Etiket: 129

  • Tarihi İzmir Büyükşehir davasında 129 sanığa beraat

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun 397 yıl hapis cezası talebiyle yargılandığı 129 sanıklı tarihi İzmir Büyükşehir Belediyesi davasında, mahkeme bütün sanıklara beraat kararı verdi.

    İzmir Büyükşehir Belediyesine yönelik 2011 yılında iki dalga halinde yapılan polis operasyonuyla başlatılan ’ihalelerde yolsuzluk, organize suç örgütü kurma’ suçlarından, aralarında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve belediye bürokratlarının bulunduğu 129 tutuksuz sanık hakim karşısına çıktı. 7’nci Ağır Ceza Mahkemesindeki son duruşmada, salonun tamamı doldu. Başkan Kocaoğlu adliyeye gelişinde Çamdibi Bandosu tarafından “İzmir’in Dağlarında Çiçekler Açar” marşı ile karşılandı. Adliye önünde bekleyen yaklaşık 2 bin kişi Aziz Kocaoğlu’nun maskesini takarken, ’İzmir Aziz’dir, Aziz Kalacak’ sloganları attı.

    300 kişi de duruşmayı izledi

    Aziz Kocaoğlu kendini bekleyenlerin oluşturduğu koridordan selamlayarak duruşma salonuna girdi. İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, tutuksuz yargılanan diğer bürokratların yanı sıra, CHP İzmir milletvekilleri Atilla Sertel, Mustafa Balbay, Özcan Purçu, Zeynep Altıok, Musa Çam, Ali Yiğit, Murat Bakan, Zekeriya Temizel, CHP’li İzmir ilçe belediye başkanları katıldı. Sanıkların ve izleyicilerin yoğun katılımı nedeni ile 150 kişilik mahkeme salonu tamamen dolarken, merdiven boşluklarının da dolmasıyla yaklaşık 300 kişi duruşmayı izledi.

    Eski Cumhuriyet Başsavcısının tanık olarak dinlenmesi reddedildi

    Sanık Tülay Azeri’nin avukatı Emin Azeri, mahkeme heyetinden FETÖ’den tutuklu İzmir eski Cumhuriyet Başsavcısı Durdu Kavak’ın tanık olarak dinlenmesini talep etti. Mahkeme heyeti, dosyanın geldiği aşama nedeni ile Avukat Azeri’nin talebini reddetti. Ayrıca, Akdeniz Temizlik’in sahibi Fatih Yazoğlu, dilekçe ile davaya katılma talebinde bulunurken, mahkeme heyeti katılma talebini reddetti.

    Savcı mütalaasında ’suç örgütü yok’ dedi

    Savcı Zafer Sercan Yetişer, 29 sayfalık mütalaasını verdi. Savcı Yetişer, okuduğu mütalaasında ortada bir örgütün bulunmadığı sonucuna varıldığını belirtti. Dosyadaki 24 ayrı eylemden 15’inde ihaleye fesat karıştırma suçunun bulunduğunu belirten savcı Zafer Sercan Yetişer, iddia edilen 24 ayrı suçun da oluşmadığını kaydetti. Verilen mütalaada, bazı ihaleye fesat karıştırma eylemlerinde, hukuka aykırı deliller toplandığını ifade eden Yetişer, bu durumu hukuk dilinde ’zehirli ağacın meyvesi de zehirli olur’ şeklinde ifade ettiği görüldü. 24 ayrı suçun oluşmadığını verdiği mütaalasında okuyan savcı Zafer Sercan Yetişer, bütün sanıkların ayrı ayrı beraatına karar verilmesini talep etti.

    Salonda büyük sevinç

    Savcının beraat talep istemesinin ardından duruşmaya gelen sanıklar ve izleyiciler alkışladı. Mahkeme Başkanı Tamer Bulam, “Burası şov yeri değil, tiyatro alanı değil. Mahkemenin bir düzeni var. Bu düzene uyalım” diye tepki gösterdi.

    Savcının mütalaasının ardından mahkeme Başkanı Tamer Bulam, karar vermek için bir saat ara verdi. Daha sonra sanıklara son sözü soruldu. Sanıklar beraat taleplerinde bulunurken, daha sonra sanık avukatlarından da son sözleri alındı. Aranın ardandan kararı okuyan Mahkeme Başkanı Tamer Bulam, 129 sanığın tamamının beraatına karar verdi. Mahkeme başkanı ayrıca, soruşturma aşamasında görev alan kamu görevlilerine soruşturma açılması kararını açıkladı. Kararın ardından duruşma salonunda büyük sevinç yaşandı.

    Davanın geçmişi

    İzmir Büyükşehir Belediyesine yönelik ilk operasyon 2 Mayıs 2011 tarihinde yapılmıştı. İlk operasyonun yankıları bitmeden bu kez, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu EXPO sunumu için Paris’de bulunduğu 22 Kasım 2011 tarihinde ikinci operasyon yapılmıştı. Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da, 2 Ocak 2012 tarihinde soruşturmayı yürüten özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Birol Çengil’e ifade verdikten sonra serbest bırakılmıştı. Kocaoğlu’na, ESHOT durak ihalesi, Şevval Sam konseri, öğretmenlere hediye edilen şal ve kaşkollar, Çankaya’daki katlı otopark ihalesi, Grand Plaza şirketi üzerinden 2009 yerel seçimlerinde CHP seçim ofislerine dağıtıldığı iddia edilen sandviçler, EXPO 2015 Organizasyonu öncesinde yapılan adaylık çalışmaları kapsamında İzmir’de düzenlenen organizasyonu ZED Firmasının alması, Aliağa-Menderes Hattı’nı işleten TCDD ve Büyükşehir Belediyesinin ortaklığıyla kurulan şirket, İZBAN’ın tanıtım filmi ihalesi ve belediye şirketi Grand Plaza üzerinden yapılan mandalina alımları ve personel ihalesi başta olmak üzere, toplam 28 soru sorulmuştu. ’Çıkar amaçlı suç örgütü kurmak’, ’kurulan örgütün faaliyetleri kapsamında ihaleye fesat karıştırmak’, ’belgede sahtecilik’, ’kurumu zarara uğratmak’, ’rüşvet’, ’tehdit’, ’görevi kötüye kullanmak’ suçlamalarıyla toplam 130 sanık hakkında 8’inci Ağır Ceza Mahkemesinde 2012 yılında dava açılmıştı. Özel yetkili mahkemeler kapandıktan sonra 2014 yılında dava 7. Ağır Ceza Mahkemesine alınmıştı. Bir numaralı sanık Aziz Kocaoğlu için de toplam 397 yıl hapis cezası istenmişti. İddianameyi hazırlayan savcı Birol Çengil, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası, FETÖ’den gözaltına alınmıştı.

  • AÜ’de 87 FETÖ gözaltısı, 129 açığa alma

    Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Rektörü Prof. Dr. Mustafa Ünal, “FETÖ soruşturması kapsamında 170 kişi gözaltına alındı. 83’ü ilk sorgularının ardından serbest bırakıldı, 87’sinin gözaltısı devam ediyor. 129 personeli de açığa aldık” dedi. Prof. Dr. Mustafa Ünal, formasyon programı kapsamında haksız kazanç elde eden 3 öğretim üyesinden ikisinin fazla parayı ödediğini belirtti.

    Rektör Prof. Dr Mustafa Ünal, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mehmet Altunkaya, Prof. Dr. Erol Gürpınar, Prof. Dr. Ahmet Ögke ile senato salonunda basın mensuplarıyla bir araya geldi.

    Prof. Dr. Ünal, 8.5 aylık vekil rektörlüğünün ardında 12 Temmuz’daki seçim sonrası YÖK’ün önerisi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın takdiriyle 3 Ağustos’ta AÜ Rektörlüğü’ne atandığını hatırlattı.

    Şeffaf, hesap verebilir, adalet ve liyakate dayalı bir yönetim sergileyeceklerini vurgulayan Prof. Dr. Ünal, “Geçen dönemde bunu yaptık. Ulaşılabilir, iletişime açık, tarafsız bir yönetim sergileyeceğiz. Akademik personel ve idari personelin özlük haklarına saygılı ve bu konunda herhangi bir rezerv koymadan adil bir yönetim sergileyeceğiz” dedi.

    “Bina eksiğimiz yok”

    AÜ’nün fiziki anlamda ciddi bir bina eksiği olmadığının altını çizen Prof. Dr. Ünal, “Eksik olan birkaç bina var. Mimarlık bölümü kuruldu fakültesi yok. İletişim fakültesi binası tamamlanacak. Eksik hastane bloklarını tamamlayacağız. Hayalimiz üniversitemize ve Antalya’mıza bir kongre ve kültür merkezi kazandırmaktır. Yarım kalan hastane inşaatını onkoloji merkezi haline getireceğiz. Üniversitemize bilimsel anlamda bir atak yapma adına AR-GE binası yapacağız. Bir de kütüphane binası yapacağız” ifadelerine yer verdi.

    “200 milyon borç”

    Hastane borçlarına da değinen Prof. Dr. Ünal, “Üniversite hastane borçları sadece bizim değil, tüm üniversite hastanelerin sorunudur. Konuyu Maliye Bakanlığı ve YÖK’e taşıdık. Hastanelerin neden bir borç sarmalı içinde bir kaldığına dair çalışma yapıldı. Bunun birkaç nedeni var. SGK’nın hastanelere ödediği ücretler on yıldır sabit. Ama sizin ameliyat için harcadığınız maliyet yüksek. Yaptığınız işlemler zarar ediyor. Hastanede birçok personel devlet tarafından değil bizim döner sermaye ile çalışan personel. Bin 800 personel bu kapsamda çalışıyor. Hastanenin yaptığı büyük ciro oraya gidiyor. Önceki yıllarda devlet nakit yardımı yaptı. Ama borç yeniden birikti. Çünkü altta yatan neden ortadan kaldırılmalıdır. Hastanemizin 200 milyona yakın borcu var. Haciz riski yok. 5-6 yıldan bu yana birikmiştir” dedi.

    “129 personel açıkta, 87 kişi halen gözaltında”

    AÜ’de son dönemde yapılan operasyonlara değinen Prof. Dr. Ünal, “Yolsuzluk operasyonunda 90 kişi değil 36 kişi gözaltına alındı. Bu kişiler üniversite ile iş yapan firmaların sahipleriydi. O kapsamda gözaltında olan sayı 10 kişidir. FETÖ/PDY soruşturması kapsamında ise aşağı yukarı 170 civarında üniversite personeli bu süreç içinde gözaltına alındı. 87 personelimiz halen gözaltında bulunuyor. 83 kişi de ilk sorgularının ardından serbest bırakıldı. Yaklaşık 129 personeli açığa aldık. Hiç gözaltına alınmayıp, bizim açığa aldığımız kişiler de var 3-5 kişi. Bir liste hazırlayamadık. YÖK’ten yazı gelir gelmez hemen operasyon oldu. Soruşturma yapamadık. Emniyet ve yargı süreci devam ediyor. YÖK liste istemişti ama o listenin bilgi ve belgelerle desteklenmesi isteniyordu. Başka türlüsünün yanlış olacağını bildirdiler” ifadelerine yer verdi.

    “Soruşturmaya destek”

    FETÖ mensuplarının üniversiteden temizlenmesine kararlı şekilde devam edeceklerinin altını çizen Prof.Dr. Ünal, “Bu konuda kararlıyız. Tüm kurumlarda olduğu gibi bizden de temizlenmesi noktasında inancımız tam. Bu yapıyla alakası olmayan personelimiz de içeriye alındılar. Gerekli bilgi ve belgeleri ilgili yerlerle paylaştık. Kısa süre içinde bu durum düzeltildi. Bu tür hatalar olabilir. Önemli olan hızla düzeltilmesidir” dedi.

    Prof. Dr. Ünal, hastane imamı olarak iddia edilen Eski Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Geçici’nin de açığa alındığı bildirdi.

    “Parayı ödeyecekler”

    Prof. Dr. Ünal, 3 öğretim üyesinin formasyon programı kapsamında, ‘koordinasyon hizmeti’ olarak 2 yıl boyunca 55 bin TL maaş almaları ile ilgili olarak ise şöyle konuştu:

    “Bizi bu konuda önce Sayıştay uyardı. Ödemelerin yersiz ve fazla olduğunu bildirdiler. Oradan bir öğretim üyesinden de bize fazla miktarda ödeme yapıldığı noktasında dilekçe ile bir ihbar geldi. Soruşturma başlattık. Çok fazla miktarda para aldıklarını belirledik. Paraları geri ödemesini istedik. İkisi öğretim üyesi geri ödedi biri ödemedi, gerekirse icra takibi başlayacak. FETÖ başlamadan biz konunun üstüne gitmeye başlamıştık. Orası bir formasyon eğitimi verilen yer. Üçü de yönetimde bulunmalarına rağmen hem normal hem de mesai dışı ödemeler almışlar.”

    Prof. Dr. Ünal, AÜ’nün bilimsel alanda ilk 10 içinde yer almasını hedeflediklerini aktardı.

    “Aidiyet hissi”

    En büyük sorunun aidiyet hissinin zayıfladığının altını çizen Prof. Dr. Ünal, “O hissin yeniden kazanılmasını ciddi anlamda telafi ettik. Bu kurumda çalışan herkes rahatlıkla ’AÜ’de çalışıyorum’ diyebilmeli ve kurumun daha iyi noktaya gelmesi için gayret etmelidir” dedi.

  • Cansız Bedenine 129 Gün Sonra Ulaşılan İdil Toprağa Verildi

    Ankara’da uzun süre kayıp olan ve bir süre önce yaşadıkları binanın bodrum katında cansız bedeni bulunan 10 yaşındaki İdil Alkan, son yolculuğuna uğurlandı.

    Ankara’da kaybolmasından 129 gün sonra yaşadığı binanın bodrum katında ölü bulunan İdil Alkan, Sincan Cimşit Mezarlığı Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi. Küçük kızın cenazesine annesi Zehra Alkan, dayısı Emin Kaya ve akrabaları katıldı. İdil Kaya, cenaze namazının kılınmasının ardından Cimşit Mezarlığı’na defnedildi.

    İdil’in dayısı Emin Kaya, bazı basın ve yayın organlarında kardeşi Zehra Alkan hakkında çıkan ‘Zehra Alkan sevgilisiyle ifade vermeye gitti’ şeklindeki haberleri yalanladı. Emin Kaya, olay gecesi saat 00.00 civarında Sincan Asayiş Şube’den kendilerine telefon geldiğini belirterek, “Hem kardeşimi hem beni ifadeye çağırdılar. Ondan sonra kardeşim, ben, benim oğlum ve Polatlı’daki yeğenimle beraber Sincan Asayiş Şubeye gittik. 00.00’de ifadeye başladık ve 03.00’te ifadeyi beraber verip çıktık. Ertesi gün gazetelere baktığımızda, ‘Sevgilisiyle ifadeye gitti’ diye bir haber geçti. Bu haberi yapan vatandaşla ben telefonda görüştüm, haberin yanlış olduğunu, böyle bir şeyin olmadığını kendisine anlattım ama beni dinlemeden telefonu kapattı. Bununla ilgili de hukuki süreci başlattık. Sevgilisi değil, bizzat ben gittim. Böyle saçma sapan haberler çıktı. Bunların hepsi yalandır. Kardeşim yaklaşık 15 yıldır bu vatandaşla evliydi. Yaklaşık 12 sene falan hiç çalışmadı. Ona da biz göğüs gerdik, neyse dedik artık evde dursun çocuğuna baksın. Son zamanlarda çocuğa da şiddete başlamıştı. Ondan sonra bunlar anlaşmalı olarak boşanmaya karar verdiler. Gittiler dilekçe verdiler ikisi de. Dilekçe neticesinde benim yanıma geldi Ali Alkan. ‘Ben büyük hatalar yaptım’ dedi. Bende dedim ki, ‘Bir işe yerleş, kendini ispatla, ben yine yardımcı olacağım. Ondan sonra yine bir araya geliriz.’ 14 Şubat günü de geliyor evden çocuğu alıyor gezdirmek bahanesiyle. Bir iki saat sonra da kız kardeşimi arıyor, ‘Ya boşanmaktan vazgeçeceksin ya da kızını bir daha görmeyeceksin’ diyor. O süreçten bu yana da çocuk kayıptı. Kendisi de kayıptı. Geçen Perşembe cenazelerini buldular. Polisten aldığım bilgiye göre kayıptan intihar. Önce çocuğu öldürüyor, daha sonra kendini öldürüyor. Olayın aslı bu. Hatta o gazetede ‘Sevgilisinden DNA alındı’ deniyor. Yalandır. Sadece kız kardeşimden DNA örneği aldılar, başkada kimseden almadılar. Bu haberlerle ilgi hukuki süreci başlattık” dedi.

  • 129 Gündür Haber Alınamayan Baba Ve Kızı Yaşadıkları Apartmanın Bodrumunda Ölü Bulunu

    Başkent’te 129 gün önce kaybolan İdil Alkan ve babası Ali Alkan’ın cansız bedeni yaşadıkları apartmanın bodrum katında bulundu.

    Ankara’nın Sincan ilçesinde 129 gün önce kaybolan 10 yaşındaki İdil Alkan ve babası Ali Alkan’ın cansız bedeni, yaşadıkları apartmanın bodrum katında bulundu. Anne ve babasının boşanma kararı alması üzerine annesi Zehra Alkan ile beraber yaşayan İdil’i, babası Ali Alkan 14 Şubat Pazar günü gezdirme bahanesiyle alarak kayıplara karıştığı iddia edilmişti.

    Edinilen bilgilere göre; Fatih Mahallesi’nde bulunan Bucak Sokak 15 numaralı apartmanın bodrum katını ilaçlamak için kilidi açan apartman görevlisi, 129 gündür haber alınamayan İdil ve babası Ali Alkan’ın cansız bedeniyle karşılaştı.

    Olayın ihbar edilmesi üzerine bölgeye çok sayıda polis ve olay yeri inceleme ekibi intikal etti. Savcının incelemesinin ardından İdil ve babasının cesedi Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.

    İdil’in akrabası olduğunu söyleyen bir vatandaş, “Ayakkabı almak için alıp gitmiş çocuğu. Bir saat önce de aramış annesini. ‘Bir daha yüzümüzü göremezsin’ diye. Böylece çocuk kayıplarda… Benim akrabam, 6 ay elimde yıkadım ben bu çocuğu” diye konuştu.

    Cesetlerin bulunduğu apartmanda yaşayan Ahmet Yıldız, apartmanın bodrum katından sürekli kokuların geldiğini belirterek, “Bundan yaklaşık 5 ay önce kız çocuğu babasıyla birlikte kayboldu. Haber alınamadı. Sürekli olay yeri inceleme geliyordu buraya, araştırılıyordu. MOBESE’lerde hiç görüntülenmemişler. Bugün bizim kapıcı ilaçlamak için kapıyı açınca cesetleri görmüş yerde. Üzerlerinde palto var. Muhtemelen kışın olmuş olay. Olay yerini aradık biz de. Yerde bıçak falan vardı. Alkol vardı, tiner gibi bazı şeyler vardı. Onları gördük ondan sonra polisi aradık. Biz kokudan fark ettik. Sürekli söylüyorduk ilaçlanması gerektiğini. Bugün kapıcı ilaçlamak için girince cesetleri bulmuş” ifadelerini kullandı.

    Polisin olay hakkındaki soruşturması devam ediyor.

  • Vatandaşa, 129 Bin Liralık Hgs Cezası Şoku

    İstanbul’da Hızlı Geçiş Sistemini(HGS) ihlal ettiği gerekçesiyle 6 aylık dönem için 129 bin liralık para cezası gelen vatandaş, cezanın iptali için mahkemeye başvurdu. Cezanın bir ev parası olduğunu belirten Avukat Ozan Kayahan, “129 bin lirayı duyunca insanın tüyleri diken diken oluyor” dedi.

    İstanbul’da, ortağı olduğu su taşıma firmasına ait bir ticari aracına 129 bin TL para cezası gelen kadın cezanın iptali için mahkemeye başvurdu. İş kadını adına Avukatı Ozan Kayahan Ankara Sulh Ceza Hakimliğine gönderilmek üzere İstanbul adliyesine itiraz dilekçesi sundu.

    Hakimliğe sunulan dilekçede, olay tarihinde geçiş yapılan noktadaki HGS izleme ve kayıt cihazlarının bozuk olup olmadığının incelenmesi, ardından olay mahallerinde keşif yapılması talep edildi.

    Dilekçede, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın da HGS etiketleri içinde imalattan kaynaklanan sorunlarla ilgili yaptığı açıklamaya yer verilerek, “Ulaştırma bakanının açıklamasına göre HGS sisteminde HGS etiketlerinin yanlış ve hatalı basılması da yersiz ceza kesilmesine sebep olmuştur” denildi.

    6 AYLIK DÖNEM İÇİN 129 BİN LİRA CEZA

    Müvekkilinin dilekçesini hakimliğe sunan avukat Ozan Kayahan, İstanbul Adliyesi’nde basın açıklaması yaptı. Avukat Kayahan, müvekkilinin kullandığı ticari aracın HGS’ne 6 aylık dönem ile alakalı 129 bin liralık HGS cezası geldiğini ancak müvekkilinin bu geçişlerinde ödemelerini yaptığını söyledi.

    CEZA 12 SAYFALIK DÖKÜM OLARAK GELDİ

    Avukat Kayahan, “Yakın tarihte Ulaştırma Bakanı HGS ile ilgili açıklamalarda bulundu yanlış okunabildiğini, HGS etiketlerinde problemler olduğunu söylemişti. Bunların düzeltilebileceğini söylemişti. Ancak düzeltilemediğini görüyoruz. Tek bir araç için 6 aylık dönem için 129 bin liralık ceza geldi 12 sayfalık döküm olarak” dedi.

    “BU CEZA BİR REKOR”

    Cezaların 2014 yılının ikinci yarısına ait olduğunu belirten avukat Kayahan, “Tabii ki HGS cezaları kesilirken en uzun mesafenin 10 katı olarak kesiliyor. İstanbul’da HGS’ye girdiyse bile Edirne’den çıkmış gibi ceza kesimi yapılıyor. Bir soru üzerine yaptığımız araştırmaya göre 5-10 bin liralık cezalar gördük ama 129 bin lira zannediyoruz ki bir rekor. Umarım bu hata düzeltilir ve daha fazla insan mağdur edilmez. Cezayı ödemedik.

    “BU PARAYA EV ALINIR”

    Bir çok vatandaşa bin lira gibi cezalar gittiğini öğrendiğini kaydeden avukat Kayahan, “Ama 129 bin Lirayı duyunca insanın tüyleri diken diken oluyor. Ortalama bir ev fiyatıdır İstanbul’da veya Türkiye’nin herhangi bir yerinde 129 Bin liraya bir ev alınabilir. Bazı insanlar cezaları az olduğu için itiraz etmiyor. Ama vatandaşlara en ufak haksız bir cezada bile dava açmalarını itiraz etmelerini tavsiye ediyorum” ifadelerini kullandı.