Etiket: 2500

  • (Yeniden) 2500 rakımlı tepede ders

    (Yeniden) 2500 rakımlı tepede ders

    Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde bir grup köy öğrencisi, telefonların çektiği 2500 rakımlı tepeye çıkarak Eğitim Bilişim Ağı’na (EBA) bağlanıp ders işliyor.

    Dünya genelinde salgın haline gelen korona virüs nedeniyle yüz yüze eğitime ara verilmesi üzerine milyonlarca öğrenci evlerinde internete bağlanıp EBA’dan derslerini takip etmeye başladı. Hakkari’nin Yüksekova ilçesine yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta bulunan Bağdaş köyünün Ericik mezrasındaki bir grup öğrenci ise evlerinde cep telefonunun çekmemesi ve internet erişiminin sağlanamaması nedeniyle zorluk yaşıyor. Mezrada yaşayan bir grup öğrenci, her gün yerleşim alanının yakınındaki 2500 rakımlı tepeye çıkarak ders işliyor. Çıktıkları tepede sosyal mesafe kuralına uyarak oturan öğrenciler, burada EBA’ya bağlanarak derslerini takip etmeye çalışıyor. Köyün öğrencileri, kış mevsimi gelmeden yaşanan bu soruna çözüm bulunmasını istiyor.

    Veli Edibe Kaya, köyde telefonun çekmediğini ve haliyle internet bağlantısı da olmadığını belirterek, “Öğrencilerimiz EBA’ya bağlanmak için tepelik yere çıkarak derslerini takip edebiliyor. İnternet olmadığı için öğrenciler derse katılamıyorlar. Hemen hemen her evde 4-5 öğrenci var. Bu öğrenciler hepsi farklı farklı sınıflara giriyorlar. Bunun için hepsi farklı şekilde çakışıyor. Bunlar tekrarını izlese bile kaçırıyorlar. Malum yetişkinler de haberlere bakıyorlar. Onun için öğrenciler bununla başa çıkamıyorlar. Dağa çıktıkları için yoruluyorlar. Yokuş var. Onun için eğitimden çok uzak kaldılar. Lütfen bu öğrencilere internet sağlayalım, çünkü hepsinin gelecekleri var’’ dedi.

    İki tepe arasında sıkışan bir mezrada yaşadıklarını ifade eden Betül Yılmaz ise, “Köyümüzü bırakıp gidemiyoruz. Çiftçilikle uğraşıyoruz. Geçimimizi bu şekilde sağlayabiliyoruz. Köyümüzü bıraksak bile gidecek yerimiz yok. Çocuklarımızın geri kalmaması için tek bir isteğimiz var devletten, bir tane radarımızın olması. Yetkililerden bu öğrenciler için internet erişimi sağlamalarını istiyoruz” diye konuştu.

  • 2500 rakımlı tepede ders

    2500 rakımlı tepede ders

    Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde bir grup köy öğrencisi, telefonların çektiği 2500 rakımlı tepeye çıkarak Eğitim Bilişim Ağı’na (EBA) bağlanıp ders işliyor.

    Dünya genelinde salgın haline gelen korona virüs nedeniyle yüz yüze eğitime ara verilmesi üzerine milyonlarca öğrenci evlerinde internete bağlanıp EBA’dan derslerini takip etmeye başladı. Hakkari’nin Yüksekova ilçesine yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta bulunan Bağdaş köyünün Ericik mezrasındaki bir grup öğrenci ise evlerinde cep telefonunun çekmemesi ve internet erişiminin sağlanamaması nedeniyle zorluk yaşıyor. Mezrada yaşayan bir grup öğrenci, her gün yerleşim alanının yakınındaki 2500 rakımlı tepeye çıkarak ders işliyor. Çıktıkları tepede sosyal mesafe kuralına uyarak oturan öğrenciler, burada EBA’ya bağlanarak derslerini takip etmeye çalışıyor. Köyün öğrencileri, kış mevsimi gelmeden yaşanan bu soruna çözüm bulunmasını istiyor.

    Okul öğretmeni Edibe Kaya, köyde telefonun çekmediğini ve haliyle internet bağlantısı da olmadığını belirterek, “Öğrencilerimiz EBA’ya bağlanmak için tepelik yere çıkarak derslerini takip edebiliyor. İnternet olmadığı için öğrenciler derse katılamıyorlar. Hemen hemen her evde 4-5 öğrenci var. Bu öğrenciler hepsi farklı farklı sınıflara giriyorlar. Bunun için hepsi farklı şekilde çakışıyor. Bunlar tekrarını izlese bile kaçırıyorlar. Malum yetişkinler de haberlere bakıyorlar. Onun için öğrenciler bununla başa çıkamıyorlar. Dağa çıktıkları için yoruluyorlar. Yokuş var. Onun için eğitimden çok uzak kaldılar. Lütfen bu öğrencilere internet sağlayalım, çünkü hepsinin gelecekleri var’’ dedi.

    İki tepe arasında sıkışan bir mezrada yaşadıklarını ifade eden Betül Yılmaz ise, “Köyümüzü bırakıp gidemiyoruz. Çiftçilikle uğraşıyoruz. Geçimimizi bu şekilde sağlayabiliyoruz. Köyümüzü bıraksak bile gidecek yerimiz yok. Çocuklarımızın geri kalmaması için tek bir isteğimiz var devletten, bir tane radarımızın olması. Yetkililerden bu öğrenciler için internet erişimi sağlamalarını istiyoruz” diye konuştu.

  • Defineciler 2500 rakımdaki kaleyi bile kazdılar

    Defineciler 2500 rakımdaki kaleyi bile kazdılar

    Erzurum’da 1790 yılından günümüze kadar ulaşan Surp Minas Kilisesi’nin duvarlarına kadar kazan defineciler, tescillenmeyi bekleyen 3 bin yıllık “Kartal Kalesi”ni ise 600 metre dik yamacı tırmanarak kazdılar.

    Erzurum’un Aziziye ilçesinde 1790 yılında Ermeniler tarafından yapılan Surp Minas Kilisesi’nde defineciler kaçak kazı yaptı. Kilisenin içerisinde kazılmadık yer kalmazken, Aziziye Belediyesinin girişimleri sonucunda kilise Almanya’da yaşayan bir Ermeni’ye ait çıksa da sahibi restorasyona izin vermedi. Sahibinin isteği üzerine dokunulmayan kilise, definecilerin ve madde bağımlıların uğrak yeri haline geldi.

    Umduğunu kilisede bulamayan defineciler, bu kez Yakutiye ilçesi Güngörmez Mahallesi’nde Demir Çağı’ndan kalma 3 bin yıllık Kartal Kalesi’ni kazmaya başladı. Resmi olarak ilk kez keşfedilen 2500 rakımlı kale, daha arkeologlar tarafından incelenmeden definecilerin uğrak yeri haline geldi. Kaleye çıkmak için 600 metrelik dik yamacı kazı malzemeleriyle tırmanan defineciler, yöre halkının tepkisine neden oldu.

    Kalede incelemelerde bulunan Erzurum Müze Müdürü Hüsnü Genç, definecilerin kültür varlıklarının kanayan yarası olduğunu ifade ederek, kültür varlıklarının korunması için jandarma ile ortak proje yürüttüklerini söyledi. Genç, “Defineciler Erzurum’un ve kültürümüzün kanayan yaralarından birisi. Defineciler gittiğimiz en ücra köşedeki kalelerde bile görüyoruz. Definecilerle kültürel olarak mücadele etmeye çalışıyoruz. Özellikle kültür varlıklarının yoğun olduğu alanlarda köy ahalisini köy evlerinde toparlayıp kültür varlıklarının önemi ve korunması gerektiği hakkında bilgi veriyoruz. Asayiş olarakta jandarma ile projeler üretiyoruz, özellikle bu tür kültür varlıklarının yoğun oldukları alanda ekiplerin daha sık olarak devriye atmalarını istiyoruz” dedi.

    Kalenin bulunduğu Güngörmez Mahallesi’nin muhtarı Baki Uludağ ise turizme kazandırılmayı hedefledikleri kaleyi definecilerden korumak için büyük çaba sarf ettiklerini kaydederek, “Definecilerin köyümüzü tahrip etmelerini istemiyoruz. Onların kalemizi tahrip etmemeleri için sık sık onları takip etmeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

  • Milas’ta 2500 ton zeytinyağı rekoltesi bekleniyor

    İlgili kurum ve kuruluşların temsilcilerinin katılımıyla Milas Ziraat Odası’nda gerçekleştirilen toplantıda, önümüzdeki hasat döneminde Milas’ta 2500 ton zeytinyağı rekoltesi beklendiği açıklandı.

    Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) koordinatörlüğünde, zeytin ve zeytinyağı üretim sezonuna ilişkin sağlıklı ve güvenilir verileri sağlamak amacıyla 2018-2019 üretim sezonu için Zeytin ve Zeytinyağı Rekoltesi Ulusal Resmi Heyeti tarafından tüm zeytin yetiştirilen bölgelerde zeytin ve zeytinyağı işletmeleri, ilgili kurum-kuruluş ve kişilerle görüşülerek ulusal ürün tespit çalışmaları başlatıldı.

    Kuzey Ege ve Marmara, İzmir ve çevresi, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu ve Güney Ege olmak üzere eş zamanlı yapılan çalışmalar kapsamında Güney Ege olarak Milas Ziraat Odası’nda zeytinyağı rekoltesinin belirlenmesi için toplantı gerçekleştirildi.

    Milas Ziraat Odası Başkanı İsmail Atıcı, S. S. 153 Nolu Milas Zeytin ve Zeytinyağı Tarım Satış Kooperatifi Kamil Gül, Milas Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nde görevli Ziraat Mühendisi Ümit Özgüç, MİZO’da görevli Ziraat Mühendisi ve Tarım Danışmanı Abdullah Öz, Milas’ın memecik türü zeytinlerinden ürettiği zeytinyağlarıyla dünya çapında ödüller alan üretici Ali Osman Menteşe, İzmir Zeytincilik Araştırma Merkezi’nden Yüksek Ziraat Mühendisi Özgür Dursun, İzmir TARİŞ’ten İsmail Çırak ve Kristal Zeytinyağları’ndan Ziraat Mühendisi Abidin Sezen katıldı.

    Kurum ve kuruluş temsilcilerinin Milas bazında gözlemlerine dayanarak öngörülerini sunduğu toplantıda konuşan Milas Ziraat Odası Başkanı İsmail Atıcı, “Benim şahsi fikrim belirleyeceğimiz rekoltenin yağ oranları düşük çıkabilir. Nedeni şu kilogram başına zeytinyağı oranı düşük. Tabi bu zeytin ne zaman fabrikaya girer o zaman sonuçlar daha net ortaya çıkar. Hasadın gecikmesi de zeytindeki yağ oranının düşmesine neden oluyor. Bu gibi faktörler de zeytinyağı rekoltesini etkileyecektir. Bölgemizde yüzde yüz doluluk oranı olmuş olsa bu zeytini işleyecek ne makine ne de insan gücü maalesef yok. Çünkü köyler boşaldı işçi yok. Kalabalık zeytin çiftliği olanlar var ama zeytini işleyecek insan bulamıyorlar. Hasadın gecikmesi çiftçimizin ihmalinden değil insan gücünün bulunamamasından kaynaklanıyor. Allah versin isteriz ki bol bol zeytinimiz olsun ama bu sorunların da çözülmesi gerekiyor. Geçen yılki yüzde 60 rekolte tahminimizi, sahada gördüğümüz zeytinlikler için söylemiştik. Benim tahminimce dolu yılda 22 bin ton zeytinyağı olduğunu düşünürsek eğer bu yıl yüzde 10 dolulukla birlikte ilçemizde 2200-2500 ton yağ çıkacağını düşünüyorum.” dedi.

    Son dönemde çiftçiye dağıttıkları plastik kasalarda toplanan dip zeytinini, baş zeytinini ve organik zeytini ayrı ayrı makinelerde sıkım yaptıklarını belirten S. S. 153 Nolu Milas Zeytin ve Zeytinyağı Tarım Satış Kooperatifi Kamil Gül, zeytinyağı rekoltesine yönelik yapılan öngörülerin tahmin olduğuna dikkat çekerek, “Ben bu yıl zeytin göremiyorum arkadaşlar. Duyumlarımıza göre bölüm bölüm Bafa Gölü kenarında, Ören’de, Kazıklı’da az da olsa zeytin olduğu görülüyor.” dedi.

    Milas’ın memecik türü zeytinlerinden ürettiği zeytinyağlarıyla dünya çapında ödüller alan üretici Ali Osman Menteşe de önümüzdeki hasat döneminde ciddi oranda rekolte düşüşü yaşanacağını öngördüğünü belirterek, yanında getirdiği hastalıklı zeytin tanesini göstererek zararlılara dikkat çekti.

    Zeytin ağacının çiçek döneminde ve meyveye döndüğü aylarda nemli bir havanın hakim olması sebebiyle zeytin antraknozu, zeytin sineği gibi zararlıların aktif olduğunu ve mantar hastalıklarında artış olduğuna dikkat çeken ziraat mühendisleri Öz ve Özgüç, Milas’ta bazı zeytinliklerde çeşitli mantar hastalıklarında ciddi artış gözlediklerini ve bu durumun rekoltede düşüşe neden olabileceğini ifade ettiler.

    Öte yandan toplantıda, son dönemde zeytinyağında tağşiş (hileli karışım) yapanların gerçek üreticiyi zor duruma düşürmekle beraber vatandaşların sağlığıyla oynadığına vurgu yapıldı ve yetkililerin bu konuda denetimleri artırmaları talep edildi.

    Toplantıya katılan diğer ziraat mühendislerinin de görüşlerini belirtmesiyle, bu yıl için Milas’ta 2500 ton zeytinyağı rekoltesi beklendiği açıklandı.

  • 2500 yıllık lahit mezarı yap boz tahtasına çevirdiler

    Klasik Lykia dönemine ait önemli yapılardan biri olarak kabul edilen Antalya Elmalı’daki 2500 yıllık mezar anıt, bakımsızlığa ve ilgisizliğe kurban gitmek üzere. İç ve dış yüzeyi karalama tahtasına dönen tarihi yapının zemini de yıllar önce define avcıları tarafından parçalanmış durumda.

    Antalya’nın Elmalı ilçesine 12 kilometre uzaklıktaki Gölova (Müğren) köyünde bulunan klasik Lykia dönemine ait 2500 yıllık mezar anıtı ilgisizlikten yok olmak üzere. Lykia’nın sembol anıtlarından biri olarak kabul edilen yapının iç ve dış mekanlarındaki yağmalar ve karalamalar hayrete düşürüyor. Duvarları karalama tahtasına dönen yapının zemini de define avcıları tarafından kırılarak tahrip edilmiş durumda. 2500 yıllık lahit ilgi bekliyor.