Etiket: 2013

  • Eşiyle ilgili ilginç çıkış

    Başbakan Erdoğan, NTV-Star yayınında önemli açıklamalarda bulundu. Derin devletin hala temizlenmediğini açıklayan Başbakan, yardımcısı Arınç’la farklı düşündüğünü de söyledi

     

    Başbakan Erdoğan, Ergenekon davasıyla ilgili düşüncelerinin sorulması üzerine şunları söyledi: “Ben Sayın Kılıçdaroğlu kadar cesur değilim, Anayasa’nın ilgili maddesini göz göre göre çiğneyemem. Yargıya müdahale yetkim yok. Silivri Cezaevi en uygun şartlarda yapılmıştır. Silivri bir açık hava hapishanesi değildir. Konuyla ilgili yargı ne karar verirse ona saygı duyarız. Benim Silahlı Kuvvetler mensupları için tutuksuz yargılanma isteğimi söylemişimdir. Ama bunun ötesine geçmem. (…) Biz tutuklu vekillerin tahliyesi yönünde bir söz vermedik. CHP Genel Başkanı verilmemiş bir sözü verilmiş gibi yaparak bizi zan altında bırakıyor. Bu insanlar seçildiklerinde tutuklu muydu, değil miydi? Siz dışarda hiç mi aday bulamadınız da bunları aday gösterdiniz? Bu CHP ve MHP’nin mantığını ters çalıştığını gösterir. Eğer bunu kullanırsanız yarın başkaları da bu yoldan girer. Devletteki derin yapı tamamen temizlendi iddiasında olmadık. O kadar büyük iddiada bulunamam. Derin yapının sıfırlandığı bir ülke yoktur. Her ülkede bu tür yapılanmalar vardır. Önemli olan bu tür yapılanmaların darbelere neden olup olmadığıdır. Biz bu yapıların zararını en aza indirdik.”

    Başbakan, Hozat’daki fişlemeler konusunda ise şu açıklamalarda bulundu: “Devletin bazı kurumlarında ’derin devlet’ten kalma kötü alışkanlıklar var. Ben dahil bu dinlemeler bitmemiştir. Derin devlet denen olay boş durmuyor. Evimin altındaki ofisimde dinleme cihazı bulundu. Önemli olan bunu kimin koyduğunu bulmak. Deniz Baykal’la ilgili kaseti de kimin yaptığı bulunamadı.”

    Lafım sağa sola çekilmesin

    Başbakan kuvvetler ayrılığı tartışmalarının hatırlatılması üzerine şunları söyledi:

    Bu gerçeği 75 milyonun benden dinlemesini istiyorum. Türkiye’de kuvvetler ayrılığını en güçlü savunan partinin lideriyim. Kimse bunu eğip büküp sağa sola çekmesin. Yargı öle zamanlar oldu ki yasamanında alnına müdahale etti, yürütmenin alanına da müdahale etti. 411 olayı yaşadık. Tarihi bir olaydır. Anayasa mahkemesi yargı buna müdahale etti. Yargı hukuka uygun mudur değil midir diye bakar. Kendisinin yasama organın yerine koyamaz. Glataport’un satışını biz yapıyoruz ama bunu yargı engelliyor. Eksik olanı söyler ben o eksiği gidermek sureti ile yine yaparım. Erkler arası yetki ihlaline karşıyız. Biz kuvvetler ayrılığını en güçlü savunan ülkeyiz. Çünkü bunun bedelini ağır ödedik. Bu engellemelerde kaybeden millet oluyor.”

    Sadece yargı ile alakalı değil

    Erdoğan, “Yargı hükümetin beklentilerine uygun mu hareket etemeli? Başbakan bunu mu söylüyor?” sorusunu şöyle yanıtladı:

    “Yargının yürütmenin yasalara aykırı aldığı bir karar varsa bunları denetleme hakkı vardır. Buna söyleyecek herhangi bir şeyimiz yok. Benim bakanım bir müdürü tayin edecek. Ama siz bunu durduruyorsunuz. 11-12 kez bir şube müdürünü ataymazsa, bu kişi orada 14 yıl aynı yerde kalabiliyorsa burada ne ararsınız? Demek ki, bunların içeride dayıları var, bir şeyler var ki, onları orada tutuyor. Veyahut orada bir hukuk oluşturuyor ve birileri koruyor. Böyle asla idare güç kazanamaz. Bir mekanizmayı başarılı bir şekilde yürütecekseniz, işletecekseniz, burada verimliliği esas almak zorundasınız. Bu sadece yargı için değil. Konya’daki konuşmaya bürokratik oligarşiden geldim. Bu sadece yargı ile alakalı değil. Kent hastaneleri projemiz var. Bunu 5 yıldır hayata geçiremiyorum.

    Eşimden önce öleyim

     

    Başbakan Erdoğan, ”Sizin yemek yönteminiz nedir? Bir tadımcınız var mı?” sorusu üzerine de Osmanlı dönemindeki çeşnici başını hatırlatarak, kendisinin yemekhanesiyle ilgilenenlere çeşnici başı denildiğini ancak bir alakası olmadığını söyledi. ”Eski bir Genelkurmay Başkanı, zehirleneceği ihbarını alması üzerine yemeğini aylarca evinden getirmiş. Size ya da Sayın Abdullah Gül’e buna yönelik bir şey var mı?” sorusuna karşılık Erdoğan, Cumhurbaşkanı Gül’ün de bu konuda hassasiyetleri olduğunu anlattı. Erdoğan, ”Eşi mi kontrol eder acaba yemekleri? Sizde kim kontrol eder? Önce kime tattırıyorsunuz, Emine Hanım’a mı?” sorusuna cevaben de ”O kadar da değil. Eşim zehirlenecekse ben zehirleneyim. Olur mu öyle şey? Benim Rabb’imden temennim, eşim benden önce ölmesin. Ben eşimden önce öleyim. Çünkü eşim benden önce ölürse bana kim bakacak?” dedi.

    Gündemi ben oluştururum

    ERDOĞAN, bazı açıklamalarının günlerce tartışıldığı, söylediklerinin anlaşıldığı şekilde olmadığının ortaya çıktığı hatırlatılarak, bunu bilinçli yapıp yapmadığının sorulması üzerine, bu tartışmaların olmaması durumunda başbakan olamayacağını söyledi. Erdoğan, ”Gündem birilerinin elinde kalırsa, o zaman siz başbakan olarak onun peşine takılırsınız. Ben peşine takılmamalıyım. Bir şeyi yaparken, bunun enine boyuna tartışmasını yapmışsam, en yakın çevremdeki bazı arkadaşlarımla bunun görüşmesini yapmışsam, onlar bile bunun zamanlamasını bilmeyebilir, bir zamanı gelir ki onu gündeme oturturum, oturtmam lazım. Bu kabiliyeti sergileyemezsem o zaman böyle bir neticeyi de elde edemezsiniz” dedi.

    Uludere olayı kullanılıyor

    “BİZ AK Parti olarak yaşatmanın gayretindeyiz. Uludere’nin soykırım olduğunu söyleyen kişi Başbağları konuşmuyor, Yeditepe’yi, Bingöl’ü konuşmuyor. Buralarda askerlerimiz topluca şehit edildi. Bu ülkede TSK bazı imtihanlardan geçti. Yeditepe’yi yaşayan komutanla dalga geçtiler. Uludere’ye ilişkin görüntülerde sadece hareketler görünüyor. Burada 2 gerçek var: Bir kaçakçılığı meşrulaştıralım, iki terör adına yapılıyorsa buna göz yumalım. Uludere’yi bu kadar basite indirgemeyelim. Sonuçta terörist de sivildir. Biraz sabredelim ölen 34 kişiyle ilgili yargı kararını bekleyelim. Sürekli sivil denmesini bir beyin yıkama hamlesi olarak görüyorum.”

    Fotoğraf değil 1 milyon ilmekli halı

    Vanlı işadamı Mustafa Acar, Başbakan Erdoğan’ın annesi Tenzile Erdoğan’nla çekilen bir fotoğrafını internetten indirip, ipek duvar halısı yaptı. Acar, Başbakan Erdoğan’ın anneler gününü kutlamak için annesini ziyaret ettiği sırada annesinin elini öptükten sonra, “Kaldır ayaklarının altını öpeyim” demesinin kendisini çok duygulandırdığını; ülkenin 10 yılına damgasını vurmuş güçlü bir kişiliğin, bu anlamda tevazu gösterip bu sözü söylemesinin de kendisini etkilediğini, bu nedenle böyle bir halı yapmaya karar verdiğini ifade etti.

    Acar, ebatları 1 metreye 70 santimetre olan ipek halının yapımının da oldukça zorlu geçtiğini belirtti. 6 kişilik ekiple 13 ayda tamamlanan ipek duvar halısında 200 farklı ton kullanıldığını, yüzleri ipekte düzgün görünmediği için Yeni Zelanda’dan getirilen yünleri kullandıklarını söyledi. Acar, fotoğrafı kare kare motiflendirdiklerini, milyona varan dokuma düzeneğine getirdiklerdikten sonra halının dokunmaya başlandığını ve her santimetrekarede 140 ilmek bulunduğunu da anlattı.

    “Cumhurbaşkanı ile aynı düşünüyoruz”

    “Meclisi fesih yetkisi kuvvetler ayrılığına aykırı” denmesinin üzerine Erdoğan, “Başkanlık sisteminde kuvvetler ayrılığı kalkmıyor. ABD’ye baktığınızda inceleme sistemi çok güçlü. Gazi Mustafa Kemal Atatürk döneminde yetkiyi Meclis’e bağlanmıştı. Gazi o zaman kuvvetler ayrılığından bahsetmiyor. Gazi kuvvetler birliğinden bahsediyordu. Burası çok minidardır. Belki bunu savaş şartları nedeniyle yaptı ama uzun süre kullanıldı” şeklinde konuştu. Benim arzum parlamentonun gücünü daha da artırmak. Referanduma daha da açık yapıyı güçlendirmemiz lazım” şeklinde konuştu.

    Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün kuvvetler ayrılığı konusunad yaptığı açıklama hakkında ise Başbakan Erdoğan, “Cumhurbaşkanı ile aynı düşünüyoruz” dedi.

    “Adalet sistemi hız kazandı”

    ’Tutuklama sayısı artmaya başladığının hatırlatılması üzerine Erdoğan, “Şu anda cezaevlerine giriş tutuklama sayısı artmaya başladı. Bunun nedeni, adalet sisteminin hız kazanmasıdır” dedi.

    Arınç’ın anlayışı yanlış

    Bülent Arınç ve İdris Naim Şahin’in açıklamalarının hatırlatılması üzerine Başbakan Erdoğan, “Ben herkesin yerli yerinde bazı kanaatlerini sergilerken, eğip bükmeden bunları konuşmamız lazım. Yani terör konusunda, terörle mücadelede ittifak sağlayamıyorsak bu bizim için büyük bir açıktır. Burada bir kan varsa kanla temizleyemezsiniz” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz terörle mücadeleye devam edeceğiz, ama meclis içerisindeki uzantılarıyla müzakere de ederiz. Bizim değerlerimizde anlatmak, konuşmak ikna etmek var. Ama Meclis’te etkinliği olmayan uzantılarla görüşmeyiz, teröristleri kucaklayanlarla görüşmeyiz. Yani bizim yolumuz ’bana da işkence yapılsaydı dağa çıkarım’ değil. Dağa çıkışı engelleyebilirsek ne mutlu bize. Dokunulmazlık nasıl kalkar? Bu yasalarla belirlenmiştir. Bununla ilgili yargının attığı adımlar var. Bu fezleke olarak Meclis’e geldiğinde bu konularla ilgili olarak biz grup olarak çalışırız. Terörle mücadelede ittifak sağlayamıyorsak bu bizim için büyük bir açıktır. İçerikle ilgili çok çalışma yaptık. Bir yere geldik. Ancak bakın bir yanlış başka bir yanlışla temizlenemez. Burada bir kan varsa kanla temizleyemezsiniz. Bu adımı iyi atmamız lazım. Diyarbakır cezaevi hakkında görüşlerimiz çok önceden açıklanmıştır. O işkenceleri ben de gördüm. Biz bunu meydanlara taşımadık oralarda söylemedik.”

  • Asgari ücrete yapılacak zam oranı belli oldu

    Asgari ücrete yapılacak zam oranı belli oldu

    Asgari ücret için pazarlık masası kurulmuş gibi görünse de hükümetin zam oranı belli ve bu orandan farklı bir sonuç beklenmiyor. Halen 740 lira olan net asgari ücret, önümüzdeki yılın ilk 6 ayında yüzde 3 zamla birlikte büyük ihtimalle 762 lira olarak uygulanacak.

     

    Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 2013 yılının asgari ücretini belirlemek üzere dün ilki gerçekleştirilen toplantı, hükümetin ‘22 liralık zam’ öngörüsünün gölgesinde yapıldı. Asgari ücretle ilgili pazarlıklar başlarken, işçi konfederasyonları asgari ücretin en düşük memur maaşına yükseltilmesini istiyor.
    Ancak hükümet zam oranını bir süre önce ilan ettiği 2013-2015 Orta Vadeli Ekonomik Program’da ‘yüzde 3+3’ olarak belirlemiş durumda. Buna göre 1 Ocak itibariyle 740 liralık asgari ücret 762 liraya yükselecek. Bu ise net asgari ücrette 22 liralık artış demek. Önceden verilmiş hükümet kararında, pazarlıklar sonucunda ciddi bir değişiklik beklenmiyor. Bu durum dün başlayan pazarlıklarla ilgili olarak çalışanlar arasında “Zam belli, pazarlık göstermelik” yorumlarına neden oldu. Asgari ücret, halen 16 yaşından büyük bekar bir işçi için brüt 940.5, net 740 lira olarak uygulanıyor. Asgari ücretin işverene toplam maliyeti 16 yaşından büyük işçiler için bin 1095.7 lira, 16 yaşından küçük işçiler için 938.4 lira düzeyinde. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun Aralık ayı boyunca yapacağı toplantının ardından yeni asgari ücret, 1 Ocak 2013’ten itibaren geçerli olacak.

     

    Vergi yükünü azaltın

    Dünkü toplantının açılışında konuşan Çalışma Bakanı Faruk Çelik, komisyonun bu yıl da çalışanlarının geçim şartlarını, dünya ve Türkiye ekonomisinin durumunu göz önünde bulundurarak asgari ücreti uzlaşıyla belirlemelerini temenni ettiğini söyledi. TİSK Heyeti Başkanı Metin Demir de konuşmasında, asgari ücretin brüt olarak arttırılmasından çok, üzerindeki vergi vesigorta prim yüklerinin azaltılması yoluyla çalışanın eline geçecek net ücrette ek artış sağlanması gerektiğini belirtti.

     

     

    Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri Ramazan Ağar, 2013 programında asgari ücretin Ocak veHaziran’da yüzde 3 oranında arttırılması öngörüsünün kabul edilemez olduğunu söyledi ve “Asgari ücreti enflasyonu hedef alarak belirlemek yoksulluğun sürdürülmesi demektir” dedi. Ağar, asgari ücretin belirlenmesinde en düşük memur maaşının dikkate alınmasını istedi.

     

     

    15 kişi karar verecek

    Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 5’i işçi, 5’i işveren, 5’i de devlet temsilcisi olmak üzere 15 kişiden oluşuyor. Komisyonda işçi tarafını Türk-İş, işveren tarafını TİSK temsil ediyor. İş Kanunu gereğince, ücretlerin asgari düzeyinin komisyon aracılığı ile en geç iki yılda bir belirlenmesi gerekiyor. Çalışma Bakanı’nın tespit ettiği üyelerden birinin başkanlık ettiği komisyon, en az 10 üyenin katılımıyla toplanıp, oy çokluğu ile karar veriyor. Oyların eşitliği halinde başkanın bulunduğu tarafın çoğunluk sağladığı kabul ediliyor.

    Gülümhan GÜLTEN / VATAN

  • CHP’li Vekil Meclis’te biber gazı sıktı

    CHP’li Vekil Meclis’te biber gazı sıktı

    TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, CHP’li milletvekilleri, İçişleri Bakanlığı’nın bütçe görüşmesi başlaman önce, biber gazlı protestoda bulundu. CHP İstanbul Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu, Başkanlık Divanı kürsüsüne doğru biber gazı sıktı. Gazdan, milletvekilleri ve gazeteciler etkilendi.

     

    TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, İçişleri Bakanlığı’nın 2013 yılı bütçesinin görüşmeleri, biber gazlı protestoyla başladı.

    CHP’li milletvekilleri, komisyon toplantısı başlamadan önce beraberlerinde getirdikleri biber gazları, gaz maskeleri, acı biber ve limonlarla yerlerini aldılar.

     

    CHP İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi ve CHP İzmir Milletvekili Musa Çam ”Öğrencinin, öğretmenin, işçinin, memurun, emekçinin, emeklinin resmi içeceği: biber gazı. Limonlu tüketiniz” yazılı dövizler açtılar.

     

    Bu sırada bazı CHP’li milletvekilleri, gaz maskesi takan diğer milletvekillerine doğru ellerindeki biber gazlarını sıktı. Gazdan, maske takmayan milletvekilleri ve gazeteciler etkilendi.

     

    Salonun camları açılırken, içerde bulunanların öksürmesi devam etti.

    CHP İstanbul Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu da Başkanlık Divanı kürsüsüne doğru biber gazı sıktı.

    Bazı AK Parti’li milletvekilleri de CHP’ye ”Çocuğu geçtiniz” diyerek, tepki gösterdi. AK Parti Ağrı Milletvekili Ekrem Çelebi de 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda Ulus’ta meydana gelen olaylarda, burnu kırılan Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı’nın fotoğrafını göstererek, ”Burada bütçe görüşülüyor, biber gazının yeri değil” dedi.

     

    Bütçe görüşmeleri için daha sonra İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, komisyona geldi. Şahin, salonda tek tek milletvekilleriyle tokalaştı. Bu sırada, CHP İstanbul Milletvekili Çelebi, kendisiyle tokalaşan Şahin’e, ”Sizin gazınızdan etkilenmemek için tedbirimizi aldık” diye karşılık verdi.

     

    AK Parti Adana Milletvekili Mehmet Şükrü Erdinç, rahatsız olduğunu belirterek, ”Sıkmayın, alerjim var” diye tepki gösterdi. Aslanoğlu, elindeki gazı ayağa kalkarak yeniden sıktı.

    Şahin, daha sonra bütçesinin sunumuna başladı.

  • Emekli olacaklara yaş müjdesi

    Emekli olacaklara yaş müjdesi

    Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Fatih Acar, emekli aylığı bağlama süresinin 60 günden 20 güne indireceklerini söyledi.
    Emeklilik aylığını 3 günde bağlayıp neticeyi cep telefonundan bildireceklerini aktaran Acar, emeklilere ocak ayında zam müjdesi verdi. SGK Başkanı, emeklilik yaşının yükselmeyeceğini de bildirdi.

     

    Bir televizyon programına konuk olan SGK Başkanı Fatih Acar, emeklilere müjde verdi. 2000 yılından önce emekli olanlarla, 2000 yılından sonra emekli olanlar arasında uçurum olduğunu ifade eden Acar, bakanlığın bu adaletsiz durumun çözülmesi adına önemli gayret gösterdiğini belirtti ve “Emeklilerimizin aylığında 2013 yılında 10 TL ile 322 TL arasında iyileştirme yapacağız.” dedi.

     

    İntibak hesaplamaları yaparken 2500 emeklinin maaşının eksik hesaplandığını belirten Acar, “2500 emeklinin maaşı eksik hesaplanmış. Bunlar toplu olarak Ocak’ta fark alacak. Bunlardan birinin hesabına 22 bin TL yatıracağız.” bilgisini verdi.

    Kayıt dışılık konusuna da değinen SGK Başkanı Acar, 81 ilde kayıt dışı mücadele servislerinin kurulduğunu belirterek, 4 yılda 1milyon 250 bin çalışanın kayıt altına alındığını vurguladı. Teknik altyapı sıkıntısını gidermek bakımından Türktelekom’la özel bir anlaşma yaptıklarını söyleyen Acar, “Telekom özel hat verdi, provizyon arızası olmayacak. Biz bir sosyal güvenlik kurumuyuz. 74 milyona hizmet veriyoruz. Bize otobanda yer tahsil edin dedik ve yaklaşık bir aydır özel otobanda ayrılmış hattan hizmet ediyoruz.”

    Fatih Acar, milyon dolarlık futbolcuların asgari ücretle prim yatırdıklarını tespit ettikten sonra harekete geçtiklerini aktaran Acar “Asgari ücretli o kadar ünlü futbolcu çıktı ki hayret ettik ve asla bu tabloyu kabul etmeyeceğimizi söyleyerek bu tablonun 1 yıl içerisinde düzeltilmesi gerektiğini net bir şekilde ifade ettik. Futbol kulüplerine yaptığımız çalışmayı 2013’te sektör sektör derinleştireceğiz.” ifadelerini kullandı. Acar, asgari ücretten prime esas matrah beyan edenlerin oranının 2008’lerde yüzde 60’larda iken bugün yüzde 41’lere indiği de kaydetti.

     

    EMEKLİLERE 104 MİLYAR LİRA KAYNAK AKTARILDI
    Sosyal güvenlik reformundan önce 38 yaşında emekliliğin tabii bir uygulamaya dönüştüğüne dikkat çeken Acar, ”15 yıl prim ödeyen 40 yıl emekli aylığı alıyordu.” dedi. Bunun ülkeye çok ciddi faturasının olduğunu belirten Acar, bugün gelinen noktada 10,4 milyon emekli olduğunu ve emeklilere 104 milyar lira kaynak aktarıldığını söyledi. Türkiye’nin gelecekte daha yaşlı bir nüfusla karşılaşacağını ifade eden Acar, bu sebeple sosyal güvenlik reformunun son derece önemli olduğunu dile getirdi.

     

     

    Merkezi Yönetim Bütçesi‘nin yüzde 40’ndan fazlasını SGK’nın oluşturduğunu söyleyen Acar, şu bilgileri verdi:

    2012 bütçemize baktığımız zaman toplam gelirimiz 133,2 milyar lira, toplam giderimiz 158,7 milyar lira. Açık olarak öngörülen rakam 25,4 lira. Prim gelirlerimiz ise 93,5 milyar lira. Bütçemiz içerisinde en önemli gelir kalemlerimiz prim gelirlerimiz. Giderlerimiz açısından baktığımızda en önemli giderlerimiz emekli maaşları, 104,7 milyar lira. Sağlık giderlerimiz 43,4 milyar lira. Bu tabloya baktığımızda şöyle bir fotoğraf verebiliriz; sosyal güvenlik reformuyla birlikte sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sisteminin temelleri atıldı.”