Etiket: 2017

  • Erdoğan: “2017 yılına girmeden serbest ticaret anlaşmasını tamamlamayı hedefliyoruz”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pakistan Başbakanı Navaz Şerif ile gerçekleştirdiği basın toplantısında, “2017 yılına girmeden serbest ticaret anlaşmasını tamamlamayı hedefliyoruz”dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslamabad’taki temasları kapsamında Pakistan Başbakanı Navaz Şerif ile önce başbaşa ardından da heyetlerarası görüşme gerçekleştirdi. Erdoğan ve Şerif daha sonra ortak basın toplantısı düzenledi. Pakistan Cumhurbaşkanı Memnun Hüseyin’in daveti üzerine geldiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan Şerif ile yaptığı görüşmelerin faydalı olduğunu dile getirdi. Pakistan ile ilişkilerin 14 yıldır artarak devam dayanışma içinde geliştiğine değinen Erdoğan, başbakanlık döneminde tesis edilen Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey çalışmalarıyla 5 yıllık süre içinde yaklaşık 51 anlaşma ve belgenin imzalandığını hatırlattı. Konseyin 5’inci toplantısına kısa zaman içinde Türkiye’nin ev sahipliğini bildiren Erdoğan, “Aramızda siyasi, askeri, ekonomik, ticari, kültürel bir çok çalışmalar devam ediyor. Bütün bu çalışmaların yanında savunma alanında olsun, sağlık alanında olsun, enerji alanında olsun kaydettiğimiz birçok gelişme var. Değerli kardeşimin de ifade ettiği gibi 2017 yılına girmeden serbest ticaret anlaşmasını tamamlamayı hedefliyoruz” açıklamasını yaptı.

    Bölgesel ve küresel konuların, Keşmir konusunda son dönemdeki gelişmelerin ele alındığını aktaran Erdoğan, “Keşmirli kardeşlerimizin yaşadıkları sıkıntılar ve kontrol hattında artan gerilim göz ardı edilemeyecek boyutlara ulaşmıştır. Kontrol hattındaki gerilimi ve can kayıplarını endişe ile izliyoruz. Keşmir sorunun Pakistan ve Hindistan arasında diyalog yolu ile, ilgili BM kararları çerçevesinde Keşmir halkının talepleri dikkate alınarak çözüme kavuşturulması gerekiyor. Biz de ülke olarak, aynı zaman İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı olarak elimizden gelen desteği vermeye devam edeceğiz. Bunun yanında her ikisi de kardeşimiz olan Pakistan ve Afganistan arasındaki işbirliğinin de gelişmesini arzu ediyoruz. 2007 yılında başbakanlığım dönemimde başlattığımız Türkiye, Afganistan, Pakistan üçlü zirve süreci bu noktada çok önemlidir. Zirvenin meyvelerini verdiğini ve ikili ülke arasında diyalog mekanizmalarının kurulduğunu görmekten memnuniyet duyuyorum. Pakistan ve Afganistan’ın işbirliği her iki ülkeyi etkileyen terör belasının çözümü konusunda olmazda olmazdır” olmazsa olmazıdır” ifadelerini kullandı.

  • Bakan Bozdağ: “2017 yılı önemli bir reform yılı olacaktır”

    Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Türkiye’de sistem tartışmalarını bitirmek hem Türkiye’nin, hem milletin, hem de sistemin hayrına olacağını belirterek, “Önümüzdeki günlerde zannedersem konu üzerinde tartışmalar somut bir metin üzerinde mutabakata dönecek ve TBMM’ye Anayasa teklifi gelecektir. 2017 yılı bu anlamda çok önemli bir reform yılı olacaktır” dedi.

    Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, AK Parti Yozgat İl Teşkilatı tarafından Kentpark Belediye Kültür Merkezi Salonu’nda düzenlenen il danışma meclis toplantısına katıldı. Toplantı öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Adalet Bakanı Bozdağ, Türkiye yeni bir döneme doğru yürüdüğünü ve tarihi bir değişimin arifesinde olduklarını belirterek, “Sayın Başbakanımızla, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli görüştüler. Daha önce de Sayın Cumhurbaşkanımızla Sayın Bahçeli görüştü. Görüşmelerden sonra kamuoyuna yansıyan çok pozitif açıklamalar oldu. Önümüzdeki günlerde zannedersem konu üzerinde tartışmalar somut bir metin üzerinde mutabakata dönecek ve TBMM’ye Anayasa teklifi gelecektir. 2017 yılı bu anlamda çok önemli bir reform yılı olacaktır. Tarihi bir değişim yılı olacaktır. Ben şimdiden bu sürecin heyecanını yaşıyorum. İnşallah ülkemiz, milletimiz için hayırlı olur. Türkiye’de sistem tartışmalarını bitirmek hem Türkiye’nin hem milletimizin hem de sistemin hayrınadır. Bu süreç, bu tartışmaları bitirecektir. Başkanlık sistemine milletimizin, “evet” diyerek geçeceğine ben yürekten inanıyorum. Yeni bir hükümet sistemiyle Türkiye yoluna devam edecektir” dedi.

    ABD’deki başkanlık seçimi sonrası FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in Türkiye’ye iadesi konusunda herhangi bir gelişmenin olup olmadığı sorusunu yanıtlayan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “ ABD seçimlerinin hayırlı olmasını diliyorum. Amerika halkı tercihini kullandı ve yeni başkanını seçti. Yeni başkan 20 Ocak’ta görevine başlayacaktır. Şuanda yeni başkanın seçilmesinin yansımaları hem dünyanın değişik ülkelerinde hem de ABD’de var ve her tarafta değerlendirmeleri herkes kendince yapıyor. Ben bu vesile ile seçime dair bir şey söyleyeceğim, gazete manşetleri ile, anketlerle, bazı elit çevrelerin halktan sadece oy istemesiyle veyahutta kamuoyu oluşturan güçlerin halkın önüne düşüp, halkı yönlendirmesiyle seçim kazanılamadığını, seçimi kazandıranın halk olduğunu ABD seçimlerinde bir kez daha göstermiştir. Halkın gönlünü kazanıp görüşlerini etkileyenler seçimi kazanıyor. ABD’de de Donald Trump öyle görünüyor ki, anketçileri, manşetleri, seçkin çevreleri yenen büyük bir seçim zaferi kazandı. Esasında demokratik seçimlerin olduğu her yerde aynı sonucu görüyoruz. Manşetler hep kaybediyor sandıkta atılan manşetler hep kazanıyor. ABD’de de aynısı oldu. Eminim ki demokrasiye inanan herkes bu sonuçtan kendine düşen dersi alır, manşetlerle, anketlerle değil de elitlerin, seçkinlerin sadece desteğiyle değil de aynı zamanda halkın desteğinin sonuç belirleyici olduğunu yakinen görürler” diye konuştu.

    Trump’ın başkan olmasından sonra Türkiye ABD ilişkileri olumlu anlamda gelişeceğine inandığını vurgulayan Bakan Bozdağ, “Şuanda oluşan iklim de bunun ön sinyallerini vermektedir. Fetullahçı Terör Örgütü kurucusu, yöneticisi, 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünün planlayıcısı ve uygulama emrini veren sevk ve idarecisi terörist Gülen’in iadesi konusu, Türkiye ABD ilişkileri bakımından son derece önemli. Sayın Trump’ın seçim kampanyası ekibinden ve yakın çalışma ekibinden medyaya yansıyan açıklamalara baktığımızda terörist Gülen’in iadesi konusunda Türkiye’ye dönük olumlu şeyler açıkladıklarını gördük. Biz bunun sonucunun da olumlu olmasını bekliyoruz. Amerikan halkı ve ABD için Usame Bin Ladin ne anlam ifade ediyorsa, Türkiye halkı ve Türkiye Devleti için de Fetullah Gülen aynı anlamı ifade etmektedir. O da pek çok terör suçuna bulaşmıştır, Fetullah Gülen de pek çok terör suçuna bulaşmıştır. Usame Bin Ladin’in elinde de pek çok insanın kanı vardır, terörist Gülen’in elinde de pek çok insanın kanı vardır. O nedenle, Türkiye’nin terörist Gülen’in iadesi konusundaki hassasiyetinin yeni yönetim tarafından daha iyi değerlendirilmesini beklediğimizi ve Fetullah Gülen’in iadesinin iki ülke arasındaki ilişkileri daha güçlendireceğinin, daha ileri noktalara taşıyacağını buradan ifade etmek isterim. Yeni dönemde bu iade konusunda bizim de beklentimizin yükseldiğini buradan ifade etmekte fayda görüyorum” ifadelerini kullandı.

  • İhracatçılar 2017 yılında e-Fatura ile tanışacak

    Türkiye’de firmalara maliyet ve kırtasiye yükünden kurtaran 2010 yılından bu yana uygulanan ve 2014 yılında zorunlu hale gelen e-Fatura uygulaması, 1 Ocak 2017 tarihinden itibaren ihracatçı firmaların ihracat faturalarını da kapsar hale gelecek. Türkiye e-Fatura’ya geçtikten sonra 300 bin çam ağacını kurtarırken, firmalara yüzde 2 civarında tasarruf olanağı sundu.

    461 Sıra No’lu Vergi Kanunu Genel Tebliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile mal ihracı ve yolcu beraberi eşya ihracı kapsamında fatura düzenleyecek mükelleflere, 01 Ocak 2017 tarihi itibariyle söz konusu faturalarını e-fatura olarak düzenleme zorunluluğu getirildi. Ege İhracatçı Birlikleri üyelerinin ihracatta e-faturaya geçiş sürecine ilişkin bilgilendirme amacıyla Gelir İdaresi Başkanlığı işbirliğinde, e-Fatura bilgilendirme toplantısı düzenledi.

    e-Fatura’nın iş hayatında 2010 yılından beri kullanıldığını belirten Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Sabri Ünlütürk, ihracat dünyasına yeni girdiğini, ihracatçılar olarak beklentilerinin Türkiye’nin şu anda geçtiği zorlu süreçte ihracatçı firmalara ekstra bir yük getirmemesi olduğunu kaydetti. Ünlütürk, “Gelir İdaresi Başkanlığı e-Fatura konusunda gayet tecrübeli. İhracatta e-Fatura uygulamasında Gümrük ve Ticaret Bakanlığı da sürecin içinde olacak. e-Fatura uygulamasının ihracat camiasına faydalı olmasını diliyorum” diye konuştu.

    ’’30 bin çam ağacının kesilmesini önledik’’

    Gelir İdaresi Başkanlığı Gelir İdaresi Müdürü Şahin Engin Uysal ise e-Fatura sistemi standartlarında Avrupa Birliği ülkelerinden daha önde olduğumuzu, AB ülkelerinin 2017 yılı sonunda Türkiye ile aynı standarda geleceklerini ifade etti. e-Fatura sistemi ile tüm faturaların iadeli taahhütlü posta ile gitmiş gibi işlem gördüğünü anlatan Uysal, “Sistem yanlış adrese gönderi yaptığınızda sizi uyarıyor. Şu anda 52 bin e-Fatura mükellefine kavuştuk. Bu 52 bin mükellef Türkiye ekonomisinin Gayri Safi Milli Hasılası’nın yüzde 85’ini üretir konumda. Gelir İdaresi Başkanlığı olarak biz yaptık oldu yaklaşımı yerine mükellef odaklı hareket ediyoruz. Fikirlerinize önem veriyoruz. e-Fatura uygulaması başladığından bu yana 300 bin çam ağacının kesilmesini önledik. Son derece modern ve çevreci bir uygulama. Firmalar, bu uygulama sayesinde yüzde 2 tasarruf sağladılar” şeklinde konuştu.

    ePlatform Bulut Bilişim A.Ş. Genel Müdürü Taylan Portakaldalı ise e-Fatura, e-Defter, e-Arşiv ve 2017 yılında yürürlüğe girecek olan e-İrsaliye uygulamalarında firmalara danışmanlık hizmeti veren 50 tane özel entegratör firmasının mükelleflere verdiği hizmetler konusunda sunum yaptı.

  • Kuşadası Belediyesi’nin 2017 yılı bütçesi 128 milyon lira oldu

    Kuşadası Belediyesi’nin 2017 Mali Yılı bütçesi 128 milyon lira olarak kabul edildi.

    Kuşadası Beledi Meclisi, 2017 Mali Yılı Performans Programı, 2017 Ücret Tarifesi ve 2017 Mali Yılı Bütçe Tasarısı’nı görüşmek üzere Kuşadası Belediye Başkanı Özer Kayalı başkanlığında Erkan Yücel Sahnesi’nde toplandı. Belediye mülklerinin satışıyla ilgili kamuoyunda oluşan tepki nedeniyel vatandaşların büyük ilgi gösterdiği toplantıda ilk olarak Ekim Ayı Olağan Meclis toplantısında Plan ve Bütçe Komisyonu’na sevk edilen Mali Hizmetler Müdürlüğü 2017 Mali Yılı Performans Programı oylanarak kabul edildi.

    Performans Programı’nın ardından Ücret ve Tarife Komisyonu tarafından değerlendirilen 2017 Ücret Tarifesi oylandı. Toplantıda, Komisyonu’nun görüşleri doğrultusunda 2016 turizm sezonunun olumsuz geçmiş olması nedeniyle esnafa destek olmak amacıyla Belediye tarafından 2017 yılında tahsil edilecek işgaliye, eğlence vergisi, termal kaynaklı sıcak su aboneliği, ağaç sökme-dikme bedeli gibi pek çok ücrette indirime gidildi.

    Toplantıda son olarak 2017 Mali Yılı Bütçe Kararnamesi görüşüldü. 2017 Yılı Mali Bütçesi’nde Belediye birimlerine 128 milyon TL ödenek aktarılırken gelirlerin ise toplam 118 milyon TL olacağı öngörüldü. Toplantıda ayrıca Kuşadası Belediyesi’nin Ege ve Marmara Çevre Belediyeler Birliği’ne üye olması da kararlaştırıldı.

    – Belediye mülklerinin satışıyla ilgili madde ertelendi

    Bu arada, ekim ayı ilk toplantısında gündeme getirilen ve kamuoyundan büyük tepki alan belediye mülklerinin satışıyla ilgili madde ise komisyon üyelerinin süre istemesi nedeniyle ertelendi. Konuyla ilgili konuşan Kuşadası Belediye Başkanı Özer Kayalı, belediye mülklerinin satışını eleştirenlere yönelik ağır hakaretlerde bulundu Belediyenin mülklerinin satışında ısrarcı olduklarını belirten Özer Kayalı, elde edilecek gelirin Belediyeye ait taşınmazların hiçbir kişi ya da kuruma peşkeş çekilmesinin söz konusu olmayacağını, bu imkanları hizmet için kullanacaklarını ileri sürdü.

  • Bakan Ağbal 2017 yılında en az 60 bin personel alımı yapılacağını açıkladı

    Maliye Bakanı Naci Ağbal, 2017 yılı içerisinde en az 60 bin personel alımı yapılacağını açıkladı.

    Maliye Bakanı Ağbal, Ocak-Eylül 2016 dönemi merkezi yönetim bütçe uygulama sonuçları, 2016 yıl sonu bütçe gerçekleşme tahmini ve 2017 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı hakkında basın toplantısı düzenledi. Gazetecilerin sorularını cevaplayan Bakan Ağbal, bir gazetecinin 2017 kamuya personel alımları ile ilgili sorusu üzerine, “2017 yılı bütçesi hazırlanırken Orta Vadeli Program’da ortaya koyduğumuz temel ekonomik çerçeve ve kamu maliyesi çerçevesi esas alındı. Bu dönemde bir yandan büyümeyi destekleyecek harcamalara ağırlık verilirken, diğer taraftan mali disiplini devam ettirecek şekilde kamu maliyesinde azalan bütçe açıkları, borç yüküne ihtiva eden bir bütçe politikası oluşturuldu. Dolayısıyla 2017-2019 dönemi orta ve uzun vadede Türkiye ekonomisinin potansiyel büyümesini yukarı çekecek nitelikteki kamu harcamaları önemli ölçüde arttırılırken, özellikle cari nitelikli harcamalarda daha ihtiyatlı bir yaklaşım benimsendi. Özellikle kamu kurumlarının mal, hizmet alımları, yolluk ödemeleri, çeşitli malzeme alımları veya bir takım cari transfer niteliğindeki ödemeleri önümüzdeki dönemde planlanırken burada ihtiyatlı bir yaklaşım sergilenerek, kamu kurumlarının kaynaklarının daha etkin, verimli, tutumlu bir şekilde kullanmalarını sağlayacak bir çerçeve oluşturduk. Personel harcamaları da aynı ihtiyatlı yaklaşım sergilenmek suretiyle belirlendi” diye konuştu.

    Kamuya personel alımı

    Bakan Ağbal, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Personel alımları planlanırken özellikle uluslararası normlar, her alanda ihtiyaca göre belirlenmiş normlar esas alındı. Son 7 yıldır önemli ölçüde, önemli sayıda personel alımlarına gittik. Bugün alınan personel sayılarına bakıldığı zaman gerek uluslararası normlar, gerekse kamu hizmetlerinin ihtiyaç göstereceği sayıya göre normlara yaklaştık. Önümüzdeki dönemde kamu hizmetleri için alacağımız personel sayısını belirlerken bu hususları göz önünde bulundurduk. Özellikle uluslararası normlara yaklaşmış veya ihtiyaca göre verimlilik alanı oluşturulabilecek alanlarda yine personel almaya devam edeceğiz ama burada artık eskisi kadar almayacağız. Bir takım özel önem arz eden alanlar vardır, o alanlarda da personel alımına devam edeceğiz. 2017 yılında da bu çerçevede kamuya ilave personel alınmasını öngörüyoruz. Alınacak personele sayısı belki önceki yıllara göre azalmış olabilir ama yine de personel alımı devam edecek. Kamuya bu dönemde emekli olacakları dışında yaklaşık 60 binin üzerinde farklı kanallardan ve sektörlerden personel alımı gerçekleştirilecek. Gerek eğitim sektörü, gerek sağlık sektörü var, gerek savunma, güvenlik sektörü var. Bu sektörlerde genel planlamaya ve hedeflere uygun olarak rasyonel bir şekilde personel planlamasına gidildi. Bu personel planlaması çerçevesinde de en az 60 bin sayısında bir personel alımı yine olacak ama önceki yıllarla karşılaştırdığımızda bu sayının önceki yılların altında olduğunu söylemek mümkün. Personel planlaması yapmamız doğru bir yaklaşımdır, önümüzdeki 3 yıllık süreçte de buna özel önem vereceğiz.”

    Vergi gelirleri

    Bakan Ağbal, vergi gelirlerine ilişkin soru üzerine ise, 2016 vergi gelirleri açısından beklentinin altında kaldığının altını çizerek, “Özellikle ekonomik büyüme ve ithalat gelişmelerine bağlı olarak vergide daha düşük bir gerçekleşme oldu ama 2017 yılında özellikle büyüme oranlarında meydana gelecek artış, istihdamda meydana gelecek artış, dış talepte meydana gelecek artışa bağlı olarak vergi gelirlerimizin ekonomideki genel trende paralel şekilde büyümesini bekliyoruz. Gerek gelir vergisi, gerek kurumlar vergisi, gerek katma değer vergisi, ekonomik büyümedeki trendin paralelinde büyüme izleyecek. Vergi gelirlerindeki artışın nominal büyüme oranıyla karşılaştırılması yeterli bir karşılaştırma ölçütü değil. Çünkü vergi gelirlerinin her bir kalemini bir sonraki yıl arttıran faktörler ve bu faktörlerin etkisi birbirinden çok farklı olabiliyor. O açıdan Plan-Bütçe Komisyonu’nda da zaten her bir vergi kalemiyle ilgili artış oranlarının arkasında yatan temel ekonomik parametreleri, ekonomik gelişmeleri ve varsayımları komisyonumuzla paylaşacağız. Vergi, mali disiplinin en önemli sağlıklı gelir kaynağıdır. Dolayısıyla biz kamu harcamalarımızı vergi gelirleri ile karşılamaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

    “2017 yılında da büyümenin özel sektör kaynaklı, ihracat kaynaklı ve özel sektör yatırım kaynaklı olmasını arzu ediyoruz”

    “İlk 8 aylık veriler açıklandıktan sonra aradaki makasın açıldığına yönelik yorumlar yapılmıştı. Eylül ayı bütçesi de zaten son 4 aydaki makasın daralmasına yönelik beklentiyi doğrular gibi oldu, yüksek açık var. Acaba ilk 8 aydan sonra böyle ani bir trend değişimi gibi bir şey mi var, yoksa geçmiş yıllardaki gibi mi olacak? Önümüzdeki sene de yine böyle bir trend görebilir miyiz?” soruları üzerine ise Bakan Ağbal, mali disiplinden hiçbir zaman vazgeçmediklerine vurgu yaparak, “Mali disiplinin gerektirdiği her zaman kamu harcamalarında zaman zaman kesintiye gittik, gelirlerde de zaman zaman tedbirler aldık. Dolayısıyla 2017 yılı bütçemizde gelir tarafı, harcama tarafı itibariyle sıkı bir şekilde hazırlanmış, tedbirli, ihtiyatlı ama büyümeyi de öncelikleyen bir bütçe olmuştur. Biz hiçbir şekilde kamu harcamalarını büyümeyi arttırmak için doğrudan bir faktör olarak görmüyoruz. Kamu harcamalarını daha fazla arttırırsak, bütçe açığını daha fazla arttırırsak büyümeyi daha fazla arttırır demiyorum. Bu doğru bir anlayış değil. Kamu harcamalarının kompozisyonunu özellikle özel sektör yatırımlarını ve ihracatı destekleyecek şekilde değiştiriyoruz, dönüştürüyoruz. Dolayısıyla biz 2017 yılında da Orta Vadeli Program dönemini kapsayan 3 yıllık vadede de büyümenin özel sektör kaynaklı, ihracat kaynaklı ve özel sektör yatırım kaynaklı olmasını arzu ediyoruz. Bütün planımızı, programımızı buna göre yaptık. Kamu harcamalarının toplam nihai talep içerisindeki ağırlığına baktığımız zaman zaten bütçe açığında meydana gelen bir artışın veya kamu harcamalarında meydana gelen bir artışın büyümeyi çok yukarıya çekecek bir durumu da yok. Çok güçlü bir hükümetimiz var, bir siyasi istikrar var ve bu ortamda özellikle alacağımız kararlar, gerçekleştireceğimiz yapısal reformlar sayesinde yatırıma, üretime, istihdama ve ihracata öncelik veren harcama kompozisyonumuzla biz büyümeyi yüzde 4.4’e çıkarmayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Önceki yıllardaki ve aylardaki genel trendle şu anda ortaya çıkan trend arasında herhangi bir farklılık söz konusu değil”

    Özel sektörle bir büyümeden bahsettiklerini kaydeden Bakan Ağbal, “Bütçe gerçekleşmeleri hazine nakit dengesi üzerinden takip ediyoruz. Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan tahakkuk dengesi üzerinden takip ediyoruz. Zaman zaman maliyenin açıkladığı denge ile hazinenin açıkladığı denge arasında fark olur, bazen bu açılır tamamen bu bütçeden yapılan nakit ödemelerin tahakkuk ödemeleriyle farklı olmasından kaynaklanır ama orta vadeli veya yıllık periyoda baktığımız zaman yılın sonunda bunlar birleşir. Bundan önceki aylarda hazine nakit dengesinin takip ettiği patika ile bütçenin takip ettiği patika arasında bir miktar açılma oldu ama şimdi Eylül ayı sonuçlarını açıklamış durumdayız. Yaklaşık 16.9 milyar liralık sadece Eylül ayında bütçe açığı var. Ocak-Eylül döneminde 12 milyar lira bütçe açığı var. İlk 8 ayda bütçemiz fazla verdi. Bütçedeki gerçekleşmelerin aylık seyrine bakmak tek başına yeterli değildir önemli olan yıl sonu hedefidir ve biz burada da 2016 yıl sonu bütçe açığı hedefimizi revize ettik. 29 milyar lira olan bütçe açığı hedefimizi 34 milyar liraya çıkardık. Eylül ve sonraki aylarda bütçe açığı veya bütçe dengesindeki gelişmelere bağlı olarak yıl sonunda bütçe açığını 34 milyar lira olarak hedefliyoruz. Bu ayda bütçe harcamalarının artmış olması veya bütçe açığının artmış olması diğer aylardan farklı bir harcama trendine girildiğini mi gösterir? Hayır böyle bir gelişme de söz konusu değil. Bundan önceki aylara da bakacak olursak bütçenin harcama tarafında hedeflerimize uygun şekilde gerçekleşmeler oldu ama bu dönemde özellikle vergi dışı gelirlerden gelen ilave gelirlerimiz oldu. İlk 8 ayda bütçemizin gelir tarafında öngördüğümüz veya ortaya çıkan ilave gelirlerle beraber bütçe dengesi pozitifte kaldı ama sonraki aylarda biz bir miktar daha özelleştirme geliri gelmesini bekliyoruz. Özelleştirme de yıl sonu gelir hedefimiz 15 milyar lira. Yıl başında 10.2 milyar lira olarak ön gördüğümüz özelleştirme geliri yıl sonunda 15 milyar liraya çıkacak. Önümüzdeki aylarda bir miktar özelleştirme geliri gelecek, bir miktar yeniden yapılandırma geliri gelecek, bunlarla beraber bizim yaptığımız tahminlere göre biz bütçe açığını yıl sonunda 34 milyar lira civarında tamamlamış olacağız. Bundan önceki yıllardaki ve aylardaki genel trendle şu anda ortaya çıkan trend arasında herhangi bir farklılık söz konusu değil” açıklamasında bulundu.

    Musul operasyonu

    Bakan Ağbal, “Musul operasyonu kapıda, acaba 2017 merkezi bütçesinde savunma harcamalarında Musul operasyonu da düşünülerek bir kaynak aktarıldı mı? Ekonomiyi olumsuz etkiler mi?” sorusu üzerine bütçenin ekonomik ve politik gelişmelerden etkilendiğini belirterek şu değerlendirmelerde bulundu:

    “2016 yılına girerken global ekonomi için daha olumlu bir beklenti varken yıl içindeki gelişmeler global, ekonomik koşullara ilişkin beklentileri aşağı çekti. Türkiye ekonomisinin de büyüme oranı aşağı geldi ama şunu da biliyoruz ki global ekonomik büyümede de, bölgesel ekonomik büyümelerde de büyüme trendleri aşağı geldi. Dolayısıyla Türkiye ekonomisi gibi global ekonomiyle bütünleşmiş bir ekonomide de büyüme trendleri doğrudan doğruya bizi etkiliyor. Jeopolitik gelişmeler, jeopolitik riskler de doğrudan doğruya ekonomiye ve bütçeye etkide bulunuyor. Özellikle sermaye akımları kanalından, ticaret kanalından hem de doğrudan doğruya ihracat kanalından ekonomiyi etkiliyor. Bölgemiz bir dönemden beridir ciddi jeopolitik risklerle baş etmeye çalışıyor. Türkiye ve bölgesinde bütün oluşan jeopolitik risklere karşı aktif bir dış politika izliyor. Barışı, istikrarı sağlayacak çok önemli inisiyatifleri de alıyor. Bu çerçevede 2016 yılı bütçemizde özellikle farklı kanallardan gerçekleşene risklerden etkilendi. Irak sınırları içerisinde başlatılan bir operasyon var, bu operasyon konusunda Türkiye aktif dış politika çerçevesi içerisinde gerekli adımları atıyor. Bu atılan adımlar çerçevesinde kamu maliyesi olarak alınması gereken kararlar neyse biz de onun gereğini bugüne kadar yaptık, yapmaya devam ediyoruz ama savunma, güvenlik harcamaları noktasında son dönemlerde meydana gelen gelişmelerin bütçenin toplam harcamaları üzerinde çok önemli bir etki yapmadığını söyleyebilirim. Tabii ki savunma, güvenlik harcamalarımızı bir miktar yukarı çekecek, çekmesi de doğal ama toplam bütçe harcamaları içerisinde bunun etkisine baktığımız zaman sınırlı bir etkiye sahip olduğunu da görmekteyiz. Gerek 2016 yıl sonu bütçe gerçekleşmeleri, gerekse 2017 yılındaki bütçe hazırlıkları noktasında gerek savunma, güvenlik birimlerimizin ihtiyaç duyabileceği ödeneklerin planlanmasında, gerekse genel ekonominin etkilerinin hesaplanmasında tabii ki jeopolitik riskler de dikkate alınmış oldu.”

    Konuşmasının ardından Bakan Ağbal, 2017 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi’ni paylaştı.