Etiket: 2002’den

  • Eldemir: “Sağlıkta 2002’den bugüne önemli reformlar yaptık”

    Sağlık Bakan Yardımcısı Halil Eldemir, “Sağlıkta 2002 yılından beri önemli dönüşümler yaptık. Bu dönüşümler kapsamında hastaneleri birleştirdik. Sağlıkla ilgili birçok reform yaptık. Şimdi, fiziki mekanlarla yapmış olduğumuz reformları daha iyi hale getirmek için daha konforlu, estetik, rahat hastaneler inşa etmeye çalışıyoruz” dedi.

    Kütahya’da bir dizi incelemelerde bulunan Sağlık Bakan Yardımcısı Halil Eldemir, Kütahya Valisi Ahmet Hamdi Nayir’i ziyaretinde, gazetecilere açıklamalarda bulundu. Eldemir, “Türkiye genelinde 6 şehir hastanesi tamamlanarak milletimizin hizmetine sunuldu. Şehir hastaneleri kamu ile özel sektörün ortaklığı ile yapılan hastanelerdir. Bunlardan bir tanesinin inşası da Kütahya’da başladı. Şehir hastaneleri daha önce klasik anlamdaki sağlık hizmetlerimizin birkaç seviye üstü. Milletimiz en iyisine, en güzeline layık. Sağlıkta 2002 yılından beri önemli dönüşümler yaptık. Bu dönüşümler kapsamında hastaneleri birleştirdik. Sağlıkla ilgili birçok reform yaptık. Şimdi, fiziki mekanlarla yapmış olduğumuz reformları daha iyi hale getirmek için daha konforlu, estetik, rahat hastaneler inşa etmeye çalışıyoruz. Bizim şehir hastanelerimiz de fiziki anlamda böyle. Bunun yanında hizmet noktasında da niteliği artırmak, orada çalışan doktorlarımızın daha motivasyonlu çalışmalarını, oradaki hastalarımızın daha fazla moral bularak şifa bulmasını sağlamak için çalışıyoruz” diye konuştu.

    Eldemir, daha sonra Belediye Başkanı Kamil Saraçoğlu’nu ziyaret etti.

  • Bakan Kılıç: “2002’den bugüne kadar yapılan tesis sayısı 1650’yi geçti”

    Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, yapılan tesisler hakkında açıklamalarda bulunarak, “Türkiye genelinde baktığımızda Cumhuriyetimiz kurulduğundan beri 2012 yılına kadar inşa edilen spor tesis sayısı toplam 1550 civarı. 2012’den bugüne kadar yapılan tesis sayısı ise 1650’yi geçmiş durumda” dedi.

    Amatör Spor Kulüpleri Buluşması, WOW Otel’de gerçekleşti. Programa Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul Ak Parti İl Başkanı Selim Temurci ve amatör spor kulüp oyuncuları ile davetliler katıldı.

    Toplantıda açıklamalarda bulunan Bakan Kılıç, “Önemli bir toplantıda birlikteyiz. Özellikle gençliğimizin gelecek yürüyüşünde önemli bir yer tutan, en önemli desteği veren amatör kulüpler ile birlikteyiz. Buraya gelen arkadaşlarımızın ne faaliyetler içerisinde olduğunu, bu faaliyetler konusunda birçok farklı yerden destek istediklerini, kimisinin bulup, kimisinin bulamadığını biliyoruz” dedi.

    “2002’den bugüne kadar yapılan tesis sayısı ise 1650’yi geçti”

    Ak Parti’nin iktidara gelmesinden bu yana spor konusunda çok önemli işler yaptıklarını belirten Bakan Kılıç, “Kurucu Genel Başkanımız, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan bu sorumluluğu üstlendiğinden beri spor camiası çağ atlamıştır. Sadece İstanbul’da yapılan yatırımlar, son 15 yılda nereden nereye geldiğimizi gösteriyor. Türkiye genelinde baktığımızda Cumhuriyetimiz kurulduğundan beri 2002 yılına kadar inşa edilen spor tesis sayısı toplam 1550 civarı. 2002’den bugüne kadar yapılan tesis sayısı ise 1650’yi geçmiş durumda. Geçen sene başlattığımız proje kapsamında mahalle tipi sahalarımız var. Bunların sayısı Türkiye genelinde 1300’yü geçti. Vatandaşımız orada gidip spor yapsın diye yaptık. Kullanımı ücretsiz. Gençlik Hizmetleri ile Spor İl Müdürlüklerine ait tesislerin amatör kulüplerimiz ücretsiz olarak kullanabilmekte. Bunu da sizlere kazandırdık. Sağlık konusunda ise amatörlerde yaşananları ortak çalışma ile yetiştirdiğimiz sağlıkçılarımızla giderdik, eksiklerimiz kalmamıştır” ifadelerini kullandı.

    “2017 yılında 15 milyon TL malzeme yardımı yaptık”

    2017 yılında Türkiye’deki 13 bin spor kulübüne yapılan malzeme yardımları hakkında da konuşan Bakan Kılıç, “Toplamda değeri 15 milyon TL. Bu kadar yaptığımız yatırımın karşılığının daha fazla olması gerektiğini düşünüyorum. Bunun içinde el ele çalışıp, sporun daha fazla gelişmesi için çaba harcayacağız. Milli Eğitim Bakanlığı ile yaptığımız protokol çerçevesinde artık bizim tesislerimizi, MEB’in de kendi tesislerini ortak kullanım alanı olarak değerlendirebileceğiz. Tesislerimizi artık daha verimli kullanabileceğiz. Bu sene şubat ayında Antalya’da yaptığımız toplantıda artık İl Spor Müdürlüklerimiz ile Milli Eğitim Müdürlüklerimiz beraber çalışarak bunun yasal altyapısını oluşturduk. Artık sporcularımız ve kulüplerimiz ortak kullanabilecek” şeklinde konuştu.

    “16 Nisan günü sizlerden evet bekliyoruz”

    Yaptıkları çalışmaları millet için yaptıklarını vurgulayan Kılıç, şunları söyledi:

    “Gelecek nesiller için sizlerden bir şeyi rica ediyorum; 16 Nisan günü Türkiye Cumhuriyeti’nde bir halk oylaması olacak. Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi olarak seçime gideceğiz. Biz milletimize her zaman güvendik. Türkiye Büyük Milli Meclisi Başkanlık kürsüsünün arkasında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, ’Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ yazısı yazar. Biz bu değişiklikle tam anlamıyla egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir sözünü gerçekleştirmiş olacağız. Milletimiz, en üst makamdaki yöneticisini doğrudan kendisi seçecek. Biz bunu getireceğiz inşallah. Dolayısıyla 16 Nisan günü sizlerden evet bekliyoruz. 2023, 2053 ve 2071 hedeflerimize hep beraber gideceğiz.”

  • Başbakan Yardımcısı Canikli: “2002’den bu yana fındık üreticisi mağdur olmadı”

    Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli ve Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Fındık Araştırma Enstitüsü’nün 80. kuruluş yıl dönümü etkinliklerine katıldı. Canikli, 2002’den bu yana fındık üreticisinin mağdur olmadığını söyledi.

    Mustafa Kemal Atatürk’ün emri ile Giresun’da açılan ve 1936’dan bugüne kadar faaliyetlerini sürdüren Fındık Araştırma Enstitüsü’nün kuruluşunun 80. yıl dönümü kapsamında bir dizi etkinlik düzenlendi. Düzenlenen programda konuşan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Giresun’un fındığın başkenti olduğu söyledi. Fındık Araştırma Enstitüsü’nün 80. yılını kutladığını belirten Yılmaz, “Böyle bir kuruma ihtiyaç var mı? Var niçin ihtiyaç var? 16 ili ilgilendiriyorsa, 400 bin aileyi ilgilendiriyorsa, Türkiye’ye 2 milyar doların üzerinde ihracat katkısı varsa o zaman mutlaka fındık üretimine katkıda bulunması lazım. İşte bilgi ve bilimi fındık üretimine katacak kurum da bu enstitüdür. Emeği geçenlere sonsuz teşekkür ediyorum. İnşallah asırlık olduğunda da çok daha büyük başarılara imza atacağına inanıyorum. Ama bu kuruluşlara sahip çıkmak lazım. Fındık muhakkak ki 16 ili ilgilendiriyor ama fındık denildiğinde aklınıza iki üç tane il sayılır mutlaka birinci sırada Giresun gelir” dedi.

    “2002’den beri fındık üreticisi hiç mağdur olmadı”

    Programda konuşan Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli ise, fındığın önemine vurgu yaparak, desteklerinin süreceğini söyledi. “2002’den beri fındık üreticisi hiç mağdur olmadı” diyen Canikli, “Rabbime hamd ediyoruz. 1,5 liraydı biz göreve gelmeden. O dönem 2002 yılında ilan ilan edilen resmi fiyat 1.6 lira ama piyasa fiyatı 1,5 liraydı. O tarihten bu yana fındığın fiyatı hiç düşmedi, hep arttı. Her geçen yıl Giresun’a, Giresunlulara ve bütün bölgeye daha büyük oranda katkı sağlar hale geldi. Yani o zaman bu sözü vermiştik, şu olur bu olur, bu kadar lira olur, fiyatı 5 lira olur, 3 lira olur, 2 lira olur, bunu bilemeyiz ama şunu söz veriyoruz dedik; kesinlikle fındık üreticisini mağdur etmeyeceğiz. Hamdolsun hiçbir yılda da mağdur olmadı ve bugün geldiği noktalara baktığınızda inanılmaz fiyatlar söz konusu yani hayal bile edilemeyecek fiyatlar söz konusu” ifadelerini kullandı.

    2002’de fiyat az olduğu için çiftçinin bahçeye girmediğini vurgulayan Canikli, “Toplamaya değer görmüyor, çünkü toplama maliyeti bile neredeyse fındığın satış fiyatına eşitti. Ya da onun üzerine çıkabiliyordu. Dolayısıyla vatandaş protesto olarak o dönemde 2002 yılında bahçeye girmiyordu ama şu anda ve gittiğimiz her yerde tek bir konu vardı; fındık, fındık, fındık. Her zaman, ama son yıllarda artık hiçbir yerde siz de duymadınız, hiç kimse duymadı, bugün de mesela yani törenlere gidiyoruz, aktivitelere katılıyoruz, vatandaşlarımızla görüşüyoruz ama hiç kimse hiçbir yerde fındıkla ilgili bir konuyu gündeme getirmiyor. Ama daha önce nereye gidersek gidelim yayla şenliklerinde, toplantılarımızda, bütün organizasyonlarımızda tek sorun fındıktı, başka bir şey konuşulmuyordu” dedi.

    Usanmadan, yorulmadan, bıkmadan üreticinin haklarını koruduklarını belirten Canikli, sözlerine şöyle devam etti;

    “Bazen çok sert tartışmalar oldu bu amaca ulaşmak için, vatandaşımızın bize verdiği bu görevi yerine getirmek için. Ama sonuç itibariyle bu noktada temsil açısından üreticimizin de haklarını en iyi şekilde koruduğumuza inanıyoruz. Doğrudan gelir desteğiyle fiyatın yanında devam ediyor ve artık süresiz hale geldi. Bundan sonra her yıl inşallah tekrarlanacak. Diğer sigorta mekanizmalarıyla bunların hepsini hallediyoruz. Fındık üretiminin gelişimine büyük kaktılar verdiğine inanıyoruz ama daha büyüğüne daha ötesine geçmemiz gerekiyor, daha farklı şeyler yapmamız gerekiyor.”

    Fındık ilaçlarının ve ilaçlamada kullanılan mekanizmanın sağlığa olduğu gibi doğaya da zararlı olduğunu kaydeden Canikli, sözlerini şöyle sürdürdü.

    “Fındıkta kullanılan ilaçlar, ilaçlama mekanizması maalesef sağlığa, tabiata, doğaya son derece zararlı olan, uzun dönemde olumsuz kalıcı etkileri olan kimyasal ilaçlama yapılıyor çok büyük oranda. Hatta 2000’li yılların başında kullanılan bazı ilaçlar şu anda çok zehirli olduğu için sonradan yasaklandı. Araştırma Enstitüsü olarak ilk önce bana göre yapılması gerekenlerden bir tanesi fındık üreticisi bu tür ilaçlardan kurtarılmalı, bu tür ilaçlara mahkum edilmemeli, daha organik çevreyle, tabiatla, insan sağlığıyla uyumlu örtüşen ilaçların geliştirilmesi gerekiyor. Bir de ayrıca verim konusunda sıkıntı var. Bunu herkeste biliyor. Normalde dekar başına 150 kilonun üzerine çıkılabilir rahatlıkla, ortalama 150 kilogram olması gerekir ama 70-80 kilogramlara kadar düşebiliyor dekar başına verim. Bu da son derece önemli. Onu da geliştirecek yeni ürünlerin ve aynı zamanda dikim yöntemlerinin de hem geliştirilmesi hem de vatandaşa bunların uygulatılması gerekir.”

    Konuşmanın ardından Canikli ve Yılmaz, kurulan stantları gezerek yetkililerden bilgiler aldı.

  • AK Parti’li Erol Kaya: “Türkiye 2002’den Bu Yana Bir Zihniyet Dönüşümü Yaşadı”

    AK Parti Milletvekili Erol Kaya, 3 kilometrelik Bolu tünelinin 20 yıl boyunca bitirilemediğini, AK Parti’nin iktidara gelmesi ile 14 kilometrelik Ovit tünelinin kısa sürede yapıldığını belirterek, “Türkiye 2002’den bu yana bir zihniyet dönüşümü yaşadı” dedi.

    AK Parti Milletvekili ve AK Parti İstanbul 1’inci Bölge Milletvekili Adayı Erol Kaya, Pendik’teki Yunus Emre Kültür Merkezi’nde sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile bir araya geldi.

    “7 Haziran’da millet bize oy vermemek için bahane arıyordu, şimdi oy vermek için bir sebep arıyor” diyen Erol Kaya, “Şimdi dostlar, Türkiye bir tercih yapmak zorunda. Biraz önce ilçe başkanımız, Özal’ın ve Menderes’in yaşadıklarını anlattı. Yemin ederek söylüyorum, Özal ile ilgili aşağılayan, onu horlayan manşetleri alın, gazeteleri çıkartın, hangi gazete olursa olsun, Özal kelimesini alın Menderes’i koyun, aynısının yazıldığını göreceksiniz. Menderes kelimesini alın Tayyip Erdoğan kelimesini koyun aynısını göreceksiniz. Manşet hiç değişmiyor” şeklinde konuştu.

    Kaya sözlerini şöyle sürdürdü: “Şimdi böyle bir ülkede siyaset yapıyorsunuz. Algı operasyonunun yapıldığı bir ülkede. 2002’den bugüne bu ülkeyi getirdiğimiz nokta belli. Bunu herkes yaşıyor. Biraz önce birkaç cümle ile ifade ettim. Eğitimle ilgili, Cumhuriyet tarihi boyunca atanmış öğretmenlerden daha fazla öğretmen son 10 yılda atandı. 100 yılda atananları koyun bir kenara, 10 yılda atananlar ondan fazla. 100 yılda yapılan sağlık tesisini koyun bir kenara, son 10 yılda yapılan ondan fazla. 100 yılda atanan doktor sayısını koyun, neredeyse atanan doktor sayısı ona yakın bir rakam. 100 yılda yapılan otoyol 6 bin 500 kilometre, iki katından fazlasını yapmışsınız bu ülkeye. 20 yıla yakındır 3 kilometrelik Bolu Dağı Tüneli açılmamıştı, 14 kilometrelik Ovit tünelini kısa sürede yaptık. Türkiye 2002’den bu yana bir zihniyet dönüşümü yaşadı ve bu müthiş bir şey.”

    Programa katılanları algı operasyonları konusunda uyaran Kaya, “Algı operasyonlarına lütfen dikkat edelim. Bize bir başka film seyrettiriyorlar, arkada başka bir dümen çeviriyorlar. Buna dikkat edelim” diye konuştu.