirken, Avrupa Para Fonu’nun Avro bölgesine birçok konuda yeni reformlar getireceği iddia edildi.

    Komisyon Üyesi Pierre Moscovici, yaptığı konuşmada, AB yürütme organı, kurulması öngörülen Avrupa Para Fonu’nun AB’nin kural ve yeteneklerini sıkı sıkıya bağlı olacağını ve Avrupa Parlamentosu’ndan sorumlu bir topluluk organı haline geldiğini görmek istediğini açıkladı.

  • Macron: “AB, yabancı işçilere yönelik reform yapmazsa dağılma riski alır”

    Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, AB’nin yabancı işçilere ilişkin hukuk kurallarında reform yapması gerektiğini, aksi halde dağılma riskiyle karşılaşacağını belirtti.

    Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, geçici yabancı işçilere ilişkin hukuk kurallarında düzenleme yapılmazsa AB’nin dağılma riskiyle karşı karşıya olacağını ifade etti. Romanya’da konuşma yapan Macron, AB’deki bazı siyasi ve ticari çevrelerin, sosyal ve mali dampingi teşvik etmeye çalıştıklarını belirterek, hukuk kurallarında AB çapında düzenleme yapılması gerektiğini ifade etti.

    Macron, hukuk kurallarına yönelik düzenlemelere destek toplamak amacıyla üç günlük orta ve batı Avrupa turuna çıktı. Macron, Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasında Fransız seçmenlere AB’deki “sosyal damping” ile mücadele konusunda söz vermişti.