Etiket: 22.

  • KARDEMİR 22. Olağan Genel Kurulu

    KARDEMİR’in 22. Olağan Genel Kurulu gerçekleştirildi.

    Karabük Demir Çelik Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin (KARDEMİR) 2016 yılı faaliyetlerinin görüşüldüğü Olağan Genel Kurulu, KARDEMİR Eğitim ve Kültür Merkezi Salonunda yapıldı. Genel kurula KARDEMİR Yönetim Kurulu Başkanı Mutullah Yolbulan, KARDEMİR Genel Müdürü Ercüment Ünal, hissedarlar ve yönetim kurulu üyeleri de katıldı.

    Genel Kurul’un açılış konuşmasını yapan KARDEMİR A.Ş Yönetim Kurulu Başkanvekili Kamil Güleç, ülke ekonomilerinin itici gücü olan demir çelik sektöründe rekabetin en keskin şekilde yaşandığı hareketli bir dönemden geçildiğini ifade etti. Güleç, “2008-2009 yıllarındaki küresel kriz dönemleri dikkate alınmaz ise, 1998 yılından itibaren istikrarlı bir şekilde arttıktan sonra ilk kez 2015 yılında yüzde 2,8 oranında düşen dünya ham çelik üretimi, geride bıraktığımız yıl yüzde 0,8’lik mütevazi artışla 1 milyar 628 milyon tona ulaşmıştır. 2015 yılında ülkemiz ham çelik üretimi yüzde 7,4 oranındaki azalış ile en büyük 15 çelik üreticisi ülke arasında Ukrayna ve ABD’nin ardından en keskin üçüncü daralmayı yaşamış ve 31 milyon 500 bin tona düşmüştür. Geçtiğimiz yıl ise ülkemiz dünya çelik üretiminde en büyük paya sahip 10 ülke arasında Hindistan ve Ukrayna’dan sonra yüzde 5,2’lik artışla üretimini en fazla artıran üçüncü ülke olmuş ve 33, 2 Milyon ton ham çelik üretimi gerçekleştirmiştir. 2012 yılında kaydedilen 35,9 milyon tonluk üretim halen yakalanamamış olmasına rağmen, Türk demir çelik sektörü bu üretim performansı ile dünya sıralamasında geçtiğimiz yıl kaybettiği 8. sıraya yeniden oturmuştur. Dünya ham çelik üretiminin tek başına yarısını gerçekleştiren Çin’deki büyüme rakamlarının istikrarsız bir şekilde düşmesi, 2015 yılında arz fazlası sorununu tetiklemiş, üretimini dış pazarlara yönlendiren Çin, 2015 yılında mamul fiyatlarının sert şekilde gerilemesine neden olmuştur. Bu durum en çok, çelik ürünleri ithalatında açık pazar konumunu sürdüren ülkemizi etkilemiş ve Türkiye, 14 yıl aradan sonra ilk kez 2015 yılında net ihracatçı konumundan net ithalatçı konumuna geçmiştir” dedi.

    “Ülkemiz net ithalatçı konumunu sürdürdüğü görülmektedir”

    2016 yılında Türkiye’nin çelik ürünleri ihracatının 16,90 milyon tona ulaşsa da değer yönünden yüzde 8 oranında düştüğünü ifade eden Kamil Güleç, “2016 yılında ülkemiz çelik ürünleri ihracatı yüzde 1,2 oranında artarak 16,90 milyon tona ulaşsa da, değer yönünden yüzde 8 oranında düşmüştür. Türk çelik sektöründe 18 milyon ton kapasite atıl kalırken, yurtiçi tüketimin yüzde 51’lik bölümü ithal ürün ile karşılanmıştır. Bu rakamlar ile ülkemizin çelik ürünleri ticaretinde net ithalatçı konumunu 2016 yılında da sürdürdüğü görülmektedir. Hammadde fiyatları 2016 yılında çelik sektörünün en önemli gündemini oluşturmuştur. Özellikle yılın ikinci yarısından itibaren artışa geçen koklaşabilir kömür fiyatları 300 USD seviyelerini görmüş ve önemli maliyet artışlarına neden olmuştur. Cevher fiyatlarında ise önceki yıla kıyasla yüzde 100’e ulaşan artışlar söz konusudur. Son dönemde hammadde fiyatlarında bir miktar yumuşama gözlense de gerek mamul, gerekse hammadde piyasalarının yönünü yine Çin belirleyecektir” ifadelerine ye verdi.

    “2016 yılında sıvı çelik üretiminde yeni rekor”

    Yönetim Kurulu Başkanvekili Kamil Güleç, 2015 yılında 2.15 milyon ton sıvı çelik üretiminin 2016 yılında 2.17 milyon tona ulaşarak yeni bir rekora ulaştıklarını ifade etti. Güleç, şöyle devam etti:

    “Küresel ekonomide yaşanan gelişmeler, dünya genelindeki durgunluk ve kapasite fazlalıkları, Orta Doğu ve Körfez ülkelerindeki sosyo politik karışıklıklar, hammadde ve satış fiyatlarında yaşanan dalgalanmalar ve içinde bulunduğumuz sektörün kırılgan yapısı etkin bir stratejik yönetim gerektirmekte, dinamik bir satın alma ve pazarlamayı kaçınılmaz kılmaktadır. Ekonominin genel realitesine uygun şekilde, risklerin iyi yönetilmesi, başarıdaki en önemli faktör olarak karşımıza çıkacaktır. Yönetimimiz, geride bıraktığımız yılda da tüm faaliyetlerimizi bu anlayış içerisinde gerçekleştirmenin gayretinde olmuş, satıştan satın almaya, üretimden yatırıma kadar tüm süreçlerimizi daha etkin ve sürdürülebilir kılmaya çalışmıştır. Özellikle 2002 yılından bu yana sürdürdüğü yatırımlar ile üretimlerini her yıl artıran şirketimiz, dünya demir çelik sektöründe önemli bir ölçüt olarak kabul edilen 2 milyon ton üretim seviyesini bilindiği gibi ilk kez 2015 yılında aşmış ve 2,15 milyon ton sıvı çelik üretimi gerçekleştirmiştir. 2016 yılında ise sıvı çelik üretimimiz 2,17 Milyon tona ulaşmış ve yıl, yeni bir rekorla kapatılmıştır. 2016 yılında toplam nihai ürün üretiminde de rekor kırılmış, 2015 yılında 2,04 milyon ton olan toplam nihai ürün üretimi, 2016 yılında 2,08 milyon tona ulaşmıştır.”

    “2016 yılı satışlarında 2 milyon ton sınırı ilk kez aşıldı”

    Yan ürünler hariç 2015 yılında 1.93 milyon ton olan satış miktarının 2016 yılında 2.06 milyon tona yükseldiğini ifade eden Güleç, satış miktarında rekor kırıldığına dikkat çekti. Güleç, “Bu dönemde, maliyetlerimizi düşürerek verimliliklerimizi artırmaya yönelik gayretlerimiz üretim faaliyet sonuçlarımıza yansımış ve üretim hattımızdaki 70 ayrı üretim parametresinde rekor seviyelere ulaşılmıştır. Nitekim 2015 yılı ortalama satılan mamul maliyetimizin satışlara oranı yüzde 93 iken, 2016 yılı için bu oran yüzde 89’a gerilemiştir. Maliyetlerdeki bu gerileme çerçevesinde, FAVÖK oranımız da 2015’te yüzde 10,0 iken 2016’da yüzde 14,1 olmuştur. Bu gerilemenin ortalama satış fiyatları düşmesine rağmen gerçekleştiğini ayrıca vurgulamamız gerekir. Yukarıda belirtilen FAVÖK oranına ulaşmış olmamıza rağmen, özellikle yatırımlar kaynaklı kullanmış olduğumuz krediler sebebiyle doğan kur farkı zararları, net kar oluşmamasında en büyük etken olarak dikkat çekmektedir. 2017 yılı bütçesinde ise şirketimizin toplam sıvı çelik üretim hacminin daha da artarak 2.4 milyon ton/yıl seviyelerine taşınması planlanmıştır. Orta ve uzun vadede ulaşılması hedeflenen ise 3-3,5 milyon ton seviyeleridir. 2016 yılı, satışlarımızda da 2 Milyon ton sınırının ilk kez aşıldığı bir yıl olmuştur. Yan ürünler hariç 2015 yılında 1.93 Milyon ton olan satış miktarı, 2016 yılında 2,06 milyon tona yükselerek rekor kırmıştır. 2007 yılında kurduğumuz Ray Profil Haddehanesinden sonra, ürün gamını katma değeri yüksek ürünlerle çeşitlendirecek olan Çubuk ve Kangal Haddehanemiz 2016’da devreye alınmıştır. 700 bin ton /yıl kapasiteli bu tesis, 5,5mm – 55 mm arası kangal üretimi ve sahip olduğu teknolojik üstünlükle rekabet gücümüze güç katacak, ülke sanayicilerimiz ithal ikamesi olan birçok ürünü artık şirketimizden karşılayabilecektir. Bilindiği gibi artan sıvı ham demir üretimimize paralel sıvı çelik üretim kapasitesinin artırılması amacıyla Çelikhane’de önemli yatırımlar gerçekleştirilmiş, bu kapsamda kurulan 120 tonluk yeni konverterimiz önceki yıllarda işletmeye alınmıştır. 90’ar tonluk mevcut diğer iki konverterin de 120 tona çıkarılması için çalışmalara başlanmıştır. Bunun için gerekli olan bütün mekanik ekipmanlar tedarik edilmiş durumdadır. Proje kapsamında konverter kapasiteleri artırılacak ve mevcut vinçlerin modifikasyonu ile maden aktarma çukurları kurulacaktır. Yine Çelikhane yatırımları kapsamında yer alan Torpidoda Kükürt Giderme Tesisi ise tamamlanarak Kasım 2016’da işletmeye alınmıştır. Katma değeri daha yüksek ray üretimi için Ray Profil Haddehanesine kurulan Ray Sertleştirme Tesisinde deneme üretimleri başlamış olup, burada üretilecek raylar daha uzun ömürlü olacak ve şirketimizi dünya ray pazarlarında daha etkin hale getirecektir. Stratejik yatırım kapsamında yapımı süren Demiryolu Tekeri Fabrikamızda da montaj çalışmalarına başlanmıştır. Robotik bir tesis olarak kurulan ve 2018 son çeyreğinde devreye girmesi planlanan bu tesis ile birlikte ülkemiz, artık kendi demiryolu tekerini üretebilir hale gelecek, bu katma değerli ürün de, orta ve uzun vadede şirketimizin önemli bir varlığı olacaktır” ifadelerine yer verdi.

    “Şirketimiz, enerji alt yapısında önemli yatırımlar yapmıştır”

    Şirketin yatırımlarını da anlatan Yönetim Kurulu Başkanvekili Kamil Güleç, KARDEMİR’in 2016 yılındaki toplam yatırım harcamasının 111 milyon dolar olduğunu ifade etti. Güleç, yatırıma ilişkin şu ifadelere yer verdi:

    “Bilindiği gibi şirketimiz enerji altyapısına da önemli yatırımlar yapmıştır. 50 MW’lık Gaz Yakıtlı Enerji Santrali ve HES Projelerimiz bunların en önemlileridir. Bunların dışında atık enerjilerimizi elektrik enerjisine çevirmeye yönelik yatırımlara da başlanmıştır. Bunlardan biri olan ve kısaca TRT olarak adlandırılan Turbin yatırımı ile basınçlı olan yüksek fırın gazındaki potansiyel enerji, elektrik enerjisine çevrilecektir. Bu amaçla 5 no.lu Yüksek Fırın Yatırımı kapsamında Kuru Tip TRT tesisi montajı yapılmış olup, fırın çalışma parametrelerine bağlı olarak 5,5-8,5 MW arasında bir enerji kazanımı elde edilmesi amaçlanmıştır. Yüksek Fırın Gaz Temizleme Sisteminin devreye alınmasının ardından Merim ve TRT tesislerinde gereken iyileştirmelerin yapılarak, yatırımın 2017 yılı sonunda tamamlanması planlanmaktadır. Artan kapasitelere bağlı olarak proseste kullanılan Oksijen, Azot ve Argon ihtiyacımızı karşılamak üzere yapımına başlanılan 4. Hava Ayrıştırma Tesisin de 2017 yılında tamamlanarak hizmete alınmış olacaktır. Şirketimiz, yukarıda ifade edilmeye çalışılan büyüme sürecinde çevre yatırımlarını da aralıksız sürdürmüştür. Bugüne kadar Kok Fabrikaları Biyolojik Arıtma Tesisi, Enerji Tesisleri Elektro Filtreleri, Çelikhane Sekonder Toz Toplama Sistemleri, Merkezi Atıksu Arıtma Tesisi başta olmak üzere onlarca çevre projesini hayata geçirilmiştir. Halen Sinter Tesislerimizde Toz Tutma Sistemi başta olmak üzere yaklaşık 40 Milyon doları bulan diğer çevre yatırımlarımıza ise devam edilmektedir.

    Burada ifade edilmeyen yatırımlar ile birlikte şirketimizin 2016 yılındaki toplam yatırım harcaması 111 Milyon dolar olmuştur. 2013 yılında hizmete giren Kardemir Eğitim Kültür Merkezinde, çalışanlarımızın bilgi birikim ve yetkinliklerini artırmaya yönelik eğitim faaliyetlerine yıl boyunca aralıksız devam edilmiştir. 2016 yılında çalışanlarımıza Kişisel Gelişim, İş Sağlığı Güvenliği, Mesleki ve Teknik Eğitimler olmak üzere kişi başı ortalama 48 saat eğitim verilmiştir. Bu merkez sadece eğitim amaçlı değil, onlarca sosyal, kültürel ve bilimsel etkinliğe de ev sahipliği yapmıştır. Üniversite – Sanayi İşbirliği kapsamında Karabük Üniversitesi başta olmak üzere çeşitli üniversiteler ile ortak projeler yürütülmüş, Çelik İş Sendikası, İŞKUR, AFAD, AKUT, KIZILAY Mimar Sinan Mühendisler Birliği, TÇÜD, Çelik İhracatçıları Birliği gibi kurum ve kuruluşlar ile ortak faaliyetler gerçekleştirilmiştir.

    Kuruluşundan bugüne kadar Karabük’te eğitim ve öğretim hayatının hizmetine onlarca eser kazandırmış olan şirketimiz, yeni eğitim ve öğretim dönemine başlarken bu eserlere bir yenisini daha eklemiştir. Mülkiyeti şirketimize ait olan Yenişehir Mahallesindeki eski Lisan Laboratuvarı, şirketimiz tarafından yeniden tadil edilerek Hoca Ahmet Yesevi İmam Hatip Ortaokulu ismiyle, müstakil bir ortaokul olarak eğitimin hizmetine sunulmuştur. Kardemir raylarının Almanya’da kullanımına yönelik Alman Devlet Demiryolları ile Kardemir arasında yaklaşık 2,5 yıldır yürütülen deneme, denetleme ve belgelendirme faaliyetleri başarı ile sonuçlanmış, toplam 9 adet ray ürünü için uluslararası geçerliliğe sahip ray sertifikasyonu olan TSI ( Karşılıklı İşletilebilirlik Standardı) belgesi alınmıştır. Bu ortak çalışma sonucunda, Alman Devlet Demiryolları kullanmakta olduğu rayların kalite açısından KARDEMİR’ den de temin edilebilirliği yönünde karar vermiştir. Ayrıca şirketimiz, Avrupa’da sadece birkaç ray üreticisinin sahip olduğu uluslararası geçerliliğe sahip HPQ belgesini de almaya hak kazanmıştır. Bu dönemde satış pazarlama organizasyonlarımız daha da güçlendirilmiş, ekonomi ve finansın merkezi olan İstanbul’da finans, pazarlama ve yatırımcı ilişkilerimiz için bir irtibat ofisi açılmıştır. Verimliliklerimizin artırılarak maliyetlerinizin düşürülmesine yönelik sürekli iyileştirme faaliyetlerimiz kurulan sistematiklerle takip edilmiştir. 80. kuruluş yıldönümünü kutlamaya hazırlanan şirketimiz, köklü sanayi kültürünün vermiş olduğu birikimle ve toplam kalite felsefesine inanarak daha fazla değer yaratmaya devam edecektir. Bu vesileyle 2016 yılı faaliyet sonuçlarınızın hayırlı olmasını diliyor, gelecek yılların şirketimiz ve ülkemiz sanayisi için daha başarılı yıllar olmasını temenni ediyoruz. Sunulan faaliyetlerin gerçekleştirilmesinde çok kıymetli katkıları nedeniyle tüm çalışanlarımıza, bizlerden güven ve desteğini esirgemeyen tüm ortaklarımıza, müşteri ve tedarikçilerimize, her zaman yanımızda olan yerel ve kamu yönetimlerine ve yöre halkımıza içtenlikle teşekkür ediyoruz.”

  • MÜSİAD Konya Şubesinin 22. Olağan Genel Kurulu gerçekleştirildi

    MÜSİAD Konya Şubesi’nin 22. Olağan Genel Kurulu gerçekleştirilirken, Başkanlığa Ömer Faruk Okka seçildi.

    Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Konya Şubesinde 22. Olağan Genel Kurulu gerçekleştirildi. Konya’da bir otelde düzenlenen 22. Olağan Genel Kurul gala programı da, çok sayıda davetlinin katılımı ile gerçekleştirildi. Programda ilk sözü alan MÜSİAD Konya Şubesinin 6. Dönem Başkanı Lütfi Şimşek, görev süresince en iyi hizmeti vermeye gayret ettiğini belirterek, “Ekonomi alanında yaşanan gelişmelere değinecek olursak, gelecekle ilgili umudumuzu korumaktayız. Ülkemizin her türlü saldırıya maruz kaldığı son günleri de sabırla, metanetle atlatacağız. Bizler iş alemi olarak mücadele sürecinde üzerimize düşeni fazlasıyla yapmaya devam edeceğiz. Ekonomideki kaybımızı telafi edebilmek adına reel sektörü destekleyen, üretimi ve ihracatı önceleyen, büyüme ve istihdamı önemseyen reformların biran önce hayata geçirilmesi son derece önemlidir. Ülkemizin aleyhinde sürdürülen tüm karalama kampanyalarına rağmen, Konya iş dünyası olarak ülkemize ve ekonomimize güvenmekteyiz. Türk ekonomisinin büyümeyi, istihdamı, refahı ve kalkınmayı hedef alan bir ekonomi olduğu asla unutulmamalıdır. 2017’de Konya, ihracat rakamlarını artırmaya, ülkesini büyütmeye devam edecektir. İş dünyası açısından 2016 yılının zor bir dönem olduğu ortadadır. Bu zor şartlar ülkemizi ve şehrimizi 2023 için önümüze koyduğumuz hedeflerden alıkoyamayacaktır” dedi.

    MÜSİAD’ın yurt içi ve yurt dışındaki yerine dikkat çeken MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak da, “Kurucularımız MÜSİAD’ı kurarken, zamanın toprağına o fikir tohumunu ekerken elbette ana felsefemizi ortaya koymuşlardı. O ana felsefeden ayrılmadan günün ihtiyaçlarını değerlendirerek çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ülkemizin geldiği durumu göz ardı etmeden tarihiyle, değerleriyle, kimliğiyle barışık yeni Türkiye’ye geçtiğimiz bu günlerin ihtiyaçlarından bahsediyorum. Bu noktada hem yenilikçi çabaları, hem de kadim değerleri birlikte sürdürüyor, biz Türkiye’nin yeni yüzüyüz diyoruz” şeklinde konuştu.

    Programa katılan KKTC Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Altun da, “Kazanmak için çalışan ama helalinden kazanmak, çalışmasını sadece kendi kazancı için değil, ülkesinin kazancı için yapma gayretinde olan, bir yerleri, lobileri güçlendirmek adına değil; kendi ülkesini güçlendirmek adına çalışan insanların bir araya gelerek kurduğu ve Türkiye Cumhuriyeti sathında yayılan bir algı MÜSİAD” ifadelerini kullandı.

    Teslim aldığı görevi layıkıyla yerine getireceğini söyleyen MÜSİAD Konya Şubesinin 7. Dönem Başkanı Ömer Faruk Okka, “1993 yılında şehrimizin yetiştirdiği çok değerli vefakar işadamları ile hedefi, azmi ve ideali olan bir yolculuğa başlayan MÜSİAD Konya, şehrimiz ve ülkemizin bulunduğu şartlarda gündem belirleyen, birlikte üretmek, birlikte kazanmak, birlikte büyümek ve büyütmek isteyen bir anlayışı benimsedi. Ülkemizin ekonomik ve sosyal denge sıkıntıları içinde şehrin aklıselim duruşunu, üyelerle birlikte oluşturulan istişare ile istikametini hiçbir zaman değiştirmeden devam ettirdi. Bu bağlamda projeli çalışmalar, tüm detaylarıyla çalışıldı, raporlar hazırlandı, şehrin dinamikleri harekete geçirilmek suretiyle el ve gönül birliği sağlandı. Üyeler arası iş birliği, ortak alım gibi ahilik olgusunu bizlere yeniden hatırlatan MÜSİAD Konya, yapılan yurtdışı programları, fuar ve iş görüşmeleri, yeni pazar arayışları ile şehrimize yeni vizyon katarak, tüm MÜSİAD şubeleri nezdinde örnek şube olma geleneğini sürdürdü” diye konuştu. Okka, ayrıca daha önce görev yapmış başkanlara teşekkür ederek sorumluluklarının bilincinde olduğunu dile getirdi

    Program, plaket takdimiyle son buldu.

  • CIEPO, 22. toplantısını Trabzon’da düzenleyecek

    Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde (KTÜ) 22. Uluslararası Osmanlı Öncesi ve Osmanlı Tarihi Çalışmaları Komitesi (CIEPO-Comité International des Études Pré-Ottomanes et Ottomanes) tarafından 4-8 Ekim tarihleri arasında bilgi şöleni düzenlenecek. KTÜ Tarih Bölümü’nün ev sahipliği yapacağı bilgi şöleni KTÜ Osman Turan Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek.

    Alanında uluslararası organizasyonların başında gelen ve iki yılda bir Avrupa’nın değişik ülkelerinde yapılan CIEPO, 22. toplantısını Trabzon’da düzenliyor. Toplamda 173 yerli ve yabancı bilim adamının katılacağı ve 42 oturumun gerçekleştirileceği sempozyum için son hazırlıklar tamamlanırken, organizasyonun komite başkanı olan KTÜ Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kenan İnan “15 Temmuz’da ülkemize karşı yapılan çok maksatlı darbe girişimine rağmen birlik ve beraberliğimizin göstergesi olması, pozitif faaliyetlerin yürümesi kapsamında sempozyum organizasyonunu devam ettirdik” dedi.

    Trabzon Büyükşehir Belediyesi, KTÜ Rektörlüğü, Akçaabat Belediyesi ve Trabzon Ticaret ve Sanayi Odasına desteklerinden dolayı teşekkür eden Prof. Dr. İnan “2006 yılındaki CIEPO toplantısı da yine Trabzon’da yapılmıştı. Bu gururu ikinci kez yaşarken o gün olduğu gibi bugün de KTÜ Tarih Bölümü olarak Türkiye’yi ve Trabzon’u en güzel şekilde temsil edeceğimizden eminim. Sempozyum herkese açık olacağından bütün Trabzon halkını bu tarih şölenine davet ediyorum” diye konuştu.

  • Facia sonrasında işten çıkarılan 2 bin 831 işçinin işe iade davaları Yargıtay 22. Dairesi tarafından iptal edildi

    Manisa’nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014 tarihinde Soma Kömür İşletmeleri’nin Eynez Maden Ocağı’nda meydana gelen ve 301 madencinin ölümüyle sonuçlanan maden faciasının ardından bir mesaj ile işten çıkarılan 2 bin 831 maden işçisinin işe iade davası hakkında 22. Yargıtay Dairesi iptal kararı verdi.

    İşe iade davasını iptal eden Yargıtay 22. Dairesi’nin kararına avukatlardan tepki geldi. İşçi avukatlarından Ayşegül Şahin, “Burada açıkça keyfilik var. Adaleti ve sağduyuyu hiçe sayan bir karar var. Bilindiği üzere Yargutay 22. Hukuk Dairesi kapatıldı. Dağıtılan Yargıtay Daireleri arasında yer alıyor. O daireden son dakikada böyle bir karar çıktı” dedi. Avukat Şahin konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi:

    “Soma’da maden kazası ardından 2 bin 800’ün üzerinde işçi toplu olarak işten çıkarılmıştı. Bu işten çıkarılmalarla ilgili toplu olarak bir kısım işçi adına işe iade davası açtık. Bu davalarda Soma Kömürleri AŞ ve TKİ muhatap gösterdik. Çünkü devletin asıl görevi yer altı kömür işletmeciliği yapmaktı. Muazalı olarak Soma’ya devrettiğini iddia ediyorduk ve bu iddialarımız davada tespit edildi. Mahkeme kararlarına yansıdı. Fakat 2 kez yargıtaya gidiş geliş sonrası Yargıtay 22. Hukuk Dairesi kazandığımız davayı toptan ortadan kaldırarak davanın reddine karar verdi.”

    “22. Yargıtay Dairesi kapatılmadan son dakikada böyle bir karar aldı”

    “Burada biz siyasi müdehalenin olduğunu düşünüyoruz. Soma’da bu işi bitirin dendiğini düşünüyoruz. Çünkü bir umut olacaktı. Madencilere yeniden iş kapısı açılacaktı. Soma Kömürleri bundan sonra yapacağı işlerde bir kere daha düşünecekti. Bütün bunların üzeri çizildi, işçiler kazadan sonra ikinci bir darbe yediler. Burada açıkça keyfilik var. Adaleti ve sağduyuyu hiçe sayan bir karar var. Bilindiği üzere Yargutay 22. Hukuk Dairesi kapatıldı. Dağıtılan Yargıtay Daireleri arasında yer alıyor. O daireden son dakikada böyle bir karar çıktı. Şimdi biz bir kısım işçi için Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkımızı kullanacağız. Hukuk ihlallerinin tespiti ve tazminat taleplerimiz olacak.”

    “Parayı öde istediğin kadar işçiyi sokağa at”

    Dosyanın içeriğinden de bahseden Avukat Ayşegül Şahin konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:

    “Fesih iradesi işçiye ulaştığı zaman hüküm irade eder. Toplu fesihte de bu böyledir. İşveren ne toplu feshin koşullarını uygulamış, sendikayla görüşmeler yapmış, ne de fesih bildirimini usulüne uygun yapmıştır. Bu nedenle bu 2 bin 831 işçi için alınan fesih kararı geçersizdir. Yargıtay 22. Hukuk Dairesi diyor ki işveren nasılsa 100. maddeye göre idari para cezasını ödemiş dolayısıyla feshin geçersizliğini iddia edemezsiniz. Böyle bir anlayış bütün işverenlere Parayı öde istediğin kadar işçiyi sokağa at demektir. Hukuk ve anayasamız ve uluslararası hukuk normları bunu benimsemez. Bu nedenle bireysel başvuru hakkımızı kullanmak istedik.”

    “İşi sonuna kadar götürmeye kararlıyız”

    İşveren Soma Kömürleri A.Ş maden kazasıyla hiçbir iş yapamaz hale geldim, ekonomik zorluk içindeyim, dolayısıyla iş akitlerini haklı olarak feshettim diyor. Ama medeni kanunun 2. maddesi var genel bir kanundur, bütün hukuk kurallarımızın üstündedir. Hiçkimse kendi kusurundan, kastından dolayı menfaat temin edemez. Ocakların kapatılması, birçok tazminat davalarına ceza davalarına yansıdı. TKİ ve Soma İşletmecilerinin kusurları nedeniyle oldu. Akhisar Ceza Davasındaki, tazminat davasında sensörlerin ayarlarıyla oynanıncaya kadar, sensörlerin nezaret defter kayıtları tutulmayıncaya kadar işçiler yana yana aylardır çalışıyor olmasına rağmen hiçbir tedbir alınmadan daha fazla kar diyerek yangına sebebiyet vermiş ve büyük bir faciayla sonuçlanmıştır. Soma’nın çehresini değiştiren bu olayda biz bu işi sonuna kadar götürmekte kararlıyız. Siyasi bir iradenin verdiği karar olduğunu ve bu Soma işinin bu şekilde kapatılması gerektiğini bunun sonuçlarını yaşadığımızı düşünüyoruz. Biz Anayasa Mahkemesine başvuruyoruz. Çünkü adil yargılama hakkımız ihlal edilmiştir. Adaleti arama hakkımız gasp edilmiştir. Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin bozarak ortadan kaldırma davayı reddetme hakkı yoktur. Bu kanunsuzlukları Anayasa Mahkemesinde tespit ettireceğiz.”

  • Vezirköprü’de 22. demokrasi nöbeti

    Samsun’un Vezirköprü ilçesinde 22. demokrasi nöbeti Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen programla devam etti.

    İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün düzenlediği demokrasi nöbeti programına AK Parti İlçe Başkanı Halil İbrahim Doğan, Belediye Başkanı İbrahim Sadık Edis, İlçe Milli Eğitim Müdürü İbrahim Aslan, okul müdürleri, öğretmenler, imamlar, muhtarlar ve çok sayıda Vezirköprülü katıldı. Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlanan programda İstiklal Marşı okundu. İlahiler söyledi, milli şairlerin şiirleri, marşlar, kahramanlık türküleri söylenerek, eğitimciler tarafından milli birlik ve beraberlik içeren konuşmalar yapıldı.

    Arslan: “15 Temmuz bir milattır”

    İlçe Milli Eğitim Müdürü İbrahim Arslan yaptığı coşkulu konuşmada 15 Temmuz gecesi siyasi tarihte bir milat olduğunun altını çizerek, emperyalizmin, siyonizmin ve onlara uşaklık eden FETÖ/PDY terör örgütünün millete kabus gibi bir gece yaşattığını ancak yanlış hesap yaptıklarını söyledi. Aslan, “Şeytanın uşakları şanlı ordumuzun içine sızmışlar, her şeyi hesaplamışlar da, bu milletin bir beylikten, cihan imparatorluğuna çıkaran Osman Gazi’nin torunları olduklarını hesaba katmamışlar. Fatih Sultan Mehmet’in torunlarını yok saymışlar. Gazi Mustafa Kemal’in ’Hakimiyet Kayıtsız şartsız milletindir’ sözünü anlayamamışlar. Söz konusu vatan olunca tankın önüne duran milletimizin iman gücünü çözememişler. Onların hesabı varsa Allah’ın da bir hesabı var. Vatan bölünmez, bayrak inmez, ezan susmaz” dedi.

    İhtilal ve muhtıraların bir kronolojisini çizen Arslan, ülke üzerinde her türlü yolu denediklerini ancak başaramadıklarını, mazlumlara verilen sadakaların bu belayı defettiğini belirtti. Demokrasi nöbetine katılanlara Halk Eğitim Merkezi personeli tarafından hazırlanan ev yapımı helva dağıtıldı. Ayrıca döner ve keşkek ikramında bulunuldu.