Erzurum’un düşman işgalinden kurtarılışının 95. yıldönümü ile istiklal marşımızın 92.kabul yıldönümü dolayısıyla bir mesaj yayınlayan Erzurum Düşünce Ve Strateji Merkezi (ENER) Başkanı Vahdet Nafiz Aksu,“12 Mart; yerel değil, genel bir bayramdır, Erzurum’un kurtuluşu, vatanın kurtarılışına atılan ilk adım olmuştur. Bu büyük kurtuluş bayramı ile İstiklal Marşımızın kabul yıldönümünü kutluyorum.” dedi.
Kurtuluş yıldönümlerinde şehir insanının iki temel görevi olması gerektiğine vurgu yapan Aksu, ”Bunlardan birisi kurtuluş coşkusunu doya doya yaşamak, diğeri de şehrin neden kurtarılacak hale geldiğinin muhasebesini yapmaktır.” şeklinde konuştu.
Şanlı zaferlerimizin mimarı sembol şahsiyetlerimizi genç nesillere anlatıp tanıtmakiçin bugünlerin iyi bir fırsat olduğunu ifade eden Aksu, şunları söyledi:
“ Erzurum’u vatana armağan eden aziz ecdadımızı bu vesile ile bir kere daha rahmet ve minnetle anıyoruz. Doksan beş yıl önce bugün, nice yokluk ve imkânsızlık içinde canlar feda edilerek Erzurum, Ermeni mezaliminden, esaret zilletinden kurtarılmıştır. Bunun sevinç ve gururunu her zerremizde hissederken, bir yandan da bir tarih muhasebesi içinde olmalıyız. Ne olmuştur da, bir şehir ve hatta bir ülke kurtarılacak vaziyete düşmüş, esaret zilletiyle yaralanmıştır. Bu tarihi mukadderatı hazırlayan sosyal, ekonomik ve tarihi gerekçeler nelerdir? Bunların hangileri kaçınılmazdır; hangileri idarî hata ve dirayetsizlikten başımıza gelmiştir?
Kurtuluş günlerimizde bunu da düşünmekten geri durmamalıyız. Hem şanlı zaferlerin coşkusunu, hem de hezimetlerden alınması gerekli ibret derslerini genç nesillere iyi anlatmalıyız. Bu günleri birer “milli tarih muhasebesi” fırsatı olarak kabul etmeliyiz. Bu, kesinlikle bayramın neşelendirici ruhuyla tezat teşkil etmez. 12 Mart, zamanın ruhu, mekânın idrakidir. Bugün çifte bayramımızın biri de istiklal marşımızın kabulüdür. İstiklal savaşımızın büyük destanı, kurtuluş imanımızın sonsuzluğa haykırılışı olan istiklal marşımızın muhteşem şairi ”Allah bir daha bu millete istiklal marşı yazdırmasın” demiştir. Biz de bu duaya âmin derken, ‘Allah bir daha bu şehri kurtulacak hallere düşürmesin’ diyoruz.”
Aksu 12 mart’ın yerel değil genel bir bayram olduğunu ifade ederek, “Bütün şehirlerin kurtuluş günleri elbette çok önemlidir. Ancak Erzurum’un kurtarılışının bu genel önemi aşan bir yanı var. Eğer Erzurum, Milli Mücadele’nin başlangıcında işgal altında olsa idi, burada bir Kongre’nin toplanması mümkün olamayacaktı. Belki Atatürk Erzurum’da olduğu gibi kendini lider tayin edecek bir organizasyon imkânını bulamayacaktı. Yani seçimle geldiği ilk görevi deruhte imkânına kavuşamayacak, askerlik görevinden de azledildiği için orduyu ve milleti harekete geçirecek bir pozisyonu belki de yakalayamayacaktı. Doğu’da asayişi sağlayıp arkayı emniyete almadan, Anadolu’da yeni bir ordu teşekkülü imkânı olamayacaktı. Erzurum Kongresi’ne zemin hazırlayan tarihi olay, Erzurum’un 12 Mart’ta kurtarılmış olmasıdır. Burada Kazım Karabekir Paşa’nın düzenli bir orduya komuta etmesi; Gazi’ye, “Ben ve kolordum emrinizdeyiz!” diyebilecek bir konumda oluşu milli mücadelemizin en kritik merhalesini teşkil eder. İşte bu yönüyle 12 Mart’ın, ülkemizin topyekûn kurtuluşu ile doğrudan bir bağı vardır. Bu yönüyle Erzurum’un kurtuluşu diğer şehirlerin kurtuluşundan muhteva ve mana bakımından farklılık arz eder. Kısaca ifade edersek, “Ülkenin kurtuluşuna, Millet Meclisi’nin açılışına ve Cumhuriyet’in kuruluşuna giden yol Erzurum’dan geçmiştir”. Bu nedenle, Erzurum’un kurtuluşu sadece Erzurum’da yapılacak kifayetsiz törenlerle geçiştirilecek bir olay değildir. Bu nedenle hem Kurtuluş bayramımızın ve hem de Kongre yıldönümlerimizin Türkiye çapında düzenlenecek şenliklerle kutlanması lazımdır. Bu görev öncelikle Cumhuriyet kurumlarına düşüyor. Sonra da Türkiye’nin dört bir bucağındaki Dadaşlara. Cumhuriyet dönemi boyunca, Milli Eğitim veya Kültür Bakanlıklarımız veya Üniversitelerimiz,“Erzurum’un Kurtuluşu”nu konu alan, konusu“23 Temmuz” olan kompozisyon, şiir yarışmaları düzenlenmemiş olması ciddi bir eksikliktir. Hiç değilse bundan böyle TRT, Devlet Tiyatroları veya Konservatuarlar,12 Mart ve 23 Temmuz konularını işleyen müzikal, tiyatro eserleri için ulusal çapta bir yarışma açalı, eserler sahnelemelidir. Fikir ve sanat âleminin bu ciddi konulara ilgisi sağlanmalıdır. Daha da önemlisi, kurtuluş ve anma etkinliklerinde sivil örgütler insiyatif almalıdır. Bu işler resmi formattan çıkarılmalı, halka maledilmelidir. Öte yandan, bu vesileyle Ermeni mezalimi müzesi önerimizi tekrarlıyoruz. Vatandaşımız olan Ermenileri dışlamadan, onlara husumet beslemeden, diasporanın ‘Soykırım’ iftirasına karşı milli duruşun merkezlerinden birisi de Erzurum olmalıdır. Her nerede yaşıyorlarsa yaşasınlar, bütün hemşerilerimiz kendi şehirlerindeki faaliyetlere lütfen ilgi göstersinler. Hatta çoluk çocuklarını da alıp şenliklere götürsünler. Evlatlarına kurtuluşun ehemmiyetini üşenmeden anlatsınlar. Genç nesillerin beyinlerine milli tarihimizi nakşetmezsek, kahramanlarımızı “model şahsiyetler” olarak sunmazsak, “milli bilinci” ayakta tutmamız mümkün müdür? Dünya dadaşlarının 12 Mart Bayramını ve istiklal marşımızın kabul yıldönümünü kutluyorum.” şeklinde konuştu.
Etiket: 12 mart
-
12 Mart; yerel değil, genel bir bayramdır
-
12 Mart kutlu olsun
Sebahattin Öztürk (Vali)
“İlimiz, yukarıda da belirttiğim üzere birçok medeniyete ev sahipliği yapmış tarihi derinliği olan bir vatan parçasıdır. Erzurum hiç şüphe yok ki Kurtuluş Savaşımızın, Cumhuriyet’e giden yolun en önemli kilometre taşlarında birisidir. Mustafa Kemal Atatürk, 23 Temmuz 1919’da Erzurum Kongresi’ni burada gerçekleştirmiş, Kurtuluş’a ve Türkiye Cumhuriyetine giden yol, 12 Mart 1918’de kurtarılan Erzurum’dan geçmiştir. Tarihten önemli dersler çıkaran Erzurum’umuz bugün de globalleşen dünyada hak ettiği yeri olma noktasında önemli adımlar atmıştır. Cumhuriyetin kurulmasından bu tarafa, ülkemiz ve Erzurum da önemli atılımlar gerçekleştirilmiş, İlimiz, çağdaş, dünyaya ayak uydurabilen, teknolojik gelişmeleri yakından takip edebilen bir kent hüviyeti kazanmıştır. Artık bir dünya kenti olan Erzurum yarınlara güvenle bakmaktadır. İnsanımız artık yakın tarihi ikiye ayırmakta ve UNIVERSIADE’den önce ve UNIVERSIADE’den sonra diye adlandırmaktadır. Bu olumlu iklimi insanımızın pozitif enerjisi ile harmanlayıp, şehrimizin gelişiminde harç yapabildiğimiz takdirde, işte o yukarıda belirttiğimiz güçlü Türkiye’yi ve gelişmiş Erzurum’u vücuda getiririz. Ancak o zaman kurtuluş yıllarındaki o kötü günlerin mazide kaldığını söyleyebiliriz. Dünyanın gözünün ülkemizde ve son yıllarda da ilimizde olduğunun bilinciyle hareket etmekteyiz. Bu günlerde ilimizi heryönüyle “Marka Şehir Erzurum” yapabilmek için hemen her kesim kafa yormakta, beyin fırtınası gerçekleştirmekte, ilimizin öncelikleri ve fırsat alanları masaya yatırılmaktadır. Umut ediyorum ki çok kısa sürede bu çalışmaların çıktılarını göreceğiz ve Anadolu’nun zirvesindeki Erzurum’u marka bir şehir haline getireceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle tüm Erzurumluların bu mutlu ve tarihi gününü kutluyor, bir daha bu günlere düşmemek için herkesin üzerine düşen görevleri yerine getirmelerini diliyor, Allah’tan milletimize bu acı dolu günleri bir daha yaşatmamasını temenni ediyorum.”
Cengiz Yavilioğlu (AK Parti Milletvekili)
“Birbirinden ayrı hadiseler gibi görünse de bu iki müstesna anma günü arasında derin mana irtibatları bulunmaktadır. Erzurum’u kanlı Ermeni mezaliminden kurtaran vatan aşkı ve İstiklal sevdası ile İstiklal Marşında ifadesini bulan İstiklal Mücadelesinin beslendiği memba aynıdır. Vatanın bütünlüğü ve milletin istiklaline yönelik her türlü dâhili ve harici tehdit, asırlarca milletin imanlı direnişi ile bertaraf edilmiştir. Alvarlı Muhammed Lütfi Efendi Hazretlerinin “Mevla’ya Emanet Olsun Erzurum” ifadesi ile manalaşan,bağrından Nene Hatunları,Kazım Karabekirleri, Muhammed Lütfi Efendi Hazretleri gibi Milli ve Manevi Mihmandarları çıkaran,Mehmet Akif ERSOY ’da kendini bulan ve Milli Mücadele ateşini yakan bir ruhla yazılan İstiklal Marşımızın Kabul Günü dolayısıyla Aziz Hemşerilerimin bu önemli günlerini kutlar,Milli Mücadelede Rahmet-i Rahmana kavuşmuş şehitlerimize Allah’tan rahmet dilerim.”
Muhyettin Aksak (AK Parti Milletvekili)
“Erzurum Selçuklular tarafından fethedildiği tarihten itibaren Anadolu’nun kapısı olarak düşmanlara geçit vermeyen bir kale görevi görmüştür. Kurtuluş Savaşı’na kadar olan dönemde zaman zaman işgallere maruz kalan Dadaşlar diyarı Erzurum, yiğit evlatlarının canlarını ortaya koyarak verdikleri mücadelelerle her seferinde düşmandan temizlenmiştir.
Kurtuluş Savaşı yıllarında ise Erzurum, bu mücadelelerin en acılarından birini vermek zorunda kalmıştır. Eli silah tutan erkekleri, cepheden cepheye koşan Dadaşlar diyarında geride yaşlılar, kadınlar ve çocuklar kalmıştı. Erzurum’u işgal eden Rusların gözü önünde Ermeni çeteleri kadın, erkek demeden büyük bir katliam yapmaya başlamışlar.
Çok büyük kıyım ve katliamlara maruz kalan ve Birinci Dünya Savaşı’nın en dehşetli şekilde yaşandığı Erzurum, 2 yıllık esaretten sonra, 12 Mart 1918’de Kazım Karabekir Paşa’nın komutasındaki Birinci Kafkas Kolordusu ve kahraman Erzurum halkının mücadelesiyle yeniden bağımsızlığını elde etmiş ve burçlarına ay-yıldızlı bayrağı dikmiştir. Erzurum, kelle koltukta mücadelenin verildiği bir şehirdir. Öyle kolay kolay yok olacak, yapılan zulümleri, katliamları sineye çekecek bir şehir değildir. Burası, erkekleri 7 cephede savaşırken Nene Hatunların düşman karşısına çıkıp, göğsünü vatanına, milletine ve bayrağına siper ederek destan yazdığı dadaşlar diyarıdır”
Murat Kılıç (AK Parti İl Başkanı)
“Doğunun sınır taşı” olarak anılma şerefine erişen Erzurum, bu zorlu mücadele yıllarında üzerine düşeni fazlası ile yapmış, nice kahramanlıklar sergileyen askerimize, bugün artık ülke tarihimizde silinmez bir yere sahip olan “Nene Hatun” gibi efsaneleşmiş isimler de katılmış; Anadolu’nun sadece erinin değil, kadının da özgürlük ve vatan uğruna nasıl bir mücadele sergileyebileceğini de gözler önüne sermişlerdir. Dadaşlar Diyarı Erzurum, Millî Mücadelede üzerine düşeni yapmış, Dadaşlar sadece Erzurum’ un müdafaasında değil, Millî Mücadelenin her cephesinde kahramanca savaşmışlardır.
Zor şartlar ve ağır kayıplara rağmen Erzurum’u düşmanın işgalinden kurtarmak için canlarını, mallarını ve ailelerini feda eden kahraman askerlerimize, şehitlerimize ve gazilerimize şükran ve minnetlerimizi sunuyor, onları dualarımızda anıyoruz. İşte böyle zorlu şartlar altında tekrar hürriyetine kavuşturulan Erzurum’u daha da ilerilere götürmek, kalkınma zeminini oluşturmak ve bunu sürdürmek esas vazifelerimiz arasındadır.
İktidarımız ile her alanda daha da ileri noktalara gelmesi için sayısız yatırım ve çalışmanın yapıldığı Erzurum’un ve Erzurumlunun her hizmetin en iyisine layık olduğu kanaatindeyiz. Kış oyunlarına başarı ile ev sahipliği yapmış, bugün artık bir “Eğitim ve Sağlık ve Kış Turizmi” merkezi olma yönünde emin adımlarla ilerleyen Erzurum, kısa zamanda “Marka Şehirler” arasında yer alacaktır.
Tüm hemşerilerimin bu anlamlı gününü kutluyor, Cenab-ı Hakk’ tan bizlere bir daha böyle acılı ve zor günleri yaşatmamasını niyaz ediyorum.”Ahmet Küçükler (Büyükşehir Belediye Başkanı)
“Nene Hatun ve daha nice vatan evladının canlarını ortaya koyarak düşmana karşı giriştikleri vatan savunmasının adıdır. 12 Mart Zaferi, kahramanlığın ve vatan sevdasının adıdır. 12 Mart Zaferi, Nene Hatun’un ve daha nice analarımızın yavrularını bir kenara bırakıp, düşmanın üzerine yürüdüğü, Allah Allah nidalarıyla yükselen ses, iman dolu yürekleri ve çelik bilekleriyle Dadaşların, vatan toprağını düşman çizmeleri altında ezdirmeyeceklerini tüm dünyaya haykırışı olmuştur.Tarihi geçmişimiz hep kahramanlık örnekleriyle dolu. Geçmişimizle ve ecdadımızla ne kadar övünsek, azdır” diyen Başkan Küçükler, “u nedenle çocuklarımızı ve gençlerimizi, tarih bilincine sahip bireyler haline getirmeli, onların da, şanlı geçmişleriyle gurur duymaları ve tarihlerine sahip çıkmalarını sağlamalıyız. 12.Mart Zaferi’nin 95’inci yıldönümünde, toprakları şehit kanlarıyla sulanan Erzurum’lu olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. 12 Mart Kurtuluş savaşında ’da vatan savunmasını yaparken şehit düşen kahraman askerlerimizi ve vatansever Erzurumluları rahmetle anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum”
Orhan Bulutlar (Palandöken Belediye Başkanı)
” 1916 yılında başlayan ve 2 yıl boyunca devam eden işgal günlerinin, tarihin sayfalarına acı, kan ve gözyaşlarıyla yazıldı. 12 Mart milli bir duruş ve aynı zamanda mücadele azmine gösterilebilecek en güzel örneklerden birisidir. Ermeni zulmü altında inim inim inleyen yöre halkının, 12 Mart sabahı doğan güneşle birlikte aydınlık günlere yelken açtığı tarihtir. Esaretin gölgesinde yaşayan, zulmün ve mezalimin tüyler ürperten yüzünü gören Erzurumlu hemşerilerimiz, Kazım Karabekir Paşa’nın komutasındaki aslanların şehre girmesiyle birlikte ‘Allah Allah’ nidalarıyla yeniden cana gelmiştir. 12 Mart, bu nedenden dolayı bir şahlanış; mukaddes vatan toprağının gözünü kan bürümüş düşmanın elinden kurtarılış ve tüm dünyaya bu necip milletin kuvvetinin gösteriliş günüdür” ifadelerini kullandı. Başkan Bulutlar,” Şehrimizin düşman işgalin den kurtuluşunun 95’nci yıl dönümü nedeniyle vatan topraklarının düşman güçlerinden geri alınması sürecinde canlarını feda eden şüheda başta olmak üzere, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını rahmet, minnet ve şükranla anıyorum. Mübarek beldemizin kurtuluş günü, hepimize kutlu olsun.”
Ali Korkut (Yakutiye Belediye Başkanı)
“Ermenilerin bu acımasız işgal ve katliamına son vererek, milis kuvvetleriyle birlikte 12 Mart 1918’de Erzurum’u kurtarır. Şehir harabeye dönüşmüş, Nüfus ise 8.000’lere düşmüştür.Erzurum’umuzun kurtuluşu ve İstiklal Marşımızın kabulünü en içten duygularımla kutluyorum”
Erdal Güzel (ERVAK Başkanı)
“Erzurum; 16 Şubat 1916’da Ruslar tarafından işgale uğramış, bu karanlık günler 12 Mart 1918’de Kazım Karabekir Paşa komutasındaki şanlı ordumuzun şehri işgalcilerden kurtarması ile son bulmuştur” diyen ERVAK Başkanı Güzel, “Bu iki yıllık işgal sırasında Erzurum’un yaşadığı acı dolu, ıstıraplı ve karanlık günler yüce Türk milletinin hafızalarından silinmemiştir. Bu tabloyu 6 Mayıs1918’de Ahmet Refik Altınay: “Yangın yerindeyim, Türklerin bu tarihsel ve özverili beldesi sanki harabe. Sokaklar ve binalar, camiler ve medreseler büsbütün harap. Evler insan cesetleriyle dolu. Yanmış yıkılmış binaların enkazına ayaklarınızla dokunduğunuz zaman simsiyah kesilmiş, gülüyormuş gibi dişleri meydanda insan kafalarına, çocuk başlarına, kol ve bacaklarına, gövde ve ayak parçalarına rastlarsınız. Ne minarelerinden bir zamanlar Palandöken dağının karlı tepelerine akseden garip, hazin ezan sesleri işitiliyor; ne de sokaklarında vakur ve gururlu insanların, milliyetine sahip insanların kalabalığı görülüyor. Zarif binalar, görkemli hanlar, tarihi türbelerle süslü dört asırlık Osmanlı kahramanlığına sahip olan bu şehrin üzerinden, müthiş zalim bir kan ateş tufanı geçmiş, kısaca Erzurum’daki tablo Meydan-ı Kerbela’yı andırıyordu.” şeklinde ifade etmektedir. Bu kadar acıya ve çileye rağmen asil ruhlu dadaşlar yaralarını barış, kardeşlik ve sevgi gibi ulvi duygularla sarıp, dadaşlığın ruh ve disiplini içerisinde asla yeri olmayan öfke, kin ve intikam duygularına kapılmamışlardır”
Abdullah İkinci ( ÖĞDER Erzurum Şube Başkanı)
“Bu mücadelede vatanı, dini ve mukaddesatı için şehit düşen, fedakarlık yapan tüm şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Ancak bu tarihi olaylardan dersler çıkarmazsak anmamız bir şey ifade etmez. Dün devletinin en zor zamanında cepheye oğlunu gönderen Fatmalar, kucağındaki çocuğuyla cepheye koşan Nene Hatunlar bölgenin büyük komutanı Kazım Karabekirler o gün görevlerini layıkıyla yapıp fedakarlıklarını gösterirken bu gün bizler ne yapmalıyız? Bizler hangi fedakarlıkları göstermeli ve neleri başarmalıyız.Neleri doğru yapıyor nerelerde yanlış yapıyoruz bu görmek ve düşünmek zorundayız. ÖĞDER olarak diyoruz ki milletimizin ihyası gençliğin eğitimi ve terbiyesi ile mümkündür. Dün gençlerimizi silahla şehit eden emperyalist devletler aracıları vasıtasıyla bu gün gençliğimizi maneviyatını bozarak, din ve namus ve vatan mefhumlarını zayıflatarak, ulvi ideallerden uzaklaştırarak imha etmeye çalışıyorlar. Bu sadece bizde değil tüm İslam dünyasında devam ettiriliyor. Bu konu ile ilgili Proje hazırlayıp yürüten Amerikan ve İngiliz Ting tank (düşünce) kuruluşları var.”
-
İzmir 12 Mart’ı kutlayacak
İZMİR (İHA) –
Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ Erzurum’un düşman işgalinden kurtulduğu gün olan 12 Mart’tan birkaç gün sonra 15 Mart tarihinde Smyrna Meydanı’nda bir Erzurum gecesi düzenleyeceklerini belirterek “Erzurum Narman Belediye Başkanı ile görüştüm. Sevgili İbrahim Erkal başkanın sınıf arkadaşıymış. Eğer bir problem yaşanmazsa bizimle o güzel gecede birlikte olacak. Tüm Erzurumluları bekliyoruz” dedi.