Etiket: 12.

  • MHP’li Taner, Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin Kararını Değerlendirdi

    MHP’nin Aydın’daki simge isimlerinden olan 23. Dönem Aydın Milletvekili Recep Taner, Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin MHP’li muhalifler lehine verdiği kararı değerlendirdi. Her zaman hak adalet isteyenlerin ve mahkemenin kararını saygı duymasını da isteyen Taner, “Ok yaydan çıkmıştır hayırlı olsun” diyerek partinin kayyuma teslim ediliyormuşçasına hava estirmenin de yersiz olduğunu ileri sürdü.

    “SAYIN BAHÇELİ MAHKEME YOLUNU İŞARET ETMİŞTİ”

    Açıklamasında zaman zaman açık ve sert ifadeler de kullanan MHP 23. Dönem Aydın Milletvekili Recep Taner, “MHP Genel Merkezi ve Sayın Genel Başkanımız Dr. Devlet Bahçeli Bey, imza verenlere mahkeme yolunu işaret etmişti. Mahkeme kararını açıkladı ve kurultayın yapılmasına karar verdi. Yıllarca bağırmadık mı ‘Hak, Hukuk, Adalet, Milliyetçi Hareket’ diye ne oldu şimdi. Hukukun verdiği kararı beğenmeyince eleştiriyoruz, karar emsal kararlara rağmen yetkisizlik olsaydı, mahkeme kararı uygun olacaktı, kongre kararı verilince yeni mazeretler üretmeye çalışıyoruz…” dedi.

    “KAYYUMA DEVREDİLİYORMUŞ GİBİ HAVA ESTİRİLİYOR”

    Açıklamasına “Genel merkezimiz mahkemenin verdiği kararı beğenmeyip, Yargıtaya götürecek ve Kongre toplama kararının durdurulmasını talep edecekmiş. Acaba yürütmeyi durdurma kararı çıkmazsa ki (emsal kararlar gereği) çıkmayacak gibi gözüküyor. O zaman ne mazeret üreteceğiz, merak etmekteyim” diye devam eden MHP’li Taner, “Bir diğer konu da MHP kayyuma devrediliyormuş gibi bir hava estiriliyor. Görevlendirilenlerin birisi MHP. kurucular kurulu üyesi, birisi eski il başkanı, birisi de üst kurul delegesi olan 3 kişi ve 1 yedek üst kurul delegesi kongre çağrı heyeti olarak görevlendirilmişlerdir, kayyum olarak değil. Yani atananların görevleri MHP’yi yönetmek değil, Kongre divanı oluşuncaya kadar devam edecek süreci sağlayacak tertip komitesi görevidir” dedi.

    Taner açıklamasının devamında “Verilen kararda da ‘Davanın kabulü ile olağanüstü kongre çağrısı yapmak üzere 3 üyenin görevlendirilmesi talebinin kabulü ile açılış ve yoklama kongre divan heyetinin seçimi, saygı duruşu ve İstiklal Marşı okunması, Milliyetçi Hareket Partisi’nin tüzüğünün 63. Maddesinin 4. Fıkrasının bu toplantılarda büyük kongre delegelerinin en az 20’de 1’inin teklifi ile gündemdeki sıranın değiştirilmesi veya bir konunun gündeme alınması talep edilebilir olağanüstü toplantılarda genel başkan, merkez yönetim kurulu ve merkez yönetim disiplin kurulu seçimi yapılabilir’. Şeklindeki teklifini görüşüp ve karara bağlamak üzere belirtilen gündem doğrultusunda tüzük değişikliği amacıyla toplantı çağrısı yapmak üzere belirtilen gündem doğrultusunda tüzük değişikliği amacıyla toplantı çağrısı yapmak üzere Ayhan Erel, Ali Sağır ve Mehmet Bilgiç’in görevlendirilmelerine’ diyerek karar açıklanmıştır. Artık ok yaydan çıkmıştır, Türk milleti ve Milliyetçi hareket mensupları için verilen kararın ve yaşanacak sürecin hayırlı olmasını dilerim” ifadelerine yer verdi.

  • Türkiye UN Sanayicileri Federasyonu 12. Uluslararası Kongre Ver Sergisi

    Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Bugün 7 milyarı aşan dünya nüfusunun 2050 yılında 10 milyarı aşmasının beklendiğini ve bu nüfusun 800 milyonunun açlıkla , 1 miyar 200 milyonunun ise yoksullukla mücadele ettiğini söyledi.

    Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu(TUSAF) tarafından bu yıl 12’ncisi, ‘ Global Ticaret ve Teknolojileri’ başlığıyla düzenlenen uluslararası kongre ve sergi Antalya’nın Belek Turizm Merkezi’ndeki bir otelde başladı.

    Yerli ve yabancı 800’den fazla delegenin katılımıyla 4 gün sürecek serginin açılışında konuşan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, 2008’de patlak veren küresel ekonomik krizin etkilerinin geçmeden küresel siyasal krizlerin başladığına dikkat çekti.

    “62 KİŞİNİN SERVETİ, 3.5 MİLYAR İNSANIN SERVETİ KADAR”

    En çok vahşetin yaşandığı, insanların katledildiği 20’nci yüzyılın geride kalmasına sevinirken 21 yüzyılın insanlık dramlarına sahne olmasının herkesi derinden üzdüğünü dile getiren Bakan Çelik, “ Bölgemizdeki sorumsuz yöneticiler yüzünden Akdeniz ve Ege Denizi dünyanın en büyük mezarlığı haline geldi. Patlayan bombalar bilgi çağı diye ifade edilen 21.yüzyılı terör çağına döndürmektedir. Bir çok eşitsizlikler ve bir çok adaletsizliklerin yaşandığı dünyamızda yaşamımızı sürdürüyoruz. Gelir dağılımında çok ciddi adaletsizlikler söz konusu. Konumuz tarım, gıda, sorunumuz karnı doyurmak olduğu için özellikle belirtmek istiyoruz, dünyadaki bu gelir dağılımındaki adaletsizliklere bir örnek olması vesilesiyle, dünyadaki varlıklı 62 insanın servetiyle 3.5 milyar insanın servetinin eşit olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Bir tarafta 62 kişi ve serveti diğer tarafta dünya nüfusunun yarısı 3.5 milyar insan” diye konuştu.

    “DÜNYANIN ÇİVİSİ ÇIKMAK ÜZERE”

    Bu yönüyle bakıldığında, ‘Dünyanın çivisi çıkmak’ üzere diyen Bakan Çelik, “ Bütün dengeler alt üst olmuş, uluslararası tüm birliklerin yetkisiz ve etkisiz hale geldiği, oysa 2. Dünya Savaşı sonrasında sorunların çözümüne katkısı olun, barış ve huzur olsun, adalet olsun diye kurulan bir çok kuruluşun etkisiz olduğunu görüyoruz. Beslenme ihtiyacı insan için yaşamsal bir ihtiyaç. Nüfus artıyor. Bugün 7 milyarı aştı insanlık.Yapılan değerlendirmelere göre, 2050 yılında 10 milyarı aşacak. Bugün 7 milyar nüfusa baktığımızda, 800 milyonu açlıkla karşı karşıya, 1 miyar 200 milyonu ise yoksullukla mücadele ediyor. 7 milyarın 2 milyarında açlık ve yoksulluk söz konusuyken, 2050’ye , 10 milyarı aşan dünya nüfusunun nelerle karşı karşıya kalacağını, insanların çocuklarımızın tarım açısından gıda açısından güvenliği açısından ne gibi sorunlarını görmekte zorlanmayacağız. Daralan kaynaklar var. Daralan kaynaklardan dolayı tarım ve gıda dünya gündemini daha çok işgal edecek, daha çok ön sıralarda olacak” dedi.

    “DÜNYADA 34 ÜLKE GIDAYA ERİŞME SIKINTISI YAŞIYOR”

    Gıda arzı ve gıdaya erişimde çok ciddi adaletsizlerin yaşlandığının altını çizen Bakan Çelik, “ Birleşmiş Milletler(BM) Gıda ve Tarım Örgütü, 27’si Afrika’da olmak üzere, 7’si Asya’da olmak üzere 34 ülkenin halkının gıdaya erişememe tehdidi ile karşı karşıya olduğunu bildiriyor. Diğer tarafta ise dünyanın dört bir yanında 1.3 milyar ton gıda israf edilmektedir. Dünyada bir tarata sefalet, bir sefahatın birlikte yaşandığını görüyoruz. Tabi ki bahsettiğimiz gıda topraktan oluyor, toprak olmadan bunları konuşamayız” ifadelerine yer verdi.

    “200 YIL SONRA ÜLKEMİZDE TARIM TOPRAĞI KALMAYABİLİR”

    Bakan Çelik şöyle konuştu: “ Dünyada 5 milyar hektar tarıma everişli tarım arazisi var. Ancak 1.3 milyarı tarımda kullanılıyor. Ama her yıl 12 milyon hektar arazinin tarım dışında kaldığını düşünürsek insanlık aslında bindiği dalı kesiyor ama farkında değil, kalkınıyorum zannediyor aslında kendisini yok etmeye doğru götürüyor bunun farkında değil. Ülkemizde de her yıl 100 bin hektar arazinin tarım dışı kaldığını görüyoruz. Böyle giderse gerek dünya insanlığı gerekse ülkemizde biz tarıma elverişli 24 milyon hektar araziye sahip bir ülkeyiz. Eğer her yıl 100 bin hektarı araziyi kaybederseniz, gelişme uğruna kalkına uğruna eğer kaybetmeye devam ederseniz, 200 yıl sonra yani bir iki sonraki nesil toprak diye bir şey söylendiği zaman beklide bunu saksıda görme imkanına sahip olacak. Bunlar afaki cümleler olarak değerlendirebilir. Dünya insanlığının önemli bir bölümünün gıdaya erişiminde yaşadığı sorunları dikkate aldığınızda çok ciddi sorunlu bir gidişat olduğunu göreceğiz. Gıda ve buğdaydan önce toprağa gerekli ilgi ve saygıyı göstermek zorundayız. Bu sadık yarsız yapamayız. Biz ondan gelmişiz ve ona dönüşümüz olacak. O kadar yaşarken de öldüğümüzde zamanda ona muhtacız” ifadelerine yer verdi.

    “DÜNYA BUĞDAY ÜRETİMİNİN YÜZDE 3’ÜNE SAHİBİZ”

    Dünyada buğday üretiminin 732 milyon tonlarda olduğunu ifade eden Bakan Çelik, “ Bu üretimin AB’de yüzde 22’lerde, Çin’de yüzde 18’lerde, Hindistan’da yüzde 12, ABD’de yüzde 8 düzeylerinde. Ülkemiz açısından baktığımızda ülkemizin buğday üretiminde önemli artışlar sağladığını görüyoruz. Verimlilik açısından baktığımızda 2002’de 9,3 milyon hektar üzerinde ektiğimiz buğday tohumlarının bize dönüşüne baktığımız zaman 19,5 milyon ton olarak bize döndüğünü görüyoruz. Yani 9,3 milyon hektardan, 19,5 milyon ton buğday elde etmişiz. 2015 yılında ise daha dar bir alanda, yani 7,8 milyon hektarda ektiğimiz buğdaydan 22,6 milyon ton buğday elde etmiş bulunuyoruz. İşte tüm bu gayretlerimiz ve mücadelelerimiz ve mücadeleler ortak geliştirdiğimiz çabalar sonunda dünyada 11. sırada yer alıyor ve dünya buğday üretimin yüzde 3’üne tekabül eden bir üretimi hep birlikte gerçekleştiriyoruz” dedi.

    “UN İHRACATINDA BİRİNCİYİZ”

    Bakan Çelik konuşmasını şöyle sürdürdü: “ Türkiye diğer taraftan buğday tohumunun yüzde 95’i oranında kendine yeterli bir ülke. Un ihracatında birinci sıradayız. Makarnada 2., bisküvide 8. sıradayız. Bu salonu dolduran ve bu ödülü kazandıran sizleri ben de alkışlıyorum. Dış ticaret verilerine göre 4,4 milyon ton buğday ithal ediyoruz. Buna karşılık un, makarna ve bisküvi olarak 5,7 milyon ton ihracat gerçekleştiriyoruz. 1,2 milyarlık ithalata karşılık 2,5 milyar dolarlık ihracatı gerçekleştirmemizden anlıyoruz ki net ihracatçı bir ülkeyiz bu alanda.”

    “2023’DE 40 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT HEDEFİ”

    Bugün 118 ülkeye un, 145 ülkeye makarna ihraç ettiklerini kaydeden Bakan Çelik, “ Tarıma dayalı sanayide geldiğimiz noktanın görülmesi açısından bu rakamlar başarı düzeyimizi çok net ortaya koymaktadır. Ekonomimiz 2015 yılında yüzde 4 dolayında büyüdü. Tarım sektörüne baktığımız zaman bu büyümenin yüzde 7,6 düzeyinde olduğunu görüyoruz. Tarımsal hasılamızın 2014’te 125 milyar TL, 2015’te ise 148 milyar TL olduğunu görüyoruz. 2023 hedeflerimiz var. Türkiye artık günü birlik, mevsimlik sorunlarını ele alan bir ülke değil. Orta ve uzun vadede planları, projeleri olan bir ülke. Bu çerçevede baktığımız zaman 2023 yılında 150 milyar dolarlık bir tarımsal hasıla, 40 milyar dolarlık bir ihracatı hedefliyoruz” dedi.

    “KİŞİ BAŞI 300 KİLOGRAM BUĞDAY TÜKETİYORUZ”

    Hedefler doğrultusunda daha fazla çalışılması gerektiğini işaret eden Çelik, “ Dünyayı daha fazla kolaçan etmemiz gerekiyor. Sanayide olsun, tarlada olsun bu zincirin her halkasındaki bütün vatandaşlarımızın el birliği içinde daha kat etmesi gereken çok ciddi mesafeler olduğunu burada belirtmek istiyorum. Bu çerçevede tarım sektörüne devlet olarak çok ciddi destekler sağlıyoruz. Geçtiğimiz 13 yıl içinde 78 milyar liralık bir destek sağlamışız. Yalnız 2016 yılında bu tarımsal desteklerin toplamı 11,6 milyar TL olduğunu özellikle vurgulamak istiyoruz. Temel gıda maddesi ekmek, ham maddesi olan buğday tüketimimize baktığımız zaman kişi başı 300 kilogram olduğunu görüyoruz. Buğday bizin için stratejik bir ürün. Dolayısıyla buğdaya da ton başı 2015 yılında 50 TL prim ve dekar başı 22,5 TL olmak üzere gerek toprak analizi, gerek sertifikalı tohum, gerekse mazot ve gübre desteğini vermekteyiz” diye konuştu.

    “SERBEST GÜREŞİRİZ”

    Her zaman üreticilerin yanında olacaklarını vurgulayan Bakan Çelik, “ Tabi üreticimizin yanındayken 78 milyon tüketici de son derece önemli ondan da vazgeçmemiz ve oradaki dengeyi sağlıklı kurmamak gibi bir durum söz konusu olamaz. Tabi ki serbest piyasadan yanayız ama serbest piyasa, piyasa koşullarını istismara kalkacak olanlarında karşısında olacağımızı herkesin bilmesinde fayda var. 78 milyon ile üreticimiz, sanayicimizle birlikte tarımın geleceğinin daha da aydınlık olması konusunda yoğun bir çalışma sarfetmemiz gerekiyor.

    Grokoremen daha sınırlayıcı bir şeydir. Ama serbest o daha özgür bir güreş modelidir. Dolayısıyla serbest bölge güreşiriz yani” ifadelerine kullandı.

    TUSAF Başkanı Günhan Ulusoy, un sektörünün Türkiye’nin en önemli ihraç kalemlerinden biri olduğunun altını çizdi.

    100’deb fazla ülkeye ihracat yaptıklarını kaydeden Ulusoy, “ Un sanayicilerimizin başarısı sayesinde 2015 yılında ülkemize 1 milyar dolar gelir sağladı. Önemli bir sektör olan bu kongreyle amacımız, hem mevcut hem de yeni piyasalarla ticari ilişkileri güçlendirmek, yeni bağlar kurmak ve endüstrinin alıcı, satıcı ve üreticiyi bir araya getirmektir” dedi.

    Un sanayisinin 18 milyarlık hacmiyle tarın sektörüne büyük bir destek sağladığını vurgulayan Ulusoy, “ İhracata sağladığı 1 milyar dolarlık katkı ile beraber, ülkemiz için ne denli önemli olduğu açık olan sektörümüzün, ekonomiye katkısını daha da arttırılması için elimizden geleni ülkemize hizmet anlayışıyla yapmaya hazırız. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin zamanında ve yerinde müdahalesi ile rahat sayılabilecek sezonu yaşıyoruz. TÜİK verilerine göre, 22.6 milyon tonluk buğday üretim rekorunun kırıldığı sezonda, buğday ithalatında bir önceki takvim yılına göre yaklaşık 740 bin tonluk bir azalma yaşandı. 2016 Haziran sonuna geldiğimizde, temmuzdan hazirana sezon yılı olarak karşılaştırdığımızda ise, ithalatta 1.7 milyon tonluk daha belirgin bir azalma bekliyoruz” diye konuştu.

    “ABD’YE ÖZEL UN”

    2016 yılının ilk iki ayında 600 bin tona yaklaşan bir un ihracatını gerekleştirdiklerini belirten Ulusoy, “ Türkiye un sanayicileri 13.8 milyon tonluk dünya un ticaretinin yüzde 20’sini tek başına gerçekleştiriyor. 2015 yılında 2 milyon 180 bin tonluk ihracatımızla yine dünya zirvesinde yer aldık. Son iki yılda ihracat yaptığımız ilk 20 ülke arasına ABD’de yer alıyor. 20 milyon ton buğday ihraç eden ABD’ye Arge ile diyabetin un geliştirerek, ihraç etme başarısını gösterdik. Artık sanayicilerimiz, üreticilerimiz ve tüccarlarımız buğday fiyatlarını takip etmek için Chicago’yu değil, Borsa İstanbul’u takip edecek” dedi.

    Avrupa Birliği Un Sanayicileri Derneği Başkanı Gary Sharkey ise konuşmasında 45 milyon ton buğday ve çavdarı temsil ettiklerini belirterek 3 bin 800 değirmen ve 45 bin çalışanın temsilcisiyiz. Toplamda ise 123 bin çalışanı temsil ediyoruz.” diye konuştu.

    “AVRUPA’DA EKMEK TÜKETİMİ AZALIYOR”

    Avrupa’da ekmek tüketiminde yüzde 0.6 düşüş olduğunu dile getiren Sharkey, “ Paketlenmiş ekmek tüketimi yüzde 2 arttı. Ekmeğin yüzde 73 taze tüketiliyor. İnsanlar daha az ekmek alıyor. Tuz tüketiminden uzaklaşıldığını görüyoruz. Daha fazla tam tahıl ve dengeli beslenmeye görmeye başladık. Somun ekmek büyüklükleri azalmaya başladı. 400 gram somun üretiliyor. Bu daha az ekmek tüketilmesini ağlıyor. Ayrıca çok daha fazla insanın yalnız yaşamasından kaynaklanıyor” diye konuştu.

  • 12. Kastamonu Günleri

    Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Babaş, “Kırk Barajı Projesi, Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere Başbakanımız ve Orman Su işleri Bakanımız bu işe kulak verdiler, gerçekten önemli olduğuna inandılar ve programı aldılar şu anda ihalesi yapılmak üzere. Gerçekten bu barajın yapılması hem ilave 19 km yol ile beraber Kastamonu’yu geliştirecek bir projedir” dedi.

    12. Kastamonu Günleri Atatürk Kültür Merkezi’nde TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Kastamonu Valisi Şehmuz Günaydın, Kastamonu Belediye Başkanı Babaş ile çok sayıda vatandaşın katılımıyla başladı. 30 Mart -3 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek olan Kastamonu Günleri’nde açılan stantlarda Kastamonu kültürü ve yöresel ürünleri tanıtılıyor. Törende bir konuşma yapan Kastamonu Belediye Başkanı Babaş, “Kastamonu gerçekten tarihiyle, ,kültürüyle, dokusuyla, maneviyatıyla önemli bir şehir. Her zaman şunu söylüyorum Osmanlı’nın 16 sancağından birisi. Bir devlet kültürü olan şehirdir. Bu kültürü elimizden geldiği kadar sürdürmeye devam ediyoruz. Kastamonu her şeyiyle 12 ay turizm yapan kültürel bir şehirdir” ifadesi kullandı.

    “İnşallah Mayıs’ın ilk haftası Evliyalar Haftası olarak kutlayacağız” diyen Babaş şöyle devam etti:

    “Ben burada Kastamonu Evliyalar Haftası’na kıymetli misafirleri davet etmek istiyorum. Bir de 26 Mayıs’ta Ahşap Fuarı var. Kastamonu’ya özgü, Kastamonu’nun ahşabını, doğasını ortaya çıkaran bir organizasyondur. Şu anda sahada 250 ‘ye yakın proje var. Bunların hepsini hızlı bir şekilde götürmeye çalışıyoruz. Bu bir ekip işidir ve bu çalışmalarda bize destek olan teşkilatıma çok teşekkür ederim. Öyle büyük bir projemiz vardı ki gerçekten Kastamonu’yu bölgesel olarak geliştirecek bir projeydi. Kırk Barajı Projesi, Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere Başbakanımız ve Orman Su işleri Bakanımız bu işe kulak verdiler, gerçekten önemli olduğuna inandılar ve programı aldılar şu anda ihalesi yapılmak üzere. Gerçekten bu barajın yapılması hem ilave 19 km yol ile beraber Kastamonu’yu geliştirecek bir projedir.”

    Babaş, “Tabii bende pirimizin sözüyle bitirmek istiyorum; ‘Gelişiniz güle güle, gidişiniz güle güle, her işiniz güle güle olsun” diye konuştu.

  • 12. Sezon Bilim Kahramanları Buluşuyor

    Türkiye’de STEM eğitiminin öncülüğünü yapan Bahçeşehir Okulları, 19-20 Mart’ta İstanbul’da düzenlenen FLL Ulusal Turnuvasında yine zirvede yer aldı.

    Türkiye’de STEM eğitiminin öncülüğünü yapan ulusal ve uluslararası düzenlenen robotik turnuvalarındaki başarılarıyla zirvede yer alan Bahçeşehir Okulları, 19-20 Mart’ta İstanbul’da yapılan 17 ilden 43 takımın katıldığı FLL Ulusal Turnuva’da başarılarına bir yenisini daha ekledi.

    Tematik, bilimsel, süreç ve takım çalışması odaklı bir robotik turnuvası olan FIRST LEGO League (FLL) etkinliğinin 12. Sezonu için “Çöpe Çözüm, Çöple Çözüm” teması çerçevesinde ekim ayından beri titiz çalışmalar yapan Bahçeşehir Okulları Robotik takımları Robot Tasarım, Proje, Takım Çalışması ve Robot Performans kategorilerinde başarılı çalışma sergiledi. Türkiye geneli 17 ilden 43 takımın katıldığı 12. Sezon Bilim Kahramanları Buluşuyor / First Lego League Ulusal Turnuvası 19 Mart’ta gerçekleşti. Bahçeşehir Okulları Bahçeşehir Fen ve Teknoloji Lisesi ve Bahçeşehir Okulları Bornova Kampüsü takımları uluslararası turnuvalarda Türkiye’yi temsil hakkı kazandı.

    Bahçeşehir Okulları Bahçeşehir Fen ve Teknoloji Lisesi, Intersection Genesis Mekanik Tasarım Kupası ve Intersection Spero Koroplast İnovasyon Ödülünü aldı. Ayrıca Intersection Spero Robot, Proje ve Takım Çalışması kategorilerinin hepsinde en iyi olanlara verilen Türkiye Şampiyonluk ikincisi oldu.

    Bahçeşehir Okulları Bornova Ortaokulu Robotik Takımı Wall-e ise Robot performans kategorisinde robot performans birinciliğini elde etti.

  • 12. Kadir HAS Ödülleri Sahiplerini Buldu

    Bu yıl 12. kez sahibi bulan Kadir Has “Üstün Başarı Ödülü” kanser, nanoteknoloji, doku mühendisliği ve biyokoruma alanlarındaki önemli buluşları ile Prof. Dr. Mehmet Toner’e, “Gelecek Vadeden Bilim İnsanı Ödülü” ise kanser hücrelerinin metabolizması ve besinlerle ilişkisi konusunda yürüttüğü başarılı çalışmaları ile Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Birsoy’a verildi.

    Kadir Has Üniversitesi tarafından üniversitenin kurucusu, işadamı Kadir Has’ın ismini yaşatmak üzere verilen Kadir Has Ödülleri’nin bu yılki konusu ‘’Doğa ve Yaşam Bilimlerinde Gelişmeler’’ olarak belirlenmişti. Değerlendirme Kurulu’nun çalışmaları sonucu, Massachusetts General Hospital Bio Micro Electro Mechanical Systems (BioMEMS) Resource Center ile Harvard Medical School Biomedical Engineering Research and Education Program for Physicians direktörlüğü görevlerini yürüten Prof. Dr. Mehmet Toner “Üstün Başarı Ödülü”ne, Rockefeller Üniversitesi öğretim üyesi ve Laboratory of Metabolic Regulation and Genetics direktörü Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Birsoy ise “Gelecek Vadeden Bilim İnsanı Ödülü”ne layık görüldü.

    ÖDÜL ALAN İSİMLERİN ÇALIŞMA ALANLARI NELER?

    Prof. Dr. Mehmet Toner, mühendislik ve tıp alanlarını birbirine bağlayarak, kanser, nanoteknoloji, doku mühendisliği ve biyokoruma alanlarındaki çığır açan buluşları, uzun yıllardır en üst düzey akademik dergilerde yayınladığı çok sayıdaki makalesi, önde gelen üniversitelerdeki başarılı öğretim üyeliği ve öğretim üyesi yetiştirmedeki üstün gayretleri nedeniyle ödüle layık görüldü. Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Birsoy ise kanser hücrelerinin metabolizması ve besinlerle ilişkisi konusunda yürüttüğü başarılı çalışmaları ile biyoloji ve tıp alanını birleştiren buluşları ve yayınladığı çok sayıdaki makalesi ile gelecekte alanında önde gelen bilim insanlarından biri olacağına dair bıraktığı kuvvetli izlenim nedeniyle ödül almaya hak kazandı.

    ‘’KADİR HAS BEY, ABİMİZ GİBİYDİ’’

    Üstün Başarı Ödülü’nü alan Harvard Medical School Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Toner duygularını şu şekilde ifade etti: ‘’Saygıdeğer işadamı ve Türkiye’nin önemli kişilerinden Kadir Has Bey’i hepimiz abi gibi benimserdik. Hayatımız onun yaptıklarını duyarak, görerek ve izleyerek geçti. Kendisi Türkiye’ye büyük katkılar sağlamış kalbi büyük bir insandı. O yüzden bu ödülü Has Ailesi’nden almak benim için çok büyük bir gurur.’’

    TÜRKİYE’DEN İLK ÖDÜL

    Gelecek Vadeden Bilim İnsanı Ödülü’nün sahibi olan Rockefeller Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Birsoy ise aldığı ödülün çok değerli olduğunu ve Türkiye’de aldığı ilk ödül olması sebebiyle ayrı bir öneme sahip olduğunun altını çizdi. Genç bir bilim adamı olduğunu ifade eden Birsoy, ‘’Verilen ödül, Kadir Has’ın ve bu üniversitenin genç bilim adamlarına ne kadar değer verdiğini gösteriyor ve bu gerçekten çok mutluluk verici. Şu anda New York’ta Rockefeller Üniversitesi’nde asistan profesör olarak çalışıyorum. Araştırmalarımız daha çok kanser ve kanserin besinlerle ilişkileri yönünde. Kanser dünyanın her yerinde çok problemli bir hastalık. Pek çok insan buna yakalanıyor. Kendi ailemde de bu sorunla uğraşmış insanlar var. Benim laboratuarımın ana öğelerinden bir tanesi ise kanserin kemoterapi, radyoterapi gibi nispeten yan etkisi çok olan tedavi yöntemlerinin yanında besinsel tedavilerle de nasıl uğraşabileceğimizi gösteren konular hakkında’’ diye konuştu.

    ÖDÜLLERİN AMACI BİLİME DESTEK VERMEK

    Gerçekleştirdikleri 12. Ödül töreninin çok önemli olduğunu dile getiren Kadir Has Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Nuri Has, ‘’Bu ödülleri vermeye Kadir Bey’in sağ olduğu zamanlarda, 12 yıl önce karar verdik. İlk 3 ödül töreninde Kadir Bey de aramızdaydı. Bu ödülleri vermemizdeki asıl amaç tabi ki bilimi, bilim adamlarını desteklemek. Bir diğer amacımız ise Kadir Has isminin bilimle, eğitimle anılan, bu kavramlarla özdeş bir isim olması ve bunun gelecek nesillere de aktarılması’’ dedi.

    ‘’ÖDÜLLERİMİZ, MARİFET İLTİFATA TABİDİR ANLAYIŞI İLE SAHİPLERİNİ BULUYOR’’

    Bu yılki ödüllerin alanlarında çok önde olan 2 bilim insanına verildiğini vurgulayan Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aydın, ‘’Biz Kadir Has Ödülleri’ni ‘’Marifet iltifata tabidir’’ anlayışı çerçevesinde, bilimin, ilerlemenin desteklenmesi gerektiğine inandığımız için veriyoruz. Bu çerçevede baktığınızda yıllar içerisinde verdiğimiz ödüllerin değeri, ödülü alan kişilerle artıyor. Bugün de özellikle disiplinler arası çalışmalar yürüten, farklı disiplinlerdeki bilgi ve becerilerini bir araya getiren iki kişiye ödüllerimizi verdik. Önümüzdeki yıllarda da bu süreç ve çabamız devam edecek’’ diye konuştu.

    12. Kadir Has Ödülü Değerlendirme Kurulu’nda bulunan isimlerden Kadir Has Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesi Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil ise günün anlam ve önemine ilişkin duygularını şu şekilde dile getirdi: ‘’Burada olmamızın nedeni Sayın Kadir Has’ın ölümünün 9’uncu senesi ve onun onuruna üniversite bünyesinde de her sene verilen Kadir Has Ödülleri’nin 12’incisinin verilmesi. Bu hem üniversite camiası hem de ülkemiz için önemli bir tören. Çünkü bilimi en üst düzeyde icra eden insanlar, burada motive ve takdir ediliyor’’ ifadelerinde bulundu.