Etiket: 3.5

  • Ekonomi Bakanı Zeybekçi: “3.5 milyon Suriyeli değil 7 milyon, 8 milyon, 10 milyon dahi olsa kapılarımızı kapatmayacağız”

    Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, savaş nedeniyle ülkelerinden Türkiye’ye gelen Suriyelilere ilişkin, “Dünyada hiç kimse dahi Türkiye’ye yardım etmese, hiç kimse Türkiye’nin bu fedakarlığına duyarlı olmasa dahi, istemeyiz tabi. Asla böyle bir dilek içerisinde değiliz. 3.5 milyon değil 7 milyon, 8 milyon, 10 milyon dahi olsa kapılarımızı kapatmayacağız. Gelenlerle her şeyimizi paylaşacağız” dedi.

    Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Şişli ‘de bir otelde düzenlenen “Geçici Koruma Altındaki Suriyelilerin İş Gücü Piyasasına uyumu: Zorluklar ve Fırsatlar” konferansına katıldı. Programda konuşan Zeybekci, Türkiye’nin Suriyeli mültecilere yönelik yaptıkları çalışmaları anlattı.

    “3.5 milyon Suriyeli değil 7 milyon, 8 milyon, 10 milyon dahi olsa kapılarımızı kapatmayacağız”

    Program kapsamında konuşma yapan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, “30 milyar, 31 milyar dolar civarında, bu ülkenin insanları kapısına gelen inanların yardımına koştu. Dünyada hiç kimse dahi Türkiye’ye yardım etmese, hiç kimse Türkiye’nin bu fedakarlığına duyarlı olmasa dahi, istemeyiz tabi. Asla böyle bir dilek içerisinde değiliz. 3.5 milyon değil 7 milyon, 8 milyon, 10 milyon dahi olsa kapılarımızı kapatmayacağız. Gelenlerle her şeyimizi paylaşacağız” dedi.

    “Bize gelen misafirlerimizi ülkelerine dönene kadar misafir etmek durumundayız” diyerek konuşmasına devam eden Bakan Zeybekci, “Onların ihtiyaçlarını görmek, en önemlisi onlara bir anne, baba onuruna yakışır bir hayat standardı sağlamak. Onların çocuklarının körpe beyinlerini olabilen en üst seviyede eğitim imkanları sağlamak. Onların körpe beyinlerini yetiştirmek. Onun için de Ekonomi Bakanlığı olarak bunu Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) gündemine taşıdık. Ve dedik ki: Bu insanları mutlu etmenin en önemli yolu, bu insanları üretime dahil etmek. Bu insanları onurlu bir şekilde üretebilen, üretimin mutluluğuna atılan, üreterek akşam eşine, çocuklarına, evine giderken mutlu olarak onları göndermek. Bunu sağlamak zorundayız. Bunu sağlamak için de uluslararası örgütlere çok büyük görev düşüyor. Dünyadaki coğrafyalar sadece ve sadece yer altı ve yer üstü zenginliklerinin üzerine işaretlendiği veya toplam silah alım kapasiteleriyle sınırlandırılmamalı. Biz bu anlamda da Türkiye olarak Dünya Ticaret Örgütü’ne, bir bakanlar zirvesinde gündeme getirdiğimiz, bir bakanlar kurulu zirvesi kararı olarak da alınmasını istediğimiz şuydu; Türkiye sınırında veya Türkiye sınırının hemen öbür tarafında, Suriye sınırında. Biz Türkiye olarak, orada yatırım yapacak olan tüm sanayici ve iş adamlarını tüm teşvik sistemlerimizde, tüm finans gücümüzle destekleyelim, onları. Onlar oraya gitsinler, iş gücü yoğun yatırımlar yapsınlar. Ve oralarda üretilen bütün ürünler, bütün dünyada gümrük vergilerinden ve gümrük sınırlamalarından muaf olsun. Bunu söyledik. Yani Türkiye’de yapılsın istemiyoruz, bunu. Olabilir, Türkiye sınırında da olabilir. Veya koskoca dünya, koskoca dünya Suriye’nin hemen öbür tarafında bu şekilde yatırımların yapılacağı bir bölgeyi güvenlik altına alamayacak mı? Dünya alamayacaksa, bize müsaade etsinler, bize alın desinler, biz alırız. Ve gerek Türkiye’deki gerek oradaki insanları oradaki üretim alanlarında yaptıkları tüm üretimi dünyanın bütün gelişmiş ülkelerinde, hiçbir gümrük vergisi ve hiçbir sınırlama olmaksızın dolaşım serbestliği olsun. Bunu istedik sadece. Onun için burada yer alan Birleşmiş Milletler Mülteciler Komiserliği’ne, Kızılay’a, Kızılhaç’a, Fair Labor’a herkese, bu konuda Türkiye’yi destekleyin. Bizi destekleyin. Bu insanlar bu coğrafyadan kopup gitmesinler. Bu insanlar, Ege’de, Akdeniz’de, kaybolup gitmesinler. Bu insanlar gidip de dünyanın başka yerlerinde dejenere olup gitmesinler. Bu insanları kaynaklarının olduğu asıl pınarlarına en yakın coğrafyada tutalım” diye konuştu.

    “Suriyelilerin üretime dahil oldukları ve ekonomiye dahil oldukları bir alan ortaya çıkarabiliriz”

    Türkiye’de 3.6 milyon Suriyeli olduğunu ifade ederek sözlerine devam eden Bakan Zeybekci, “3.6 milyon Suriyelinin 2.2 milyonu 15-64 yaş arasında. Bu kadar büyük bir iş gücü var. Bu insanlar ne legal bir şekilde çalışabiliyor, ne de başka bir şekilde. Türkiye’nin bu konudaki hassasiyetleri, inanın hiç kimseden ders alacak noktada değildir. Ders verecek noktada mıdır? Evet. Bizim tüm dünyaya ders vermemi gerekiyor. Şu hizmetleri yapan, tüm dünyaya kapısını açan, bütün insanlığa kapısını açan bu ülke ütün dünyaya ders verebilecek niteliktedir, ahlaktadır ve kabiliyettedir. Biz bütün mültecileri, ki bir çoğu orada Güney Doğu Anadolu bölgesinde. Urfa, Antep, Kilis, Diyarbakır. Batıya doğru geldiğimizde Adana, Osmaniye. En batıya gelin, Denizli’de bile var. İzmir’de, İstanbul, zaten en çok olan yer. Buralarda, bunları kontrollü bir şekilde üretime dahil oldukları, ekonomiye dahil oldukları bir alan ortaya çıkarabiliriz. Ekonomi Bakanlığı olarak biz, bunun bütün sorumluluğunu almaya hazırız” şeklinde konuştu.

  • Başkan Kamil Saraçoğlu: “3-5 yıl sonranın değil, 50 yıl sonranın Kütahya’sını bugünden inşa edeceğiz”

    Güney Kore’de yapılan UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü) Yaratıcı Şehirler Ağı Zanaat ve Halk Sanatları Çalıştayı ve Alan Toplantısına katılan Belediye Başkanı Kamil Saraçoğlu, Kütahya’da bundan sonra artık proje devrinin kapandığını, plan ve program devrinin başladığını söyledi.

    Başkan Kamil Saraçoğlu, Kütahya’nın UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı Zanaat ve Halk Sanatları alanında ülkemizden yer alan tek şehir olması sebebiyle Güney Kore’nin Icheon şehrinde düzenlenen UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü) Yaratıcı Şehirler Ağı Zanaat ve Halk Sanatları Çalıştayı ve Alan Toplantısına katıldı.

    Gerçekleştirilen açılış seremonisinde, Icheon Belediye Başkanı Cho Byung-don, Güney Kore ve Türkiye arasında geçmişe dayanan dostluk ilişkisinin iki şehir arasında da tesis edilmesinden duydukları memnuniyeti dile getirerek Belediye Başkanı Kamil Saraçoğlu’na katılımları için teşekkür etti. Seremoni sonrasında gerçekleştirilen Zanaat ve Halk Sanatları Köyü Ye’s Park’ın açılış töreninde Güney Kore halkını selamlayan Başkan Saraçoğlu, akşam gerçekleştirilen gala yemeğinde bir konuşma yaparak, özellikle kültür ve sanat etrafında şekillenen şehirlerarasındaki işbirliğinin, Birleşmiş Milletler’in en büyük amacı olan dünya barışının tesisi idealine büyük katkılar sağlayacağını belirtti ve Icheon Belediye Başkanına misafirperverliği için teşekkür ederek Kütahya Çinisi hediye etti.

    Organizasyonun 2. gününde Belediye Başkanı Kamil Saraçoğlu ve Kütahya UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağ Koordinatörü İskender Cem Leblebici ortak bir sunum gerçekleştirerek Kütahya ilini, kültür ve sanat değerlerini ve bu çerçevede yapılan çalışmaları diğer şehir temsilcilerine anlattı. Başkan Saraçoğlu aynı zamanda organizasyonun 3. gününde tüm şehir temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilen resmi Zanaat ve Halk Sanatları Yıllık Toplantısında da şehrimizi ve ülkemizi temsil ederek gündeme ilişkin değerlendirmeler yaptı ve önümüzdeki dönemde gerçekleştirilecek ortak proje konularına ilişkin katkıda bulundu. Organizasyonun 4. ve son gününde düzenlenen Uluslararası Yaratıcılık Forumu’na katılım sağlayan Kütahya heyetinden Ağ Kütahya Koordinatörleri İskender Cem Leblebici ve Hacer Eriş, diğer alanlarla işbirliği potansiyellerini ortaya koyan sunumlar gerçekleştirdi. Son günün akşamında gerçekleştirilen veda yemeğinde bir kez daha katılımcılara hitap eden Belediye Başkanı Kamil Saraçoğlu, gerçekleştirilen organizasyon için başta Icheon olmak üzere tüm üye şehirlere katkılarından dolayı teşekkür etti ve Kütahya’nın bundan sonra UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı ve diğer uluslararası platformlarda etkin ve yönlendirici rol üstlenme istek ve arzusunu paylaştı.

    Başkan Saraçoğlu son olarak, tüm üye şehirleri Kütahya’ya davet etti ve ağdaki şehirlere yönelik kardeş şehir girişimlerinin başlatıldığı müjdesini paylaştı. Klasik müzik dinletisiyle son bulan organizasyon kapsamında, Kütahya heyeti Amerika Birleşik Devletleri, Bulgaristan, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Japonya ve Güney Kore’den şehirlerle birebir görüşme yapma şansı da buldu.

    Ülke dönüşünde açıklamalarda bulunan Belediye Başkanı Kamil Saraçoğlu, Kütahya’nın UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’na kabulü sonrasında artık Birleşmiş Milletler nezdinde de tanınırlığa ve prestije kavuştuğunu ifade ederek, gerçekleştirilen organizasyonun şehrimiz adına büyük bir dönüm noktası olduğunu belirtti

    3 – 5 yıl sonranın değil, 50 yıl sonranın Kütahya’sını bugünden inşa edeceklerini söyleyen Başkan Saraçoğlu; “İlk defa Birleşmiş Milletler ölçeğindeki bir organizasyonda Kütahya’mız doğrudan temsil ediliyor. Bunun da ötesinde, UNESCO tarafından kabul edilen ilk ve tek Zanaat ve Halk Sanatları Şehri olmamız sebebiyle Kütahya heyeti olarak orada dolaylı olarak ülkemizi de temsil ettik ki, bu bize ve Kütahya halkına çok büyük bir onur ve gurur kaynağı oldu. Kütahya’mızı dünyanın 14 farklı ülkesinden gelen şehirlere anlatma, onlarla beraber değerlendirme yapma fırsatı bulduk. Bundan sonra Kütahya’nın Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü nezdinde de aktif bir şehir olacağını, çalışmaları yönlendirecek pozisyona geleceğini orada da tüm şehirlere ifade ettik. Üyelik sürecinde yanımızda olan Valimize, Vekillerimize, Rektörümüze, Ticaret ve Sanayi Odamıza, Çiniciler Odamıza, yöneticilerimize, sivil toplumumuza, sanatçılarımıza ve halkımıza tekrardan teşekkür ediyorum. Bugün Kütahya’mıza ve ülkemize yaşattığımız bu gurur da onlarında da çok büyük emekleri, destekleri var. Tabi bu daha başlangıç. İnşallah Kütahya’mızı uluslararası ölçekte bilinen, tanınan, önemli roller üstlenen bir marka şehir haline getireceğiz. Bunu yaparken de planlı ve programlı şekilde hareket edeceğiz. Kütahya’nın acil ihtiyaç duyduğu önemli projelerimizi bir bir tamamladık, tamamlıyoruz. Kütahya’da bundan sonra artık proje devri kapandı, plan ve program devri başladı. Artık kısa süreli projelerle değil, onlarca proje içerecek büyük çaplı Kalkınma Programları ile Kütahya’yı kalkındıracak, 3 – 5 yıl sonranın değil, 50 yıl sonranın Kütahya’sını bugünden inşa edeceğiz. Kütahya’nın artık dünyaca bilinen bir marka şehir olması da, bunun ilk adımı olacak inşallah” şeklinde konuştu.

    Toplamda 14 farklı ülkeden 17 şehrin Belediye Başkanları ve delegelerinin katılım gösterdiği organizasyonda, Belediye Başkanı Kamil Saraçoğlu’na Kütahya UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı koordinatörleri Zafer Kalkınma Ajansı Proje Geliştirme ve Uygulama Birim Başkanı İskender Cem Leblebici ve Uzman Hacer Eriş eşlik etti.(EFE)

  • Kardemir 2019 yılı sonunda 3.5 milyon ton üretim hedefliyor

    Kardemir A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Öz, Kardemir’in 81. kuruluş yıldönümü dolayısıyla kutlama mesajı yayınladı. Öz, “Hedefimiz, 2019 yılı sonunda Kardemir’i 3,5 milyon ton üretim seviyesine çıkararak, dünya ölçeğinde bir üretime kavuşturmaktır” ifadelerine yer verdi.

    Ömer Faruk Öz, “Bazen bir resim, küçük bir fotoğraf karesi veya veciz bir söz, onlarca sayfa yazıyla anlatamayacağınız bir konuyu ifade etmek için yeterli olur. 3 Nisan için bir mesaj istenildiğinde aklıma gelen ilk şey, 3 Nisan 1937 tarihinde, bugünkü fabrika alanına asılmış olan ’Her Yeni Endüstri Eseri, Muhitine, Refah ve Medeniyet ve Bütün Memlekete Haz ve Kuvvet Vermektedir’ afişi oldu” diyerek açıklamasında şöyle dedi.

    “Bir üretim tesisinin, kurulduğu yer ve ülke için önemi ve anlamı, sanırım bundan daha güzel ifade edilemezdi. 81 yıl önce, sadece 13 hanelik bir yerleşim yeri olan Karabük Köyü’nün eteklerinde temeli atılan demir çelik fabrikaları ile bugün ülkemizin en büyük sanayi kuruluşları arasında yer alan KARDEMİR’i ve 13 hanelik Karabük Köyü ile bugün ülkemizin 78.inci İli olan 244 bin nüfuslu Karabük kentini bir arada düşünecek olursak, Karabük Demir Çelik Fabrikalarının muhitine sağladığı refah ve medeniyet, ülkesine verdiği haz ve kuvvet sanırım daha iyi anlaşılabilecektir. Demir ve Çelik, 81 yıl önce bu kentte doğdu, bu kentte büyüdü ve gelişti. Kendisi büyüyüp gelişirken, beraberinde hayat bulduğu Karabük’ü de büyütüp geliştirdi. Peki, sadece Karabük’ü mü? Bu sorunun cevabını bulmak için şimdi bir başka fotoğraf karesine bakalım. İlk Türk Demiri. 10 Eylül 1939 tarihinde Karabük’te üretildi. Dünya toplam çelik üretimi bu tarihte 140 Milyon ton iken Türkiye, 1939 yılının geride kalan 2,5 aylık döneminde Karabük Demir Çelik Fabrikalarında üretebildiği 13 bin ton ile dünya çelik üreticileri arasında bile sayılmıyordu. Karabük’te doğan demir ve çelik, ülkemizin endüstriyel gelişimine ve sanayileşmesine öylesine büyük katkılar sağladı ki, bugün Türkiye, 37,5 Milyon ton çelik üretimiyle dünyanın en büyük 8. üreticisi haline geldi. Eğer bugün Türkiye, dünyanın en büyük üreticileri arasında ise şüphesiz ki, 1937’den bu yana bir ana gibi, çeliği doğuran, büyütüp geliştiren Karabük Demir Çelik Fabrikalarının bunda büyük payı vardır. Bu vesileyle, ülkemizin dört bir yanından gelerek Karabük Demir Çelik Fabrikalarının kurulmasına ve bugüne kadar yaşatılmasına emek ve alın terleriyle katkı veren herkese minnet ve şükranlarımı sunuyorum. Atalarından aldığı bayrağı daha ileriye taşımak için halen alın teri döken tüm çalışanlarımızı da içtenlikle selamlıyorum. Her doğum günü, aynı zamanda bir muhasebe zamanıdır da. Geride kalan yılların muhasebesini yaparken, edindiğimiz bilgi birikim ve tecrübelerle geleceği de doğru planlanmamız gerekiyor. Çünkü yaşamın her alanında hızlı bir değişime şahitlik ediyoruz. Adına globalleşme ya da küreselleşme denilen olgu, dünya ülkeleri arasındaki ticari sınırları kaldırmış durumda. Artık tüm ülkeler ve sektörler, küresel gelişmelere göre kendisine yeni bir yol haritası belirliyor. Önemli fırsatlar ile birlikte içerisinde ciddi riskleri de barındıran bu hızlı değişime ayak uydurmak ve riskleri bertaraf ederek, küreselleşmenin getirdiği fırsatlarından daha çok yararlanmak için başarılı bir stratejik yönetim sergilemek zorundayız. Hepinizin bildiği gibi Kardemir’in bugünlere gelmesi kolay olmamıştır. Ekonomik ve teknolojik ömrünü tamamladığı gerekçesi ile 1994 yılında kapatılmasına karar verilen bu tesisler, özelleştirildiği 1995 yılından sonra 2000’li yılların başında adeta ikinci kez kapanmanın eşiğine gelmiştir. Özellikle 2002 yılından sonra yaptığı yatırımlarla yeniden ayağa kalkan Kardemir, 81. yılına artık yeni umutlarla, yeni hedeflerle girmektedir. Hedefimiz, 2019 yılı sonunda Kardemir’i 3,5 milyon ton üretim seviyesine çıkararak, dünya ölçeğinde bir üretime kavuşturmaktır. Hedefimiz, katma değeri yüksek stratejik ürünlerle ürün çeşitliliğini artırmak, böylelikle hem ülkemizin dış ticaret açığının kapatılmasına katkıda bulunurken, hem de rekabet gücümüzü geliştirmektir. Hedefimiz, tüm üretim proseslerinde maliyetlerimizi azaltırken, ürün ve hizmet kalitemizle birlikte verimliliklerimizi artırmaktır. Hedefimiz, tüm çevre yatırımlarımızı tamamlayarak, daha çevreci bir Kardemir olurken, çalışanlarımızın, tedarikçilerimizin, müşterilerimizin, hissedarlarımızın, Karabük’lülerin ve ülkemizin refah ve mutluluğuna katkı sağlayacak sürdürülebilir bir başarıyı yakalamaktır. Bunu Kardemir sevdamız, Karabük sevdamız, ülke sevdamız ve birbirimize olan inancımızla, birlik içerisinde, ele ele vererek başaracağız. Tüm Karabük’lülerin ve mesai arkadaşlarımın 81. kuruluş yıldönümlerini kutluyor, Kardemir ve Karabük’ün gelişimine 81 yıldır emek ve katkı verenlere bir kez daha minnet ve şükranlarımı sunuyor, aramızdan ayrılanları rahmetle anıyorum.”

  • Hayali ithalatla yurt dışına 3.5 milyar lira kaçırdılar

    Adana merkezli 9 ilde yapılan yasa dışı bahis operasyonunda çetenin 173 paravan şirket kurarak yurt dışından hayali ithalat yapıp, 3.5 milyar lira kaçırdıkları ortaya çıktı.

    Adana Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü, yaptığı çalışma sonucunda Adana merkezli 9 ilde yasa dışı bahis oynatıldığı bilgisine ulaştı. Polis 2.5 ay boyunca çeteyi teknik ve fiziki takibe aldı. Gerekli delillerin toplanmasının ardından da Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’nın koordinasyonunda 13 Şubat’ta Adana merkezli İstanbul, Ankara, Mersin, Eskişehir, Antalya, Diyarbakır, Mardin ve Tokat’ta tam bin polisin katılımıyla operasyon gerçekleştirildi.

    Çete lideri S.A.’nın eşi Y.A. ile çetenin ‘kara kutusu’ S.K.’nin de aralarında bulunduğu 26’sı kadın 109 kişi gözaltına alındı.

    Polis, söz konusu çetenin, internet üzerinden oynanan bahislerden elde edilen paranın transferinde kullanılan ve çoğunluğu ev kadınları tarafından açılan bin 500 hesaptaki para trafiğini mercek altına aldı. Bu hesaplarda bulunan tam 24 milyon liranın bloke edildiği öğrenildi. Çetenin hesap sahiplerine de aylık 2 ile 4 bin lira, para transferi için şirket kudurttuğu kişilere de yine aylık bin 500 ile 3 bin lira arasında maaş verdiği belirlendi.

    Emniyetteki sorguları tamamlanan zanlılardan aralarında çete lideri S.A.’nın eşi Y.A.’nın da bulunduğu 92 kişi ‘adli kontrol’ şartıyla serbest bırakılırken, ‘çetenin kara kutusu’ olarak öne çıkan S.K. ile birlikte S.A., Ö.E., C.A., İ.Ş., M.Ö., D.A., M.Ş., H.Y., M.A.K., H.Y., Ç.K., M.B., Y.Y., S.B. ve İ.B. tutuklandı.

    Zanlılar tutuklandıktan sonra da polisin çalışması devam etti. Buna göre çetenin, petrol ürünleri, enerji, kırtasiye, hırdavat, oto yedek parçası ve toptan et ticareti gibi alanlarda faaliyet gösteren 73 ayrı şirket üzerinden ‘hayali ithalat’ yaptırdığı tespit edildi. Başta Amerika ve Almanya olmak üzere Hong Kong, Çin, Singapur, Güney Kore, İtalya, Tayland, Birleşik Arap Emirlikleri, Avusturya, Gürcistan, Belçika, Afrika ve Estonya gibi 24 farklı ülkeden ithalat yapılıyor gibi gösterilerek para transferi gerçekleştirildiği tespit edildi.

    Söz konusu paranın da tam 3.5 milyar lira olduğu belirlendi. Çetenin, bu parayı da daha çok ağır makine ve elektrik-elektronik sektörlerinde faaliyet gösteren şirketler üzerinden transfer etmesi dikkat çekti. Bu arada yurt dışında olduğu tespit edilen çete lideri S.A.’nın ise yakalanması için kırmızı bülten çıkartılacağı öğrenildi.

  • Bursa’da 3.5 ton kaçak midye ele geçirildi

    Bursa’da jandarma ekipleri, yol kontrolü yaptıkları sırada şüphe üzerine durdukları bir araçtan 3.5 ton kaçak midye ele geçirdi.

    Olay, Mudanya ilçesi Esence-Eşkel sahil yolunda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, yol kontrolü yapan Mudanya İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, şüphe üzerine 35 plakalı bir kamyoneti durdurdu. Araçta yapılan aramalarda 3.5 ton kaçak midye ele geçirildi. Ş.K., E.A. ve E.S.K. hakkında su ürünleri kanuna muhalefet suçundan işlem yapıldı. Ele geçirilen midyeler ise denize bırakıldı.