Etiket: 2″nin

  • Isparta Belediye Başkanı Başdeğirmen: “2 yıl sonra Darıderesi 2’nin suyunu içme suyu olarak kullanabileceğiz”

    Isparta Belediye Başkanı Başdeğirmen: “2 yıl sonra Darıderesi 2’nin suyunu içme suyu olarak kullanabileceğiz”

    Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, inşaat çalışmaları devam eden Darıderesi 2 göletinin kent açısından önemli olduğunu belirterek, “Sanırım 2 yıl sonra Darıderesi-2’nin suyunu Isparta’mızda içme suyu olarak kullanabileceğiz” dedi.

    Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, Devlet Su İşleri (DSİ) 18. Bölge Müdürü Rahmi Şahin’i makamında ziyaret etti. Isparta Belediyesinin içme suyunu karşılayacak olan Darıderesi-2 Göletindeki son gelişmeler, şehir içerisindeki taşkın koruma çalışmaları ile diğer yatırımların ele alındığı görüşme sonrasında Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen ve DSİ 18.Bölge Müdürü Rahmi Şahin arazide incelemelerde bulundu.

    DSİ 18. Bölge Müdürü Rahmi Şahin ile birlikte, güzel bir işbirliği içerisinde şehre birlikte hizmet verdiklerini söyleyen ve bundan dolayı da teşekkürlerini ileten Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, DSİ ile birlikte şehre yapılacak çok hizmetlerin bulunduğunu kaydetti.

    Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, Darıderesi-1 göletinden de su aldıklarını ancak Darıderesi-2 göletinin kendileri açısından da büyük önem taşıdığını dile getirdi. Başkan Başdeğirmen, “Darıderesi-2 göletine dökülen kaynak sularının cazibe ile Isparta’ya içme suyu olarak gelmesi, hem daha sağlıklı bir su içmemiz hem de masrafının düşük bir şekilde vatandaşlarımıza sunulması anlamında çok mühim. Yıllık tükettiğimiz 23 milyon metreküplük içme suyunun 13 milyonunu Eğirdir Gölünden alıyoruz. Bu suyu 6 adet pompa ile şehrimize ulaştırıyoruz. Bunun maliyeti de elektrik açısından bize oldukça yüksek. Darıderesi-2 göletinin ihalesi yapıldı, 2015’te kalan inşaat devam ediyor. Sanırım 2 yıl sonra Darıderesi-2’nin suyunu Isparta’mızda içme suyu olarak kullanabileceğiz. Bu anlamda gösterdikleri gayretlerden dolayı teşekkür ediyorum” dedi.

    Darıderesi-2 göletinin yanı sıra Mehmet Tönge Mahallesi, Kayı, Çünür tarafındaki yağmur suyu hattının önemli bir yatırım olduğunu ve çalışmaların devam ettiğini belirten Başdeğirmen, bunun da bu yıl içerisinde tamamlanarak hizmete geçeceğini aktardı.

    Isparta’ya cazibe ile alınabilecek sağlıklı sulara ihtiyaç bulunduğunu dile getiren Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, “Sayın Bölge Müdürümüz Isparta’ya geldiği günden buyana tüm ekipleriyle bizlere destek oldular. Öncelikle Dere Mahallesine yaptığımız köprü ve daha sonra yapacağımız çalışmalar da çok önemli” dedi.

    Modern şehir olmanın sadece temizlik, çiçeklerle, asfalt, kaldırımlarla olmadığını kaydeden Başdeğirmen, “Elektriklerin yer altına alınması, su taşkınlarının önlenmesi, evlerin su basmaması, yollarda yağmur yağdığında su birikmemesi bunlar önemli çalışmalar. Tüm kurumlarımızla birlikte işbirliği içerisinde çalışabilmek çok önemli. Bizlerin programlarımızı diğer kurumlarımızla paylaşıp, aynı anda yürüyebilmek çok önemli. Belediye yaptıktan sonra başka bir kurumun girerek yapılanı bozması, kırması doğru bir şey değil. Altyapı çalışmalarımızda diğer kurumlarla işbirliği içerisinde projelerimizi istişare ederek götürüyoruz. Bu hafta içerisinde DSİ yetkililerimizle en az üç kez daha bir araya gelerek projelerimizi istişare edeceğiz, bunun yanında telekominikasyonla, PTT, Karayolları, Torosgaz, TEDAŞ ile toplantılarımız olacak, 2022 yılı içerisinde yapacağımız projeleri paylaşarak altyapıları oluşturuyoruz. Memleketimizin parasını çarçur etmeden iktisatlı bir şekilde hizmet edebilmektir amacımız. Sayın DSİ Bölge Müdürümüzle bu konuları istişare ettik, göstermiş olduğu ilgi alakadan dolayı teşekkür ediyorum, geldiği günden buyana hiçbir talebimizi ‘yarın olsun’, ‘daha sonra yapalım’ demedi. Isparta hepimizin, Türkiye hepimizin, bu bilinçle en güzel hizmetleri vermeye devam edeceğiz” görüşlerinde bulundu.

    Ziyaretten duyduğu memnuniyetini ifade eden ve Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen’e teşekkür eden DSİ 18.Bölge Müdürü Rahmi Şahin de, Isparta için yapacakları çok işlerin olduğunu dile getirdi. Şahin, “Kaynakların etkin ve verimli kullanılması adına belediye ile dayanışma içerisinde yürütmüş olduğumuz çalışmaları, bugünden sonra da devam ettirmek kararlılığı içerisindeyiz.” dedi.

    Darıderesi-2 Barajının Isparta’nın içme suyu açısından önemli olduğunu belirten DSİ 18.Bölge Müdürü Rahmi Şahin, “Şehre cazibeyle su sağlaması açısından önemli. Dolayısıyla bizde sizin desteğinizle yatırım programında yer alan Darıderesi-2 Barajının ihalesini gerçekleştirmiş olduk. Bu da Isparta’ya faydası olacağından bizim için bir onur kaynağı oldu. Darıderesi-2 Barajını çok önemsiyoruz, yatırımlarımız arasında bir parça ancak en önemli bir parça diyebilirim. Darıderesi-2 Barajını bir an önce bitirerek şehrin hizmetine sunmak istiyoruz” şeklinde konuştu.

    DSİ 18. Bölge Müdürü Rahmi Şahin, diğer taraftan da şehir içerisinde ve dışında, diğer imar alanları dışında yürütmüş oldukları taşkın koruma projelerini de bir an önce tamamlayarak vatandaşın can emniyetini sağlamak açısından gerekli adımları atmayı kendileri için bir borç bildiklerini söyledi.

  • Sinemaseverler Yol Arkadaşım 2’nin İzmir galasında buluştu

    Genç yıldızlar İbrahim Büyükak ve Oğuzhan Koç, “Yol Arkadaşım 2” filminin İzmir’de gerçekleşen galasında sevgi seliyle karşılandı. Binlerce sinemasever, genç oyuncuları yakından görebilmek için adeta birbiriyle yarıştı.

    Senaryosunu İbrahim Büyükak’ın yazdığı, Bedran Güzel’in yönettiği, yapımcılığını BKM’nin üstlendiği “Yol Arkadaşım 2” filminin İzmir özel gösterimi, İzmir Optimum’da yapıldı. Kahkaha dolu filmin başrol oyuncuları İbrahim Büyükak ve Oğuzhan Koç, film gösterimi öncesinde gerçekleşen söyleşide sevenleriyle bir araya geldi. Erken saatlerden itibaren ünlü oyuncuları beklemeye başlayan hayranları, Oğuzhan Koç ve İbrahim Büyükak’ın sahneye çıkmasıyla birlikte büyük heyecan yaşadı. Türk sinemasının sevilen yıldızları İzmir’de olmaktan büyük mutluluk duyduklarını belirtirken, binlerce hayranıyla birlikte öz çekim yaparak bu büyük sevgiyi ölümsüzleştirdi.

    Dev Ajans organizasyonuyla İzmir Optimum AVM Cinemaximum’da yapılan gala öncesi ünlü oyuncular, filmin yoğun ilgi görmesinden dolayı mutlu olduklarını dile getirdi. “Seyircinin samimi ilgisi doğru yolda olduğumuzu gösteriyor” diye konuşan İbrahim Büyükak ve Oğuzhan Koç, daha sonra filmin gösterildiği tüm salonları gezerek hayranlarını selamladı. Filmi, başrol oyuncuları İbrahim Büyükak ve Oğuzhan Koç ile izleyen sinemaseverler kahkahalara boğuldu.

  • ALGEM 2’nin temeli atıldı

    Altıeylül Belediyesi’nin sosyal belediyecilik anlayışıyla 2015 yılında hayata geçirdiği ALGEM biriminin ikincisinin temeli düzenlenen törenle atıldı. 6 bin 325 metrekarelik alanda inşa edilecek ALGEM’de sosyal market, aşevi, konferans salonları ile birlikte vatandaşlara verilecek mesleki kurslar için derslikler yer alacak.

    İhtiyacı olanın yanında olmaya devam ediyoruz

    Törenin açılışında konuşan Altıeylül Belediye Başkanı Hasan Avcı, “Kurucu Belediye Başkanımız Zekai Kafaoğlu döneminde kurulan ve sosyal belediyeciliğin en iyi örneklerinden olan ALGEM 2015 yılında kurulmuş ve sadece ilçelerde değil birçok ilde olmayan, vatandaşlarımızın çok farklı ihtiyaçlarına cevap verebilen, çok güzel, çok işlevli bir birim olarak hizmetlerine devam etmekte. ALGEM Marketimiz; sosyal market vasıtasıyla 15 bin 815 ailenin gıda ve temizlik malzemesi ihtiyacını karşılamış, son dokuz ay içerisinde ise 7 bin aileye destek vermiştir. Bunun yanında 2 bin 144 kişiye meslek eğitimi, 295 aileye ev eşyası yardımı, 3 bin 710 kişiye giyim mağazası vasıtasıyla kıyafet yardımı, 882 aileye yakacak yardımı, 200 çocuğumuza sünnet şöleni, 310 kişiye berber ve kuaför hizmeti, 264 kişiye medikal malzeme yardımı, 29 bin 99 kişiye evde iftar hizmeti, 9 bin 600 öğrenciye kırtasiye seti yardımı, 26 bin öğrenciye kitap dağıtımı gerçekleştirerek toplumun her kesiminden vatandaşlarımıza ulaşma gayreti ve çabası içerisinde olmuştur. Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü bütçemizden 2017 yılında sosyal yardım ve hizmetler için müdürlük bütçesinin yüzde 41’i kullanılırken, 2018 yılında bu rakamı yüzde 85’e çıkardık” dedi.

    ALGEM 2 hakkında bilgiler veren Başkan Avcu, “Yine bugün temelini atmakta olduğumuz ALGEM binamızın toplam inşaat alanı 6 bin 325 metrekaredir. İçerisinde 27 adet ofis, 11 adet derslik, 3 tane atölye, 50 kişilik aşevi, 250 metrekare sosyal market, 250 metrekare aile danışma merkezi, 230 metrekare açık ve kapalı fuaye alanı olan 252 kişilik konferans salonu, 1000 metrekare açık, 300 metrekare kapalı kafeterya ve restoran alanı, kapalı ve açık otopark alanlarıyla toplamda 4 dönümlük yeşil alan olarak yapılmış olacak. Ben bu hizmet binamızın başta bu mahallede oturan vatandaşlarımıza, Altıeylül ilçemize ve şehrimize hayırlı olmasını diliyorum. Biz Altıeylül Belediyesi olarak ilçemiz içerisinde yaşayan öksüz, yetim çocuklar başta olmak üzere bütün çocuklarımıza, ihtiyaç sahibi ailelerimize, garip gurabamıza, aç, açıkta kimse bırakmayıncaya kadar sahip çıkmaya ant içtik. İnşallah önümüzdeki süreçte sosyal belediyecilik anlamında vatandaşlarımıza çok daha farklı, çok daha güzel hizmetleri yapabilmek umuduyla derdi olan, kederi olan vatandaşlarımıza Altıeylül Belediyesi olarak hep yanlarında olduğunu ifade etmek amacıyla elimizden gelen gayreti sarf edeceğiz ve inşallah bunu da başarmak için 7 gün 24 saat çalışacağız” dedi.

    Halkımız hizmet belediyeciliğiyle Recep Tayyip Erdoğan ile tanıştı

    Balıkesir milletvekilleri adına konuşan AK Parti Milletvekili Adil Çelik ise, “ALGEM neden bu kadar önemli? Belediyeciliğin safhaları var ve bu Kızılcahamam Kampında dile getirildi. Önceden bu memlekette ideolojik belediyecilik yapılırdı, hizmet ikinci plandaydı. Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu seçimlerden itibaren memlekete hizmet belediyeciliği geldi ve halkımız hizmetle tanıştı. Ondan sonra artık proje belediyeciliği geldi. Birçok AK Partili belediye çok inanılmaz projelere ve hizmetlere imza attı. Artık geldiğimiz son nokta ise görev belediyeciliği. Daha önceleri Osmanlı’nın son zamanları ve Cumhuriyetin ilk dönemlerinde belediye başkanlarına şehr-i emin denirdi. Şehrin emanet edildiği kimse demektir. Şehir emanet ediliyorsa halkın hepsi ona emanettir. Garibi, gurebası, kimsesizi, yoksulu, hastası ona emanettir. O zaman belediye başkanının vazifesi de bu emanete sahip çıkmaktır. ALGEM Hizmet Binası bu anlamda, bu emanete sahip çıkma çabasının çok güzel bir örneğidir” diye konuştu.

    Belediyecilikte trend değişti

    Büyükşehir Belediye Başkanı Zekai Kafaoğlu da konuşmasında; “Bugün burada gerçekten vatandaşa dokunan, bizzat belediyelerin vatandaşa temas ettiği, onların gönlünü aldığı, gerçekten hayırlı bir iş için bir araya geldik. ALGEM, Altıeylül kurucu Belediyesinin Başkanıydık, Altıeylül’ün gelişmesi için, Altıeylül’de yaşayan vatandaşlarımıza dokunmak için kurmuş olduğumuz bir birimdi. Altıeylül Belediye Başkanı olarak yaptığımız en hayırlı işlerin başında gemliyordu. Şimdi bu açmış olduğumuz kuruluşun ikincisinin büyüyerek burada devam etmesi gerçekten beni ziyadesiyle memnun etti. Altıeylül Belediyecilikte benim ilk aşkım, ilk sevdam. Onun için Altıeylül’ü unutmam mümkün değil. Şimdi Altıeylül Belediyesi’nin o bıraktığım nokta bayrağın daha yukarılara dikildiğini görmenin mutluluğunu yaşıyorum.

    Belediyecilikle artık trend değişti. Eskiden ideolojik belediyecilik anlayışı vardı. Sayın Cumhurbaşkanımızla beraber artık hizmet belediyeciliğine bu millet alıştı. Arkasından sosyal belediyecilik önemli hale geldi. İşte burası da sosyal belediyeciliğin en güzel örneklerinden bir tanesidir. Şimdi trend artık gönül belediyeciliğine geçti. Evet, artık insanların doğumdan ölümüne kadar yanında olacak belediye başkanları, vatandaşların gönlünü kazanacak, onların gönlüne dokunacak belediye başkanları ve vatandaşın gönlüne giden yolları yapan belediye başkanlarına ihtiyaç var. Sayın Cumhurbaşkanımız bunu il başkanları ve belediye başkanları toplantısında hepimize ilan etti. Tabi biz bunu daha önceden Sayın Cumhurbaşkanımız Büyükşehir Belediye Başkanı olarak bizi tensip buyurdukları zaman bize söylemişti zaten. Üç şey tavsiye etmişti; bunlardan birincisi kibirlenmek, gururlanmak asla yok dedi. İkincisi tevazu, tevazu, tevazu dedi ve arkasından da en büyük yatırım gönülleri fethetmeye yapılan yatırımdır dedi. Biz Balıkesir’de11 aydan beri Büyükşehir belediye Başkanı olarak hizmetlerimizin yanında Sayın Cumhurbaşkanımızın söylemiş olduğu bu üç temel kural üzerinden belediyecilik yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Kardeşim Benim 2’nin İzmir gösteriminde izdiham kalabalık

    Başrollerini Burak Özçivit, Murat Boz, Ferdi Sancar, Leyla Feray, Pınar Deniz ve Korhan Herduran’ın paylaştığı merakla beklenen ’Kardeşim Benim 2’ filminin İzmir galası Optimum’da sinemaseverler ile buluşurken, genç kızlar ünlü oyuncu Burak Özçivit’e dokunabilmek için birbiriyle yarıştı.

    Yönetmenliğini Mert Baykal’ın, senaristliğini Zafer Külünk’ün üstlendiği Kardeşim Benim 2 filminin oyuncuları, Optimum AVM’de sevenleriyle buluştu. Başrol oyuncularından Burak Özçivit, Leyla Feray, Pınar Deniz ilk olarak sinemaseverlerle bir araya gelerek, söyleşiye katıldı. Yoğun ilgi gösterilen filmin galasında, genç kızlar özellikle yakışıklı oyuncu Burak Özçivit’e dokunabilmek, fotoğraf çektirebilmek için adeta birbiriyle yarıştı.

    Lösemi hastası kızdan duygu dolu sözler

    Film gösterimi sırasında duygu dolu anlar da yaşandı. Burak Özçivit’in hayranı olan 20 yaşındaki Dünya Özgüç isimli genç kız, lösemi hastalığını yenmesinde ünlü oyuncunun kendisine moral olduğunu söyledi. Hastalığını yenen Dünya Özgüç, “Bundan 2 sene önce ben lösemi hastasıydım. En büyük hayalim Burak ile görüşmekti ve görüşmeyi kabul etti. Ben görüşmeyi kabul ettiği zaman o kadar mutlu oldum ki moralime çok iyiydim. Görüşmeden önce nakile gidecektim ve nakil odam Burak’ın fotoğraflarıyla doluydu. Onunla görüştüğümde inanılmaz mutlu oldum. Hastalığımı yendim, onun bana verdiği moral sayesinde. Çok teşekkür ediyorum. Şu an saçlarım var, kirpiklerim var, kaşlarım var. O kadar mutluyum ki hala inanamıyorum siz benim yanımdasınız” dedi.

    “Hastaydı ve nelere iyi gelebiliyorsunuz onu görüyorum”

    Genç kızın duygu dolu sözlerinden etkilenen Burak Özçivit de, “O kadar hassas bir durum ki, size ekranda görüyorlar, dokunamıyorlar ama böyle dokunduğun zaman nelere iyi gelebiliyorsunuz onu görüyorsunuz. Bizim hayranımız bir hastalığı var ve biz onunla iletişime geçtik. Renkli gözlerini hatırladım hemen onu görünce ve onun orada da olduğunu bilmiyordum. Onun bana söylediği sözler inanılmazdı. ‘Ben sizi gördüm ve sizin sayenizde iyi oldum’. Bu herhalde bizim yaptığımız işin en özel yanı, bundan daha büyük mutluluk olabilir mi? Ben kendi adıma yaptığım işten mutlu oldum, ne kadar özel bir iş yaptığımızı gösteriyor. Ben de bu anlamda olabildiğince ne gerekiyorsa yapmaya çalışıyorum. Bugün sahneden indim, onlarla bir arada oldum. Bunları yapmamız gerekiyor. O arkadaşımıza bu tarz şeyler moral vermiş ve iyileştiğini söylüyor. Bundan daha değerli bir şey olamaz” diye konuştu.

    “İzmir’e bundan sonra hep geleceğim”

    Film çekmenin yanı sıra en değerli olanın insanlarla temas olduğunu dile getiren Özçivit, “Evet biz film yapıyoruz, bizi dizilerden izliyor insanlar, beğeniyorlar, takip ediyorlar fakat bir türlü size dokunmak, sizi yakından görmek, fotoğraf çekilmek böyle bir şansları olmuyor. İzmir neticede daha İstanbul’a yakın daha çok biliyorlar sizi ama ben bunu Anadolu’nun her yerinde yapmak istiyorum ve bütün filmlerimde buna önem veriyorum. Bugün de onlardan biri benim gerçekten beklediğimin üstünde bir ilgi vardı. Onlara çok teşekkür ediyorum, o yüzden elimden geldiği kadar sahneye inip, onlarla birlikte olup, onlara dokunmak, benimle fotoğraf çektirmelerini sağlamak elimden ne geliyorsa yaptım. Üçüncü filmim ve neden ilk günden beri İzmir’e gelmemişim orasını biraz düşündüm. Bundan sonra İzmir’e kesinlikle geliyorum, programıma koyuyorum. Şubat ayında benim zaten bir filmim daha olacak, bir asker filmi çekiyoruz. İzmir’e mutlaka geliyorum. Çok güzel bir ortam gördüm” ifadelerini kullandı.

    “Seyirci isterse üçüncüsünü çekeriz”

    Kardeşim Benim 3’ün çekilip çekilmeyeceği yönündeki soruya ise yakışıklı oyuncu, “Yarın şunu yapacağım dersiniz, hiçbir şey yapamayabilirsiniz. O yüzden ‘Şunu yaparız’ demek doğru değildir hiçbir zaman. Önemli olan biz şu an ikinciyi yaptık, seyirci izleyecek, not seyircinin, seyirci isterse her şey olur. Ama seyirci burada bırakmamızı isterse başka bir şey yaparız” şeklinde yanıt verdi.

    “Komedisi daha yüksek bir film”

    Oyuncu Leyla Feray ise İzmir’deki yoğun ilgiden mutluluk duyduklarını dile getirerek, “İlgiyle karşılaşmak çok hoşumuza gitti. Film çok güzel oldu inşallah seyirci de sever. Kardeşim Benim 2’de komedi unsurları çok fazla, ilk film gibi kardeşlik bağları çok güçlü, bunun yanında aşk da var ve ayrıca yeni karakterler var. Daha komedisi yüksek bir film diyebilirim” dedi.

    İzmir’e çok sık geldiğini ve İzmir’in insanlarını çok sevdiğini belirten Pınar Deniz de, çok iyi bir film çektiklerini söyleyerek, “Çoğu arkadaşım İzmirli, zaten bu sektördeki çoğu insan İzmirli. Burak ve Murat çok tatlı insanlar evet yakışıklılar, ama ben o tarafla ilgilenmiyorum tabii ki inanılmaz profesyoneller ve çok mütevaziler. Çok mutluyum onlarla oynadığım için” diye konuştu.

  • Dağ 2’nin “Fırtına Getiren” ekibi Espark’ta

    Alper Çağlar’ın yönettiği Dağ 2 film ekibi, Espark Alışveriş Merkezi seyircisiyle buluştu.

    Gişede büyük başarı yakalayan Dağ 2 filmi oyuncuları Ece Türkiye yönetimindeki Espark Alışveriş Merkezi’ne gelerek seyircilerle birlikte film izledi. Devam filmi olmakla birlikte izleyicilerine bağımsız bir hikayeyi konu eden Dağ 2 filminde sınır ötesi operasyonlara gönderilen yedi kişilik bir tim olan “Fırtına Getiren”’in öyküsü anlatılıyor.

    Esprak AVM’de toplam 500 kişilik iki salonu dolduran vatandaşlar, adeta fotoğraf çektirmek için birbirleriyle yarıştılar. Filmin sonunda İHA mikrofonlarına açıklamalarda bulunan film ekibi, olumlu tepkiler aldıklarını aktardı.

    Dağ 2 oyuncularından Ahmet Pınar, filmin yapımı ve çekim süreci hakkında bilgiler verdi. İki sene boyunca ön hazırlıklarının sürdüğünü ve 3 ay boyunca sıkı bir eğitimden geçtiklerini belirten Pınar, “Dağ bildiğiniz üzere, Dağ 1 ile başlayan bir serüven. Tabiki hikaye çok daha farklı ama ana karakterler aynı. Bekir ve Oğuz’un, iki zıt karakterli arkadaşın. Dağ 2 için yönetmenimiz Alper Çağlar binlerce mail aldı. Dağ 2’nin yapımı aslında biraz da böyle oldu. 4 sene önce zaten senaryosu hazırdı Alper Çağlar tarafından. Alper Çağlar 4 sene önce bu senaryoyu yazdığı zaman, günümüz konjektörünü hiçbir şekilde bilmiyordu. Bilmesi de zaten mümkün değildi. Ama öngörüleri vardı demek ki böyle bir hikaye oluşturabildi. Hazırlık süreci yaklaşık iki sene sürdü. İki sene boyunca bir ön hazırlığımız oldu. Ama ekipmanların ve ekibin hazırlanmasının ön hazırlığı yaklaşık 6 ay sürdü. Final sahnesinde görmüş olduğunuz tankın yapımı yaklaşık 3 ay sürdü. Oyuncular 3 ay boyunca sıkı bir eğitimden geçtiler. Bu sırada tabi milli savunma bakanlığının makine kimya endüstrisi kurumunun ve kara kuvvetlerinin ordumuzun desteği sonsuzdu. Zor bir süreç oldu ama keyifli bir süreçti. Sonuçlarını da hep beraber görüyoruz” dedi.

    “Olumlu mesajlar alıyoruz”

    Film vizyona girdiğinden beri olumsuz bir mesaj almadıklarını aktaran Pınar, ”4 Kasım Cuma günü vizyona girdi filmimiz. Pazartesi sabah uyandığımda telefonumda sosyal medyada yaklaşık bin 730 mesaj vardı. Messenger’ı silmek zorunda kaldım mesela. Diğer arkadaşlara gelen mesajları siz düşünün. Genelde olumlu mesajlar alıyoruz. Ben şimdiye kadar olumsuz mesaj almadım. Çok dikkatli olan seyirciler birkaç teknik detay ile ilgili hatta beklentisini çok ütopik seviyelerde tutan arkadaşlardan tabii ki bir iki ufak mesaj geliyor eleştiri babında. Ama onları da dikkate alacağız tabii ki. Haklı eleştirileri var” ifadelerini kullandı.

    “Eskişehir’in benim için ayrı bir yeri var”

    Babasının eskiden Eskişehirspor’da oynadığını ve Eskişehir’in kendisi için ayrı bir yerinin olduğunu belirten Ahmet Pınar, “Aslında ben ülkemin izleyicisini bilmiyorum. Çünkü gittiğimiz her yerde aynı ilgiyi görüyoruz. Ama Eskişehir’in bende ayrı bir yeri var. Rahmetli babam 66-67-68 sezonunda Eskişehirspor’da oynuyordu. Fethi Heper ile birlikte oynuyordu. Eskişehir’in EsEs diye estiği zamanlarda. Eskişehir’in benim için ayrı bir yeri var” şeklinde konuştu.

    Filmde başrol oyuncularından biri olan Ahu Türkpençe, film ekibinin küçük ama aile gibi olduklarını belirtti. Tükpençe, “Çekimler sırasında biz daha çok öyle zorluklarla karşılaştık. Oda hep dağlarda olduğu için doğal olarak. Herhangi bir konforu olmadığı için bu işin fiziksel zorlukları vardı. Ekibimiz küçük ama aile gibi bir ekipti. O yüzden herkes birbirine destek oldu. Herkes birbirine güç verdi. Bu şekilde, o hikayenin büyüsüyle de birlikte o kadarda zor gelmedi. Şimdi bakınca nasıl yapmışız diyoruz ama sanırım gerçekten hikayenin büyüsüyle herhalde kendimiz de hissettik” dedi.

    “Biz mümkün olduğunca askerlerimizin yaşadığı zor şartları aktardık”

    Geçek yaşananlar ile bir bağlantısı olup olmadığı şeklinde yöneltilen soruya, “biz yumuşak bir biçimde anlattık” diyen Türkpençe, “Filmde sonra izleyenlerden aldığımız geri dönüşlerden anladığımız kadarıyla birbirinin aynısı denilecek kadar. Elbette çok daha yaşanıyor. Biz çok daha yumuşak bir şekilde anlatıyoruz ama bu yumuş şekli bile ne kadar gerçek diye sorarsak onlara onların cevabı, evet aynen böyle, birebir çekmişsiniz diyorlar. O yüzden onlar bize teşekkür ediyor. Biz onlara teşekkür ediyoruz. Biz yumuşak bir şekilde anlattık ama bunun düşünün ki bir on katı yaşıyorlar orada hem zoruk olarak, hem acı olarak, hem de kayıplar olarak. Biz mümkün olduğunca bunu bir şekilde aktarmaya çalıştık ama askerimizin orada yaşadığı şartları. Bunun kıyısından bile geçmiş olsak, bir parça bile anlatabilmiş olsak ne mutlu bize ama diyorum bu gördüğünüzün kat ve kat daha zorunu yaşıyorlar. O yüzden biz asla haklarını ödeyemeyiz. Umarım onlara da güzel bir hatıra olur. Umarım insanlara bir şekilde yaklaştırmış oluruz askerlerimizin yaşadıkları durumu” açıklamalarında bulundu.

    “Türk halkı daima çabayı, çok çalışmayı, sabrı ödüllendirir.

    Film’de Nabat karakterini canlandıran oyuncu Açelya Özcan, “Biz güzel bir film yaptık. Güzel bir film yaptığımızı düşünüyorum. Ben şundan eminim , Türk halkı daima çabayı, çok çalışmayı, sabrı ödüllendirir. Biz şuanda 1 buçuk milyona doğru koşuyoruz. Ekipe çok mutluyuz ve çok gururluyuz. Taktir ediliyoruz. Çok güzel mesajlar alıyoruz. Bu bize bir parça doğru bir şeyler yapıyoruz hissi veriyor aslında. Bunun için mutluyuz” şeklimde konuştu.

    Filmi izleyen seyircilerden Ahmet Gökan Meşe, “Dağ filmini izledim. Hatta birkaç kere izledim. En çok Hüseyin Nihal Atsız’ın bir şiiri okundu. Orada çok duygulandım. Çok güzel bir filmdi. Herkesin emeğine sağlık. İnşallah devamı gelir böyle filmlerin” ifade etti.

    Film izleyicilerinden Burhan Dursun ise herkesin bu filmi izlemesi gerektiğini aktardı. Dursun, “Bu filmi herkes izlemeli bence. Şunda eksik olan vatani duyguları öne çıkartmaya yönelik bir film. Herkes izlemeli diyorum. Bir kere izledim, ikinciyi de izleyeceğim eğer vizyondan kalkmazsa. Herkes gitmeli, birbirlerini de götürmeli” şeklinde konuştu.