Erzurum Cumhuriyeti

Seyire durulduğunda yıkık dökük, harabe metruk bir binasın Erzurum

Uzaktan kimsesiz, içine girince birçok sahibi olan

Palandöken’in, Aziziye’n, Yakutiye’n, Gala’n

Yalan oldu, varın yoğun talan

Dayan Erzurum !

Dayan Dadaş’ım dayan…

 

İçinde bulunmuş olduğumuz zaman, her dört yılın en karanlık dönemi diyebiliriz. Benim ise kafa kurcalamaktan usandığım vakitlerin arefesi… Neden mi ? Doğduk metruk, gidiyoruz metruk…Kim gelse mimar, elinde projesi, kalemi, restore planı…Ama tek kalan metruk binanın hancısı bizler…

 

Seçimlere fazla süre kalmamasından dolayı, gazetelerimiz olsun, yerel kanallarımız olsun, yoğunlaşılan noktaların başında seçimler geliyor. ” Erzurum’da belediyeyi hangi parti, hangi isim ile alacak ? ”

 

Hangi parti hangi isim ile belediyeyi alacak bilemesek de, hangi program eleştiri maksadıyla kimi davet ediyorsa, bu program bir süre sonra tabiri caizse ” ben ortalayayım sen golünü at sayın konuk ” anlayışına dönüşüyor.Ne diyelim iyi reklamlar…

 

Geçenlerde, ismini vermek istemediğim bir programı izlemem için telefon aldım.Her ne kadar düşüncemin aksi olmayacağı kanaatinde olsamda programın son kısmını izledim.İzlediğim kadarıyla da malesef ön yargım yıkılmadı.Bizler izledik, birileride izlettirdi ! İşte o an ” Sahipsiz Memleket ” sözünü biçimlendirdim, biçimlendirdim ve ” Erzurum Cumhuriyeti ” olarak dönüştürdüm. Anladım ki birşeyleri bildiğimiz halde hala izlettirme güçleri yüksekse iyi bir teşkilatlanma oluşturulmuş. Ve görünen o ki herkes gemisini yürütme peşine düşmüş, geminin nasıl yürüdüğünün ise pek bir önemi yok. Adam, birini över.Biri kalkar adamı över, 400.000 lik şehir, üç günde güzel bir tanıtım sağlanması kaçınılmaz olur böylece…

 

İzlemiş olduğum programlardan birinin konuğu Sayın Belediye başkanımızdı.Bir seyirci olarak daha dokuz yılda ki soru işaretlerim kafamdan silinmeden gelecekte ki projeler ortaya atıldı.Hiç bir anlam veremedim.Oysa halkımızda benim gibi, moderatörlerin başkana merak edilenleri sormaları için bekliyordu.Dokuz senelik bir durum raporu vardı yüce halkın elinde.Kimisi eksileri listelemiş idi kimisi artıları…Fakat bir an da nasıl olduysa belediyenin taşınması olayı herşeyi gölgede bıraktı.Gerek program sonrası yapılan haberlerde olsun gerekse köşelerde olsun tek konu bu binaların değişikliğinin mükemmeliyeti idi.Ocağında yemeği bulunmayana, hastahanelerde içtiği sudan dolayı savaş veren adama, belediyenin, tapunun yada herhangi bir yerin değişmesinden müjde mi olur, kalacak dahi yeri olmayana ? Bu kadar belli etmeyelim rengimizi üstadlar. Önce sağlık, önce işsizlik…

 

Hafta sonu Erzurum Cumhuriyet’inin bir başka kolu olan Palandöken kurmayları, halkı terse yatırmak için iş başındaydı.Bu sefer kayakla değil hayal kırıklığı ile başarıldı bu mesele.Dünya’nın sayılı tesislerinden olan Palandöken’e hafta sonu tatil izni verilerek hizmet dışı bırakıldı.Bildiğiniz üzere bu konuda sorumluluk Kayak Federasyonundan Gençlik spora devredilmişti.Bu olay akıllara ilk önce Kayak Fed. – Gençlik Spor çatışmasını getirirken akla tek gelmesi gereken konu yüzlerce kayak severin, halkın mağduriyeti idi !

 

Lakin bu söylediklerim ” Sahipsiz Memleket ” için memleket meselesiydi. İsimlerin, halkın önüne geçtiği Erzurum Cumhuriyet’i için geçerli değil tabiki !

 

Ama yine de unutulmasın ! Halk varsa bu yazı okunur. Halk varsa gazete tutulur. Halk izliyorsa program olur ! Halk varsa o koltuklarda oturulur ! Halk yoksa …

 

 

burak_codur@hotmail.com