Etiket: 1

  • Bakan Koca: “1 ay sonra uygulanan bu aşının etkinliğini görmüş olacağız”

    Bakan Koca: “1 ay sonra uygulanan bu aşının etkinliğini görmüş olacağız”

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Faz-3 çalışmalarına başlanan aşılardan umutlu olduklarını belirterek, “2 aşı yapılıyor, bir başlangıçta bir de 14’üncü gün olmak üzere, devamında da 28-29’uncu günde antikor gelişimi görülüyor. Dolayısıyla biz 1 ay sonrası için uygulanan bu aşının etkinliğini ve antikor geliştirebilirliğini görmüş olacağız” dedi.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bakan Koca, toplantının ana gündeminin son zamanlarda artan vakalar olduğunu, bunun yanı sıra, salgının dünyadaki ve Türkiye’deki seyri, vaka artışının sebepleri, vaka sayılarının arttığı illerde alınacak önlemler, hastane kapasitelerinin ve aşı çalışmalarının ele alındığını bildirdi.

    “1 ay sonra uygulanan bu aşının etkinliğini ve antikor geliştirebilirliğini görmüş olacağız”

    Covid-19 aşısıyla ilgili dünyada yaygın bir ilerlemenin söz konusu olduğunu belirten Sağlık Bakanı Koca, “Şu an da Faz-3 çalışması devam eden 9 aşının 6 tanesinin insana uygulanması başladı. Bu uygulamalardan bir tanesi bizim Bakanlık olarak izin verdiğimiz, Çin’de geliştirilen aşı. Ülkemizde de Faz-3 çalışmalarına bugün Hacettepe’de 3 sağlık çalışanı üzerinde başlanmış oldu. Ağırlıklı olarak sağlık çalışanları katıldı. Başta bin 200 kişiye yapılmış olacak. Devamında da 10 bin kişi daha ilave ediliyor olacak. 2 aşı yapılıyor, bir başlangıçta bir de 14’üncü gün olmak üzere, devamında da 28-29’uncu günde antikor gelişimi görülüyor. Dolayısıyla biz 1 ay sonrası için uygulanan bu aşının etkinliğini ve antikor geliştirebilirliğini görmüş olacağız. Bir diğer aşı Pfizer’in aşısı. Pfizer’in çalışmasına da bu konuda izin verildi. İstanbul’da Çapa ve Cerrahpaşa dahil olmak üzere, 10’dan fazla merkezde bu başlıyor. Önümüzdeki günlerde başlamış olur. İzni çünkü verilmiş oldu. Biz bu arada bu aşının da özellikle bizim vatandaşımızda genetik farklılıklar olduğundan aşının etkisi farklı olabilir. Bunu da önümüzdeki 1 ay içerisinde görmüş olacağız. Ayrıca Rusya’dan da geliştirilen aşı ile ilgili bir iki eksiği olduğu söylemiştim. Genel olarak aşıyla ilgili yapılan çalışmaların uygun olduğunu, hem hayvan çalışmalarının hem Faz-1, Faz-2 insan deneyi çalışmaları yapılmış. Olumlu sonuçlar alındığını dosyadan anlıyoruz. Faz-3 için zannediyorum haftaya izin verilebilir. Dolayısıyla biz bu Faz-3 çalışmalarına neden izin veriyoruz? Vatandaşımız üzerinde genetik, bölgesel farklılıklar olabilir. Bunun etkisini görmek ve buna göre de farklı aksiyonlar alabilmek için önemli görüyoruz. Bu anlamda sadece bu 3 aşı için değil diğer aşılarla da yakın iş birliği içerisindeyiz” ifadelerini kullandı.

    Ayrıca Bakan Koca, yerli aşı çalışmalarında da 2 aşının hayvan deneyleri aşamasına geldiğini ve önümüzdeki yıl bu aşının da önemli yol kat etmesini beklediklerini söyledi.

    “Türkiye için sokağa çıkma gibi bir yasağın şuan için söz konusu olmadığını söyleyebilirim”

    Dünya genelinde şu an için sokağa çıkma uygulamasına pek başvurulmadığını belirten Bakan Koca, “Özellikle Türkiye için sokağa çıkma gibi bir yasağın şuan için söz konusu olmadığını ve Bilim Kurulu’nun da şuan böyle bir önerisinin olmadığını söyleyebilirim. Özellikle bizim, sonuç alabilmemiz insandan insana geçen bu virüsün temasla geçtiği için maske ve mesafenin önemini her zaman için söylüyoruz. Ama bu bulaşın önlenmesinin en kestirme yolu mesafe ve maske. Yani maske ve mesafe son derece basit iki uygulama. Bununla da sonuç aldığımızı biliyoruz. Onunla ilgili yoğunlaşmanın azalması ile ilgilim yer yer İl Hıfzıssıhha Kurullarımız kararlar alıyor. Bunu da zaten görebiliyoruz. Hem esnek çalışma uygulamaları hem toplu taşıma araçlarındaki düzenlemelerde bu görülüyor” şeklinde konuştu.

    “Hayatını kaybedenlerin ağırlıklı yaş ortalaması hala yüksek”

    Son dönemde gençlerde yaşanan vaka artış seyrinin sorulması üzerine Bakan Koca, “Özellikle son dönemde hareketliliğin artması ile birlikte gençlerde salgının taşıyıcılığın, virüsün daha yoğun olduğunu görmeye başladık. Hareketlilikle bu daha çok arttı. Ama gençlerde giderek hayatını kaybedenlerin sayısının aynı olmadığını düşük olduğunu, hiç olmadığı anlamında söylemiyorum. Son dönem genç yaşta kaybettiğimiz vatandaşlarımız oldu. Ama genç yaşlarda kaybettiklerimizin ağırlığı genelde altta yatan kronik bir rahatsızlığı veya immün yetmezliği söz konusu idi. En son hayatını kaybeden öğrencimiz de primer immün yetmezliği olan bir öğrencimizdi. 42 gün gibi bir zaman diliminde bu anlamda arkadaşlar yoğun bir çaba içerisinde oldular ama maalesef hayatını kaybetmiş oldu. Ama gençlerin bulaştırıcılığının yüksek olduğunu, özelliklerde kronik rahatsızlığı olanlara ve de yaşlılarımıza bulaştırma noktasında çok ciddi bir sorun oluşturduğunu, o nedenle de herkesin virüs taşıyormuş gibi maske ve mesafe kuralına uyması gerektiğini düşünüyoruz. Hayatını kaybedenlerin ağırlıklı yaş ortalaması hala yüksek. Ama bu genç yaşta hiç olmadığı anlamına gelmez” açıklamalarında bulundu.

    Okullarda 2 + 5 gün uygulaması

    Okulların açılması ile ilgili Bilim Kurulu ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın ortak çalışma yaptıklarını ve 2 + 5 gün şeklinde bir uygulamaya geçileceğini belirten Bakan Koca, hastalığın yoğunluk durumuna göre İl Hıfzıssıhha Kurullarının okula başlatmama konusunda karar alabileceğini ama şuan için böyle bir durumun söz konusu olmadığını söyledi. Bakan Koca, 3 hafta sonra da salgının seyri ve bölgesel faktörlerin değerlendirilip kademeli geçiş olup olmayacağının belirleneceğini açıkladı.

    Grip aşısı belirlenen kişilere uygulanmalı

    Grip aşısına dünyada arzın artışının yüzde 20’yi geçmediğini belirten Bakan Koca, geçen yıla göre Bakanlık olarak geçen yıla oranla katlarca fazla grip aşısı temin etme konusunda çalıştıklarını ve bu aşının kimlere yapılması konusunda tespit yapıldığı an aşılamaların başlayacağını söyledi. Ayrıca zorunlu aşı yapılması gerekenler için herhangi bir sıkıntı yaşanmayacağına değinen Bakan Koca, grip aşısının herkese uygulanmasına gerek olmadığını belirtti.

  • Erzurum OSB’lere ‘+ 1’ teşvik engeli

    Erzurum OSB’lere ‘+ 1’ teşvik engeli

    Bölgesel Teşvik Sistemi’nde 5. Bölgede yer alan illerdeki OSB’lere yapılacak yatırımların 6. Bölge teşviklerinden yararlanması sağlayan ‘+1’ uygulaması, 21 Ağustos 2020 tarihinde 31220 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan kararla sonlandırıldı.

    Cazibe Merkezleri Programı (CMP) kapsamındaki illerde uygulanan teşvik sisteminde yapılan mevzuat değişikliği, başta Erzurum olmak üzere 4. ve 5. Teşvik Bölgesi illerindeki OSB’lerde yer alan yatırımların sekteye uğrayacağı endişesine yol açtı.

    Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) Meclis Başkanı ve Erzurum 2. OSB Müteşebbis Heyet Başkan Vekili Saim Özakalın, Erzurum’un da yer aldığı CMP kapsamındaki illerdeki OSB’lere yapılan yatırımların 6. Bölge teşviklerinden yararlanmasını sağlayan uygulamanın sonlandırılmasının, Erzurum’daki yatırımları ciddi anlamda etkileyeceğinden ve bölgenin cazibesini ortadan kaldıracağından endişe duyduklarını söyledi.

    “Cazip kılan hüküm yürürlükten kaldırıldı”

    Erzurum’un, 15 Haziran 2012 tarihinde Bakanlar Kurulu’nun 3305 Sayılı Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararı uyarınca; Bölgesel Teşvik Sistemi kapsamında, ‘5. Bölge İlleri’ arasında sayıldığını hatırlatan Özakalın konuyla ilgili açıklamasında şunları söyledi; “2017 yılında ilan edilen Cazibe Merkezleri Programı çerçevesinde ve 22 Şubat 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan değişiklikle de, ilimizin de dahil olduğu program kapsamında yer alan 4. ve 5. Bölge illerindeki OSB’lerde gerçekleştirilecek yatırımların, 6. Bölge desteklerinden aynı oran, miktar ve sürelerde yararlanacağını hükmü getirildi. Söz konusu hüküm; Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararın 18. maddesinin 4. fıkrasında yer almıştı. Ancak; 21 Ağustos 2020 tarihli ve 31220 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Kararın 6. Maddesinde, ‘Aynı Kararın 18. maddesinin 4. fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır’ ifadesi yer almaktadır. Bu durumda İlimizde bulunan OSB’lerimiz sadece 5. Bölge desteklerinden istifade edebilir hale dönüştürülmüştür. Her ne kadar CMP Kapsamında Yatırımların Desteklenmesi Hakkında Kararın 3. Maddesinde, komite tarafından uygun görülen ve kanundaki yükümlülükleri sağlayan en az 5 milyon lira tutarındaki yatırımların 6. Bölge desteklerinden faydalanabileceği belirtilse de bunun hiçbir uygulama örneğinin olmadığı bilinmektedir. Kaldı ki uygulamanın süresi de yılsonunda doluyor.”

    İki Bölge Teşvikleri Arasında Büyük Fark

    Açıklamasında, “Tekstilkent Projesi gibi birçok sanayi sektörü alanında yatırım yapan yatırımcıları İlimize çeken en önemli unsurlardan bir tanesi 6. Bölge teşvikleri olmuştur” diyen ETSO Meclis Başkanı ve 2. OSB Müteşebbis Heyet Başkan Vekili Saim Özakalın şöyle devam etti; “Özellikle emek yoğun sektörler için son derece cazip teşvikler sunan 6. Bölge destekleri arasında; her bir istihdam için SGK İşveren Payı Muafiyeti 456 Lira, Sigorta Pirimi İşçi Payı Muafiyeti 412 Lira ve Gelir Vergisi Stopaj Desteği 154 Lira ile 10 yıl süresince limitsiz olarak uygulanmakta iken 5. Bölge desteklerinde yalnızca Sigorta Pirimi İşveren Payı Muafiyeti 456 Lira ile 7 yıl süresince ve toplam yatırım tutarının yüzde 35 üst limitiyle sağlanıyor. Örnek verecek olursak; asgari ücret üzerinden 500 kişilik bir istihdam sağlayan ve 4 milyon TL’lik yatırım yapan bir işletme için işletme için 6. Bölge teşvikleri kapsamında toplamda 61 milyon 361 Bin lira sigorta pirimi desteği sağlanmaktayken, 5. Bölge teşvikleri kapsamında yüzde 35 üst limit uygulanması sebebiyle yalnızca 1 milyon 400 Bin lira sigorta pirimi desteği verilmektedir.”

    “OSB’lerimizdeki yatırımlar sekteye uğrar”

    Tekstil / hazır giyim gibi emek yoğun sektörlerde yatırım yeri kararı verilirken sigorta primi teşviklerinin önemli rol oynadığını vurgulayan Özakalın, Erzurum’un 5. Bölge olarak kalması durumunda Tekstilkent Projesi gibi bölgeye gelecek yatırımların sekteye uğrayacağını ve OSB’lerin cazibesini yitireceğini kaydederek, “Örneğin Tekstilkent’in ikinci etabı kapsamında yapılmakta olan fabrikaya talipli olan firmanın bu kararından vazgeçmesi muhtemel olacaktır. Ayrıca hali hazırdaki 4 fabrikada faaliyet gösteren yatırımcılar da ilerleyen zamanlarda yeni teşvik belgeleri almak istemeleri durumunda 5. Bölge destekleriyle karşılaşacak ve ilimizde yatırımlarına devam etme kararlarını sorgulayacaklardır. Sonuç olarak; Tekstilkent Projesinin ve diğer birçok sanayi yatırımlarımızın İlimizde yakaladığı ivmenin kaybedilmemesi adına, 21 Ağustos 2020 tarihinde yapılan değişikliğin ivedilikle yeni bir mevzuatsal değişiklikle düzeltilmesi Erzurum’un da önceden olduğu gibi 6. Bölge illeri arasına dahil edilmesi son derece önemlidir. Buna ilaveten, ilimizdeki organize sanayi bölgelerimizde daha önce yüzde 100 bedelsiz oranda yatırım yeri tahsisi yapılabilirken bu oran geçtiğimiz yıl yüzde 80’e düşürülmüştü. Bu oranın yeniden yüzde 100’e çıkarılmasını talep ediyoruz. Yine bu teşvik değişikliğinden kaynaklanacak dezavantajdan dolayı, 1. Etabı tamamen dolan, 1. Etabın 4 katı büyüklüğündeki 2. Etabın altyapı çalışmalarının sona geldiği 2. OSB’de yakalanan heyecan ve ivmeyi kaybetmek istemiyoruz” dedi.

    “Kararın gözden geçirilmesini istiyoruz”

    Özakalın açıklamasında şu ifadelere yer verdi; “Daha yeni yeni ilimizde oluşturmaya çalıştığımızı sanayi yatırımları ve sanayileşme adımları bu değişiklikle sekteye uğrayacaktır. 2.Organize Sanayi Bölgemizde yatırım yapmış ve yatırımı devam etmekte olan çok sayıda yatırımcımızın kısıtlı imkanlarla ve zor şartlarda hayata geçirmeye çalıştığı sanayi işletmelerimizin en önemli ve etkili desteği 6. Bölge teşvikleriydi. OSB’lerimizdeki mevcut devam eden yatırımlar 6. Bölge teşviklerinden yararlandı. Yeni teşvik belgesi başvurusunda bulunanlar yeni düzenlemeye göre 5. Bölge teşviklerinden yararlanacak. Bu mevzuat değişikliği ile birlikte yatırımcılarımızın faydalandığı teşviklerin büyük ölçüde azalmasının yanı sıra bu değişiklik yeni yatırıma hazırlanan yatırımcılarında kararlarını bir kez daha gözden geçirmeye itecek ve başlaması muhtemel birçok yatırım proje aşamasında kalacaktır. Kaldı ki yıllardan beri bölgemiz ve ilimizdeki sanayileşme adımları için hem siyasilerimiz ve bürokratlarımızla birlikte ETSO olarak üstün çaba ve gayret sarf etmemize rağmen, bu son mevzuat değişikliğine neden gerek duyulduğuna anlam verebilmiş değiliz. Biz, şehrimizdeki yatırımların, teşvik bölgeleri haritasında da görüldüğü gibi; birbiriyle komşu, aynı iklim şartları ve benzer ekonomik yapıya sahip olan, ancak 6. Teşvik bölgesinde yer alan diğer illere gitmesini istemiyoruz. ETSO ve 2. Organize Sanayi Bölgesi müteşebbisleri adına buradan bütün siyasetçi ve bürokratlarımızla beraber, OSBÜK Yönetim Kurulu Başkanı Memiş Kütükçü’ye, Hazine ve Maliye Bakanlığımıza ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımıza bu kararı yeniden gözden geçirmelerini ve gerçekte daha fazla teşvik bekleyen ilimiz ve bu değişiklikten olumsuz etkilenen bölgemizdeki diğer illerin yaşadığı hayal kırıklığını bilmelerini istiyoruz.”

    Özakalın ayrıca, bölgedeki Ticaret ve Sanayi Odaları ve OSB yönetimleriyle konuyla ilgili istişarelerini sürdürdüklerini belirterek, durumu özetleyen ve taleplerini içeren raporun siyasilere ve ilgili bürokratlara ulaştırdıklarını sözlerine ekledi.

  • Bakan Kurum: “Türkiye’de 1,5 milyon acil dönüştürülmesi gereken konut var”

    Bakan Kurum: “Türkiye’de 1,5 milyon acil dönüştürülmesi gereken konut var”

    Okmeydanı Kentsel Dönüşüm Projesi’nin Bilgilendirme Toplantısı Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un katılımıyla gerçekleştirildi. Programda konuşan Bakan Kurum, “Türkiye’de 1,5 milyon acil öncelikli dönüştürülmesi gereken konut var. Bunun 300 bini İstanbul’umuzda” dedi.

    Okmeydanı’nı sağlıklı bir yaşam alanına dönüştürmek amacıyla hayata geçirilen “Okmeydanı Kentsel Dönüşüm Projesi”nin Bilgilendirme Toplantısı Fetihtepe Mahallesi Camii Sokak’ta gerçekleştirildi. Programa Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Demir, Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız ile çok sayıda vatandaş katıldı. Bakan Kurum, projeyle ilgili detayları vatandaşlarla paylaştı. Yerinde ve hızlı bir kentsel dönüşüm projesi gerçekleştirileceğini belirten Bakan Kurum, vatandaşların mağdur edilmeyeceğine dikkat çekti. Programın ardından Bakan Kurum, vatandaşların projeyle ilgili sorularını tek tek yanıtladı.

    “Bizim cennet vatanımızın yüzde 66’sı deprem riski altında”

    Türkiye’nin büyük bölümünün deprem riski altında olduğuna dikkat çeken Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, “Maalesef, bizim cennet vatanımızın yüzde 66’sı deprem riski altında. Nüfusumuzun yüzde 71’i de bu alanlarda yaşıyor. Son 100 yılda büyüklüğü 6’nın üzerinde 60’a yakın deprem yaşadık, bu depremlerde 80 bin canımızı toprağa verdik. 2012 yılında; Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Bedeli ne olursa olsun yapacağız’ sözleriyle, Kentsel Dönüşüm seferberliği İstanbul’da Gaziosmanpaşa’da başladı. O günden bugüne 81 ilimizde 1 milyon 350 bin konutun dönüşümünü tamamladık. Bugün de; ‘Türkiye’nin Her Yerinde Kentsel Dönüşüm‘ deprem dönüşüm diyoruz ve projelerimizi hızlı bir şekilde yapmaya devam ediyoruz. En son Elazığ ve Malatya’mızda tam 24 bin konutun çalışmalarını başlatma talimatı Cumhurbaşkanımız verdi. Ocak ayında deprem meydana geldi sekizinci ayın içerisinde Elazığ’ımıza Malatya’mıza ilk konutlarımızı teslim etmeye başlayacağız” dedi.

    “En riskli bölgelerimizin başında, İstanbul’umuz geliyor”

    Deprem riskini en çok taşıyan alanların başında İstanbul’un geldiğini ifade eden Bakan Kurum, “Bugün maalesef en riskli bölgelerimizin başında, İstanbul’umuz geliyor. Bu anlamda; İstanbul’umuzu mahalle mahalle, sokak sokak depreme hazır hale getirmek için vatandaşlarımızla bir araya geliyoruz. Tüm Türkiye’de 1,5 milyon acil öncelikli dönüştürülmesi gereken konut var. Bunun 300 bini İstanbul’umuzda, yani, ülkemizdeki acil dönüşmesi gereken konut sayısının beşte 1’i İstanbul’umuzda yer alıyor. Bu demek oluyor ki; İstanbul depremin merkez üssüdür, dönüşümün merkez üssüdür. Bu anlayışla İstanbul’umuzu Kurtarma Seferberliği başlattık” diye konuştu.

    “Yılsonu ilk kazmayı vuracağız”

    Bakan Kurum programda Okmeydanı’nda başlayacak olan kentsel dönüşüm projesi hakkında bilgi verdi. Vatandaşların mağdur edilmeyeceğini ifade eden Bakan Kurum, “Okmeydanı Kentsel Dönüşüm Projesi’nin ilk etabına hep birlikte Bismillah diyerek başlıyoruz. Kasım ayında evlerimizi boşaltalım. Taşınma, kira yardımı yapmak suretiyle sizleri mağdur etmeden misafir edeceğiz. Sizlerin de rızasıyla, yılsonu ilk kazmayı vuracağız. Proje bedelini hesaplayacağız yüzde 30 sübvanse edeceğiz, indirim yapacağız, destekleyeceğiz” ifadelerini kullandı.

    “Beyoğlu için anlamlı bir yolculuğa çıkıyoruz”

    Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız, vatandaş için alanda yerinde ve hızlı bir kentsel dönüşüm süreci uygulanacağını ifade etti. Bölge için büyük önem taşıyan projenin bilgilendirme toplantısının tarihi bir günde gerçekleştiğini ifade eden Başkan Yıldız, “Anlamlı bir günde bu toplantıyı yapıyoruz. Fetihtepe İstanbul’un fethine şahitlik eden bir tepedir. Bugün İstanbul’un fethinden sonra cami olarak Müslümanlara hizmet eden ve insanlığın mirası olan Ayasofya’nın Recep Tayyip Erdoğan’ın kararnamesiyle camiye çevrilip ilk Cuma namazını hep birlikte kutladığımız gündür, kutlu olsun. Böyle bir günde Beyoğlu için anlamlı bir yolculuğa çıkıyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Özgür Çek: “1 puan da bize yeter”

    Özgür Çek: “1 puan da bize yeter”

    Yukatel Denizlispor, Süper Lig’de 33. hafta konuk olacağı Alanyaspor müsabakası öncesi hazırlıklarına devam ederken başarılı savunmacı Özgür Çek, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Trabzonspor’a karşı alınan galibiyetten mutlu olduklarını dile getiren Çek, “Güzel bir galibiyet oldu ama maalesef çok fazla sevinemiyoruz. Çok kritik haftalara girdik, 2 zor maçımız kaldı” dedi.

    Yukatel Denizlispor, Cemil Usta Sezonu 33. haftasında Alanyaspor ile karşılaşacak. Konuk olacağı maçtan puanlar ile dönmeyi arzulayan yeşil-siyahlı ekip ligde kalmanın yolunu bu olduğunu düşünüyor. Müsabaka öncesi Haluk Ulusoy Tesisleri’nde hazırlıklarına devam eden Denizlispor’da Özgür Çek, antrenman öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Trabzonspor galibiyetinin ardından morallerin düzeldiğini belirten Özgür Çek, “Pandemi sürecinin ardından ligde en az puan toplayan takım bizdik. Aslında oyun olarak da en kötü takımlardan birisiydik. Büyük takımlar ile oynadığımız maçlar özellikle Anadolu takımları için daha motivasyonu yüksek maçlar oluyor. Kazandığınız zaman işlerin daha iyi gidebileceği maçlar oluyor. Trabzonspor maçına çok iyi konsantre olmuştuk, maçada güzel başladık” dedi.

    “Güzel bir galibiyet oldu ama maalesef çok fazla sevinemiyoruz”

    Şampiyonluğu güçlü adaylarından Trabzonspor’a karşı alınan galibiyete çok fazla sevinemediklerini belirten Çek, “Alttan gelen takımların haftalarca üst üste puan kazanması bizim bir türlü o ritmi ve puanları alamamamız bu maçları çok daha kritik hale getirdi. Güzel bir galibiyet oldu ama maalesef çok fazla sevinemiyoruz. Çok kritik haftalara girdik, 2 zor maçımız kaldı. Alanyaspor deplasmanı zor bir deplasman olacak. Çok iyi bir takım, iyi oyunculardan kurulu bir takım. Umuyorum oradan puanla döneriz, puanlar alırız” ifadelerini kullandı.

    “1 puan da bize yeter”

    Alanyaspor maçından alınacak galibiyetin yeşil-siyahlı ekibi ligde tutacağına inandıklarını belirten Çek, “3 puan alırsak eğer oradan kümede kalmış şekilde döneceğimizi düşünüyorum. Umarım 3 puan olur ama en kötü oradan bir puan ile dönmemiz gerekiyor. 1 puan da bize yeter. Oradan çok mutlu ve rahat bir şekilde döneriz. Her şeyin olabileceği haftalar artık. Telafisi olmayan haftalar. Umarım bu camiaya, taraftarımıza çok mutlu günler yaşatırız. Gelecek sezon ise çok daha farklı hedefler ile tekrar karşılarında oluruz” diye konuştu.

  • Denizli’de ihracat yüzde 49,7 ithalat ise yüzde 23,1 azaldı

    Denizli’de ihracat yüzde 49,7 ithalat ise yüzde 23,1 azaldı

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), dış ticaret istatistiklerini yayımladı. Bu kapsamda Denizli’de 2020 Mayıs ayında ihracat yüzde 49,7 ithalat ise yüzde 23,1 azaldı.

    TÜİK 2020 Mayıs ayı dış ticaret istatistiklerini açıkladı. TÜİK verilerine göre, Denizli’de ihracat geçen yılın mayıs ayına oranla yüzde 49,7 azalarak 148 milyon 353 bin dolar oldu. İthalat ise yüzde 23,1 azalma göstererek 107 milyon 756 bin dolar oldu. Bu kapsamda Denizli yurt genelinde en fazla ihracatın gerçekleştiği 11’inci il olurken ithalatta 14’üncü sırada yer aldı. İhracatta en yüksek pay ise imalat sanayi sektöründe oldu. İlk sırada yer alan imalat sanayinin payı yüzde 93,52 ile 141 milyon 893 bin dolar olurken ardından gelen tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 2,63 ile 3 milyon 900 bin dolar oldu. Üçüncü sırada yer alan madencilik, taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,66 ile 2 milyon 461 bin dolar oldu.

    İthalatta en yüksek pay imalat sanayi sektöründe

    Denizli’de ithalat sektöründe en yüksek payı yine imalat sanayi sektörü alarak yüzde 95,65 ile 103 milyon 489 bin dolar oldu. İthalatta tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı ise yüzde 3,51 ile 3 milyon 778 bin dolar olurken üçüncü sırada su temini, kanalizasyon, atık yönetimi ve iyileştirme faaliyetleri sektörü yer alarak payı yüzde 0,44 ile 473 bin dolar oldu.

    En fazla ihracat ve ithalat yapılan ülkeler Almanya ile Rusya Federasyonu oldu

    Denizli’den, 2020 yılı Mayıs ayında en fazla ihracat yapılan ülke Almanya oldu. Almanya’ya yapılan ihracat 17 milyon 330 bin dolar olarak gerçekleşti. Almanya’yı sırasıyla 11 milyon 9 bin dolar ile Birleşik Krallık ve 10 milyon 401 bin dolar ile ABD izledi. 2020 yılı Mayıs ayında en fazla ithalat ise Rusya Federasyonu’ndan yapıldı. Bu ülkeden yapılan ithalat 19 milyon 281 bin dolar olarak gerçekleşti. Rusya Federasyonu’nu sırasıyla 16 milyon 394 bin dolar ile Kazakistan ve 9 milyon 656 bin dolar ile Özbekistan izledi.