Etiket: 2-3

  • Bakan Koca: “Aşı için önümüzde 2-3 aylık süre kaldığına göre tünelin ucundaki ışık göründü”

    Bakan Koca: “Aşı için önümüzde 2-3 aylık süre kaldığına göre tünelin ucundaki ışık göründü”

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Aşı için önümüzde 2-3 aylık süre kaldığına göre tünelin ucundaki ışık göründü” dedi.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilkent Yerleşkesi’nde gerçekleştirilen Koronavinüs Bilim Kurulu Toplantısı’nın ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

    Koca, yaklaşık 33 milyon insana korona virüs bulaştığını aktarırken, “Bir milyona aşkın ölüm gerçekleştirdi. Avrupa’da vaka sayılarında artış var. Dünya Sağlık Örgütü, salgında hayatını kaybedecek insan sayısının 2 milyonu geçeceğini ileri sürüyor. Zaman zaman bizim sizlerle paylaştığımız bir anlamda küresel ölçekli korona tablosu diyebileceğimiz veriler devletlerin DSÖ’ye yaptığı resmi beyanları esas almaktadır. Dünya vaka sayı tespit konusunda istekli değildir. Dünya nüfusunun bu denli hareketli olduğu bu çağda, yaşanan bir salgında endişe verici olan tespit edilen vakalar değildir. Endişe verici olan vaka tespit edilmemesidir. Salgında gözle görülmeyen her risk izole edilmiş riskten çok daha korkutucudur” diye konuştu.

    Amacının hastalıkla etkin mücadele olanın vakaya ulaşabileceğinin bilgisini veren Koca, şu ifadeleri kullandı:

    “İlerlemiş vakanın müracaatını beklemez. Salgını bir nevi doğal seyrine bırakmak ve sadece aşıya odaklanmak yerine mücadeleyi günü güne verir. Bunun örneği Türkiye’dir. Bu dönemde sosyal davranışlarımız değiştiği gibi ruh durumumuz da değişti. Bazı konularda fikir birliğine kolay ulaşıyoruz, bazı konularda zorlanıyoruz. Belirsizlik karşısında toplumda endişe tartışmalı bir hava olması olağandır. Bunun aşılabilir bir düzeyde tutulabilmesi birlik ve beraberlik ruhuna zarar vermemesi önemlidir. Herkes bir yorum ve bir sorun sürebilir. Başka kaygılar ortaya koyabilir. Bu noktada unutulmaması gereken toplumun ortak bir meselesini ele aldığımız bunu yaparken de görünen ve çıplak gözle görünmeyen çıkarlarını korumamız gerçeğidir. Yapılan eleştirilerde pergelin bir ayağı bu noktada olmalıdır.”

    “Aşı için önümüzde 2-3 aylık süre kaldığına göre tünelin ucundaki ışık göründü”

    Aşı için 2-3 aylık süre kaldığının bilgisini veren Koca, “Tünelin ucundaki ışık göründü. Bazıları bu tünelden emek vermeden sırf konuşarak başarılı çıkmak istiyor ve hazır alacakaranlıktayken yarın unutulacak bazı iddialar ileri sürüyor. Bu yolun emekçilerin hakkı vardır. Bu tedbirlere uyan ve devletine net güven duyanlarında hakkıdır. Herşey den önce kelimeleri yerli yerinde kullanmak gerekir. Salgınlar birlikte hayatımıza giren bazı kelimeler oldu. Aşı konusunda katledilen yol bu kelimelerde bazı değişikliklere yol açtı. Artık dalgalardan tiklerden değil tedaviden bağışıklıktan bahsediyoruz. Testten, vakadan ağır hastadan bahsediyoruz” diye konuştu.

    “Her vaka hasta değil, çünkü testi pozitif çıktığı halde hiçbir semptom göstermeyenler var”

    Testi pozitif çıktığı halde hiçbir semptom göstermeyenlerin olduğunu belirten Koca, “Her vaka hasta değil, çünkü testi pozitif çıktığı halde hiçbir semptom göstermeyenler var ve büyük çoğunluğu bunlar oluşturuyor. İz sürücüler olan filyasyon ekibimiz ağırlıklı olarak bunları tespit ediyor. Bu kişilere asonmatik pozitifler diyoruz. Bunların sağlık açısından önemi bulaştırıcı yani taşıcı olmalarıdır. Eğer tespit ile izole edilmezlerde salgının büyümesine yol açarlar. Gerekli destekle izole edildiğinde bu kişilerin testi ortalama 1 hafta sonra zaten negatif çıkmaktadır. Söz konusu şartlar yerine getirildiği için bu gruptakiler salgın için artık 1. öncelikle yeri yoktur. Her gün açıklanana ve üzerinde durduğumuz yeni hasta sayısı asıl dikkat konusu olmalıdır. O halde durumun özeti şudur: test sonucu pozitif çıkanların her biri bir vakadır. Bunların büyük kısmı belirti göstermeyen taşıyıcılardır. Kalan kısmı ise hastalık bulgusu olup tedavi altına alınan hastalardır. Bir kısmını evde önemli bir kısmını da hastanede takip ve tedavi ediyoruz. Hastanede tedavi altına aldıklarımızı ayrıca yatan hasta olarak raporluyoruz” şeklinde konuştu.

    “Hayatta olanı ölmüş gösteremeyeceğiniz gibi, öleni de hayatta göstermeniz mümkün değildir”

    Türkiye’deki veriler hakkında iddialara açıklık getiren Koca, bu konudan da bir tartışma galibiyeti bekleyenlere ise seslendi. Koca, “Sayısal bir galibiyet arıyorsanız lütfen ruhaniyeti çiğnemeyin kayıtlarımıza saygı gösterin. Ölüm sayılarıyla skor arayışında olanlar, sayıları gerçeğinden yüksek göstermeye çalışanlar nerede dayanak arıyor? Türkiye’de ölüm verileri 2 kaynakta toplanmaktadır. Biri belediyelerimizin e devlet veri tabanında yer alan defin sayılarıdır. Diğeri Türkiye İstatistik Kurumudur. Söz konusu 2 ayrı veri tabanının birlikte kullanımı yanlıştır. Ayrıca ölüm raporları bulanan bazı kategorik bilgiler yanlış yorumlanıyor. Öncelikle ölüm konusu sayısında açıklık getirmek istiyorum. Ölüm bildiriminde kullanılan form yeni değildir. 2013 yılından beri kullanılmaktadır. Bu belgede yer alan iki hane önemlidir. Bu hanelerden biri ölüm şekli diğeri ise ölüm nedenidir. Ölüm şeklinin ise amacı şu bilgiyi vermektedir. Ölen kişi mesela adli bir vaka veya normal ölüm mü ? Bu sorunun cevabı doğal ölüm ve adli vaka sonucu ölümdür. Bu haneye hastalığa bağlı diğer ölümün izahı için bulaşıcı hastalık veya bulaşıcı olmayan hastalık açıklaması da eklenmiştir. Kayıtlar bu yılki ölümlerin yaklaşık onda birinde ölüm şeklinin bulaşıcı hastalık sonucunda doğal ölüm olduğu göstermektedir. Onda 9’u ise bulaşıcı olmayan hastalık veya yaşlılık olarak işaretlenmiştir. Bu hanedeki bilgi ölümün nedenini hastalık bazında göstermez. Bunda kovid-19 ölüm sayıları anlaşılmaz. Bulaşıcı tek hastalığın kovid-19 olduğunu düşünen varsa yanılıyor. Raporda ölüm nedeni hanesi asıl bilgiyi veren kısımdır. Bu hanede hastayı takip eden doktorun kayıdır 2’inci bir hekim tarafından onaylayarak kesinleşir. Defin sonrası alınan kesin ölüm raporunda hastanın onaylanmış ölüm nedeni bu hanede yer almaktadır. İstatistiklerde kovid-19’un ölüm nedeni olarak gösterilebilmesi buradaki dayanır. Vefat sayılarına ilişkin yanıltıcı iddialar bazı belediyelerin açıklamalarına dayanıyor. Belediyelerin e devlet veri tabanında yer alan mezarlık bilgi sisteminde söz konusu ildeki defin sayıları yer alır. Defin raporları ise kişilerin öldüğü ilde verilir. Ölen kişi ya öldüğü ilde veya resmen ikametinin olduğu ilde ya da ailesinin uygun gördüğü yerde ilde defnedilebilmektedir. 3 ayrı yer 3 ayrı il söz konusudur. Belediyelerin verileri kendi illerinde defin sayılarını ortaya koyar. TÜİK verilerinde dağılım ölen kişilerin ikamet adresine göre yapılmaktadır. Yani kişi İstanbul’da yaşadığı halde ikamet adresi Sivas ise TÜİK onu Sivas olarak kaydeder. Dolayısıyla belediye ile TÜİK onu başka kaydeder. Bu farkı yılın 9’uncu ayında görürsünüz. Fakat 31 Aralıktan yeni yıla devir ettiyse toplam vefat sayıları 2 kaynakta eşitleri. 11 il belediyesi verilerine bakıp, sonuç çıkarmak yanlıştır. Yılın sonu beklenirse TÜİK verileri ile diğer verilerin çakıştığı zaten görülecektir. Şu bilinmelidir devletin ve salgınla mücadelenin itibarını zedelemek isteyen kendi itibarını zedeleri. Birinin ölümünü ise saklama imkanı yok, 2020’deyiz. Hayatta olanı ölmüş gösteremeyeceğiniz gibi, öleni de hayatta göstermeniz mümkün değildir. Yıllık öngörülen yüzde 2,2 artışla bunun şimdi 336 bin 518 olması beklenmektedir. Şu ana kadar Kovid-19 kaynaklı ölümler dahil 339 bin 26 ölüm gerçekleşmiştir. Aradaki fark 7 bin 244’tür. Kovid-19 kaynaklı tespit edilen ölüm sayısı ise 8 bin 62’dir. Kovid-19 ölümlerinin bulaşıcı hastalık başlığı altında verilmediği açıktır. Bunları sırf bulaşıcı hastalık sebebiyle ölüm diye Kovid-19 hanesine yazan varsa yanılıyor” açıklamasında bulundu.

    “Ankara’da hasta sayısı son 2 hafta içinde yarı yarıya azaldı”

    Ankara’daki vaka sayısının son 2 hafta içinde yarı yarıya azaldığının bilgisini veren Bakan Fahrettin Koca, “Salgın devletin vatandaşlarına karşı yükümlüklerini de hedef almaktadır. O yüzden mesuliyeti olmayan bazı kişilerin tenkitleri fotoğrafın bir noktasına mercekle bakıp leke aramaktan farksızdır. Yolun en güç kısmını açtığımızı inanıyorum. Tedbirleri titizlikle devreye soktuğumuzda korkunun yerini özgüven alıyor. Son 3 haftada yapılan bölgesel müdahalelerin sonuçlarını gördük. Yüksek artışlardan söz ettiğimiz birçok ilimizde başarı sağladık. Geçtiğimiz haftalarda Diyarbakır, Van, İzmir, Samsun’a değerlendirme ziyaretleri yapmıştık. Değerlendirmelere civar illeri de dahil ettik. Bir haftayı da İstanbul da yapılan gözden geçirmeye ayırdık. Böyle toplam 23 ilimizin sağlık altyapımızı inceleme fırsatı bulduk. 2 haftaki önceki toplantımız da Ankara’daki durumu değerlendirmiş sayılarda artışın yüksek olduğunu ifade etmiştim. Bu artış sadece Ankara’yla ile sınırlı değil Anadolu’nun birçok bölgesini etkileyen bir durumdu. En fazla dikkat çeken yer Ankara’ydı. Ankara’da hasta sayısı son 2 hafta içinde yarı yarıya azaldı. Bunu hastanelerimizdeki yoğunluk azalıştaki durumu anlamak mümkündür. Testlerin erken sonuçlanması, tedaviye erken başlanması, filyasyon ekiplerinin arttırılması, temaslı izolasyon semptomlulardan hızla numune alınması ve izolasyon etkili etkili olarak bilinen hususlardır” dedi.

    “İstanbul’un 2 katı olan vaka sayısı, İstanbul’un da altına indi”

    Ankara’daki vaka sayısı hakkında konuşan Koca, “Aile hekimlerinin yanı sıra Ankara üzerinde kurulan çağrı sisteminde 110 görevli evleri arayıp semptom takibi yapıyor. Son 1 ayda oluşturduğumuz 120 kişiden doktor ekipleri evlere giderek hasta takibi yapıyor. 3’er kişiden oluşan 780 filyasyon ekibimiz sahada sadece Ankara için söylüyorum. Bu tedbirlerle son 10 gün içinde günlük hasta sayısı yüzde 60’a yakın bir şekilde azaldı. İstanbul’un 2 katı olan vaka sayısı, İstanbul’unda altına indi. Buna paralel olarak yoğun bakımda yatan hasta sayımızda, ağır hasta sayımızda da azalmış oldu” diye konuştu.

    “Yaş ve kronik hastalık önceliğini gözeten bir aşılama programı olacak”

    Aşı konusunda önceliğin yaş ve kronik hastaların olduğunu aktaran Bakan Koca, “Aşı konusunda denemelerin çok ötesine geçildiğini vurgulamak isterim. Türkiye olarak tedarik girişimlerini başlattık. Yaş ve kronik hastalık önceliğini gözeten bir aşılama programı olacak. Bağlantılı olduğumuz ülkeler aşıdan sonuç aldıklarını rapor ettiler. Bu sürece paralel olarak yerli aşı çalışmalarımız devam ediyor. Halen 13 çalışma var. Bunlardan faz-1 deneylerine başlamak olanlar var. Hayvan deneyleri büyük ölçüde tamamlanmıştır. Çok yakında kendi aşımızın üretimine başlayacağımıza inanıyorum” ifadelerini kullandı.

  • Özdilek: “Kadromuza 2-3 oyuncu daha katacağız”

    Özdilek: “Kadromuza 2-3 oyuncu daha katacağız”

    BB Erzurumspor Teknik Direktörü Mehmet Özdilek kulüp tesislerinde gerçekleşecek olan antrenman öncesi açıklamalarda bulundu. Şimdiye kadar alınan puanların olumlu olduğunu belirten Özdilek, “Üçte üç yapabilirdik ama şimdiye kadar aldığımız puanın olumlu olduğunu düşünüyorum” dedi.

    BB Erzurumspor cumartesi saat 16.00’da Kazım Karabekir Stadyumu’nda Rizespor’la oynayacağı maçın hazırlıklarına kulüp tesislerinde devam ediyor. Mehmet Özdilek gözetiminde olan futbolcular antrenmana ısınma hareketleriyle başladı. Kondisyon ve taktik çalışması yapan futbolcular, çift kale maç oynadıktan sonra antrenmana son verdi. Yapılan idman öncesi basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Özdilek, “Ligin üçüncü haftası oynandı özellikle son oynadığımız deplasman maçını kazanarak gelmek moralleri yukarı çekti. Bu hafta Rizespor’la evimizde zorlu bir maç oynayacağız. Sonrasında ise milli ara var. Hala fiziksel olarak hazır olmayan ve takıma geç katılan arkadaşlarımız var. Bu arkadaşlarımızın toparlanması adına iyi bir süreç olacağını düşünüyorum. Artık Süper Lig’de iç saha dış saha avantajı yok bunu üstüne basarak söylüyorum. Baktığımız zaman 3 maç oynadık 2 galibiyet 1 mağlubiyet aldık. Üçte üç yapabilirdik ama şimdiye kadar aldığımız puanın olumlu olduğunu düşünüyorum. Beni en çok mutlu eden şey her hafta üstüne koyarak oynayan bir Erzurumspor’un olmasıdır. Bu haftaki amacımız tekrar kazanarak milli araya üç puanla ve daha mutlu girmek. Bu zorlu mücadeleye hazırız bunu da belirteyim. Kolay olmayacak rakip puan olarak beklentinin çok altında ama oyuncu kalitesi çok güçlü olan bir takım. Bunu hep söylüyorum sahada bizim yapacağımız hareketler belirleyici unsurlar olacak” diye konuştu.

    “Bizim açımızdan şuan her şey olumlu gözüküyor”

    Milli aranın geç gelen oyunculara iyi geleceğini kaydeden Özdilek, “Oltan’ın sakatlığı devam ediyor. Sadiku ve Juju bugün bizimle beraber çalışmaya başladı. Ama geç kalan futbolcular var milli aranın bu oyunculara daha iyi geleceğini düşünüyorum. Bunların dışında bir sıkıntımız yok ama hafta sonuna kadar ne olur bilemiyorum. Bizim açımızdan şuan her şey olumlu gibi görünüyor” açıklamalarında bulundu.

    “Muhakkak kadromuza 2-3 oyuncu katacağız”

    5 Ekim’e kadar 2-3 oyuncuyla kadrolarını güçlendireceklerini de belirten tecrübeli çalıştırıcı, “Türkiye’de transferlerde ve yaşanan süreçlerde imza atılmadan hiçbir şey net olmuyor. Netleştiklerimiz var sadece forvet oyuncusu değil 2-3 tane daha kadromuza katmayı düşündüğümüz futbolcu var. Doğru oyuncuları doğru noktalara almayı hedefliyoruz. Bize fayda sağlayabilecek oyuncuları kadromuza katmayı düşünüyoruz. Transfer dönemi kolay bir süreç değil. Bugün itibariyle bakarsak yaptığımız transferlerin çok olumlu katkılar sağladığını söyleyebiliriz. Bu oyuncuların oyun ve fizik anlamında daha çok gelişeceğini düşünüyorum. Umarım yeni katılacak olan arkadaşlarımıza beraber bu süreci daha sağlıklı bir şekilde geçeceğimizi düşünüyorum. Transfer dönemi ayın beşinde bitiyor muhakkak kadromuza 2-3 oyuncu katacağız” dedi.

    “Ligin başı hatırlanmaz önemli olan iyi bitirebilmek”

    Ligin başında aldıkları puanlara göre başarılı olduklarını vurgulayan Özdilek, “Tabloya bakıyorum ve 42 hafta çok zor görünüyor. 3 haftaya göre yorum yaparsak çok gerçekçi bir yorum olmaz. Daha çok uzun bir maraton var ve ligin başında alınan puanlar çok önemlidir. Özellikle bizim gibi lige yeni çıkan takımlar için daha önemli bu açıdan başarılıyız. Bakıyoruz geçen sene şampiyon olan takım hiç puan alamamış ama alacaklardır. Her takımın dalgalanma yaşadığı dönemler olur bizimde olacaktır. Bizim amacımız bu dalgalanma sürecine çok kapılmadan ilerleyebilmek. Biz kendi adımıza çok iyi başladık bu sürecin sağlıklı bir şekilde devam etmesi için çalışıyoruz. Lig’in başı çok hatırlanmaz önemli olan Lig’in sonunu iyi bitirebilmek. Zaman zaman ifade ediyorum nasıl başladığınız değil nasıl bitirdiğiniz önemlidir” ifadelerini kullandı.

  • Maliye Bakanı Ağbal: “Türkiye ekonomisiyle ilgili büyüse büyüse yüzde 2-3 ancak büyür dediler ama biz 7.4 büyüdük”

    Maliye Bakanı Naci Ağbal, yüzde 2-3 büyür denilen Türkiye ekonomisinin yüzde 7.4 büyüdüğünü söyledi.

    Çeşitli temaslarda bulunmak üzere memleketi Bayburt’a gelen Maliye Bakanı Naci Ağbal, Bayburt Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi’ni ziyaret etti.

    Geçtiğimiz hafta gerçekleşen olağan genel kurulla Bayburt Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi Başkanı seçien Halilibrahim Yöney’e hayırlı olsun temennisini ileten Bakan Ağbal burada açıklamalarda bulundu.

    15 Temmuz darbe girişiminin ardından hükümet olarak esnafa yönelik olağanüstü düzenlemeler yaptıklarını dile getiren Bakan Ağbal, “15 Temmuz alçak darbe girişiminden sonraki dönemde de yani daha o gece esnafımızın gösterdiği vatanperverlik milletine cumhuruna Cumhurbaşkanımıza sahip çıkan esnafımızın sonraki süreçte karşılaştığınız zorlukları da aşmak için hükümet olarak olağanüstü düzenlemeler yaptık. Vergi ve pirim borçlarını 36 ay vadeye yaydık. Yine hatırlarsanız KOSGEB üzerinden çok önemli bir esnaf paketi uygulamaya koyduk. Hatırlıyorum o günlerde büyük bir beklenti vardı. 2017’nin Ocak ayında aldığımız o kararlar hızlı bir şekilde ekonomide olumlu tesirlerini gösterdi. Esnafımızın işi düzeldi. Yatırımcılarımızın sanayicilerimizin ileriye dönük güveni arttı” dedi.

    2017 sonu itibariyle yüzde 7.4 büyüme oranı yakaladıklarını anımsatan bakan Ağbal, “Bu içeride ve dışarıdaki bazı çevreler için büyük bir sürpriz oldu. Yani biz baştan bu düzenlemeleri yaparken ekonomide hızlı bir canlanma olacağını işlerin rayına gireceğini söylemiş olmamıza rağmen onlar Türkiye ekonomisiyle ilgili büyüse büyüse yüzde 2-3 ancak büyür dediler, sonra 3-4 büyür dediler, sonra 4-5 büyür dediler, sonra 5-6 büyür dediler ama biz 7.4 büyüdük. O açıdan bu süreçete esnafımız hükümetimizin aldığı bu kararlara karşı gösterdiği bu olumlu tavır. Ve o ortamda gösterdiği vatanperverlik hiçbir zaman unutulmaz. İnşallah 2018’de de hükümet olarak esnafımıza elimizdeki tüm imkanları kullanarak destek olmaya devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

    Ekonomideki bu canlanmayla birlikte vatandaşın alım satımının da arttığını vurgulayan Ağbal, “Yani ticaret canlandı. Ondanda esnafımız büyük bir fayda görüyor. 2018’de de Türkiye inşallah bu yüksek büyüme oranını devam ettirecek. Ben bu süreçte sizlerin ekonomiye, esnafımıza verdiği bu desteği önemsiyorum. Çünkü burada bir noktada devletin kaynaklarını vatandaşlarımız üzerinden bir aracı konumuna getirdiniz. Her ne kadar anladığım kadarıyla aldığınız komisyonlar yüksek olmakla birlikte bunu düşünmek lazım. Yine de esnafımız düşük maliyetli finansmana esnafımız sizin sayenizde ulaşmış oluyor” dedi.

    “Uygulamaya koyduğumuz programları esnafımızı dinleyerek öğrendik”

    Son 3 yıldır uygulamaya konulan ekonomik programları esnafı bir bir dinleyerek ğrendiklerini kaydeden Bakan Ağbal, “Ben 2015 ;Haziran Kasım seçimlerinde Bayburtlu esnafımızın arasında dolaşırken bizlere bazı şeyler söylediler. Baktık çok mantıklı şeyler, çok doğru şeyler söylüyorlar. Sonra gittik onları partimize hükümetimize anlattık. Ve bugün uygulamaya konulan esnafımıza yönelik bir çok program aslında Bayburt’taki esnafımızın bize söyledikleridir. Onun için o kardeşlerimize teşekkür ediyorum” dedi.

    Bakan Ağbal’a ziyaretinde Bayburt Valisi Ali Hamza Pehlivan, Bayburt Milletvekili Şahap Kavcıoğlu, Bayburt Belediye Başkanı Mete Memiş, Bayburt Üniversitesi Rektörü Selçuk Coşkun, İl Genel Meclis Başkanı Yusuf Elçi ve AK Parti Bayburt İl Başkanı Fatih Yumak eşlik etti.

  • Manavgat İstihdam fuarı 2-3 Mart’ta gerçekleştirilecek

    İşçi ve işvereni buluşturacak Manavgat İstihdam fuarı “Manavgat’ta İş Var” sloganıyla Manavgat Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi’nde 2-3 Mart’ta gerçekleştirilecek.

    Manavgat Kaymakamlığı, Manavgat Ticaret ve Sanayi Odası (MATSO), Manavgat Belediyesi, Manavgat MATSO Turizm Fakültesi, Manavgat Meslek Yüksek Okulu (MYO), Türkiye İş Kurumu (İŞKUR), İnsan Kaynakları Yöneticileri (İNKAY), Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve Manavgat Sanayici ve İş Adamları Derneği (MASİAD) işbirliği ile işçi ve işvereni buluşturacak istihdam fuarı “Manavgat’ta İş Var” sloganıyla 2-3 Mart’ta Manavgat Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek. MATSO binasında gerçekleştirilen fuarın hazırlık toplantısında organizasyon hazırlıkları ve yapılması gerekenler konuşuldu. Fuara katılmak isteyen firmalar stant için 23 Şubat saat 17.00’a kadar MATSO’ya müracaat edebilecek.

    Toplantıda Konuşan MATSO Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Boztaş, 8 kurum tarafından ortaklaşa yapılacak olan, işçi ve işvereni buluşturacak fuarın 2-3 Mart tarihlerinde gerçekleştirileceğini söyledi. Üçüncüsü gerçekleştirilecek fuarın hem işçi hem de işveren için önemine değinen Boztaş, fuarın istihdama katkı sağlayacağını söyledi. Boztaş, “Gerçekleştirmeyi planladığımız fuarımız öncesinde ilk toplantımızı gerçekleştirdik. 8 kurumun katılımı ile gerçekleştirileceğimiz organizasyonun güzel ve verimli geçmesini bekliyoruz. Fuarımız istihdam seferberliğine bölgemize, ilçemize ve üyelerimize katkı sağlayacaktır. Herkese hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

    Manavgat belediye Başkan Yardımcısı Hasan Şimşek, istihdam fuarının 8 kurum tarafından ortaklaşa yapıldığını kaydederek ilçe olarak birlikte güzel bir organizasyona imza atıldığını söyledi. Üçüncüsü gerçekleştirilecek fuarın daha çok katılımla gerçekleşmesini beklediklerini ifade eden Şimşek, “Belediye olarak birlikte hareket etmeyi, ilçenin kurumlarının bir araya gelerek faaliyetler yapmasını önemsiyoruz. İşsizliği önlemek ve işçi ve işvereni buluşturmak amacıyla gerçekleştireceğimiz fuarımıza birlik ve beraberlik içinde gerçekleştireceğiz. Manavgat Belediyesi olarak biz hem sosyal hem de kültürel etkinlerin içinde var olmayı ve tüm kurumlarla işbirliği içerisinde olmayı öncelikli olarak görüyoruz. Dilerim bu tür etkinliklerde işbirliğimiz devam eder” diye konuştu.

    Manavgat MATSO Turizm Fakültesi Dekanı Hacer Bakır Sert istihdam fuarının Manavgat ve bölge için önemine işaret ederek; “Geçtiğimiz 2 yılda oldukça başarılı geçen fuarımızın bu yıl üçüncüsünü düzenleniyoruz. Biz gerek öğrencilerimiz gerekçe iş arayan ve işini geliştirmek isteyenler için 8 kurumun işbirliği ile bir fuar düzenliyoruz. Şimdiden başarılı olacağını düşünüyor herkese hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

    Manavgat MYO Müdürü Doç. Dr Hakan Sert Akdeniz Üniversite Manavgat Meslek Yüksek Okulu olarak fuarın kendileri için önemine vurgu yaparak, okuldan mezun olan öğrencilerin iş hayatına atılması açısından fuarın önemli olduğunu söyledi. Sert, “Fuara öğrencilerimizle katılarak katkıda bulunmayı düşünüyoruz. Okulumuz bir meslek yüksek okulu olduğu için Antalya ve Manavgat’ta ara elaman ihtiyacı giderilmesine katkı sağlıyor. Okulumuzdan bu yıl ve ilerde mezun olacak öğrencilerimiz açısından önemli bir fuar olduğunu düşünüyorum. Hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

    İŞKUR Manavgat Müdürü Yavuz Ayna 2-3 Mart 2017 tarihinde 3’üncüsü gerçekleştirilecek olan İstihdam fuarının Manavgat’a büyük katkılar sağladığını belirterek fuara ilginin yoğun olmasını beklediklerini söyledi. Ayna, “İşverenler bu fuarda firmalarını daha iyi tanıtmış olacak, firmalar arası işbirliğine katkı sağlanacaktır. Firmalar aradıkları iş gücünü bulacaklar, nitelikli iş arayanlarımızda kendilerini işverenlere daha iyi ifade ederek uygun iş seçme imkanı bulacaklardır. Geçtiğimi yıl Sayın Cumhurbaşkanımızın tarafından başlatılan ve bu yıl devam ettirilmesi kararı alınan istihdamda milli seferberliğin istihdama büyük artış ve katkı sağlamıştır. Fuarımızda istihdam artışına katkı sağlayacaktır. İşverenle iş arayanların mutlaka fuarımıza katılımlarını bekler, fuarımızın ilçemize, işverenlerimize ve iş arayanlarımıza büyük katkılar sağlaması dileğimle, emeği geçen paydaş kurumlara teşekkür ederim” diye konuştu.

    Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Manavgat Şube Müdürü Ali Duru ise kurum olarak fuarı önemsediklerini belirterek ilçe ve bölge istihdamı açısından son derece önemli olduğunu kaydetti. Geçtiğimiz yıl başlatılan ve bu yılda devam edilme kararı alınan istihdam teşvik programının önemine vurgu yapan Duru, “Fuarımız istihdam seferberliğine büyük katkı sağlayacaktır. Fuarımızda yapılan yüz yüze görüşmeler istihdama katkı sağladığı gibi kayıt dışına da engel olacaktır. Fuarımızın geleneksel hale gelmesi ilçemiz istihdamı açısından son derece önemlidir” dedi

  • “TÜRSAB seçimleri 2-3 Aralık’ta yapılıyor”

    Beşiktaş İlçe Seçim Kurulu’na yazılı dilekçeyle başvuran TÜRSAB Başkan Adayı Hasan Erdem’in itirazını kabul eden 9. Asliye Ceza Mahkemesi Başkanı Hakim Ahmet Duymaz, TÜRSAB 23. Olağan Genel Kurulu’nun 2-3 Aralık 2017 tarihinde yapılmasının önünde herhangi bir engel olmadığını beyan etti.

    Türkiye Seyahat Acentaları Birliği’nin (TÜRSAB) 2-3 Aralık 2017 tarihinde yapılması planlanan 23. Olağan Genel Kurulu’nun Başaran Ulusoy yönetimi tarafından “güvenlik” gerekçesiyle ertelenmesine acentalardan ve kamuoyundan büyük tepki gelmişti. TÜRSAB Başkan Adayı Hasan Erdem, Beşiktaş İlçe Seçim Kurulu’na itirazda bulundu.

    Yapmış olduğu itirazda 5362 sayılı kanunun 49. maddesine göre vurgu yapan Erdem dilekçesinde, “Esnaf ve sanatkârlar meslek kuruluşlarının seçim tarihleri, Bakanlar kurulu tarafından 1 yılı geçmemek üzere ertelenebilir” ifadesine yer verilerek TÜRSAB Yönetim Kurulu’nun aldığı genel kurul erteleme kararının yok hükmünde olduğunu belirtti.

    TÜRSAB Yönetiminin ayrıca Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesine göre açıkça suç işlediğini belirten Erdem, yazılı dilekçesinde şunlara yer verdi:

    “Malumlarınız olduğu üzere, TÜRSAB 23. Olağan Genel Kurulu ilk toplantısı 26 Kasım 2017 Pazar günü saat:10:30’da İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı, Rumeli Salonu’nda gerçekleşmiştir. Çoğunluk sağlanamadığı için aynı gündemle, 02 Aralık 2017 Cumartesi günü saat:10:30’da, seçimlerin ise ikinci toplantıyı takip eden 03 Aralık 2017 Pazar günü 09:00-17:00 saatleri arasında çoğunluk aranmaksızın gerçekleştirilmesi bekleniyordu. Ne var ki, 26 Kasım 2017 Pazar günü mevcut TÜRSAB Yönetim Kurulu 23 Olağan Genel Kurulu erteleme karar almıştır. Karar aynen şu şekilde acentelere bildirilmiştir: ’Genel Kurul salonunda ciddi bir kaos yaşanacağı ön görüldüğünden ve Toplantı esnasında huzur ve sükunetin kontrol edilmesinin mümkün olamayacağı anlaşıldığından 23. Olağan Genel Kurulu’nun ertelenmesine oy birliği ile karar verildi.’ 5362 sayılı kanunun 49. maddesine göre ’Esnaf ve sanatkârlar meslek kuruluşlarının seçim tarihleri, Bakanlar kurulu tarafından 1 yılı geçmemek üzere ertelenebilir’ Hükmü gereğince alınan karar yok hükmündedir.

    Ayrıca TCK M.301 Kapsamında Devlet Organlarına karşı suç teşkil etmektedir. Mevcut TÜRSAB Yönetim Kurulu’nun hiçbir hukuki temele dayanmayan bu kararına itiraz etmekteyiz. TÜRSAB 23. Olağan Genel Kurulu’nun Kanun gereği daha önceden duyurulduğu gibi 2-3 Aralık 2017 tarihinde gerçekleşmesini talep etmekteyiz. Gereğini saygılarımızla arz ederiz.”

    “SEÇİMLERE ENGEL YOKTUR”

    TÜRSAB Başkan Adayı Hasan Erdem’in yazılı itiraz dilekçesini değerlendiren Beşiktaş İlçe Seçim Kurulu, seçim kurulu davalarına bakan 9.Asliye Ceza Mahkeme Hâkimi Ahmet Duymaz konuyu değerlendirdi. Hakim Ahmet Duymaz, TÜRSAB Başkan Adayı Hasan Erdem’in itiraz başvurusunu haklı bularak, “TÜRSAB 23. Olağan Genel Kurulun 2-3 Aralık 2017’de yapılmasında herhangi bir engel yoktur” görüşünde bulundu.

    ERDEM’DEN KONGRE ÇAĞRISI

    Konuyla ilgili açıklama yapan TÜRSAB Başkan Adayı Hasan Erdem, “Mevcut TÜRSAB yönetiminin üyelere hesap verme yeri olan genel kuruldan kaçma hamlesini bertaraf ettik. 23. Olağan Genel Kurulumuz olması gereken günde 2-3 Aralık tarihinde İstanbul Lütfü Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda yapılacaktır. Tüm meslektaşlarımızı genel kurula, birliğimize, mesleğimize kısacası demokrasimize sahip çıkmaya bekliyoruz. TÜRSAB kişilerin değil, 10 bin acentanın bir değeri, Türkiye’nin turizm lokomotifidir ” dedi.