Etiket: 2017

  • SANKO Üniversitesi 2017 – 2018 akademik yılı açılış töreni

    Gaziantep’te SANKO Üniversitesi’nin akademik yıl açılışında konuşan Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya “Üniversitelerin kuruluş amacı, Türkiye Cumhuriyeti’nin güçlü ve gururlu duruşunu destekleyecek altyapı ve işgücünü üretmek, bilimsel ve teknolojik gelişmelerin merkezi olmaktır” dedi.

    Yerlikaya, SANKO Üniversitesi’nin 2017-2018 Akademik Yılı açılışı nedeniyle Abdulkadir Konukoğlu Spor ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen törende yaptığı konuşmada, değişen dünyayla birlikte şehirlerin rekabetinin ön plana çıktığını, bu rekabetin ön plana çıkmasında de üniversitelerin yerinin çok önemli olduğunu söyledi. Gaziantep’in dünyadaki en rekabetçi 7 şehirden biri olduğuna vurgu yapan Yerlikaya, “8 Şubat 1921 tarihinde Gaziantep’in Gazilik unvanına vasıl olduğu 11 aylık mücadele ruhuyla o günlerden bugünlere geldiği noktayı göz önüne getirirseniz, her alanda başarı hikayeleri vardır” dedi. SANKO Ailesinde dördüncü beşinci kuşağın işbaşında olduğunu kaydeden Yerlikaya, öğrencilere seslenerek, “Sizler değişik ortamlarda başarı hikayelerini dinlediniz. 1000’in üzerinde sanayiciyle Türkiye’deki 5’inci ihracatçı olduk, bu yıl da aynı başarıyı yakaladık. Ticaret cesaret, maharet ve sırdan ibarettir” şeklinde konuştu.

    “Azmini kaybetmeyen şehir

    Vali Yerlikaya, “Türkiye’nin diğer kentlerinde parmakla gösterilen Gaziantep, en olumsuz süreçte DEAŞ’la mücadelede, coğrafya olarak hemen yanı başımızda 7 yıldan bu yana süren Suriye’deki büyük insanlık dramında, 500 bine yakın muhacir güçle birlikte yaşarken kişisel, toplumsal mutluluğunu, çalışma azmini kaybetmeyen bir şehir oldu” dedi.

    Öğrencilere tavsiyelerde de bulunan Vali Yerlikaya, “Sizler bu atmosfer içerisinde eğitim ve öğretiminizi görüyorsunuz. Her olumsuzluktan bir başarı hikayesi çıkarabilmektir Gaziantepli olmak. Allah’ın verdiği zenginliği, toplumu için milleti için, Allah takdir etsin diye kullanan bir vakfın öğrencileri olmak başlı başına bir şükürdür, şanslısınız ve bunu en iyi şekilde bu şehirde değerlendirmek inşallah sizlere nasip olur. İlim ve teknolojide dünyada başarılı devletlerden biri olmanın yolu bu sıralardan geçiyor. Öğretim üyelerinize de hürmetten geçiyor. Üzerinizde Cumhuriyet’in kuruluş iradesinin, şehitlerimizin, gazilerimizin emaneti var. Burası sizin başarılı olmanız için kar zarar fikriyatını ayakları altına alarak, hayır hesabıyla sizlere yatırım yapıyor. Bu fırsatı, vücut ikliminizde huzuru, mutluluğu kazanarak, sadece çok para kazanmak mutluluktur anlayışıyla hareket etmeyerek, insanlığa faydalı olmak, onların yüzlerinden minnettarlık, şükran, teşekkür ifadeleriyle mest olmak ve bizden daha başarılı şekilde evlatlarımızı, milletimizi en güzel yetiştirmek düsturumuz olmalı. Başarı ve mutluluk hep sizinle beraber olsun. SANKO Üniversitemizin ilk mezunlarıyla buluşacağımız 2017- 2018 akademik yılı, hayırlı ve uğurlu olsun” ifadelerini kullandı.

    Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin de törende yaptığı konuşmada, ekonomi ve sanayi şehri olan Gaziantep’in kültür, turizm ve eğitim şehri olma yolunda da önemli mesafe kat ettiğine dikkat çekti. Gaziantep’in üniversiteler şehri olmak konusunda da iddiası olduğunu anlatan Şahin, “Üniversiteler şehri olma noktasında bugün özellikle SANKO Holding’in bu alanda yatırımını, yani insana yatırım yapmasını bu hedefimiz ve şehrimizin rekabet gücü acısından çok önemli buluyorum. Çünkü, beşeri sermayemizi güçlendirmediğimiz sürece hiçbir hedefimize ulaşamayız” ifadelerine yer verdi.

    İnsanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışında en önemli noktanın yetişmiş bireyler olduğunu vurgulayan Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Öncelikli olan eğitimdir. Ardından insanın insanca yaşayabilmesi için sağlıklı ortam, sağlıklı vücut, sağlıklı kafa gerekir. Yani ruhen ve bedenen sağlıklı bir birey olarak geleceğe hazırlanması gerekiyor. İşte tam burada bu üniversiteye ve sizlere çok iş düşüyor. Bugün burada olmanız asla bir tesadüf değil. Bu sizin bireysel emeğiniz ve ailenizin bireysel fedakarlığıyla oldu. Bu başarının diğer sırrı da teorik yapıyor olmanız. Bunu başardığınız için kendinizi alkışlayın ve bunu hak ettiğinizi düşünün. Sizinle övünüyor, onur duyuyoruz. Gaziantep’te okuyan bir üniversite öğrencisinin İstanbul’da, Ankara’da okuyan bir üniversite öğrencisinin ihtiyacı olan neyse, kültürel ve sosyal alanda bunun projeleri için yoğun bir şekilde çalışıyoruz.”

    İyi doktor olmanın çok önemli olduğunu, çünkü insani bakış gerektirdiğini anımsatan Şahin, “Doktorluk, çok kutsal bir meslektir. Ama yanına iyi bir insan olmak ve özellikle sosyal sorumluluk anlayışını benimsediğiniz zaman birçok noktada zevk aldığınızı görüyoruz. Sosyal sorumluluk dediğimiz aslında bizim medeniyetimizin bize emri. Ama bugün bütün dünya bunlara sosyal sorumluluk, sosyal proje diyor” ifadelerini kullandı.

    Akademik takvimdeki özel günler

    SANKO Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Güner Dağlı ise her üniversitenin akademik takviminde, akademik açılış ve mezuniyet olmak üzere iki özel gün olduğunu söyledi. İlk mezuniyet törenini bu akademik dönemde, 2018 yılı Haziran ayında Sağlık Bilimleri Fakültesi öğrencilerinin mezuniyetiyle gerçekleştireceklerini anımsatan Prof. Dr. Dağlı, “Üniversitemiz ilk öğrencilerini 2014 yılında almaya başladı. Bugün 1156 lisans, 35’i lisansüstü olmak üzere toplamda 1191 öğrencimiz ile eğitime başladık” dedi. SANKO Üniversitesi olarak, son bir yılda gerçekleştirdikleri faaliyetlere değinen Prof. Dr. Dağlı, şu bilgileri paylaştı:

    “Üzerinde en çok durduğumuz ve bir bütünün iki parçasını bir araya getiren afiliasyon (Sağlık Bakanlığı ve Üniversite hastanelerinin ortak kullanımı) işlemini gerçekleştirdik. YÖK Genel Kurulu’nda onaylandı, Sağlık Bakanlığı’na uygulamanın başlaması için gittiğini öğrendik. Bu şekilde artık üniversitemiz ve Sani Konukoğlu Hastanemiz birlikte çalışmaya başlayacaklar. Ve hastanemiz üniversite hastanesi özelliği kazanacak. Yine bir ilki gerçekleştirdik. YÖK’ten gerekli izinleri alarak, Biyolojik ve Biomedikal Tezli Yüksek Lisans Programı’nı kurduk, yönergelerini tamamladık. İnşallah şubat ayı gibi ilk öğrencilerimizi alacağımızı tahmin ediyorum. Öğrencilerin hastanede staj yaptıklarında, onların eğitimini daha pekiştirebilmek ve hastalara daha iyi, daha kaliteli üst düzeyde hizmet vermek için 23 akademisyeni daha kadromuza dahil ettik. Bunun yanında 7 araştırma ve öğretim görevlisi arkadaşımız göreve başladı. İlk kez bu yıl kendi üniversitemizden ve kendi hastanemizden 3 öğretim üyemiz, 2017 Ekim – Kasım Döneminde YÖK sınavını vererek doçentlik unvanı aldı. 18 yeni öğretim üyesi ile görüşmelerimiz sürüyor. Bu sayı daha da yukarıya çıkabilir. Şuan için 18 olarak değerlendiriyorum. Uluslararası akreditasyona kavuşabilmemiz için ilk mezunlarımızı vermemiz gerek. Mezunumuz olmadığı için akredite olamıyoruz. Akreditasyona müracaat edemiyoruz.”

    Kampüs temeli atılacak

    Tıpta eğitim dilinin dünyada İngilizce olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Dağlı, “Fakat biz İngilizce hazırlık sınıfı koyarak eğitim süremizi daha fazla uzatmak istemedik. Bunun yerine Tıp Fakültesi’ne ağırlaştırılmış bir İngilizce programı koyduk. Öğrencilerimiz TOEFL’a girdiklerinde 80 – 85 almalarını istiyoruz. Çünkü biz bilgi üreten ve bilgiyi kullanan üniversite olmak, öğrencilerimizi bu yönde eğitmek istiyoruz” diye konuştu. SANKO Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Abdulkadir Konukoğlu’nun bilgi, deneyim ve teşvikleriyle yeni kampus alanının hazırlıklarına başladıkları bilgisini veren Prof. Dr. Dağlı, “İnşallah bu sene içerisinde kampüsümüzün temelini atıp hızla inşaatına başlayacağız” müjdesini verdi.

    İlk dersi Berkman verdi

    Konuşmaların ardından İstanbul Amerikan Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Mahmut Atıf Berkman, SANKO Üniversitesi’nde akademik yıl açılış dersini verdi. “Başarı değil, başarısızlıklar insanı olgunlaştırır” diyen Prof. Dr. Berkman, 40 yıla yaklaşan meslek hayatını ve çıkardığı sonuçları paylaştı.

    Doktor bir ailenin çocuğu olan ve 8 yaşından doktor olmaya karar verdiğini belirten Prof. Dr. Berkman, “Ancak mentorum yoktu, bu benim için çok büyük bir kayıptı. Tıp fakültesini üçüncü yıl kazandım. Sonrasında ise hayatımda bir gün bile kaybetmedim” ifadelerine yer verdi.

    Prof. Dr. Berkman, “İdeallerinizin ve isteklerinizin peşinden gidin, bu üç yıl belki kayıptı ama bana elimdekinin kıymetini bilmemi sağladı. Hiçbir zaman bundan sonraki başarılarımda şımarmadım. Yenilgi başkadır, başarısızlık başkadır. Bir başarısızlıkta, eğer vazgeçerseniz işte o zaman yenilmiş olursunuz” şeklinde konuştu.

    Tıp fakültesini bitince yol ayrımının başladığını ifade eden Prof. Dr. Berkman, şunları kaydetti:

    “Çünkü tıp fakültesini bitirdiğinizde ya doktor ya araştırmacı olacaksınız. İkisi de saygın ve değerlidir. İnsanlar sevdikleri işte daha başarılı olurlar. Sevdiğiniz branşı bulmalısınız. Bütün kararları verirken dostlarınızdan tavsiyeler alın, ancak bunları akıl süzgecinizden geçirin ve iç sesinizi dinleyin. Meslek seçimi kadar, ihtisas seçimi de çok önemli. Yeniden dünyaya gelsem, yine doktor ve yine ortopedist olurdum. Bu insanın hayatında gerçekten büyük bir mutluluktur. Bu meslekte daha çok para veya ışık olması sizleri aldatmasın. Önemli olan sizlerin yapacağı en iyi branşı bulmanızdır. Doktorluk insan ilişkilerine dayanır. Klinisyenlikte bu ilişkileri iyi tutmak gerekir. Kamu veya özel muayenehanede çalışabilir ya da ikisini birden yapabilirsiniz. Kamuda çalışıyorsanız o insanlara daha fazla zaman ayırıp, daha fazla ilgi göstermeniz lazım. Bilin ki onlar maddi imkanları az olduğu için kamu hastanelerine geliyorlar. Biz insan olarak, imkanı olmayanlara daha iyi, daha yumuşak davranmalı, onların sorularına daha fazla zaman ayırarak cevaplamalıyız. Hasta geldiğinde, annenize, babanıza, eşinize, çocuğuna davrandığınız gibi davranın. Onlara ne yapacaksanız hastanıza da onu önerin. Ticari endikasyon koyan sadece vicdanını değil, yarın bütün geleceğini kaybeder. Etik ve hukuki olaylarla çok çabuk yüz yüze gelir.”

    Öğrencilerden tıp dışında felsefe, edebiyat, tarih gibi farklı alanlarla ilgili bir şeyler okumalarını isteyen Prof. Dr. Berkman, “Bu sizin dünyaya bakış açınızı değiştirir, doktorluğunuzu geliştirir. Hobileriniz olsun, sizleri sakatlamayan ve ömür boyu yapabileceğiniz sporlar yapın” önerisinde bulundu.

    CÜBBE GİYME TÖRENİ

    Konuşmaların ardından akademik yükseltme ve cübbe giyme törenine geçildi. SANKO Üniversitesi’nin akademik kadrosuna bu eğitim yılında katılan ve Rektör Yardımcılığı görevini de üstlenen Prof. Dr. Mehmet Metin Bayram’ın yanı sıra, Prof. Dr. Şahin Sırmalı, Prof. Dr. Sayın Nevin Ergun, Prof. Dr. A. Münife Neyal, Prof. Dr. Kemal Bakır, Prof. Dr. Mehmet Yılmaz, Prof. Dr. Göktürk Maralcan ile bu akademik yıl içerisinde profesörlüğe yükselen öğretim üyeleri Prof. Dr. Arzu Tuna ile Prof. Dr. Eyüp İlker Saygılı, akademik kadroya yine bu eğitim yılında katılan Doç. Dr. Meral Uyar, Doç. Dr. Gökhan Gökaslan ile Doç. Dr. Erkan Kaya, SANKO Üniversitesi bünyesinde görev yaparken, Yüksek Öğretim Kurumu tarafından gerçekleştirilen 2017 Ekim – Kasım Dönemi doçentlik sınavında başarı göstererek üniversite bünyesinde ilk kez bu unvanı almaya hak kazanan öğretim üyeleri; Doç. Dr. Ayşegül Çört, Doç. Dr. Yusuf Ünal Sarıkabadayı ve Doç. Dr. Medet Korkmaz ile Yardımcı Doçent Doktor kadrosuna atanan Yrd. Doç. Dr. Feragat Uygur, Yrd. Doç. Dr. Ali Tahtacı, Yrd. Doç. Dr. Ayşe İmge Uslu, Yrd. Doç. Dr. Gökhan Özer, Yrd. Doç. Dr. Aykut Akyılmaz, Yrd. Doç. Dr. Nimet Yılmaz, Yrd. Doç. Dr. Hadiye Demirbakan, Yrd. Doç. Dr. Türkan Turgay, Yrd. Doç. Dr. Pınar Günel Karadeniz, Yrd. Doç. Dr. Ali Haydar Küçüktüfekçi, Yrd. Doç. Dr. Burçin Altınbaş cübbelerini giydi. Sahnede öğretim üyelerine SANKO Üniversitesi kadrosuna bu yıl katılan Öğretim Görevlileri Funda Esin Fakılı, Meryem Kılıç, Hatice Adıgüzel, Emine Baş, Nezihe Otay Lüle ve Araştırma Görevlileri Eda Sevim Öğüt ile Merve Durmuş da katıldı. SANKO Üniversitesi yönetimi tarafından bu yıl katıldıkları kongrelerden başarılarla dönen Uzman Hemşire Hatice Güzel, Doç. Dr. Medet Korkmaz, Sağlık Bilimleri Fakültesi öğrencileri Ebru Karaaslan ve Esra Akkaya, Prof. Dr. Arzu Tuna, Yrd. Doç. Dr. Betül Aktaş, Prof. Dr. Türkan Pasinlioğlu, hemşirelik bölümü yüksek lisans öğrencisi Nihan Demirdüzen’i ve Yrd. Doç. Dr. Tuba Denkçeken’e ise ödülleri takdim edildi.

    Tören, toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.

  • “Kız Kardeşim” Projesi 2017 Yılı Eğitimleri ile Yeniden Kayseri’de

    Türkiye’nin 15 şehrinde 2000’e yakın kadınla buluşan Kız Kardeşim Projesi’nin Denizli’de başlayan 2017 eğitimleri Kayseri’de devam ediyor. Coca-Cola Türkiye ve Anadolu Vakfı desteğiyle ve yerel paydaşların işbirliğiyle hayata geçirilen Kız Kardeşim Projesi’nin Kayseri ayağı 23 Kasım-6 Aralık tarihleri arasında Kayseri Ticaret Odası Eğitim Salonu’nda gerçekleşecek.

    Türkiye’nin dört bir yanındaki kadınlara ulaşmayı hedefleyen ve 2016 yılında Kayseri’de gerçekleştirdiği eğitimler büyük bir ilgiyle karşılanan Kız Kardeşim projesi, 2017 yılı eğitimleri kapsamında Kayseri’ye tekrar geliyor.

    Kayseri Ticaret Odası ve Kayseri İl Kadın Girişimciler Kurulu ev sahipliğinde, Coca-Cola Türkiye ve Anadolu Vakfı’nın destekleri ve Boğaziçi Üniversitesi Yaşamboyu Eğitim Merkezi’nin (BÜYEM) işbirliği ile gerçekleştirilecek eğitimler kapsamında kadınlara farklı alanlarda yetkinlik kazandıracak bilgiler verilecek. 23 Kasım-6 Aralık tarihleri arasında Kayseri Ticaret Odası Eğitim Salonu’nda gerçekleştirilecek eğitimlere 18-55 yaşları arasındaki okuryazar tüm kadınlar katılabilecek.

    BÜYEM’in alanında uzman eğitmenlerinin vereceği ücretsiz eğitimlere katılmak isteyen Kayserili kadınlar, 21-22 Kasım tarihlerinde Kayseri Ticaret Odası’na başvurarak, programla ilgili detaylı bilgi alıp kayıt yaptırabilecek.

    Proje kapsamında, katılımcıların kendilerini geliştirmelerine ve yetkinlik kazanmalarına destek olacak eğitimler verilecek ve kadınların ekonomiye katılımlarının önünü açmaya yönelik çalışmalar gerçekleştirilecek. Kişisel gelişimin yanı sıra finansal okuryazarlık, dijital dünya ve kültürel yansımaları, stres yönetimi gibi konularda eğitim alacak olan katılımcılar, kendi alanlarında rol model olan ve ilham veren lider kadınlarla biraraya gelerek onların tecrübelerini dinleme fırsatı da yakalayacak.

  • Erdemoğlu Holding ciro olarak 2017 yılında yüzde 40 büyümeyi gerçekleştirdi

    Gaziantep’te düzenlenen Anadolu Markaları Yarışıyor Türkiye İlerliyor konulu toplantı da konuşan Erdemoğlu Holding yönetim kurulu üyesi Mehmet Şeker, Erdemoğlu Holding’in 2017 yılında ciro olarak yüzde 40 büyümeyi gerçekleştirdiğini ve 1 milyar dolarlık yatırımın devam ettiğini söyledi.

    Enflasyonun ve faizlerin düşebilmesi için daha fazla çalışmak ve üretmek gerektiğine dikkat çeken Şeker, Holding olarak Üzerlerine düşen görevi yapıyor olmanın mutluluğunu yaşadıklarını ifade etti. Mehmet Şeker, “ Erdemoğlu Holding 2017 yılında ciro olarak yüzde 40 büyümeyi yıl tamamlanmadan yakalamıştır. İstihdamda ise yüzde 6’lık büyümeye ulaşmıştır. 2017 yılındaki dünyada gelişen tüm olumsuzluklara rağmen Gaziantep ve Adana’daki işletmelerimizde 1 milyar dolarlık yatırımımız devam etmektedir. 2019 yılında yatırımlarımız üretime geçmesi için var gücümüzle çalışıyoruz. Yine petrokimyada Türkiye’nin en büyük yatırımlarından olan PTA (Saf Terektalik asit) yatırımımızda arsa kararıyla start alacak olup yaklaşık 3.6 milyar dolardır. Yapılacak yatırımla ithal edilen bir çok hammadde tarafımızdan üretilecek olup ithalata verilen döviz ülkemizde kalacaktır. Bu arada dünyanın en büyük halı üretim tesislerine sahip olan Merinos Halı bünyesinde de yatırımlarımız devam etmektedir. Ülkemizin enflasyonu, faizleri düşürebilmek için daha çok çalışması ve üretmesi gerekmektedir. Erdemoğlu Holding olarak üzerimize düşen görevi yapıyor olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Hedefimiz üretime ve ihracata önem vererek cari açığın azaltılmasına ve istihdamın artırılmasına katkı sağlamaktır” dedi.

    Mehmet Şeker Suriye’deki iç savaşın bu yıl sonunda biteceğinin tahmin edildiğini belirterek, “Suriye’deki iç savaş sona erdiğinde bu ülkenin yeniden imar edilebilmesi için 500 milyar dolarlık harcama yapılması gerekmektedir. Bu savaş elbette bitecektir. İç savaşın olumsuz gelişmelerinin yükünü taşıyan Türkiye Suriye’nin imarında da önemli rol almalıdır. Bu pastadan en büyük payı Gaziantep’in alması için şimdiden çalışmalara başlamalıyız. Lojistik olarak ve sanayi alt yapısı olarak Gaziantep en uygun şehirdir. Bizlerde çalışmalarımızı ve yatırımlarımızı buna göre yapmalı ve hazır olmalıyız” diye konuştu.

  • Global Girişimcilik Haftası Düzce 2017 etkinlikleri sona erdi

    Yenilikçi ve girişimci yaklaşımları ile bölgeye önemli katkılar sağlayan Düzce Üniversitesi ve Düzce Teknopark işbirliğiyle düzenlenen “Global Girişimcilik Haftası Düzce 2017” etkinliklerinin ikinci gününde de başarılı girişimciler ve uzman konuklar öğrencilerle bir araya geldi.

    Cumhuriyet Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen etkinliğin ikinci gün programına; Düzce Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alper Ertürk, Düzce Teknopark Genel Müdürü Yrd. Doç. Dr. Özkan Şahin, davetli konuşmacılar Olcay Aksoy, Ali Karabey, Ömer Hızıroğlu ve Lale Şahin ile Teknopark uzmanları ve öğrenciler katıldı.

    Program, Öğrenci Kariyeri Kurucusu Olcay Aksoy’un sunumuyla başladı. Olcay Aksoy genç girişimciler için bilgi ve deneyimlerini öğrencilerle paylaştı.

    Olcay Aksoy’un sunumunun ardından “Teknoloji Yatırımcıları Gözünden Girişimciler” başlıklı panele geçildi. Moderatörlüğünü Düzce Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alper Ertürk’ün yaptığı panelde, 212 Yatırım Şirketi kurucu ortağı Ali Karabey, DCP Yatırım Şirketi kurucu ortağı Ömer Hızıroğlu ile Vestel Ventures Inovasyon ve Proje Yürütücüsü Lale Şahin birer konuşma gerçekleştirdi.

    Panelin açılış konuşmasını gerçekleştiren moderatör Prof. Dr. Alper Ertürk, bu tür etkinliklerin önemine değinerek, alanında başarılı olarak kendini kanıtlamış kişilerin bilgi, deneyim ve tecrübelerini aktarmalarının, öğrencilerin hedeflerine ulaşması açısından faydalı olduğunu vurguladı. Emeği geçenlere ve katılımcılara teşekkür eden Prof. Dr. Ertürk, programın herkes için faydalı olması temennisinde bulundu.

    Girişimciliğin emek, özveri ve sabır gerektirdiğinin vurgulandığı panelde, girişimci olmak isteyen gençlerin profesyonel destek almalarının, devlet ve çeşitli kuruluşların verdikleri finans desteklerinden yararlanmasının önemi anlatıldı.

    Teknoloji Transfer Ofislerinin, fikri mülkiyet haklarının korunması ve girişimcilere verilen destekler konusunda önemli rolleri olduğu dile getirilerek yatırım yapmak veya girişimci olmak isteyenlerin Teknoloji Transfer Ofisleriyle iletişime geçmeleri ve destek almaları tavsiye edildi. Ülkemizde faaliyet gösteren birçok mesleki kuruluşun inovasyona ihtiyaç duyduğunu belirten panelistler, bu eksikliklerin iyi gözlemlenip ona göre yatırım yapılması gerektiğine dikkat çektiler. Öğrencilerden gelen soruları da yanıtlayan davetli konuşmacılar, kendilerine gösterilen ilgiden duydukları memnuniyeti ifade ederek programda emeği geçenlere teşekkür ettiler.

    “Global Girişimcilik Haftası 2017” etkinlikleri, üçüncü ve dördüncü günde; girişimcilerin, iş fikirlerini ürün ya da hizmete dönüştürmesi ve ticarileştirmesi süreçlerinde başarılı ve hızlı bir şekilde ilerleyebilmelerini sağlamak amacıyla düzenlenen, akademisyen ve öğrencilerin katıldığı “Teknoloji ile Kendin Yap” atölye çalışmaları ile devam etti.

    “3D Yazıcı Uygulamalı Eğitimi”nde, Atölye İstanbul Eğitmenleri tarafından 3D yazıcılar ve MakerLab’lar hakkında bilgiler verildikten sonra, eğitimin uygulamalı bölümünde katılımcılar ile birlikte Autodesk TinkerCAD üzerinden 3D printinge tasarımlar oluşturuldu. Tasarımlar oluşturulduktan sonra katılımcıların dosyalarından örnekler baskıya alınarak çıktı aşaması ve çıktı sonrası değerlendirme ile eğitim tamamlandı.

    “Drone Uygulamalı Eğitimi”nde ise, E&K Arge Mühendislik Eğitmenleri tarafından Drone ile ilgili bilgiler verildikten sonra uygulama bölümünde, çalışma ve aerodinamik prensipleri ile ilgili uygulama çalışmaları yapıldı. Katılımcıların drone uçuşlarını gerçekleştirmesi ve gösteri uçuşu sonrası değerlendirme ile eğitim programı tamamlandı.

    Öğrencileri, alanında uzman girişimcilerin bilgi ve tecrübelerinden yararlanmasını sağlayarak girişimciliğe teşvik etmeyi amaçlayan “Global Girişimcilik Haftası 2017” etkinlikleri, öğrencilere ilham kaynağı olarak onların potansiyellerini fark edebilmelerine imkan sağladı.

  • Altunkaya “Hububat bakliyat ihracatında 2017 hedeflerini yakaladık“

    Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde bu yılın ocak-ekim döneminde 1 milyar 688 milyon 108 bin dolarlık hububat bakliyat yağlı tohumları ve mamulleri ihracatı yapıldı.

    Güneydoğu Anadolu Hububat Bakliyat Yağlı Tohumları ve Mamulleri İhracatçılar Birliği Başkanı Mahsum Altunkaya başkanlığında, Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birliklerinde (GAİB) bir araya gelen yönetim kurulu üyeleri, sektördeki gelişmeleri ve ihracatı değerlendirdi.

    Altunkaya “Bugün, sektörümüzde Türkiye’nin en fazla ihracatını biz yapıyoruz ama bunun sürdürülebilir olması için pazar payımızı artırmak ve yeni pazarlara ulaşmak zorundayız. 2017 yılının ilk on aylık diliminde 153 ülkeye ihracat gerçekleştirerek ihracat hedeflerimizi yakaladık” dedi.

    Başkan Altunkaya, yaptığı açıklamada, ihracatın geçen senenin ocak-ekim dönemine göre yüzde 1,7 arttığını belirtti. Geçen sene 1 milyar 660 milyon 432 bin dolarlık ihracata imza attıklarını anımsatan Altunkaya, bu yılın aynı döneminde rakamın 1 milyar 688 milyon 108 bin dolara yükseldiğini ifade etti.

    Türkiye’nin hububat bakliyat yağlı tohumları ve mamulleri ihracatının 10 ay sonunda 5 milyar 243 milyon 611 bin dolara ulaştığını anlatan Altunkaya, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin yüzde 32,2 payla Türkiye’nin hububat bakliyat yağlı tohumları ve mamulleri ihracatında ilk sırada yer aldığını kaydetti. Altunkaya, “Türkiye’nin gıda ihracatında ilk sırada yer almamızı sağlayan ihracatçı firmalarımızı tebrik ediyorum. Bu başarının gelecek aylar ve yıllarda artarak devam edeceğine inanıyorum” dedi.

    İhracatı artırmak için çalıştıklarını belirten Altunkaya, şöyle devam etti:

    “Bugün Türkiye’nin en fazla ihracatını biz yapıyoruz ama bunun devam edilebilir olması için mevcut pazarlarımızdaki payımızı etkin bir şekilde artırırken yeni pazarlara da ulaşmak zorundayız. Bölge olarak dünyanın farklı kıtalarına ihracat yapıyoruz. Hangi bölgenin hangi ürünlere daha çok ihtiyaç duyduğunu analiz ediyoruz. Bugün Irak’tan Angola’ya, Cubuti’den Kanada’ya kadar geniş bir yelpazeye ürün satabiliyoruz.”

    Bölgemiz ihracatında buğday ununun en çok ihraç edilen ürün olduğuna dikkati çeken Altunkaya, “10 ayda 449 milyon 281 bin dolarlık buğday unu ihracatı yaptık. Bu ürünü 260 milyon 825 bin dolarla makarna ve 258 milyon 660 bin dolarla bitkisel yağlar izledi.” şeklinde konuştu.

    İhracatta Ortadoğu ülkelerinin öne çıktığını vurgulayan Altunkaya, bu bölgeye 10 aylık dilimde 1 milyar 274 milyon 250 bin dolarlık ihracat yapıldığını dile getirdi. Ortadoğu’yu 303 milyon 704 bin dolarla Afrika’nın takip ettiğini belirten Altunkaya, çalışmalarda ihracatın az olduğu bölgelere ağırlık verdiklerini ve gelecek dönemlerde bu bölgelerin ihracatının da artmaya başlayacağına inandıklarını kaydetti.