Etiket: 244

  • Kuş yemlerinin arasından 244 kilo uyuşturucu çıktı

    Şanlıurfa’da şüphe üzerine durdurulan kamyonun kasasındaki kuş yemlerinin arasından 244 kilo 500 gram esrar maddesi çıktı.

    Edinilen bilgiye göre, Diyarbakır yolu üzerinde kuş yemi yüklü bir kamyonu durduran İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Şube Müdürlüğü ekipleri, dedektör köpekler yardımıyla kuş yemlerinin arasında arama yaptı. Yapılan aramada kuş yemlerinin arasında gizlenmiş 61 paket halinde 244 kilo 500 gram esrar maddesi ele geçirildi. Kamyon sürücüsü Mehmet D. gözaltına alınırken olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

  • Trabzon’da 3 bin 244 kadın şiddete uğradığı gerekçesiyle başvuruda bulunmuş

    Trabzon’da 3 bin 244 kadın şiddete uğradığı gerekçesiyle Kadın Erkek Birlikte Sosyal Eşitlik Derneği’ne (KEBSED) başvuruda bulunduğu belirlendi.

    Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO) Avrupa Birliği Bilgi Merkezi tarafından 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle bir konferans düzenlendi.

    Kadın Erkek Birlikte Sosyal Eşitlik Derneği’nin (KEBSED) katkısıyla düzenlenen konferansta Aile ve Sosyal politikalar Bakanlığı Trabzon Şiddet Önleme Merkezi Müdürü Neşe Uzuner bir konuşma yaptı. Uzuner, kadına yönelik şiddetin sona ermediğini artarak sürdüğünü vurgulayarak Trabzon’da toplam 3 bin 244 kişinin şiddet temelli sorunlar nedeniyle merkezlerine başvuruda bulunduğunu kaydetti.

    Merkezlerinin hem şiddetin önlenmesi için bilgilendirme çalışmaları yaptığını hem de şiddete uğrayan kadınlara destek olduğunu ifade eden Uzuner, “Trabzon’da geçtiğimiz yıl şiddetli temelli gerekçelerle toplam 3 bin 244 kişiye yardımcı olduk. Şiddete uğrayan kadınlar, kişisel olarak, kolluk kuvvetleri, Alo 183 hattı ve de 3. kişiler aracılığıyla bize başvuruyor. Türkiye’de şiddet gören kadınların başvurabileceği toplam 3 bin 433 Kadın konukevi bulunuyor. Şiddete karşı verilecek mücadelenin başarılı olabilmesi için çok geniş bir işbirliği ağına ihtiyaç var” dedi. .

    TTSO AB Bilgi Merkezi Koordinatörü Yakup Karbuz da merkezlerinin en öncelikli gündem maddelerinden birisinin kadın meselesi olduğunu dile getirdi. Kadın hareketinin çok güçlü olduğu Trabzon’da Avrupa Birliği’nin kadın politikalarının hedefler anlamında bölge gündemiyle örtüştüğünü de kaydeden Karbuz, bu anlamdaki çalışmalarının süreceğini söyledi.

    Konuşmaların ardından Kadın Erkek Birlikte Sosyal Eşitlik Derneği Başkanı Ayşegül Akyüz, Trabzon Şiddet Önleme Merkezi Müdürü Neşe Uzuner’e plaket sundu.

  • Bakan Eroğlu, Artvin’de 244 milyon TL’lik 22 adet tesisin temel atma ve açılış törenine katıldı

    Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Artvin’de 244 milyon TL’lik 22 adet tesisin temel atma ve açılış törenine katıldı.

    Artvin’de Çoruh Nehri kıyısında Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından yapımı tamamlanan Çoruh Parkı’nın da aralarında bulunduğu toplu temel atma ve açılış törenine katılan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Artvin’e daha önce verdiği müjdelerden, 555 milyon lira tutarındaki 19 projeden 15’ini tamamladıklarını belirterek, “Kalan 4 projeyi de kısa sürede bitireceğiz. Bugün 268 milyon liralık 27 yeni müjde ile geldik. Artvin Belediye Başkanımız bana makamında bir karpuz suyu içirdi, ardından 150 milyon liralık daha yatırımın sözünü aldı. Ben de gaza geldim, söz verdim” ifadelerini kullandı.

    Bakan Eroğlu, konuşmasının ardından yapımı tamamlanan ve devam eden projelerin açılışı ve temel atma törenini gerçekleştirdi. Daha sonra park alanını gezen Bakan Eroğlu, üzerinde adı yazılı çam fidanına su döktü.

  • 1 Milyon 244 Bin Muhteşem Ziyaret…

    Muhteşem Yüzyıl dizisinin ardından Şehzade Mustafa’nın da türbesinin bulunduğu, Bursa’daki Topkapı ünvanıyla bilinen Muradiye Külliyesi’ni geçen yıl 1 milyon 244 bin kişi ziyaret etti. Bursa’daki 6 Osmanlı Padişahı’nın bulunduğu türbeleri ise bir yılda 2 milyondan kişi ziyaret etti. Bursa’daki 9 ünlü müze ise 500 bin misafirini ağırladı.

    Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin ayağa kaldırdığı tarihi eserlerle birlikte türbe ve müzeler ziyaretçi akınına uğradı. Bir yıl içerisinde Bursa’nın Topkapısı olan Muradiye Külliyesi 1 milyon 244 bin kişi tarafından ziyaret edildi. Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından 15 milyona restore edilen Muradiye Külliyesi’nde, Muradiye Camii, hamam, medrese, imaret ve sonraki yıllarda yaptırılmış 12 türbe bulunuyor. Muradiye Külliyesi, Semerkant’taki Şah Zinde ve İstanbul’daki Eyüp Sultan ile birlikte, Türk İslam dünyasının sayılı türbe topluluklarından bir tanesi olarak biliniyor.

    Sultan 2. Murad tarafından 1425-1426 yılları arasında yaptırılan Muradiye Külliyesi, Fatih Sultan Mehmed’den itibaren 100 yılı aşkın bir dönem içinde peyderpey yaptırılan 12 adet türbeden oluşuyor. Külliyede Fatih Sultan Mehmed’in annesi Hüma Hatun (Hatuniye), II. Murad’ın oğlu şehzade Alaaddin, şehzade Ahmet, Fatih’in oğlu şehzade Mustafa, Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu şehzade Mustafa, Sultan II. Bayezid’in eşi Şirin Hatun, II. Bayezid’in diğer eşi Gülruh Hatun, Fatih Sultan’ın ebesi Ebe Hatun (Gülbahar Hatun), II. Bayezid’in oğlu şehzade Mahmud, II. Bayezid’in gelini Mükrime Hatun, Fatih Sultan’ın eşlerinden Gülşah Hatun ile saraya mensup kimselerin olduğu türbeler bulunuyor

    YEŞİL TÜRBE DE İLGİ ODAĞI

    Muradiye Külliyesi’nden sonra ikinci sırayı 510 bin kişi ile Yeşil Türbe izledi, Tophane’deki Osmangazi ve Orhangazi Türbeleri 464 bin, 1.Murat Türbesi 57 bin, Yıldırım Beyazıt Türbesi 33 bin, Üftade Tekkesi ise 31 bin kişiyi ağırladı.

    KARAGÖZ MÜZESİ BİRİNCİ SIRADA

    Bursa Büyükşehir Belediyesi’nie ait müze ve merkezler arasında ise Karagöz Müzesi son bir yılda 108 bin ziyaretçi ile ilk sırada yer aldı. Bilim Teknoloji Merkezi 87 bin kişi ile ikinci ilgi odağı oldu. Cumalıkızık Müzesi 81 bin, Kent Müzesi 59 bin, Merinos Sanayi Müzesi 50 bin, Merinos Tekstil Müzesi 49 bin, Bursa Göç Tarihi Müzesi 48 bin, Hünkar Köşkü 38 bin, Merinos Enerji Müzesi 29 bin, Arkeopark Açık Hava Müzesi ise yaklaşık 2 bin kişi ağırladı.

  • (Özel) Türkiye’de 2015 Yılında 244 Kadın Taciz Ve Tecavüze Uğradı

    Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi doktorlarından Uzman Psikiyatrist Dr. Selin Demet, “Tecavüz olayında ’Ne işi vardı. Yapmasaydı’ gibi söylemler kadını biraz daha suskun olmaya itiyor” dedi.

    İnsan Hakları Derneği tarafından yayınlanan 2015 Yılı Hak İhlalleri Raporuna göre, Türkiye’de 244 kadın taciz ve tecavüze uğradı. 561 kadın şiddete maruz kalırken, 348 kadın cinayete kurban gitti. 2014 yılında yayınlanan rapora göre ise 191 kadın taciz ve tecavüze uğrarken, 585 kadın darp ve şiddet gördü, 296 kadın cinayeti işlendi. Yayınlanan raporlarda son bir yılda meydana gelen şiddet olaylarındaki artış ise dikkat çekti. Tecavüzler sonrasında ise yaşanan travmayı atlatamayan kadınların bir çoğunun intihara teşebbüs ettiği ve intihar ettiği de gözlendi.

    Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi Uzman Psikiyatrist Dr. Selin Demet, kadınların maruz kaldığı cinsel ve fiziksel saldırıların ardından yaşananları kendi gözlemleriyle anlattı. Tecavüzün bir saldırı olduğunu hatırlatan Dr. Demet, “Türk Ceza Kanunu’nda da cinsel saldırı olarak tanımlanmaktadır. Tecavüz bir suçtur. Tecavüzcünün psikolojisi diye bir şey söz konusu değildir. Bu da bir suçtur. Ağır Ceza Mahkemelerinde yargılanmaktadır” dedi.

    Tecavüzün sadece cinsel bir eylem olarak nitelendirilmediğini söyleyen Dr. Demet, “Fiziksel, sözel gibi pek çok saldırı türleri de var. Tecavüz demek insanın; fiziksel bütünlüğü, ruhsal bütünlüğüne yapılmış bir saldırı. İnsanın kendi bütünlüğü içerisinde yaşama hakkının elinden alınması, temel olarak güven duygusunu zedeliyor. Çaresiz hissediyor, korku yaşıyor. Bunun arkasından gelen ciddi ruhsal rahatsızlıklar oluyor. Travmatik stres bozukluğu gibi, depresyonlar gibi pek çok rahatsızlıklar meydana geliyor” diye konuştu.

    “AİLE DESTEĞİ ÖNEMLİ”

    Tecavüz mağdurlarının suskun kalma eğilimi gösterdiklerini belirten Dr. Demet, “Toplumun kadına bakış açısıyla da ilişkili olarak son dönemde çıkan haberlerde Bağdat Caddesi’nde meydana gelen tecavüz olayında görüldüğü gibi; ’Ne işi vardı. Yapmasaydı’ gibi sadece kadına yüklenmiş durumda kalıyor. Bunlar da kadını biraz daha suskun olmaya itiyor. Öncelikle susmamak lazım. Konuşmak lazım. Başta adli süreci başlatmak gerekiyor. Dikkatli, özenli bir muayeneden sonra gerekli delillerin toplanmasından sonra psiko-sosyal destek alması gerekiyor. Başta tabi ailenin desteği, yakın arkadaşların desteği önemli. Toplumun da bununla ilgili bakış açısını değiştirip, mağduru kucaklaması gerekiyor” dedi.

    “AİLE BİREYLERİ DE TRAVMAYA UĞRUYOR”

    Tecavüz saldırısı sonrasında aile bireylerinin ve çevredeki toplumun yaşadıklarını da anlatan Dr. Demet, tavsiyelerde bulundu. Dr. Demet, “Sadece tecavüz mağduru değil aile bireyleri de ikincil bir travmaya uğruyor. Onlar da mağdura benzer bir şekilde çaresizlik hissi, korku gibi pek çok hissi yaşıyor. Onlar da ’Ben koruyamadım. Ben yeteri kadar destek olabiliyor muyum?’ bu tarz kaygılar yaşayabiliyor. Onların da çeşitli kanallardan destek almaları ve ne yapacaklarını iyi bilmeleri gerekiyor. Çeşitli hastanelerde kriz müdahale merkezleri de var. Herhangi bir hastanenin psikiyatri kliniklerine başvurduklarında gerekli desteği de alabilirler. Ama sürecin öncelikle adli bir süreçle başlayıp, tekrar benzer bir şeye maruz kalmayacaklarına emin olmaları, o güven duygularını biraz kazanmalarını sağlayabilir” diye konuştu.

    “KADINLAR DA MAĞDURU DIŞLIYOR”

    Ataerkil toplum yapısından kaynaklanan sorunlara değinen Dr. Demet, “Ataerkil toplum yapısından kaynaklanan ’Erkektir, ne yapsa yeridir’ gibi söylemler de erkeğe bir takım haklar veriyor. Dolayısıyla kadın bu konuda pek çok hakkı yokmuş gibi gösterilip bizim kendi toplum içerisinde birey olarak hissettiğimiz kadın ve erkek rolleri de hatta kadınlar da dahil olmak üzere mağduru dışlamaya yönlendiriyor. Bunun en kötü sonucu da yaşanan post travmatik stres bozukluğu, ani tepkiler verme, kabuslar görme, sürekli kaçırılma isteği, topluma uyum sağlayamama, dikkat, bellek gibi alanlarda bozulmalar günlük yaşama adapte olmada güçlükler, en son gelinecek nokta ise intihara kadar götürebiliyor” dedi.

    Tecavüzün ardından yaşanan bulaşıcı hastalıkları hatırlatan Dr. Demet, sözlerini şöyle tamamladı: “Tecavüzün sonuçlarından bir tanesi de mağdurun çeşitli bulaşıcı hastalıklarla karşı karşıya kalması. Hepatitten AİDS’e kadar pek çok cinsel yolla bulaşan rahatsızlıklar kadar pek çok riski var. Gebe kalma durumu da olabiliyor. İlk muayenede yapılacak şeyler çok önemli. Mağdurun yaşantısında bir de bunlarla uğraşmak yaşadığı travmayı daha şiddetli hale getirebiliyor.”