Etiket: 3.5

  • Ulaştırma Memur-Sen Genel Başkanı Cankesen: “Yüzde 3.5 zam oranına kapalıyız”

    Ulaştırma Memur-Sen Genel Başkanı Can Cankesen, hükümetin önerdiği yüzde 3,5 zam oranına kapalı olduklarını ifade etti.

    Ulaştırma Memur- Sen Malatya Şubesi 4. Olağan Genel Kurulunu yaptı. Malatya TCDD lokalinde gerçekleştirilen kongreye Diyarbakır, Adıyaman, Siirt, Batman, Şırnak, Hakkari, Van, Elazığ, Bingöl, Muş, Bitlis illerinin sendika şube başkanları ile Ulaştırma Memur-Sen Genel Başkanı Can Cankesen, TCDD 5. Bölge Müdürü Üzeyir Ülker ve sendika üyeleri katıldı.

    Kongrede ilk olarak söz alan Malatya Şube Başkanı Mustafa Adak, Memur-Sen’in, Türkiye’nin en büyük emek örgütü olduğunu ifade ederek, “Emeğin değerli olmasının ve ekmeğin artmasının ön şartının, özgür, sivil ve demokratik bir siyasal sistem olduğunun bilincindeyiz. Bugün, Suriye’de sendikadan bahsetme imkanı yoktur. Özgürleşmeyi, demokratikleşmeyi, sivilleşmeyi, mazluma destek olmayı, zulmü ortadan kaldırmayı insan ve insan onurunu korumayı da görev ve sorumluluklarımız arasında görüyor, varlık nedenleri arasında kabul ediyoruz. Ulaştırma Memur-Sen, özgürlük insana aittir, insana dairdir anlayışıyla hareket eden aksiyoner bir özgürlük hareketidir” ifadelerine yer verdi.

    TCDD 5. Bölge Müdürü Üzeyir Ülker ise demir yollarında yapılan gelişmelere değinerek “1950’li yıllardan sonra unutulan demir yollarımız, son 15 yılda tekrar devlet politikası haline gelerek layık olduğu yere oturtuldu. Bu dönemde ülkemiz, hızlı trenlerle tanıştı, bu dönemde ülkemiz boğaz tüp geçitle tanıştı, bu dönemde Anadolu topraklarına yayılmış demiryolu yeni baştan yenilendi” şeklinde konuştu.

    Kongrede son olarak söz alan Ulaştırma Memur-Sen Genel Başkanı Can Cankesen ise 17 şube ve 75 temsilcilik ile hizmet verdiklerini söyledi. Göreve geldiklerinde yetkinin kendilerinde olmadığını ancak şuan yetkili sendika durumunda olduklarını belirten Cankesen, “1 Ağustos’ta, memurlarımız için toplu sözleşme masasına oturduk. 20 milyon kişiyi ilgilendiren bir sözleşmeye geldiği zaman 3+3 diyerek ortaya bir rakam çıkarıp da yüzde 3’lere boğmak, akabinde de, daha bugün çıktı resmi bir teklif yok, 3,5’u veririz demek bu bizim kabul edeceğimiz bir durum değil. O yüzden il temsilcilerimiz, şube başkanlarımız Ankara’da buna toplu bir şekilde karar vereceğiz” dedi.

    Hükümetin teklifine kapalı olduklarını söyleyen “ankesen, “Bakın bu teklife diyorum kapalıyız, bundan sonraki teklifler halen bekleniyor. Şuanda da gelen resmi bir teklif yok, ancak hükümet kanadından yarım puanlık sözler gelmekte, resmi teklif gelince de biz bunlarla konuşacağız. Ancak ne olursa olsun bu camia büyük bir camia, bu camia oturup pazar günü kendi kararını kendisi verecek” şeklinde konuştu.

    Konuşmaların ardından tek liste halinde gidilen kongrede başkanlığa yeniden Mustafa Adak seçildi.

  • 3.5 yaşındaki kızı babası tarafından kaçırılan annenin feryadı

    Kızını dünyaya getirdikten sonra Danimarka’da devleti tarafından kızı elinden alınan ve 3.5 yıllık mücadelenin ardından kızı babası tarafından Türkiye’ye kaçırılan S.A., bir an evvel kızına kavuşmak istiyor.

    Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da yaşayan S.A. 3.5 yaşındaki kızını dünyaya getirmesinin ardından başlayan zorlu günler devam ediyor. Devlet, 3.5 yıl önce kızı S.A’ya hamileyken başlayan ve doğum sonrasında devam eden hamilelik depresyonu nedeniyle doğumdan 20 gün sonra kızını anneden aldı. Kızını geri alabilmek için 3.5 yıl mücadele eden anne S.A., geçtiğimiz 24 Mart’ta kızına kavuştu. Kızının kendisine alışması için olağanüstü çaba sarf eden acılı anne, 2 Mayıs günü yaşadığı şokla bir kez daha yıkıldı. Doğumundan sonra bağrına basabilmek için sosyal yetkililerle 3.5 yıl mücadele eden annenin mutluluğu kısa sürdü. Eşi T.A. kızını annesinin haberi olmadan, kızın devam ettiği yuvadan alıp Türkiye’ye kaçırdı.

    “Ailesi de biliyordu ve hazırlıklıydılar”

    Olay gününü anlatan anne S.A., “Kızımın kaçırıldığı gün eşimde tuhaflıklar vardı. ‘Sen son zamanlarda çok yoruldun, yıprandın. Bugün biraz dinlen, K.’yi yuvaya ben bırakayım,’ dedi. Ben de böyle bir şey yapacağını hiç aklıma getirmediğim için tabii ki kabul ettim. Ama akşam olup hava kararınca ve saatler ilerleyince ve eşim kızımla eve dönmeyince şüphelenmeye başladım. Defalarca telefon açtım, ama eşimin telefonu kapalıydı. Türkiye’deki ailesini aradım onlar da önce telefonda konuşmak istemediler” ifadelerini kullandı.

    “Pasaport ve elbiselerini bulamayınca anladık”

    “O gün akşamüzeri ve akşam saatlerinde tam 70 kez eşimi aradım” diyen anne A., “Sık sık balık tutmaya giderdi, yine balığa çıktığını, İsveç’e kızımla balık tutmaya gittiğini ve balık tutarken telefonunu denize düşürdüğünü söyledi ailesi bana. Ailesi de eşimin planlarından haberdardı ve hepsi biliyordu aslında” ifadelerini kullandı. Akşam saatlerinde K’nin odasındaki dolapta elbiselerinin, pasaportu ve sağlık kartının da yerinde olmadığını fark ettiğini belirten S.A., eşinin Kopenhag’dan ayrıldığını öğrendiğini söyledi. “Pasaportunun ve elbiselerinin evde olmadığını öğrendiğimde yıkıldım. Kızımın kaçırıldığını o zaman anladım,” diyen S.A. hemen polise başvurarak ihbarda ve suç duyurusunda bulunduğunu söyledi.

    “Kızını kaçırdım, onu bir daha göremeyeceksin”

    Aynı gece saat 23.15 sularında eşinin kendisini arayarak, “Kızını kaçırdım. Onu bir daha göremeyeceksin. Ben kızımı senden değil, annesinden değil, hastalıklı Danimarka sosyal sisteminden kaçırdım,” dediğini söyleyen S.A. bir an önce kızına kavuşmak istediğini söyledi. Kızının babası tarafından kaçırıldığı günden beri kızının odasına giremediğini anlatan S.A. bahçede yerde duran bisikleti bile yerinden kaldırmaya cesaret edemediğini söyledi.

    “Kızımın anne hakkını gasp etti”

    Danimarka’da doğup büyüyen ve T.A. ile 2012 yılında evlenen S.A., “Danimarka’ya bir türlü alışamadı ve burayı sevmedi. Danimarka’nın her şeyini kendisi ve kızımız için tehdit olarak görüyordu. Kendisiyle sık sık geçimsizlik yaşıyordum. Ama böyle bir şey yaparak sadece beni cezalandırmadı mutsuz etmedi, kızımın bir anneye sahip olma hakkını da gasp etti. En çok ağırıma giden ve beni mutsuz eden de budur” dedi. Anne A. Danimarka mercileri nezdinde harekete geçtiğini, sosyal yetkililerin Danimarka Çocuk ve Sosyal İşler Bakanlığına başvurmak üzere gerekli girişimlere başladığını söyledi.

  • Adalet Bakanı Bozdağ: “Türkiye’nin ekonomisi 15 yılda 3.5 kat büyüdü”

    Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Türkiye’nin ekonomisinin son 15 yılda 3.5 kat büyüdüğünü söyleyerek, “15 yıllık başarı hikayesinin arkasında bilmemiz lazım ki siyasi iktidar, güçlü iktidar, etkin ve iyi yönetim ve bunun doğurduğu güven her zaman bizim sermayemiz olmuştur” dedi.

    Yozgat’ta Sorgun Termal Otel’de gerçekleştirilen Yozgatlı İş Adamları Zirvesi’ne katılan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Türkiye ekonomisinden bahsetti. Türkiye ekonomisinin 15 yıl içerisinde 3.5 kat büyüdüğüne değinen Bakan Bozdağ, 2019 yılına kadar herhangi bir seçimin olmayacağını da söyledi.

    “Türkiye’nin güçlü bir ekonomisi var”

    Hükümet olarak Türkiye’nin her alanda gelişimine önem verdiklerini söyleyen Bakan Bozdağ, “Türkiye son 15 yıl içerisinde her alanda ciddi sıçramalar yaptı. Ekonomisi yaklaşık 3.5 kat büyüdüğü gibi her alanda da benzer büyümeleri, benzer gelişmeleri, benzer değişmeleri yaşadı. 15 yıllık başarı hikayesinin arkasında bilmemiz lazım ki siyasi iktidar, güçlü iktidar, etkin ve iyi yönetim ve bunun doğurduğu güven her zaman bizim sermayemiz olmuştur. Eğer bir ülkede istikrarsızlık olur, iyi yönetim olmaz ve orada güven olmazsa bu zayıf iktidarlar olursa kimse elini cebine sokmaz. Bugün Türkiye bu büyük sermayesiyle 15 yılda büyük değişimler yaşadı. Büyük gelişimler ortaya koydu ve ülkemiz her alanda değişti, gelişti. Ama Türkiye’nin gelişmesini istemeyen çevrelerde Türkiye’nin attığı her adımın karşısına dikildikleriyle beraber görüyoruz. İçeride buna destek bulduklarını da hep beraber görüyoruz. O nedenle biz attığımız adımların sadece bizi ilgilendiren adımlar olduğunu düşünmemeliyiz. Küresel rekabet çerçevesinde bu rekabette Türkiye’nin büyümesinden rahatsız olan çevrelerin olduğunu da bilerek adım atmamız lazım. Yaşadığımız hadiselere baktığımızda ekonomimizi sıkıntıya sokmak isteyen pek çok olay oldu. Bütün bu yaşanmışlıklara rağmen bugün Türkiye’nin hamdolsun güçlü bir ekonomisi var” dedi.

    “Ankara’nın sıhhati her şeyin üzerinde”

    Bakan Bozdağ, şunları kaydetti:

    “Bazı kredi kuruluşları talimatla Türkiye’nin notunu düşürürken Türkiye krize girsin diye kendi güvenliklerini dahi riske atacak kararlar aldı. O kararların altına imza atmalarına rağmen bugün Türkiye’nin ekonomisi her türlü iç ve dış şoka karşı dirençli bir ekonomidir. Eğer bizim ekonomimiz daha doğrusu Ankara’mız milletimizin yönetim merkezi sıhhatli olursa her şeyimiz sıhhatli olur. Ankara’da kriz olduğunda kaos olduğunda Yozgat bundan kendini kurtaramadığı gibi İstanbul’da Edirne’de kendisini kurtaramaz. Onun için Ankara’nın sıhhati selameti her şeyin üzerinde. O nedenle hükümet olarak 15 Temmuz 2016’da yaşanan darbe teşebbüsünden sonra çok ciddi tedbirler aldık, uyguladık ve uygulamaya da devam ediyoruz.”

    “2019’a kadar seçim yok”

    Türkiye’de 2019’a kadar seçim olmayacağını söyleyen Bakan Bozdağ, “Artık Türkiye’nin bugünün de ve geleceğinde siyasal istikrarsızlık dönemi kapanmıştır. Zayıf iktidarlar dönemi kapanmıştır. İstikrar, güçlü iktidar, etkin yönetim ve güvenin kalıcı bir hükümet sitemi olarak Türkiye’nin ve Türk milletinin hayatında yer alacağı yeni bir dönem başlamıştır. Esasında ön görülebilirlik artmıştır. Artık sandıktan istikrarsızlık çıkma ihtimali asla yoktur. Zayıf iktidar çıkma ihtimali asla yoktur. İktidarların birtakım hesaplarla kasetle şantajla tehditle parayla pulla devrilme dönemi de tarihe kavuşmuştur. İktidarı kuracak halk, devirecek yine halktır. Her altı ayda seçim dönemi de tarihe kavuşmuştur. 2019’a kadar bir seçim yok. 2019’dan sonrada artık Türkiye’de 5 yılda bir seçim yaşayacaktır. Mahalli ve cumhurbaşkanlığı ile parlamento seçiminin de 2019’da yapılacağını hesap ettiğimizde Türkiye’de 2019’dan sonra 5 yılda bir seçim yapılacak. 5 yılda sadece 1 yıl seçimle uğraşacağız. Geri kalan 4 yıl önümüze bakacağız, işimize bakacağız. Ülkemizin refahını artırmak ve daha ileriye götürmek için hep beraber koşacağız. Onun Türkiye’ye kazandıracağı çok büyük nimetler var” açıklamalarında bulundu.

  • ALTİD Başkanı Burhan Sili: ” Rus pazarından 3.5 milyon turist bekliyoruz”

    2017 turizm sezonunu değerlendiren Alanya Turistik İşletmeciler Derneği (ALTİD) Başkanı Burhan Sili,” Rus ve Rus dili konuşan ülkelerden geçen sene yaşanan olaylardan sonra çok ciddi talepler söz konusu. Antalya genelinde bu sene sadece Rus pazarından 3.5 milyon misafir bekliyoruz” dedi.

    Rusya ile yaşanan uçak krizinin ardından başlayan süreçte Rus turistin gelmemesi, terör olayı ve farklı etkenlerle 2016 turizm sezonunu kötü geçiren turizmciler, 2017 sezonundan ümitli.

    “Yaklaşık 5 milyon civarı turist potansiyeli olacak”

    2017 turizm sezonu değerlendiren ALTİD Başkanı Burhan Sili, Rus ve Rus dili konuşan ülkelerden geçen sene yaşanan olaylardan sonra çok ciddi talepler söz konusu olduğunu söyledi. Sili,” Antalya genelinde bu sene sadece Rus pazarından 3.5 milyon misafir bekliyoruz. Tabi bu rakamın yüzde 35 oranın da Alanya’ya gelecek. Bunu yanı sıra Rusça konuşan Ukrayna, Kazakistan gibi ülkelerinde hepsini toplandığında yaklaşık 5 milyon civarı turist potansiyelinin oluşacağı ön görüyoruz” dedi.

    Geçen sene fiyat anlamında Avrupa’da bir takım sıkıntıların olmasına gerileme olsa da pax anlamında çok büyük sıkıntılar yaşamadıklarını söyleyen Sili,” Göreceli olarak Rus pazarında değerlendirdiğimizde, Avrupa pazarında rezervasyon anlamında çok ciddi yavaşlama var. Bu 2016 sezonun altında seyir eden bir durumu gösteriyor. Bu sürecin 16 Nisan itibariyle tekrar toplanması inancı içerisindeyiz. Önümüzdeki bu referandumun ardından Avrupa’daki imajımızı toplanması sonucunda 2017 sezonu çok daha iyi geçecek” diye konuştu.

    “Yeni sezona yönelik yatırımlar tamamlanmış durumda”

    2017 turizm sezonu hazırlıklarının başladığını da aktaran Sili,” Tesisler yeni sezonu yönelik yatırımlarını tamamlamış durumdalar ve yavaş yavaş tesisler açılmaya başladı. Her ne kadar daha önceleri Nisan ayından tesislerin tamamı yakını açılmış olsa da bu yıl ise Mayıs ayında yüzde 70 açılarak hazırlıklar tamamlanmış olacak. Bir yandan da biz dernek olarak sahillerimizin kış ayında oluşan dağınıkların, pisliklerin temizlenmesi ve toparlanması noktasında tüm ekibimiz ve işletmecilerle birlikte çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Önümüzdeki sezonunda Alanya’yı ziyaret edecek misafirlerimizin en rahat, en iyi ve temiz ortamda tatillerini geçirebilmeleri anlamında tüm çabayı gösteriyoruz” şeklinde konuştu.

  • 3. Milli Kültür Şurası 3-5 Mart 2017 ’de İstanbul’da düzenlenecek

    Kültür ve Turizm Bakanlığı 1982 ve 1989 yıllarında yapılan Milli Kültür şuralarının ardından tam 28 yıl sonra 3. kez Milli Kültür Şurası Toplantısı düzenleyecek. İstanbul’da 3-5 Mart 2017 ’de gerçekleşecek olan toplantının açılışını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yapacak ve toplantı 3 gün sürecek.

    “17 ana başlık ele alınacak”

    Kültür politikalarının ele alınacağı toplantıda, kültür ve sanat alanlarındaki çalışmalarda yaşanan sıkıntılar ve çözüm yolları 17 ana başlık altında irdelenecek. Bu 17 başlık; kültür politikaları, kültür diplomasisi, kültür ekonomisi, kültür varlıkları ve arkeoloji, sahne sanatları, sinema-televizyon, müzik, görsel sanatlar, dil ve edebiyat, yayın ve kütüphanecilik, medya ve kültür, çocuk ve kültür, mimari ve kültür, şehir ve kültür, yerel yönetimler ve kültür, yurtdışı Türkler ve kültür, aile ve kültür’den oluşuyor.

    3. Milli Kültür Şurası toplantısına, Türkiye’nin önemli yazarları, sanatçıları, kültür insanı ve akademisyenleri katılacak. Üç gün sürecek olan toplantıda Çerkezköy’ü Kültür Elçisi Atilla Can temsil edecek. Şurada komisyon raporları üzerinden kültür meselesi tüm yönleriyle kültür profesyonelleri tarafından etraflıca müzakere edilecek.

    “Kültür elçiliği yapma çabası ve çalışması içindeyim”

    Davet edilerek Çerkezköy’ü temsil edecek olmasından dolayı mutlu olduğunu belirten Ebru Sanatçısı Atilla Can, “Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ‘Bir yandan geleneksel sanatlarımızı ihya etme, bunları daha ileriye taşıma konusunda seferberlik ruhuyla çalışmalıyız. Bu yüzden milli seferberlik ilan ediyorum’ demişti. Geç kalınmış olsa da bu akla, mantığa, gerçeğe dayalı çok doğru bir karar. Yıl 2017, ben bu seferberliği tam 8 yıl önce, 2009 yılında Birleşmiş Milletlere, Unesco Paris’e Geleneksel Sanatlarımızı ihya etme ve gelecek nesillere taşıma adına tek başıma yaptığım başvurularımla, taleplerimle başlattım zaten. Yaklaşık 8 yıldır, dünyanın 60 ülkesinde geleneksel sanatlarımızın tanınması, varlığının kabul edilmesi, yaygınlaşması, evrenselleşmesi için Kültürel diplomasi misyonu ile Kültür Elçiliği yapma çabası ve çalışması içindeyim. Somut olmayan Kültürel Miras taşıyıcısı bir sanatçı olarak, yaşadığım zaman diliminde, misyonunu üstlendiğim sanatı ve kültürü yaşatmak, sonsuza taşımak ideali ve aşkı, en asli vazifelerim arasındadır. Ebru sanatımızı ebediyete taşıma idealim, Türkiye sanat tarihinde bir ilke imza atmış ve ilk kez bir Türk sanatı Unesco Paris tarafından koruma altına alınmıştır. Sanatım ve ülkem adına yaptığım gayretlerim ve bu gayretlerimin diğer sanat dallarına esin kaynağı olması, tam da milli seferberlik mantalitesi ile aynıdır.Geçtiğimiz yıl Prag’da düzenlediğim, 5. Dünya Ebru Gününe katılan 38 ülkeye, bir Türk sanatçının başkanlık etmesi ve geleneksel sanatlarımızın 60 ülkede konuşuluyor olması Türk sanatları adına çok anlamlı çabalardır” dedi.

    “Biz sanatçılara en çok tesir eden, terk-i diyar etmeden kadir ve kıymetimizin bilinmesi hususudur”

    Can, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz sanatçılara en çok tesir eden, terk-i diyar etmeden kadir ve kıymetimizin bilinmesi hususudur.3. Milli Kültür Şurası toplantısına katılmam mevzusu Kültür Bakanımız Nabi Avcı ve bakanlığımızın teveccühüdür ve bir nevi ehli hünerin kadrini bilmek manasındadır. Bende bu şurada, elimden geldiğince müzakerelere dahil olup, kültür ve sanat alanlarında yaşanan sıkıntılara tecrübelerimle çözüm yolları bulmaya çalışacağım.3. milli kültür şurasının yararlı geçmesini temenni ediyorum” diye konuştu.