Etiket: 2016

  • 2016 yılında 793 milyon dolarlık su ürünleri ihracatı

    Türkiye’nin ihracatta yıldız sektörleri arasında yer alan su ürünleri sektörünün 2016 yılındaki ihracatı yüzde 15’lik artışla 793 milyon 879 bin dolara ulaştı. Egeli balıkçılar, Türkiye’nin su ürünleri ihracatının yüzde 73’ünü gerçekleştirdi.

    Türk su ürünleri sektörünün 793 milyon 879 bin dolarlık ihracatında, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği yüzde 73’lük pay alarak Türkiye’ye 578 milyon 219 bin dolarlık döviz kazandırdı. Su ürünleri sektörü, bu veriler ışığında 2017 yılında 1 milyar dolar ihracat rakamını gözüne kestirdi. Ege İhracatçı Birliklerinin verilerine göre, 2015 yılında 688 milyon 561 bin dolar olan Türkiye’nin su ürünleri ihracatı, 2016 yılında yüzde 15 artışla 793 milyon 879 bin dolara ulaştı. 2016 yılında 12 fuara katılarak Türkiye’nin su ürünlerini tanıtan Su Ürünleri Tanıtım Grubu (STG) bu artışta başrolü oynadı.

    Ortalama ihraç fiyatının 3.5 katı döviz kazandırdılar

    Su ürünleri sektörünün ortalama ihraç fiyatının global piyasa fiyatlarında yaşanan sert düşüşe bağlı olarak, 2015’te ortalama 5,66 dolar/kilogram iken, 2016 yılında 5,10 dolar/kilogram seviyesine düştüğünü belirten Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı ve Su Ürünleri Tanıtım Grubu Başkanı Sinan Kızıltan, ortalama ihraç fiyatındaki düşüşe rağmen ihracatlarını yüzde 15 arttırdıklarını, Türkiye’nin ortalama ihraç fiyatının 1,50 dolar seviyesinde olduğunun dikkate alındığında da ortalama ihraç fiyatının 3.5 katı ihracat rakamına eriştiklerini kaydetti. Kızıltan, Su ürünleri sektörünün ihracatının euro bazında değerlendirildiğinde ise kilogram ihracat değerinin 2016 yılında yüzde 16 artışa imza attığını anlattı. Su ürünlerinde son yıllarda yetiştiricilik ürünlerinin miktarının hızla arttığını, Türkiye’nin dünyada en büyük Akdeniz levreği ile çipura üretici/ihracatçısı ülke konumuna geldiğini ifade eden Kızıltan sözlerini şöyle tamamladı:

    “Türk Hava Yolları’nın destinasyon sayısını arttırması da ihracatımızı olumlu etkiledi. 2023 yılı için 1.5 milyar dolar olan ihracat hedefine emin adımlarla ilerliyoruz. Büyümeyi ve gelişmeyi kolaylaştıran, kemiklerin gelişmesine yardımcı olan, Omega-3 deposu, kalsiyum, demir, fosfor, iyot ve vitamin yönünden zengin, merkezi sinir sisteminin gelişimine yardım eden, zihinsel sağlığa olumlu etki eden, öğrenim başarısını, beyin gelişimini destekleyen, kan ve dolaşım sistemi konusunda koruyucu etkisi olan, algılama ve dikkat yetisini güçlendiren, kilonun sağlıklı düzeyde tutulmasına yardımcı olan su ürünleri tüm dünyada her geçen gün daha fazla tercih edilir hale geldi. Su ürünleri sektörü olarak, 2017 yılında 1 milyar dolar barajını aşmayı amaçlıyoruz.”

    Su ürünleri ihracatında Hollanda, İtalya ve Almanya ilk üç ülke

    Türkiye’nin 2016 yılında su ürünleri ihraç ettiği 80 ülkeden, Hollanda 160 milyon 175 bin dolarlık tutarla ilk sırada yer aldı. İtalya, 108 milyon 701 bin dolarlık su ürünleri ihracatı ile ikinci olurken, Almanya’ya yapılan su ürünleri ihracatı 86 milyon 866 bin dolar olarak kayıtlara geçti. Bu ülkeleri İngiltere, Japonya, Rusya, İspanya, ABD, Lübnan ve Fransa izledi.

  • (Özel Haber) GTÜ Rektörü Görgün, 2016 yılını değerlendirdi

    Gebze Teknik Üniversitesi (GTÜ) Rektörü Prof. Dr. Haluk Görgün, 2016 akademik yılını değerlendirerek üniversite için yapılacak yeni projeler ile ilgili bilgiler verdi.

    Kocaeli’nin Gebze ilçesinde bulunan Gebze Teknik Üniversitesi’nin Rektörü Prof. Dr. Haluk Görgün 2016 yılını değerlendirdi. Gebze Teknik Üniversitesi Rektörlük makamında değerlendirmelerde bulunan Görgün, “GTÜ, 2016 yılında TIP Fakültelerinin de bulunduğu yaklaşık 190 üniversite arasında Türkiye’de 5. Sırada yer aldı” dedi.

    “2016’da üniversitemize kayıt olan tüm öğrencilere burs verdik”

    2016 yılını değerlendiren Gebze Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Haluk Görgün, “2017 yılının hepimiz açısından sağlık mutluluk ve başarı dolu bir yıl olmasını temenni ediyorum. 2016 yılı çok uzun bir yıldı. İçinde birçok şeyi birlikte yaşadık. Gerek GTÜ olarak gerek Türk milleti olarak birçok gelişmeyi birçok etkinliği, sürprizi hatta çok kötü günler geçirdiğimiz bir yaz dönemini hep birlikte geçirdik. 2016 yılında biz GTÜ’nün vakfını kurduk. Bu vakıf ile 2016 yılında ilk defa GTÜ’ye kayıt LYS sınavı ile giren öğrencilerimizin tümüne bir devlet üniversitesi olarak burs veren ilk üniversite olmayı başardık. Ekim ayı itibariyle aylık olarak düzenli olarak veriyoruz. Toplamda geçen hafta aldığım rakama göre 6 bin 600 öğrencisi olan bir üniversite yaklaşık bin öğrencisine burs verir oldu. Öğrencilerinin altıda birine burs veren bir üniversite konumundayız” şeklinde konuştu.

    “Akademik faaliyetlerimiz birçok platformda kendini gösterdi”

    Yapılan buluşlar ile ilgili bilgiler veren Görgün, “2016 yılında akademik faaliyetlerimiz birçok platformda kendini gösterdi. “Elektronik Burun” olarak yansıyan, Fizik bölümünde ki öğretim üyelerimizin insanın nefesinde saklı olan gazları analiz ederek, belirleyerek bunların içinde ki gaz oranlarından muhtemel hastalıklarını veya karşılaşabilecekleri hastalıkları tespit eden bir çalışma gerçekleştirdiler. Bununla beraber birkaç ay önce de “Işık Yayan Bitkiler” konusunda da yine Kimya Bölümü öğretim üyelerimizin ortaya çıkardıkları bir buluş söz konusuydu” ifadelerini kullandı.

    “GTÜ, tıp fakültesi olmayan üniversiteler arasında 2., tıp fakülteleri dahil üniversiteler arasında 5. Oldu”

    Türkiye genelinde yapılan istatistiki sıralamalar ile ilgili açıklamalarda bulunan Görgün, “Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin her sene düzenlediği, tamamen akademik çalışmaların değerlendirildiği, hocaların yazdığı makaleler, makalelere yapılan atıflar ve yetiştirilen doktora öğrencileri baz alınarak yapılan sıralamada GTÜ ülkenin önde gelen birçok üniversitesini geride bırakarak TIP Fakültesi olmayan üniversiteler içerisinde Türkiye 2.’si oldu. Birinci ODTÜ, ikinci Gebze Teknik Üniversitesi oldu. TIP Fakültesi olan tüm üniversiteler sıralandığında toplamda yaklaşık 190 üniversitenin sıralandığı değerlendirmede ise 5. Sırada yer aldı. Her sene; Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, üniversiteleri yaptıkları yenilikçi ve girişimci çalışmalarına göre sıralandırıyor. Teknoparkı olmayan ticarileşmiş bir şirketi olmayan bir üniversite olmamıza rağmen yine yıllardır teknoparkı olan ticari teknoloji transfer ofisleri olan üniversiteleri geride bırakarak 7. Sırada yer aldık” dedi.

    “2014 yılında 77 milyon TL olan bütçemiz, 2016 yılında 111 milyon TL’ye yükseldi”

    GTÜ’nün bütçesel olarak büyüme gösterdiğini belirten Görgün, “Bu sene yaklaşık 20 öğrencimize yaptıkları bitirme projeleri vesilesiyle şirket kurdurduk, onlara kurulan teknoloji transfer ofisimizde mentörlük desteği veriyoruz. Şirketleşebilme, ticarileşebilme, muhasebe gibi alanlarda mentörlük yapıyoruz. İşlerini kolaylaştırıyoruz, ofis veriyoruz, ofis desteği sağlıyoruz. 2014-2015 ve 2015-2016 yılları karşılaştırıldığında 2014 yılında 77 milyon TL olan GTÜ bütçesi 2016’yı 2017’ye devrederken 111 milyon TL olarak geçekleşti. Burada ülkedeki büyüme oranı yüzde 3, yüzde 4 olarak düşünüldüğünde yüzde 30’un üzerinde bütçesel anlamda büyüme gösteren GTÜ yaptığı tüm çalışmalarla bu bütçesinin hakkını vererek ülkemizin en iyi devlet üniversitelerinden bir tanesi olma yolundaki hedeflerine kesin ve kararlı adımları devam ederken kampüsünü uluslararası bir kampüs haline getirme açısında da çalışmalar yapıyor” şeklinde konuştu.

    “2017 yılı içerisinde kongre merkezi ve yurt projelerinin ihalesi yapılarak, üniversiteye kazandıracağız”

    2017 yılında yapacakları projeler ile ilgili kısa bilgiler veren Rektör Görgün, “Gebze Teknik Üniversitesinin yatırım çalışmaları içerisinde öncelikli olarak GTÜ’ye yakışan bir kongre ve kültür merkezini inşallah önümüzde ki ay ihalesini yaparak bin kişilik büyük bir salonu, 300 kişilik orta büyüklükte bir salonu ve 160 kişilikte daha küçük bir salonu olan, sanatçı odaları, VIP odaları ve fuayesi ile birlikte hem üniversiteye hem de bölgeye hizmet edecek bir kongre ve kültür merkezini inşallah 2017 yılı içerisinde tamamlayacağız. 2017 yılı içerisinde üniversitemiz içerisinde tamamlanmasını hedeflediğimiz bir başka projemiz ise öğrenci yurtları projesi. Allah kısmet ederse bir aylık süre içerisinde kampüsümüzün içerisinde bin 100 kişilik kız ve bin yüz kişilik erkek olmak üzere 2 bin 200 kişilik bir yurdun yapım ihalesine de başlanacak. 2017 yılının hakikaten 2016 yılından daha başarılı bir yıl olacağını ümit ediyorum” ifadelerini kullandı.

  • 2016 yılında 60 ton uyuşturucu ele geçirildi

    Emniyet Genel Müdürlüğü Uyuşturucu ile Mücadele Daire Başkan Vekili Cengiz Erişir, “2016’da ülke genelinde 20 binin üzerinde uyuşturucu operasyonu gerçekleştirilmiş, bu operasyonlarda 34 bin 204 kişi gözaltına alınmış ve bunlardan 7 bine yakını tutuklanmıştır. Operasyonlar kapsamında toplam 60 ton uyuşturucu ele geçirilmiştir” dedi.

    2016 yılı uyuşturucu ile mücadele çalışmalarının değerlendirilmesi ve 2017 yılı hedeflerinin belirlenmesi amacıyla ‘1. Uyuşturucu ile Mücadele İstişare Toplantısı’ Uyuşturucu ile Mücadele Daire Başkanlığının ev sahipliğinde Ankara’da gerçekleştirildi.

    Türkiye Uyuşturucu Bağımlılığı ve Uyuşturucu İzleme Merkezi (TUBİM), Bilim Kurulu üyesi akademisyenler ve 81 İl Emniyet Müdürlüğü Uyuşturucu ile Mücadele Şube Müdürlerinin katıldığı istişare toplantısında konuşma yapan Emniyet Genel Müdürlüğü Uyuşturucu ile Mücadele Daire Başkan Vekili Cengiz Erişir, uyuşturucu bağımlılığının her geçen gün dünya toplumlarının sağlığının tehdit eder hale geldiğine dikkat çekerek, “Birleşmiş Milletlerin 2016 Dünya Uyuşturucu Raporu dünyada uyuşturucu kullanımının yüzde 5,2’ye yükseldiğini ve her yıl ise ortalama 200 bin insanın uyuşturucudan öldüğünü ortaya koymaktadır” bilgisini verdi.

    “Birbirinden bağımsız ülke politikaları uyuşturucuyla mücadeleyi zorlaştırıyor”

    Bazı ülkelerin yasal esrar kullanımın yolunu açtığını bir takım ülkelerin ise kokaini dünya piyasasınında sempatik hale getirmeye çalıştığını ifade eden Cengiz Erişir, “Birleşmiş Milletler üye ülkeleri bu sorunla mücadeleye davet etse de birbirinden bağımsız ülke politikaları mücadeleyi maalesef imkansız hale getirmektedir. Nitekim bir takım ülkeler yasal esrar kullanımının yolunu açarken bir takım ülkelere ise kokaini dünya piyasasında sempatik hale getirmektedir. Buna Avrupa’nın bazı ülkelerinde uygulanan yasal tüketim uygulamaları da eklenince böylesine önemli bir sorunla mücadele etmek oldukça güç hale gelmektedir” diye konuştu.

    “Türkiye, komşu ülkelerinde devam eden uyuşturucu imal ve ticaretinden ciddi anlamda etkilenmektedir”

    Asya ve Avrupa’da üretilen uyuşturucuların tüketim bölgelerine transferinde Türkiye’nin önemli bir önemli bir kavşak olduğunun altını çizen Erişir, Türkiye, komşu ülkelerinde devam eden uyuşturucu imal ve ticaretinden de ciddi anlamda etkilenmektedir” dedi.

    “Ülkemiz transit olmanın yanı sıra genç ve dinamik nüfusu, her geçen gün büyüyen ekonomisi, sosyal hayat çeşitliliği, nüfus hareketliliği, turizmi ve bölgesindeki terörist faaliyetler sebebiyle uyuşturucu tacirlerinin doğrudan hedefi konumundadır” diyen Erişir, “Toplumlarda meydana getirdiği ağır tahribatların yanı sıra terör örgütlerine sağladığı finans bakımından önemli bir tehdit olan uyuşturucu güvenlik güçlerimizin öncelikli mücadele alanlarındandır. Bu amaçla Emniyet Genel Müdürlüğümüzce etkin tedbirler alınarak uygulanmaya konmuştur” açıklamasını yaptı.

    “Operasyon ve şüpheli sayısında düşüş, ele geçirilen uyuşturucu miktarında ise artış göze çarpmaktadır”

    “Uyuşturucu ile Mücadele Daire Başkanlığı merkez ve taşra teşkilatımızın öncelikli politikası elbette ki kendi insanımızı bu riskten korumaktır” ifadesini kullanan Erşir, 2016 yılında uyuşturucu ile mücadele kapsamında yapılan operasyonlara değinerek şu bilgileri verdi:

    “2016’da ülke genelinde 20 binin üzerinde uyuşturucu operasyonu gerçekleştirilmiş bu operasyonlarda 34 bin 204 kişi gözaltına alınmış ve bunlardan 7 bine yakını tutuklanmıştır. Operasyonlar kapsamında toplam 60 ton uyuşturucu ele geçirilmiştir. Veriler 2015 ile kıyaslandığında operasyon ve şüpheli sayısında düşüş, ele geçirilen uyuşturucu miktarında ise artış göze çarpmaktadır.”

    Üç gün sürecek 1. Uyuşturucu ile Mücadele İstişare Toplantısında 2016 yılı uyuşturucuyla mücadele verilerinin etraflıca analiz edilmesi ve 2017 yılında mücadelenin iyi yönlerinin geliştirilmesi ve eksiklerin giderilmesi amaçlanıyor.

  • TZOB’dan 2016 yılı tarım değerlendirmesi ve 2017 yılı beklentileri

    Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde ihracatın yüzde 3,6 gerilemeyle 15 milyar 156 milyon dolardan 14 milyar 607 milyon dolara, ithalatın ise yüzde 1,5 azalmayla 10 milyar 160 milyon dolardan 10 milyar 3 milyon dolara indiğini açıkladı.

    TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarımda 2016 yılını değerlendirerek, 2017 yılı beklentilerini açıkladı. TZOB Genel Merkezi’nde basın mensupları ile bir araya gelen Bayraktar, “2016 Eylül ayı sonu itibarıyla son bir yılda tarımın Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) içindeki payı, 2015’deki gibi yüzde 7,5 düzeyinde gerçekleşti. 2015’te yüzde 9,1 büyüyen tarım sektörü, bu yılın Ocak-Eylül döneminde yüzde 6,2 reel küçülme yaşadı. Burada dikkat çekici olan küçülmenin kaynağıdır” şeklinde konuştu.

    Bayraktar, tarımdaki küçülmenin temel nedenini ihracatta yaşanan tıkanmalar ve ihracattan kaynaklı iç piyasada görülen arz-talep dengesizliğinin üretici ürün fiyatlarını düşürmesi olduğunu savunarak, “Üretici fiyatları düşünce toplam tarımsal hasıla da reel olarak azaldı. Küçülme, tarımdaki üretim düşüşünden kaynaklanmadı. Tahıl hariç hem bitkisel üretimde hem hayvansal üretimdeki artış devam etti. Yaş çay dahil 113,7 milyon ton olan toplam bitkisel üretim miktarı, 2016 yılında yüzde 1,8 artarak 115,8 milyon tona çıktı. Üretim, 2016 yılında tahılda yüzde 8,7 azalırken, meyvelerde yüzde 6,8, sebzelerde yüzde 2,4, tahıl hariç diğer bitkisel ürünlerde yüzde 13,1 arttı. 2016 yılında 2015 yılına göre tahıl ve diğer bitkisel ürünlerin üretim miktarı 65,1 milyon tondan 65,2 milyon tona yükseldi. Bu grup içinde yer alan tahıl üretimi ise 38,6 milyon tondan 35,3 milyon tona geriledi. Tahıl, meyve, sebze dışındaki diğer bitkisel ürünlerde üretim, 26,4 milyon tondan 29,9 milyon tona çıktı. Meyve üretimi 17,8 milyon tondan 19 milyon tona, sebze üretimi 29,6 milyon tondan 30,3 milyon tona yükseldi. Sebze üretimi ilk kez 30 milyon tonu geçti, hem sebzede hem de meyve üretiminde rekor kırıldı” diye konuştu.

    TÜİK’in verilerine göre ülkedeki büyükbaş ve küçükbaş hayvan sayısının 2016 yılında 2015 yılına göre bir artış gösterdiğini kaydeden Bayraktar, 2015’de 14 milyon 128 bin olan büyükbaş hayvan sayısının 2016’da 14 milyon 324 bin başa çıktığını dile getirdi.

    “Üretici ile tüketici arasındaki fiyat farkı bir türlü kapatılamamaktadır”

    “Hayvancılıkta da üretim artışı özellikle süt, kırmızı et ve yumurtada sürdü” diyen Bayraktar, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

    “Sanayiye aktarılan süt miktarı 2016 yılı Ocak-Ekim döneminde 7,5 milyon tondan 7,8 milyon tona çıktı. Aynı dönemde yumurta üretimi 13,9 milyar adetten 14,9 milyar adede yükseldi. Yine 2016 Ocak-Ekim döneminde tavuk eti üretimi 1 milyon 598 bin tondan 1 milyon 567 bin tona indi. 2016 Ocak-Eylül döneminde kırmızı et üretimi ise 853 bin tondan 902 bin tona yükseldi. Görüldüğü gibi miktar olarak üretimde bir gerileme olmadı. Buna karşın üretici fiyatlarındaki düşüş nedeniyle tarımın milli gelire katkısında azalma ve tarımda bir küçülme yaşandı. Nitekim genel tüketici enflasyonunun 2016 Kasım ayı itibarıyla yıllık yüzde 7, Aralık ayı itibarıyla yıllık yüzde 8,53 olduğu bir ortamda tarımda üretici enflasyonu sıfırın altına indi. Tarımda üretici fiyatları, 2016 Kasım ayında yüzde 1,85, Kasım ayı itibarıyla yıllık bazda yüzde 0,82 geriledi. Bu durum doğrudan tarımdaki hasılaya da yansıdı. Üretici-market fiyat farkı 2016 yılı Aralık ayı sonunda 2015 yılı Aralık ayı sonuna göre üreticide 34 ürünün 16’sında fiyat artışı, 18’inde ise fiyat düşüşü, marketlerde 38 ürünün 24’ünde fiyatlarda artma, 14’ünde azalma oldu. Çiftçimizin ürettiği ürünlerin yarıdan fazlasının fiyatı son bir yılda azaldı. Üreticimizin bin bir emekle ürettiği ürünlerin genel tüketici enflasyonundan az artması, hatta bir önceki seneye göre gerilemesi, çiftçimizi olağanüstü zor durumda bırakmaktadır. Ayrıca üretici ile tüketici arasındaki fiyat farkı bir türlü kapatılamamaktadır.”

    “2016 yılında da tüketicimiz, üretici fiyatlarının çok üzerinde bir bedelle ürün alabilmiş, istediği miktarda ürün tüketememiştir”

    2016 yılı Aralık ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkını da paylaşan Bayraktar, “Kuru kayısıda yüzde 398, portakalda yüzde 357, elmada yüzde 304, kuru soğanda yüzde 262, sütte yüzde 243, marulda yüzde 242, kuru üzümde yüzde 240, kuru incirde yüzde 219, mandalinada yüzde 212 ve maydanozda yüzde 209 oldu. Aralık ayında kuru kayısı 5 kat, portakal 4,6 kat, elma 4 kat, kuru soğan 3,6 kat, süt, marul ve kuru üzüm 3,4 kat, kuru incir 3,2 kat, mandalina ve maydanoz ise 3,1 kat fazlaya tüketiciye satıldı. Bugün üreticide 6 lira olan kuru kayısı markette 29 lira 90 kuruş, 52 kuruş olan portakal 2 lira 35 kuruş, 67 kuruş olan elma 2 lira 70 kuruş, 33 kuruş olan kuru soğan, 1 lira 18 kuruş, 1 lira 4 kuruş olan süt, 3 lira 57 kuruş, 76 kuruş olan marul 2 lira 60 kuruş, 3 lira 70 kuruş olan kuru üzüm 12 lira 58 kuruş, 6 lira 50 kuruş olan kuru incir 20 lira 72 kuruş, 72 kuruş olan mandalina 2 lira 23 kuruş, 33 kuruş olan maydanoz 1 lira 2 kuruştur. Bunun uzun süre devam etmesi halinde çiftçimizin üretimden kopmasına neden olacağı açıktır. Çiftçi de istikrarlı bir gelir elde etmeli, tüketici de makul fiyatlarla ürün tüketebilmelidir. Görünen o ki 2016 yılında da tüketicimiz, üretici fiyatlarının çok üzerinde bir bedelle ürün alabilmiş, istediği miktarda ürün tüketememiştir. Mevcut durumdan hem çiftçimiz hem de tüketicimiz mağdur olmuş, aracılar kazanmıştır. Bu düzen değişmelidir. Bu çerçevede Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesinin yapacağı çalışmaları önemsiyoruz. Bu komite etkin olarak çalışırsa tarladan markete olan zincir kırılır, hem üreticinin hem de tüketicinin mağduriyeti önlenir” değerlendirmesinde bulundu.

    Tarımsal istihdamın 2015 yılında yüzde 20,6 ve 2016 yılının Eylül ayında ise yüzde 20,5 olarak gerçekleştiğini belirten Bayraktar, 2016 yılının Eylül ayında tarımın 5 milyon 657 bin kişiye istihdam sağladığını kaydetti.

    “2016 yılının Ocak-Kasım döneminde ihracat yüzde 3,6 gerilemeyle 15 milyar 156 milyon dolardan 14 milyar 607 milyon dolara, ithalat ise yüzde 1,5 azalmayla 10 milyar 160 milyon dolardan 10 milyar 3 milyon dolara indi”

    Bayraktar, tarımın Rusya ambargosundan ve komşu ülkeler Irak ve Suriye’deki iç karışıklıklardan etkilendiğine dikkat çekerek, “Ocak-Kasım döneminde yaş sebze meyve ihracatında en önemli pazar olan Rusya’ya ihracat yüzde 66,5 azalarak 737,8 milyon dolardan 247 milyon dolara indi. Yaş sebze ve meyvede kayıp 490,8 milyon dolar olmuştur. Her ne kadar Rusya’nın mandalina, portakal, kayısı, şeftali ve erikte ambargoyu kaldırması bizleri memnun etse de üzüm, domates, elma, lahana, brokoli, salatalık, armut, çilek, soğan, karanfil, tavuk ve hindi etinde yasak devam etmektedir. Beklentimiz uygulanan ambargonun tüm ürünlerde kaldırılmasıdır. Kanatlı sektöründe en önemli pazar olan Irak’ta yaşananlar da bu alandaki ihracatı sıkıntıya soktu. Sonuçta 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde ihracat yüzde 3,6 gerilemeyle 15 milyar 156 milyon dolardan 14 milyar 607 milyon dolara, ithalat ise yüzde 1,5 azalmayla 10 milyar 160 milyon dolardan 10 milyar 3 milyon dolara indi. Görüldüğü gibi tarım ve gıda geçen yılın Ocak-Kasım dönemine göre 392 milyon dolar azalsa da 4 milyar 604 milyon dolarlık dış ticaret fazlası vermeye, ekonomiye katkı yapmaya devam etti” açıklamasında bulundu.

    “Yem ve gübrede 2016 yılında KDV’nin sıfırlanması çiftçimiz açısından memnuniyet verici bir gelişme olmuştur”

    Mazot, gübre, tohum, ilaç, elektrik gibi girdilerin tarımın önemli maliyet unsurları olduğunun altını çizen Bayraktar, “Yem ve gübrede 2016 yılında KDV’nin sıfırlanması çiftçimiz açısından memnuniyet verici bir gelişme olmuştur. Henüz rakamlar kesinleşmese de 2015 yılında 9 milyar 971 milyon lira olan tarımsal destek bütçesi, 2016 yılında yüzde 16,8 artarak, 11 milyar 644 milyon liraya çıktı. Bu rakam, 2017 bütçesinde tarıma ayrılan kaynak, yüzde 10,25 artarak 12 milyar 838 milyon liraya yükseldi” dedi.

    Bayraktar, 2017 yılında mazot fiyatlarının yarısının devlet tarafından karşılanacak olmasının çiftçi lehine önemli bir gelişme olduğunu ve hükümetin bu kararının üretime olumlu yansıyacağını söyledi.

    “Üreticiyi tarlada tutmak istiyorsak bu sorunu çözmeliyiz”

    2017 yılı tarım beklentilerine ilişkin ise Bayraktar, şunları kaydetti:

    “Üreticiyi tarlada tutmak istiyorsak bu sorunu çözmeliyiz. Bunun başka yolu yoktur. Hükümetimizin başlatacağı havza bazlı üretim modeli de planlı üretimin ilk adımı olacaktır. Planlı bir üretim yapıldığında, üretici gelir, ürünler fiyat istikrarına kavuşacaktır. Gübre kullanımının sürdürülebilir olması için gübre fiyatlarının makul seviyelerde olması gerekmektedir. Fiyatlarındaki yüksek artış, gübre kullanımının azalmasına ve dolayısıyla verimin düşmesine neden olmaktadır. Birim fiyatın düşürülmesi bakımından; elektrikte uygulanmakta olan pay ve fonlar ile yüzde 18 KDV, tarımda kullanılan elektrikte gübrede olduğu kaldırılmalıdır. Hayvancılık işletmelerimizin indirimli tarifeden elektrik almaları sağlanmalıdır. Elektrik borçlarının desteklerden kesilmesiyle ilgili uygulama kaldırılmalıdır. Özellikle sertifikalı tohumluğun zamanında ve uygun bir fiyatla çiftçimize ulaştırılması tarımsal üretimin artırılması açısından önemlidir. İthalat değerinde en çok paya sahip olan sebze tohumluğu başta olmak üzere tohumlukta dışa bağımlılık azaltılmalı, yeni çeşit geliştirmek için Ar-Ge çalışmalarına hız verilmelidir. Sebze tohumluk ve fidelerinde uygulanmakta olan KDV’nin de diğer tohumluklarda olduğu gibi yüzde 1’e indirilmelidir. Son yıllarda çiftçilerimiz sürekli afetlerle uğraşmak zorunda kalmıştır. Afetler nedeniyle yeterli geliri elde edemeyen çiftçilerimiz, kullanmış olduğu kredilerin geri ödemelerini de yapamamıştır. Üretim devamı için Türkiye genelinde 1 Ocak-31 Aralık 2016 tarihleri arasında meydana gelen tabii afetlerde ekilişleri, ürünleri, hayvan varlıkları, tesisleri ve seraları en az yüzde 30 oranında zarar gören Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı üreticilerimizin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan düşük faizli kredi kapsamındaki borçları, yüzde 3 faiz tahakkuk ettirilmek suretiyle 1 yıl ertelenmiştir. Borçların ertelenmesine ilişkin kararnameden üreticilerimizin önemli bir kısmı faydalanamamıştır. Erteleme Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından kullandırılan düşük faizli krediler için geçerli olmuştur. Ziraat Bankasından ve Tarım Kredi Kooperatiflerinden kredi alan ancak ürünlerini tarım sigortası yaptıramadığı için düşük faizli kredi kullanılamayan üreticilerimiz ile 2016 yılında diğer bankalardan kredi kullanan üreticilerimiz erteleme kararından yararlanamamıştır. Tarım sigortalarında sigorta yaptıran üretici sayısı artmakla birlikte henüz istenilen düzeye gelinememiştir. Ülkemizde Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı toplam alan dikkate alındığında sigortalanma oranı hala yüzde 13’dür. 2017 yılında, 81 ilin tamamında kuru tarım alanlarında ekili buğday ürünü kuraklık verim sigortası kapsamına alınacak olması önemli bir karardır. Bugüne kadar tarım sigortalarında kuraklık gibi ülkemiz ve çiftçimiz için çok önemli riskin kapsamda olmaması büyük bir sorundu. Bu eksiklik, Birliğimizin de girişimleriyle giderildi.”

  • 2016 yılında 1 ton, 252 kilo eroin yakalandı

    Kocaeli’nde polis tarafından 2016 yılı içinde gerçekleştirilen operasyonlarda, 1 ton 252 kilo eroin ele geçirildi. 2017 yılının ikinci gününde yapılan operasyonda ise 398 kilo esrar yakalandı.

    Kocaeli Emniyet Müdürlüğü, Uyuşturucu ile Mücadele Şubesi’ne bağlı ekipler 2016 yılında başarılı operasyonlara imza attılar. Kocaeli güzergâhını kullanarak İstanbul iline ve Avrupa ülkelerine transit giden araçlar üzerinde 2016 yılı içerisinde gerçekleştirilen 39 operasyonda 1 ton 252 kilo, eroin, 840 kilo esrar, 2 kilo kokain yakalandı. Bu operasyonlarla ilgili 76 şüpheli yakalanırken, 57 şüpheli sevk edildikleri adli makamlar tarafından tutuklandı.

    İl genelinde sokak satıcılarına yönelik yapılan 413 operasyonda ise 34 kilo esrar, 7 kilo bonzai, 6 bin 890 uyuşturucu hap ele geçirildi. Kent genelinde yapılan operasyonlarda ise 704 şahıs yakalandı, 232 kişi tutuklandı.

    2017’ye operasyon ile başladılar

    Narkotim ekipleri, 2017 yılına da operasyon ile başladı. Doğu illerinden temin edilen İstanbul iline sevk edeceği istihbaratını alan ekipler, 2 Ocak günü TEM otoyolu Gültepe mevkiinde aracı durdu. Araçta yapılan aramada, şeffaf naylon poşetlere sarılı 398 kilo esrar ele geçirildi. Uyuşturucu maddeyi sevk ettiği tespit edilen 1 şüpheli şahıs yakalanarak, ‘Uyuşturucu Madde Nakli ve Ticareti Yapmak’ suçundan tutuklandı.

    Kent genelinde başarılan operasyonlara imza atan Narkotim ekipleri, 2017 yılında da sonuna kadar uyuşturucu ile mücadele edileceğini belirtti.